hesabın var mı? giriş yap

  • tanım: kaybolması mümkün olmayan itibardır.

    hafızası 300 megabyte bile etmeyen bir ülkede sarsılmayan itibardır. iki ay sonra yine deli gibi alıp içeriz, rahat olun.

    aylar sonra gelen edit: başlık başa kalmıştır.

  • sakıncası olmayan uygulamadır. bu kadar geri kafalı olmanın anlamı yok. şekeri düşen olur, ilacını almak için suya ihtiyaç duyan olur vs. basit ihtiyaçları gidermek için kullanılır. buluttan nem kapmaya gerek yok.

  • her yerinde iğne atsan yere düşmeyecek kadar sığınmacı yokmuş gibi çekilmiş istanbul'un gerçek yüzünü göstermeyen videodur. ayrıca bir yerin kozmopolit olması için her milletten insan olması gerekir, sadece ortadoğu insanı değil.

  • nezaket beklentisine kasıntı diyorlar. köylüler şehirleri işgal ettikçe böyle kültürünü de işgal ediyorlar işte.

  • edip cansever'in siiri..

    adam yaşama sevinci içinde
    masaya anahtarlarını koydu
    bakır kaseye çiçekleri koydu
    sütünü yumurtasını koydu
    pencereden gelen ışığı koydu
    bisiklet sesini çıkrık sesini
    ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
    adam masaya
    aklında olup bitenleri koydu
    ne yapmak istiyordu hayatta
    işte onu koydu
    üç ker üç dokuz ederdi
    adam koydu masaya dokuzu
    pencere yanındaydı gökyüzü yanında
    uzandı masaya sonsuzu koydu
    bir bira içmek istiyordu kaç gündür
    masaya biranın dökülüşünü koydu
    uykusunu koydu uyanıklığını koydu
    tokluğunu açlığını koydu.

    masa da masaymış ha
    bana mısın demedi bu kadar yüke
    bir iki sallandu durdu
    adam ha babam koyuyordu.

  • yediğinizin tadı güzelse, sağlığınız için zararlı, tadı kötüyse, sağlığınız için yararlıdır...

  • ingilizcede dutch iceren deyimler icinde tarihcesi en yeni olanlardandir. bu terimi ilk kez 1977 yilinda the economist dergisi kullanmis.[1] hollanda'da dogal gaz rezervleri 1960'larda bulunmus, imalat sanayi de 1970'lerde dususe gecmis.

    genel mantigi ulke icindeki dogal kaynak sektorune disaridan kaynaklanan talep artisi sonucu reel kur oraninin degerlenmesine ve bundan dolayi disa acik diger sektorlerin dis ticarette dezavantajli duruma dusmesine dayanan bu "hastaligin" gelismekte olan ulkeleri daha kotu etkiledigi iddia edilir. ayni iddiayi alan greenspan, "the age of turbulence" baslikli kitabinda da tekrarlamis ("the universals of economic growth" baslikli bolumde).[2] daha onceden ekonomisi gelismis ulkelerde disa acik sektorel cesitlilik zaten bir derece mevcuttur. bunlar dis soklara karsi daha dayaniklidirlar ve dengeler sonradan daha az sancili bir sekilde tekrar kurulabilir. ama ekonomisi gelismekte olan veya az gelismis ulkelerde, baslangicta olmayan veya zayif olan sektorel cesitliligi hollanda hastaligindan sonra tesis etmek iyice zorlasir. ayrica gelismekte olan ulkeler icin dogal zenginliklerin negatif bir tesvik etkisi (incentive effect) oldugu da one surulebilir. nasil olsa disaridan petrol paralari geliyor, baska alanlarda ne diye kasalim, degil mi hugo pasam? aló presidente! merhaba venezuela!

    bu hastaliga yakalanan diger ulkelere ornek olarak norvec, nijerya, doksanlar sonrasi rusya, opec uyesi bazi ortadogu ve latin amerika ulkeleri gosterilir. greenspan'e gore 80'li yillarin basinda kuzey denizi'nde petrol bulan ingiltere de bundan bir sure olumsuz etkilenmistir.

    hastaligi hafifletmeye dair tedbirler reel kur orani uzerindeki doviz girisi baskisini hafifletmeye ve boylelikle reel kur artisini yavaslatmaya dayanir. doviz girisiyle artacak likiditenin sterilize edilmesi ve ulke ici talebi azdirmamasi arzu edilir. ornegin, norvec petrol gelirlerinin buyuk bolumunu hemen ekonomisinin icine enjekte ederek harcatmamis, artan doviz rezervlerini bir cesit sovereign wealth fund olan hukumet emeklilik fonu havuzuna aktarmis ve bu fonlari orada biriktirmistir. rusya'nin da ayni amacla kurulmus devlete ait bir fonu vardir. bazi ortadogu ve dogu asya devletlerinin sovereign wealth fund'larinin kuruluslarinin ardinda yatan nedenlerden birisi de aslinda budur. bu fonlar ayni zamanda, ileride emtia (dogal kaynak) piyasalarinda yasanabilecek fiyat oynakliliklarinin ve negatif dis soklarin ulke ekonomisi uzerindeki potansiyel olumsuz etkisini de stabilize etmeyi hedeflerler. sakla fonu, gelir zamani. degil mi hugo pasam?

    hollanda'da imalat sanayinin 70'li yillarda dususe gecmesini reel florin kurunun degerlenmesinden cok baska yapisal faktorlere baglayanlar da yok degil aslinda. degil mi wiki kardes? post hoc, ergo propter hoc?

    [1] "the dutch disease" (november 26, 1977). the economist, pp. 82-83.
    [2] "the age of turbulence: adventures in a new world," penguin press.

    imf'nin cikardigi "finance & development" dergisinde cikmis bir yazi: "back to basics. dutch disease: too much wealth managed unwisely" (march 2003, volume 40, number 1). "finance & development. a quarterly magazine of the imf".

    http://www.imf.org/…/pubs/ft/fandd/2003/03/ebra.htm