hesabın var mı? giriş yap

  • verilen ödüller ve final maçı itibariyle iyice fiyasko olan turnuva. evveliyatı için (bkz: #95311368)

    önce mvp ödülüyle başlayalım. bu turnuvanın mvp'si kesinlikle luis scola olmalıydı. her ne kadar kaybeden tarafta olsa da 2003'te nowitzki'nin kazandığı mvp ödülü gibi hak etmişti ödülü. son 8 takım arasındaki en zayıf üç takımdan birinin final yolundaki en önemli ismi oldu ve takımı abd haricinde turnuvanın en önemli favorilerinden olan fransa ile sırbistan'ı elerken başrolde kendisi vardı. şu arjantin takımına ricky rubio'yu koysak muhtemelen ikinci turdan evine dönerdi. sadece rubio da değil, marc gasol veya bogdan bogdanovic (o da belki, turnuvanın en iyi bireysel performansını sergilediği için istisna geçiyorum) dışında kimi koyarsan koy, arjantin hüsrana uğrardı. kendi bölgesindeki rakipleri olan nba'in en iyi pivotu nikola jokic ve nba'in en iyi savunmacısı rudy gobert'i denize döktü adam ve ancak en iyi 5'e seçildi.

    en iyi 5 ile devam edelim. patty mills ve tomas satoransky'nin en iyi 5'e seçilmemesi de scola'ya yapılan ayıbın farklı versiyonudur. satoransky son 8 takımın kadro kalitesi olarak en zayıf takımını dünya altıncılığına taşıdı ve ödülsüz bırakıldı. yuh. patty mills de benzer şekilde takımı dünya dördüncüsü olurken başrolde olmasına rağmen es geçildi. aynı takım mills yokken 2.turda eleniyordu ya. şu dandik turnuvanın scola ile beraber en iyi iki hikayesine imza atan iki oyuncunun da ödülsüz bırakılması açıklanamaz bence.

    final maçını konuşmak bile istemiyorum, 2006 finalinden bu yana izlediğim en kötü finaldi diyebilirim. hadi 2006 finalinde yunanistan abd'yi elemek uğruna tükenmişti. bu final ne? ispanya 2 uzatmalı inanılmaz yorucu bir maç oynamasına rağmen ilk çeyreğin ortaları haricinde maça hep hükmetti. arjantin de scola haricinde bir b planı olmayan zavallı bir takım olunca iyice kolay bir maç oldu. her ne kadar şikayet etsem de tam da bu turnuvaya yaraşır bir final oldu. bu turnuva iyi bir finali hak etmemişti, layığı neyse onu izledik işte.

    önümüzdeki sene turnuva japonya-filipinler ortaklığındaymış. benzer rezaletleri gene izleyeceğimizi düşünüyorum. umarım bu sefer sadece abd değil, diğer tüm takımlar c takımlarıyla gelir de fiba boyunun ölçüsünü iyice alır. bu turnuva gibi rezil bir turnuvayı izleyeceğimizi hiç sanmıyorum çünkü, tüm sporların dünya şampiyonası adlarına yaraşır şekildeyken bu turnuvanın ortaokul müsameresi gibi olması cidden basketbol gibi bir spor için utanç kaynağı. ne bekliyorduk ne çıktı valla, tek kelimeyle rezalet.

    edit: o kadar yazmışım, fournier denen iticilik abidesine hiç değinmemişim. fournier bu kadar verimsiz oynamışken, ciddi anlarda frank ntilikina bile sahneye çıkarken suya sabuna dokunmamışken en iyi 5'e seçilmesi cidden saçmalık. keşke en iyi 5 mills-satoransky-bogdanovic-scola-gasol olsaydı. cidden yazık.

  • patlama noktasından 10 km öteden bazı camların kırıldığı şeklinde ifadeler var. bu demek oluyor ki bu mesafede şok dalgası en az 0,7 - 1 kpa civarında basınç oluşturmuş, bu da en az 100 - 200 ton civarında tnt eşdeğerinde patlayıcı demektir. patlayıcının türüne göre bu miktar azalır ya da artabilir. ayrıca videolarda sakarya'daki patlayan fabrikadan artık aşina olduğumuz havai fişeklere benzeyen ışıldamalar görülse bile, asıl patlama sonrası görünen turuncu - kırmızı yoğun duman, patlayan kimyasalın yapısında azot oksitli bileşiklerin (nox) varlığını gösterir. böyle bir duman daha ziyade doğrudan maden vb. işletmelerde kullanılan patlayıcılara veya savaş mühimmatına işaret eder.

    yani patlamanın boyutuna ve işaretlerine bakacak olursak, patlayıcı veya mühimmat deposu patlamış diyebiliriz.

  • şu yargılanacaksınız lafını kemalistler söylese anlarım da bu cemaat abilerine ne oluyor onu çözemedim. ülkedeki her türlü rezilliğin, nifağın, pis işlerin altından sizin imzanız çıkıyor. sanki dün yurt dışına kaçan zekeriya öz sizden değilmiş gibi tavır aldınız bir anda. gören de sanır ki cemaat yıllardır ülke bekası için çalışan, vatan sevdalısı bir oluşum. bazen çok gülesim geliyor, bazen de bulut.

    (bkz: #25809734)

  • ulan adam hem ülkenin mühendisinin, beyaz yakalısının ev alamadığını dile getiriyor hemde balonun olmadığını söylüyor. savunmak için kafayı çizdiler.

  • ne zaman bir yasak, baskı bir şey gelse kullanılan savunma cümlesi. mesela beyoğlu'nda masalar kalkar "yurtdışında böyle", alkol yasaklanır "abd'de böyle", sigara yasaklanır "avrupa'da da aynen böyle".

    buradaki mantıksal sıçış şu önkabulde:

    "türkiye ile medeni devletler arasındaki uçurum bundan daha öncelikli tüm konular açısından kapandı ve sıra buna geldi".

    durum bu olsa kimsenin yasaklar umrunda olmaz. olmayacak. zira ben bileceğim ki bu yasakta bir yanlış varsa benim okuduğum, takip ettiğim gazeteci hapse girmeyip hükümete benim için çıkışabilecek. o gazetecinin uyandırdığı halk gidip gaz yemeden taksim'de yürüyebilecek. o taksim'de yürüyeni gören devlet kendi halkına fırça atmak yerine geri adım atacak, hatasını düzeltecek.

    ama eğitimde sondan ikinci, basın özgürlüğünde 154., insan haklarında sonuncu, aklına ne kadar temel hak ve değer gelirse onun listesinde sonlarda olup sonra kendi tabanını yalama operasyonunu "yurtdışında da böyle" diyerek savunmaya kalkmak... nasıl desem... bari ışığı söndürselerdi.

  • bizim ülkeye ve insanına fazla yükleniyorlar. yok işte bilim adamı çıkmıyormuş, seçim sonuçlarıymış, teknoloji yokmuş, gücü ele geçiren baskıyı kuruyormuş vs. çok büyük haksızlık. kapasite bu kadar kardeşim. sen bu ülke insanına dayayacaksın galatasaray'ı fenerbahçe'yi, başı açık mı kapalı mıyı, bizim köy mü karşı köy müyü, türk mü kürt mü, alevi mi sünni mi.

    bak adam üşenmemiş başlık açmış, daha da üşenmemiş fotoğraf çekip internete yüklemiş. şimdi tartışalım bu konuyu hep birlikte. on yıl daha, yüz yıl daha bin yıl daha, on bin yıl daha tartışalım. ha bu arada benzine zammış, niteliksiz eğitimmiş, demokrasiymiş. salla gitsin. sen köfteciye odaklan köfteciye.

    (bkz: türkiye'deki hiçbir kesimin kaliteli olmaması)