hesabın var mı? giriş yap

  • öğrenci- hocam bu dersi 5. kez alıyorum lütfen yardımcı olun.saygılar

    iade cevabı

    hoca- 6. kez almanızda bir sakınca yoktur.sevgiler

  • ben yapıyorum bunu mütemadiyen. ta sefil bir öğrenciyken başladım buna. önüme çıkan ilk kediyi aldım eve, ne yiyorsam ona da verirdim, makarna, patates kızartması, sütlü ekmek. öğrenim kredim yatınca da kendime döner ona da bir kutu whiskas alırdım.
    sonraları çalışmaya başladım, hep kedim köpeğim oldu, hep ben ne yediysem onlara da bölüp verdim. kedi ya da köpek beslemek, çok masraflı birşey değildir. bir restorana gidip artıklarını isteyerek bile doyurabilirsin. dünyada bu kadar aç insan var diyerek kedi köpek, çatıdaki güvercinler, muhabbet kuşları, balıklar da aç dursun di mi? bişeyin ucundan tutmuyorsak toptan bişeye ellemeyelim, komple geberip gitsin her canlı?

  • roma'da yemek yediğimiz minik bir restaurantta arkadaşıma "burda herkes türke benziyor. şu arkandaki adama bak, bildiğin allaaan konyalısı" dememle birlikte adamın masaya gelip "aaa siz de mi konyalısınız yoksa?" demesi. kibarlığıyla ezmesi, kemkümlerime ve bize her yer konya gibi salak bir espiriyle sıvamama bile gülmesi.

    italya denince aklıma yerin dibine girdiğim bu sahnenin gelmesi çok acı.

  • nirvana dinlemeye yeni basladıgım gunlerde bi gun, apartmana girerken ''rape me'' ile gaza gelip ''reyp miiii, reyp miiii...'' diye baarmıstım... bu sırada merdivenlerde oturup beni izleyen insaat iscilerini gördüm ve bagırarak sarkı söylemenin verdigi utancla kendimi eve zor attım... daha sonra sarkının anlamını ogrenince utancım bayaa bi artmıstı ama ''insaat iscisi bu, nerden bilcek ingilizce'' diyerek kendimi avutmustum... asıl dumuru, insaat iscilerinin romen oldugunu ve hepsinin ingilizce bildigini ogrenince yasamıstım... komik bi anıya sahip olmamı saglayan sarkıdır kendileri...

  • kayakla atlamadan ispanya bisiklet turu şampiyonluğuna: dibe vuran bir spor kariyerinin yükselişi... bahsi geçen hikaye bir christopher nolan filmi değil, primoz roglic'in ta kendisi.

    89 doğumlu sloven’in kariyer geçmişinde kayakla atlamacı olduğu artık bu sporu takip edenlerce şaşırtıcı bir bilgi değil. 2023’e kadar team jumbo visma ile sözleşmesini uzatan ve büyük bir aksilik yaşamazsa vuelta 2019’u kazanarak ilk büyük tur zaferini elde edecek olan roglic’in kayakla atlama geçmişi, şampiyonlukları da barındırıyor büyük hayal kırıklıklarını da. hatta başladığı spor dalını bırakıp yol bisikletine geçişi de trajik bir deneyim sonrası gerçekleşiyor.

    roglic, slovenya'nın dağlık bir bölgesinde temel geçim kaynağının kömür madenciliği olduğu küçük kisovec isimli kasabada doğup büyüdü. şu an olduğu gibi primoz’un küçüklüğünde de kayakla atlama, ülkenin en popüler sporlarından biriydi. kayakla atlama antrenörü olan komşusundan da ilham alan 13 yaşındaki küçük roglic'i bu spor derinden cezbediyordu ve tek hayali başarılı bir kayakla atlamacı olmak, ülkesini temsil etmekti. primoz ilk basamakları büyük bir hızla geçti ve ilk profesyonel atlayışını henüz 14 yaşındayken gerçekleştirdi. kayakla atlamada dünya kupası ve continental cup'tan sonra en prestijli turnuva olarak kabul edilen ve kayakla atlama federasyonu tarafından her yıl düzenlenen fis cup’ta 51 sporcu arasından 20’nci oldu. aynı yıl tam 11 yarışa daha katıldı. en iyi derecesi isviçre’deki gençler şampiyonası’ndaki 6’cılıktı.

    primoz, oldukça vasat geçen ilk iki senenin ardından 7 ocak 2006’da planica’daki continental cup’ta 266 puan ile en yakın rakibinden 7,5 puan farkla şampiyon oldu. hayallerini gerçekleştirme yolunda adım adım ilerliyordu. 2007’de amerika continental cup zaferi ve italya’da dünya gençler şampiyonasında şampiyon slovenya takımında yer alacak ve kayakla atlama kariyerinin son 4 yılında dördüncü bir zafer daha yaşayamayacaktı.

    planica'da, katıldığı zorlu bir mücadelede 17 yaşında ona altın madalya kazandıran tumturaklı atlayışını tekrarlamak istedi, oldukça yükseğe uçtu, havada döndü ve buzlu piste korkunç bir iniş yaptı. bilincini kaybetmiş bir şekilde hastaneye kaldırıldı. yapılan ilk kontrollerde mucizevi bir şekilde hiç kırığının olmadığı tespit edildi. ancak çok sayıda hematom vardı. basitçe, kan damarının yırtılması ve kanın dışarı çıkarak doku içinde birikmesi olarak adlandırabileceğimiz bu durum, basit bir morluktan ölümcül bir sona kadar türlü sonuçlara gebeydi. ancak hepimizin bildiği üzere korkulan olmadı. roglic hızlı bir şekilde iyileşme sürecine başladı. bu talihsiz kaza roglic’in kayakla atlama kariyerinin sonu olmadı elbette; pistlere tekrar geri dönmeyi başardı ancak motive olma konusunda büyük sıkıntılar yaşadı. artık eski heyecanı duymuyor, eskisi gibi atlayamıyordu. şampiyonalardaki sonuçları hiç tatmin edici değildi. 21 yaşına geldiğinde, dünyanın en iyi atlama sporcularının seviyesinde olmadığını ve artık bu sporu yapmak istemediğine karar verdi. motosikletini sattı ve bir yol bisikleti satın aldı.

    ilk yol bisikletini 2011 yılında alan roglic’in kariyer değişiminde bisiklete binen pek çok arkadaşının olması, fransa bisiklet turu’nu büyük bir keyifle izlemesi ve sporculuk geçmişinden dolayı dayanıklılık sporlarında başarılı olabileceğini düşünmesi etkili oluyor. başlangıçta duathlon ve triahlonu denedi. roglic'in yeteneği tıpkı bir enstrüman gibiydi. hiç çıkarılmamış sesleri çıkarmayı deniyor ve bunu başarıyordu da. roglic bir enstrümanın barındırdığı sonsuza yakın ihtimalleri gerçekleştirmeyi seviyordu

    roglic vücudunun dayanıklılık sınırlarını zorlamayı çok seviyor; kas, kalp ve beyin koordinasyonunu bisiklet üzerinde kusursuz bir şekilde yönetebiliyordu. çok güçlü bir havsalaya sahipti. 2012'de yani 23 yaşındayken amatör bir ekipte dikkatleri üzerine çekmeyi başardı ve ertesi yıl slovenya bisiklet turu'nun organizatörü bogdan fink tarafından yönetilen 10 kişilik uci continental ekibi adria mobil ile sözleşme imzalandı. roglic ilk sezonunda italya, avusturya, slovakya ve dubai'de yarışlara gitti; daha ilk senesinde slovenya yol bisikleti şampiyonunu belirleyecek olan yarışta 10'uncu oldu. 2014'te çok daha iyi bir performans sergiledi ve ilk iki galibiyetini kazandı: azerbaycan bisiklet turu’nun ikinci etabı ve tek günlük hırvatistan-slovenya yarışını en ön sırada tamamladı. romanya’da gerçekleştirilen sibiu bisiklet turu’nda takım arkadaşı 35 yaşındaki radoslav rogina genel klasman şampiyonluğunu kazanırken, roglic dağların kralı mayosunun sahibi olmuştu. artık yol bisikletinde kendine sonsuz bir güven duyuyor ve sansasyonel başlangıcının tadını çıkarıyordu.

    ilk galibiyet azerbaycan bisiklet turu'ndan

    2015... hırvatistan turu genel klasman 2’nciliği. settimana internazionale coppi e bartali haftalık turunda dağların kralı mayosu, ve 4 etaplık slovenya bisiklet turu genel klasman şampiyonluğu. roglic’i bu başarılar tatmin etmiyordu. daha zorunu, daha büyüğünü istiyordu. hedefi belliydi. o artık 3 haftalık büyük turlarda yarışmak istiyordu. ve ona bu kapıyı ardına kadar açacak olan teklif, hollandalı team lotto nl-jumbo’dan geldi. roglic artık bir world tour takımında pedal çevirecekti.

    primoz roglic lotto jumbo'da

    takımdaki ilk senesinde takımın iskeletini robert gesink, wilko kelderman, steven kruijkswijk, dylan groenewegen, sep vanmarcke, paul mertens, george bennet gibi tecrübeli veya geleceği parlak bir çok bisikletçi oluşturuyordu. roglic hollanda ekibinde sınırsız potansiyelini keşfetmeye, yeteneklerini geliştirmeye ve güçlenmeye devam ederken değeri paha biçilmez bir silah keşfetti. zamana karşı…

    bisiklet kariyerinin henüz dördüncü senesinde, ilk büyük tur olan italya bisiklet turu’nda dokuzuncu etaptaki zamana karşı yarışında müthiş bir performans ile ilk sıraya 'primoz roglic' ismini yazdırmayı başardı. üstelik bu galibiyeti iki kat değerli kılan, matthias brandle, bob jungels, fabian cancellara gibi zorlu rakiplere karşı kazanmasıydı. görkemli zaferini sadece 25 gün sonra slovenya zamana karşı şampiyonluğu izledi.

    2017 yılında sırada dünyanın en prestijli ve en çok izlenen spor organizasyonlarından olan fransa bisiklet turu vardı. 17’nci etapta çok sıkı bir tempo tutturdu. ilk olarak 12 kilometrelik telegraphe kapısını il sırada geçti ardından finişe 34 kilometre kala galibier yokuşunda müthiş bir atak yaptı ve hc olarak sınıflandırılmış olan tırmanış kapısındaki en yüksek puan olan 20 puanı cebine koymayı başardı.rigoberto uran uran, chris froome, romain bardet ve warren barguil’in 1:13 saniye önünde finiş çizgisini ilk geçen isim oldu. belini düzeltti, objektilere kendini hazırladı, kollarını havaya kaldırdı ve finişi geçti. gözlerini kapattı. tarifi mümkün olmayan bir mutluluk...

    roglic atağa kalkıyor
    zafer anı
    ilk tour de france podyumu

    aynı yıl dünya zamana karşı şampiyonasında ise altın madalyayı tom dumoulin’e kaptırdı, gümüş madalya ile yetinmek zorunda kaldı.

    bisiklette eylül ayı demek ispanya bisiklet turu (vuelta a espana) demektir. roglic'in sürekli yükselerek devam eden kariyeri bir başka büyük başarının hatta elde edeceği en büyük başarının eşiğinde. emin adımlarla ilk büyük tur şampiyonluğuna giden ve bu yazı yazıldığında kırmızı mayo üzerinde, şampiyonluk kupasını kaldırmasına sadece 2 etap kalan roglic’in kuşkusuz ki hala sınırına dayanmamış bir potansiyeli var ve 2020 yılı için bizleri fazlasıyla heyecanlandırıyor. 2020’de giro’da mı yoksa tour’da mı yarışacağı henüz belli olmasa da gelecek sene team ıneos’a çok ciddi bir rakibin geldiğini söylersek yanılmış olmayız.

    önemli şampiyonlukları:
    2 x tour de romandie genel klasman şampiyonluğu
    tirreno-adriatico genel klasman şampiyonluğu
    ıtzulia basque country genel klasman şampiyonluğu
    uae tour genel klasman şampiyonluğu
    3 x giro d’italia etap galibiyeti (bir tanesi ttt)
    2 x tour de france etap galibiyeti
    2 x tour of slovenia genel klasman şampiyonluğu
    volta ao algarve em bicicleta genel klasman şampiyonluğu
    4 x tour de romandie etap galibiyeti
    3x 3 x vuelta al pais vascoetap galibiyeti
    1 x national championship slovenia

    edit: fotoğraf eklenmiştir.

  • ege ve akdeniz sahillerinde konuşlanan pek çok tatilci güneş-kum-deniz* kombosunu antik kent gezisi sosuyla süsler; yani efes*, bergama*, side* gibi kentler bu tip tatillerin sosu işlevi görür bazıları için. tatilciler taş toprak deyip koşar adımla antik kentleri tavaf ederken, taşlara yüklenen estetik, kazınan cemaller, semboller, ifadeler binlerce yıl öteden bugüne bizlere o toprakların sahibi olduklarını, onlara gözlerini çevirenlerin yahut bir bakışını dahi esirgeyip koşarak uzaklaşanların da kendileri gibi yok olup uçup gideceğini, ancak kendileri kadar şanslı olup sonraki nesillere bir dikili taş bile bırakamayacaklarının mesajını vererek alay ederler adeta... gezenlerse, bugün hangi plaja gitsek sorunsalıyla meşguldür ve taşlara oyulmuş ve bugüne iletilen sembolik mesajların onda birini duyumsamadan hızlı adımlarla gezinir, çıkar, giderler ve çok yorulduklarından dem vururlar.

    aizanoi*asla herkesin* görebileceği, uhrevi havasını soluyabileceği bir antik kent değil; zira deniz-kum-güneş keyfine eklemlenemeyecek bir yerleşime sahip... bu antik kente binlerce yıl önceden bugüne var olduklarına dair bizlere, bugünlere iki çift kelam edenlerin ayaklarının bastıkları taşların kemikleştiği, soludukları havayı çevreleyen, gözlerinin gördüklerini misafir eden, seslerinin/konuşmalarının iyonosfere yükseldiği evrenin tam da o noktasında bulunmak ayrı bir ruh hali sunar. salt* kıymet bilenlerin, farkındalığı yüksek ve hisleri kuvvetli değer bilenlerin bu ruh haline varacağına dair çok güçlü bir inancım var.

    velhasılı kelam aizanoi antik kenti, bilhassa çağdaşları ve tüm antik tapınaklardan benzersiz olan aizanoi zeus tapınağı ile öyle herkesin ulaşabileceği*,*, esen rüzgarında saçlarını uçuşturup nefesini içine çekebileceği, taşlarıyla, sütunlarıyla, köşeleriyle göz göze gelip kavuşabileceği ve mahzenine büyük bir heyecanla inebileceği, ve elbette o mahzenin merdivenlerinden inerken sessizliği yırtan fondaki müziğin yine uhrevi bir mesaj gibi eleni karaindrou'dan vals tou gamou'nun olduğunu fark edebileceği tapınak değil... bu durumlar aizanoi'yı katmerli bir değere* ulaştırıyor.

    aizanoi kentinin bütünsel parçalarını oluşturan en önemli merkezi olan aizanoi zeus tapınağı çarpıcı güzelliğiyle dünyadaki en iyi zamana direnmiş ve mimarisi kendiliğini koruyan, ziyarete açık sapasağlam tonozlu yeraltı mahzeni* ile de sizi gerçek anlamda sarsacak sahiden. ben azizanoi'nin eşsiz mahzeninde retiarius ile tanıştım, onun mezar taşlarıyla karşılaşarak hem de... bu cesur kahraman, diğer gladyatörler gibi zırhlar ve miğfer gşymeyi reddederek kendini özgür savaşacağı şekilde sadece kasık kuşağı ve geniş bir kemer ile ağır kılıç ve kalkanla donanmış gladyatörlerle savaşmıştır. bir balıkçı ağı* sağ elinde ve ölümcül silahı hançeri sol elinde olan* gözüpek bir savaşçı... caesar'a* demiş ki " ave caesar, morituri salutamus!"*

    mahzeni ve taşlarının dimdik ayakta biçimini korur vaziyette kalması en önemli özelliklerinden biri, " bu tapınak, anadolu'daki antik çağ yapıları arasında ilk şeklini koruyarak günümüze ulaşmış nadir örneklerden..."*
    ben bu mesajların hücumundan sarhoş ve mutlu ruh halimin serencamında, yanımdaki bir termos kahvemle zeus'un şerefine ve medusa'nın saçlarına kaldırdım kahve kupamı tapınağın bir köşesinden aizanoi platosunu izlerken sütunların arasından. saçlarımı da saldım aizanoi'nin serin rüzgarına, indim tapınak girişindeki medusa'nın heykelinin yanıbaşına...

    ******************************notaizanoi***********************************
    aizanoi kentinin diğer nadide parçaları*:
    dünyanın ilk borsası olan aizanoi antik borsa*,
    hemen yanı başında görkemli bir parçası dikili duran aizanoi sütunlu yol ,
    çağdaşlarından daha talihsiz olduğunu düşündüren devasa aizanoi stadyum ve antik tiyatro ,
    ponçik ama sinirli ördeklerin vakvaklayıp peşinizden kovalayabileceği penkalas çayı* üzerinde, çavdarhisarlı şoförlük yapan bir amcamızdan öğrendiğime göre geçtiğimiz aya kadar üzerinden tonluk kamyonların geçebileceği kadar direnebilmiş antik köprü. bu köprü, yakın zamandan itibaren inşaat işçilerince hatalı uygunsuz malzemelerle yamalama usulü talihsiz bir restorasyona maruz kalıyor ve orjinal halinden eser kalmayacağı şimdiden belirgin olan aizanoi antik köprü

  • "sabah uyandığımda alarmın çalmasına daha 2 saatin olduğunu gördüm, sevinçten uyuyamadım... uykusuzum..."