ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
4 mayıs 2021 ibb tramvayın önüne atlayan vatandaş
-
"fatih'te tramvayın çarptığı vatandaş"
"#sıcakhaber tramvayın altında kaldı, tramvay altında kalan yayayı kurtarma çalışması sürüyor."
her şeyin özeti, kahpe medya. hem de büyük harflerle.
türk sinema tarihindeki en efsanevi replik
-
"atom fiziğine de profesörlüğüne de lanet olsun. insanlık için çalıştık sokakta kaldık. bundan sonra kumarbazlığı, itliği,hergeleliği öğreniciğiz. " şeklindeki kadirizmin güzide repliğidir. filmin adı da ceza olsa gerektir.
boşanacaklara tavsiyeler
-
dertleşme niyetiyle iki kuruşluk insanlara birbiriniz hakkında atıp tutmayın.
bmw 330 cabrio kullanmanın zorlukları
-
şöför koltuğu tek kişiliktir.
halbuki 2 kişilik olsa hem siz hem egonuz sıkışmadan oturabilirsiniz.
erkeklerdeki buluşma manyaklığı
internet gazetelerinde aldatıcı başlık ekolü
-
gazeteciliğinin sonunu getirecek olan şey budur aslında. yandaş gazetecilik falan değil. 2 tık uğruna lağıma çevirdiler güzelim mesleği. birkaç derleme yaparsak:
*inanılmaz kaza! (bildiğin araba arabaya çarptı)
*böyle dostluk görülmedi! (16 milyonuncu kedi köpek dostluğu. lan bizim evde 24 saat kıç kıça yatıyor bunlar)
*chp'de toplu istifa! (aydın'ın nazilli ilçesinin gümbeti kasabasının chp belde teşkilatında 3 üyenin istifası)
*kredi kartı kullananlar dikkat! (işte şifrenizi falan çalıyorlar. evet, bu haberi 3 sene önce de yapmıştık. 3 senedir yine çalıyorlar. durmadılar hiç)
*turist kıza fethiye'de şok! (laf attılar, diskoda etrafında dans ettiler falan)
*bunu da yaptılar! (bi bok yapmadılar aslında. bu başlığı her şeye kullanıyoruz biz)
*galatasaray'da flaş gelişme! (ronaldinho'yu ya da 35 yaşında bir futbolcuyu alacak gibi oldular)
*cem yılmaz'ın herkesten sakladığı sırrı! (sabahları kepek ekmeği yiyormuş sadece)
*stüdyoda müthiş şok! (kadın eltisi hakkında atıp dururken kaynının görümcesi telefonla bağlanıp onu yalanladı)
*yok böyle bir olay! (çok sikindirik bir haber bu, emin olun)
*mucize kurtuluş! (kaza yaptı ama ölmedi. bugün kaza yapan 12bin insan gibi)
*kanserin tedavisi bulundu mu? (bulunmadı)
*bu ünlüyü tanıyamayacaksınız! (kıvanç'ın lisedeki hali)
*denizden bu da çıktı! (klozet falandır kesin)
*sosyal medyayı salladı (twitter'da 70 iq seviyesinde espri yapan bir ünlü)
*bilimin cevap veremediği 10 fenomen (hepsinin koca bir meydan laroussee serisini dolduracak kadar açıklaması var aslında ama kime anlatıyorsun?)
*memura müjde (hiçbir memurun aslında bir bok anlamadığı ek ödenek ve taban maaş katsıyılarında düzenlemeye gidilmiş. mayışlar 2 lira artmış)
* bakın ne dedi (merak etme, dediği şeyi öğrenmen sana hiçbir şey kazandırmayacak)
yemek programı yapan yabancılar ajan
-
(bkz: jöle yetmezliği)
melek isimleri
-
azrail, cebrail, israfil, mikail, rıdvan.
ben bu rıdvan'dan kıllanıyorum. sonradan araya kaynamış gibi duruyor. akp'nin adamı olabilir.
taksi çağırıp sadece ücret ödüyoruz kampanyası
-
güldüren, güldürürken düşündüren kampanya.
şu an düşündüm mesela. duraktan eve gelen taksicinin kafasında en az 40-50 kağıt vardır. eve gelip 20 tl alıp geri döneceğini öğrenince harbiden duygusal anlar yaşatabilir.
bilinen en şaşırtıcı tarihi bilgi
-
ilber ortaylı ve halil inalcık'a göre osmanlı' nın "3. roma imparatorluğu" olması.
hatta ilber ortaylı' nın tanımı ile söyleyeyim; "türkler, müslüman romalılardır"
öncelikle; kendilerinin de savunduğu bu tezi, kendi söylemleri ve benim de eklemelerimin bulunduğu durumlar ile, herkesin anlayacağı şekilde basitçe açıklamak istiyorum.
roma imparatorluğunun barbar kavimlerin göçü sonucunda ikiye bölünüp hemen ardından çok kısa sürede batının parçalanması; doğu roma tarafından yani devletin diğer yarısı tarafından bu şekilde tanımlanmıyor.
doğu roma'ya göre; roma tek bir devlettir, yönetim kolaylığı açısından iki ayrı yönetim bölgesine ayrılmış, başkenti bir dönem "nuovo roma" yani "yeni roma" şeklinde adlandırılan "konstantinopolis"e taşınmış, batı bölgesi ise barbar kavimlerin işgaline uğramıştır. işgale uğrayan bölge, hala daha roma toprağıdır, ancak işgal altındadır.
doğu roma'nın savunduğu bu tezi ise şu şekilde anlıyoruz;
- doğu roma, doğuya, kuzeye ya da güneye ilerlemek yerine, daima batıya yani "işgal altındaki topraklarına" ilerlemeye çalışmış, ve kısmen de başarılı olmuştur. zira doğu roma dediğimiz devlet, italyan yarım adası, sicilya, kuzey afrika ve iber yarım adasına kadar ilerleyebilmiş ve eski topraklarının büyük bölümünü (galya ve britanya hariç) tekrar kontrolü altına alabilmiştir.
- benim en önemli gördüğüm diğer husus şudur. doğu roma; kendisinden hiçbir zaman "doğu roma" ya da "bizans" gibi tabirlerle bahsetmemiştir. kendinden daima "roma imparatorluğu" olarak bahsetmiştir. doğusu batısı olmadan, dümdüz, "roma imparatorluğu".
iddianın doğu roma kısmını inceledik. şimdi de osmanoğulları kısmını inceleyelim.
osmanlı tarafını incelerken, istanbul'un fethi'nin "gavur toprağı almak", "islamı şanlandırmak", "peygamber övgüsüne mazhar olmak" gibi manevi hususlardan ziyade, politik açıdan neden inanılmaz büyük bir öneme sahip olduğunu incelemek gerekli. maddeler halinde gidelim;
- istanbul, hali hazırda roma imparatorluğu'un başkentidir.
- fethinin ardından, osmanlı'nın başkenti olmuştur.
-fethin ardından; başpiskopos, fatih'i roma imparatoru ilan etmiştir. (burası önemli, zira her dinin, kendine ait bir "yönetim hakkı aktarımı" vardır. örneğin, türklerin bu konuda 2 ön koşulu vardır, birincisi yönetme yetkisini direkt olarak tanrıdan almak, yani kut inancı. ikincisi ise, cengiz han ya da oğuz kağan soyundan gelmek. her türk imparatoru, kendi soyunu cengiz han'a ya da oğuz kağan'a dayandırmak zorundadır. hatta tarihte osmanlı'nın soyu 4. murad'ın döneminde tükenmek üzere iken, cengiz soyundan gelen kırım hanının osmanlı tahtına geçmesi düşünülmüştür. taht hakkı türklerde bu şekilde iken, batı' da ise, katoliklerde papa'nın taç giydirmesi, ortodokslarda ise başpiskoposluğun sizi imparator ilan etmesi şeklinde resmiyet kazanmaktadır. şimdi diyeceksiniz ki "ulan adam şehri silah zoruyla zaptetmiş, başpiskopos napacaktı başka?". ancak şunu bilmek ve hatırlamak gerekli. zamanında roma içinde de birçok iç karışıklık olmuş ve kimi imparator adayları kendini silah zoruyla imparator ilan ettirmiş ya da katoliklerde de kendine zor kullanarak papa tarafından taç giydirtilen krallar, imparatorlar olmuştur. ve hepsi kabul görmektedir. velhasıl kelam, fatih sultan mehmet başpiskoposun kendisini imparator ilan etmesi ile birlikte, hem türklerin hem de romanın imparatoru olmuştur)
- fethin ardından fatih, kendine resmi unvan olarak "kayser-i rum" unvanını almış ve ömrü boyunca bu unvanı kullanmıştır. peki ne demektir "kayser-i rum"? kayser, bildiğimiz sezar'ın osmanlıcasıdır. aynı zamanda imparator anlamına da gelmektedir. almanlardaki "kayzer" ve ruslardaki "çar" kelimesi bu kökten gelmekte ve yine imparator anlamına gelmektedir. peki rum? rum, arapça "roma" demektir. o dönem roma'ya doğuda "rum" şeklinde hitap edilmektedir. (buna yazının sonlarında güzel bir örnek vereceğim) yani "kayser-i rum" unvanı, direkt olarak "roma imparatoru" şeklinde dilimize çevrilir. bunun ilginç yanı, fatih bunu kendi kendine kullanmakla kalmamıştır. uluslararası diplomatik yazışmaların tümünde, bu unvanla yazışmış, her mektubunda kendini "roma imparatoru" olarak tanıtmış, giden
elçi heyetleri "roma imparatoru elçileri" olarak gitmiş, gelen elçi heyetlerini "roma imparatoru" olarak sarayında kabul etmiştir.
- fetihten itibaren istisnasız her padişahın (vahdettin'in bile) tuğrasında "el muzaffer daima" yani "daima muzaffer, hep kazanan" ibaresi vardır. bunun sebebi ise bir gelenekten ötürüdür. ne geleneği mi? roma imparatorlarının da adının yanında "semper victoria" yani "daima muzaffer" ibaresi bulunur.
- fethin öncesinde konstantinopolis şehrinin bayrağı, kırmızı zemin üzerine beyaz ay-yıldızlı bayraktır. tanıdık geldi mi? * inanmayanlar, google görsellerde "konstantinopolis bayrağı" diye aratıp bakabilirler, zira roma döneminde basılan paraların bile ay-yıldızlı olduğunu görürler.
- fethin ardından şehrin adı osmanlıcada konstantinopolis'e yani "konstantin'in şehri" anlamına karşılık gelen "konstantiniyye" olarak kullanılmış ve cumhuriyet dönemine kadar bu şekilde kullanılmaya devam etmiştir.
- fethin ardından osmanlı'nın idari sistemi köklü bir değişime uğramıştır. "osmanlı, istanbul'u fethettikten sonra imparatorluk oldu" savı aslında temel olarak buraya dayanmaktadır. roma' nın çoğu idari birimi, osmanlı'ya adapte edilmiştir.
aslında osmanlı'nın üçüncü roma imparatorluğu olması hakkında kitaplar yazılarak incelenmesi gerekecek kadar detaylı bir husus olduğunu düşünmekle beraber, yine de burada "çok mühim" gördüğüm hususları aktarmaya çalıştım.
ha bir de unutmadan "yazının sonunda rum kelimesine güzel bir örnek vereceğim" demiştim bak iyi ki aklıma geldi de unutmadım.
osmanlı'nın öncülü olan devleti biliyorsunuz. bizim okullarımızda bize öğretilen "anadolu selçukluları" devleti vardır hani. bazen "türkiye selçukluları" olarak da geçer.
arkadaşlar, tarihte bu isimde bir devlet yok. o devletin adı; "selçukiyan-ı rum" yani "roma selçukluları"dır.
adamlar kendilerine " roma selçuklusu" diyor, biz ise "hayır hayır roma değildir o, anadoludur" diyoruz. hatta "türkiye selçukluları" gibi absürd bir isim bile vermişiz.
o dönem, bütün dünya üzerinde "türkiye devleti" olarak bilinen tek devlet vardır. o da "ed-devletü't türkiyye" adını kullanan, bizim ise "memlükler" olarak bildiğimiz devlettir.
okuyanların gözüne sağlık.
debe editi: yaşasın atatürk ilke ve devrimleri.