hesabın var mı? giriş yap

  • müthiş...
    uzun zamandır bu kadar samimi bir konuşma duymamıştım.

    beni, sabundan sonra en çok duygulandıran kısmı;

    --- spoiler ---

    aşk bir hata değil.
    onun bundan kaçabilmesi ve benim kaçamam beni öldürüyor.

    ve

    artık kapımı kilitlemiyorum

    --- spoiler ---

    bunun benzeri bir ilişkiyi anlatan bir film izlemek isterseniz.
    şahane bir film var.

    (bkz: as good as it gets)

  • dikkat! cübbeli, sarıklı ya da çember sakallı değildir.
    kot pantolon ve tişört giyerek aramızda dolaşan yüzbinlerce gericiden biridir.

  • kocaeli darıca'da bir kişi eşine gelen taciz mesajları nedeniyle karakola gidip şiklayette bulunuyor ama o da nesi? taciz mesajlarının geldiği telefon bir polise ait çıkıyor!

    iş bu kadar da değil, asıl olaylar daha sonra başlıyor. adamın şikayeti alınmıyor ve üstüne üstlük polislerce darp ediliyor. telefonundan görüntüler zorla tehditle siliniyor, hastanede ise eksik darp raporu veriliyor.

    adam savcılığa başvurduğunda ise savcı "görüntüler silinmiştir, vermezler" diyor.

    burada polisin tacizci çıkmasına mı şaşıralım, sonra tacizci polisi savunan diğer polislerin adamı dövmesine mi, doktorların eksik rapor vermesine mi yoksa savcılığın tutumuna mı?

    kim kardeşim bunlar, çete mi? kimse yok mu bu olan bitene ses çıkaracak? içişleri bakanı bunları görüyor mu? bu polis memuru ve onu koruyanlar ceza alacak mı? eksik rapor veren doktor ceza alacak mı? insanlar polise ve adalete nasıl güvenecek?

    kaynak

    edit: kocaeli valialiğinden bir açıklama gelmiş. yazıya göre bu şahsın tehdit-hakaret-kasten yaralama-dolandırıcılık-resmi belgede sahtecilik gibi suçlardan toplam 22 şüpheli kaydı bulunuyormuş ve olayın öncesinde gelişen başka bir olay sebebiyle polislere karşı tavır aldığı ve olayı çarpıttığı iddia edilmiş ve bir taciz durumu olmadığı söylenmiş.

    şimdi kim haklı kim haksız bilemiyorum. hiç bir kuruma güvenim yok. eğer böyle oldu ise emniyet'in tüm kamera görüntülerini çıkarması gerekir. umarım böyle bir rezalet hiç olmamıştır ve olay gerçekten valiliğin açıkladığı gibidir.

  • 2002 de kiraladığım evin sayacıyla (bkz: röntgen filmi)oynanmıştı.daha yeni evliyim. haberimiz yok 30 40 neyse ödüyoruz. yılbaşı akşamı hatunla alışveriş yaptık, eve geldik. kesilmiş, bir baktık sayaç yok. neyse, ispat falan edemedik 80 gün hapis (ertelendi),geriye dönük ödeme 2000 tl. civarı girdi. yani batıda efe olanlar, doğuda kuzu amk. gücünüz dürüst adama yetiyor.

  • coskun aral'a gore (ki ben de katılıyorum) milli duygu ve ulus bilinciyle mucadele etmiyor olmaları. ozgurluk verilen birsey degildir, alınan birseydir. baskaları oyle senin topraklarına ozgurluk ve demokrasi getirmez.
    afgan ordusu sonucta paralı askerlerden olusuyordu. amerika ve nato'nun paralı askeri oldukları icin ordu afgan halkından destek bulamadı zaten. senin benim askerimiz ordumuz icin hissettiklerini halk afgan ordusu icin hic hissetmedi. askerlerin cogu gizli gizli taliban ile anlasmıs. kimi silah bırakmak icin kimisi de taliban'a gecmek icin.
    paralı ordu parayı verenindir.
    budur yani durum.

  • çok doğru bir tespit. hem uzun boylu hem de kısa boylu kızların yatakta ne kadar aktif olduğunu bizzat görmüş bir kişi olarak onaylıyorum. öğrencilik döneminde iki ev arkadaşımla birlikte süper yeteneksiz olduğumuz için eve gelen kızlar bir arada yatardı, sabah onları uyandırmaya gittiğimde uzun boylu olanlar yattıkları gibi kalkarlar, kısa boylu olanlar dönmüş, dolanmış, üstünü açmış, bütün gece rahat durmamış olduğu belli bir şekilde uyanırlardı.

  • "ben bir şey yaptım, hatasını çekiyorum. bedelini de ödeyeceğim. ne kadar özür dilesem de affı yok. anlık bir şeydi, olabilir. her erkeğin başına gelebilir. hiç tanımazsın birini, yarım saat sonra teknende olur, bir şey yaparsın onunla, sonra da iner gidersin, o arada bu olur. ancak yorumlar çok can acıtıcı. midemin ağrısından duramıyorum, kesin kanser oldum. öyle üzülüyorum ki" demiş.

    de abi sen bu gevşeklikle grip bile olmazsın.

  • yancı :

    anti-kahraman bir karakterdir. uslu uslu tarlasını ekenlerin yanına gidip "hşş bak arpa iyi gidicek bu sene,sen hala veriyosun buğdayı,yanlış yapıyosun" der,ev yapanlara bulaşır "age atladın diye betondan yapıyon ama bak ben kerpiçten şaşma derim yine" biçiminde. askeri binaların başında bekler,içerden asker çıktıkça alkışlar "helal abim benim ne de güzel olmuşsun sen" diye çoşar.pisliktir,boş bırakınca catapultların vidasıyla,ipiyle oynar bela olur.

  • her 6 aylık dönemde bir kez yaşanan ama yandaş basının "memura %8 zam" şeklinde algı yaptığı olay. gelin bilal'e anlatır gibi anlatayım.

    memura 2020 ve 2021 yılında yapılacak olan zamlar, 2019 yılında kararlaştırılmıştı ve yetkili sendika 2020'de %4 + %4 için, 2021'de %3 + %3 zam için anlaşmışlardı. ne kadar komik zamlar değil mi? yine de buna rezalet bir kararla imza atıp onayladılar. anlaşma gereği eğer bu zamlar enflasyondan düşük olursa, zam enflasyona eşitlenecekti. (bunun kaçınılmaz olduğunu herkes biliyordu)

    şimdi 2021 ocak ayında bu anlaşma gereği %3 zam yapıldı 1 ocak - 30 haziran arası için. fakat ocak-haziran arası enflasyonu bugün %8,4 olarak açıklandı ve memurlar 6 ay boyunca sadece ocakta aldıkları %3'lük zamla idare etmek zorunda kaldılar. temmuzda yapılacak olan memura %8 zam, işte ocak-haziran arasında alınması gereken ama alınamayan ve enflasyona fazlasıyla yenik düşen maaşın enflasyona eşitlenmeye çalışılmasıdır. zam değildir, maaşı enflasyona eşitlemek yani maaşı 0 lira arttırmaktır.

    fakat olay şurada bozuluyor. enflasyon gerçek açıklanmıyor. eğer gerçek enflasyon 6 aylık %8 olsaydı, memurun alacağı %8'lik maaş artışı gerçek hayatta 0 liraya denk gelmiş olacaktı. ama gerçek enflasyon 6 aylık %20 civarında olduğu için memur maaşı azalmış oluyor, bunu da hiç kimse anlamıyor.

    özet: eğer 6 aylık gerçek enflasyon %8 ise, maaşa yapılan %8 arttırma sadece maaşınızı geçen seneyle aynı yapar, hiçbir şey arttırmaz. alım gücü aynı kalır. fakat gerçek enflasyon 6 aylık %20 civarında olduğu için aradaki büyük fark alım gücünü ciddi ölçüde her 6 ayda bir düşürüyor.

    ekleme: vergi dilimi olayını yazan çok olmuş, evet maaşlar haziran-temmuz gibi bir üst vergi dilimine giriyor ve zaten çok az olan ve zammış gibi görünen gelir artışı, vergi kesintisiyle yok oluyor. eksiye iki kat batmış oluyoruz. kasım-aralık gibi %27'lik dilime girince zaten gelirden çok vergi gideri oluşuyor neredeyse. :)