hesabın var mı? giriş yap

  • not: debe olmus herkese teşekkür ederim.
    o kadar güzel yorumlar geldi ki anlatamam.
    uydudan yerini abiyi buldum. telefon da var. sizler de o insanları görmek isterseniz buyurun link

    çanakkale'deyiz.
    geçici işlerle falan para kazanıyoruz ev arkadaşımla. paramız bitmiş dolap bomboş ve günlerden cumartesi. aileler haftasonu nedeniyle para gönderemez kaldi ki hafta arası olsa da çok gönderebilecek durumda değiller . evde sise de az su kalmış ekmek olsa da yesek modundayiz. tüm çantalar cepler karıştırılıyor 1 ekmek parası olan 45 kurusu bulmak için. 15 kuruş çıktı...
    116 nin oradaki malazgirtli abinin simge ekmek fırınına gidip borçla ekmek isteyelim dedim yapacak bisi yok.
    utana sıkıla fırıncıya "abi 15 kuruşu simdi versek pazartesi kalani tamamlasak olur mu dedik"
    yüzümüze baktı "ne diyorsunuz kızlar siz" dedi.
    dediğimize diyecegimize pişman olduk ama laf ağızdan çıkmıştı bi kere.
    firinca abimiz güzel yüreğiyle bir poşete 2 ekmek, 2 simit birkaç pohca koydu. yarın pazar kahvaltısı için de erkenden gelin dedi. oyle paranız yokken utanmak sıkılmak yok gelin birlikte soframızda yer içeriz. paranız olunca ödersiniz demişti.
    simdi o abiyi düşünerek yazıyorum ve ağlıyorum.
    keşke gidebilsem yine içimde kaldı.
    ha bir de biz okuldayken komşumuz seyhan abla kaynanasindan gizlice evden cay , peynir falan koyar bir poşete, kapımıza asardi.
    her birine minnetimi iletiyorum, unutmadım yaptıklarınızı her daim sizleri anıyorum ve yolumuzdan devam etmeye çalışıyorum.

  • erkek yazardir. bu gözler 15 entryli 200+ takipçili kadın çaylaklar gördü. herşey bir profil fotoğrafına bakar.

  • 1. aşık olunan kızın hırkasının üstüne hırka asılır.
    2. kızın kokusu, kızın hırkasına siner.
    3. erkeğin kokusu, erkeğin hırkasına siner.
    4. kızın hırkasının kokusu, üzerinde uzun süre asılı duran erkeğin hırkasına siner.
    5. erkeğin hırkasının kokusu, uzun süre altında asılı duran kızın hırkasına siner.
    6. erkek hırkasını giyince kızın kokusunu alır, başı döner.
    7. kız hırkasını giyince koku falan almaz, yoluna devam eder.

  • daha doğru düzgün telefonun olmadığı dönemde, okuma yazması olmayan deden baban geldi tutundu, 21. yüzyılda mı tutunamayacak insanlar!

    siz gelmeyin ulan ayılar demek istemiş. başka bir mevzusu yok.

  • amerika'yla ticaret anlasmasi yapan ulkelerde anlasmayi izleyen yillarda ciddi artisin goruldugu hastalik. anlasmayla beraber ulkeye rahatlikla akabilen fast food, gazli icecekler ve yuksek fruktozlu misir surubu* bu olguyu tetikleyen en guclu etkenler olarak gosteriliyor.

    meksika'da 1994 yilinda yapilan anlasmayi izleyen 1996-2012 yillari arasinda amerika'dan hfcs ithalati %1200 artiyor. 2013 yilinda meksika, en obez ulke olarak amerika'yi geride birakiyor. [1] [2]

    kanada'da 1989'daki anlasmayi izleyen yillara yonelik yapilan arastirmaya gore gunluk erisilebilen kalori miktari 170 kcal artiyor. bu fazlalik kanadalilarda ortalama 1.8 ila 12.2 kg arasinda bir kilo artisina sebep oluyor [3].

    samoa'da ise durum daha karisik. 2. dunya savasindan sonra amerika'da hizla artan hindi tuketimi geride bircok yenilemeyen hindi parcasi birakiyor. hindinin kuyruk kismindaki, tuylerini parlak tutmaya yarayan oldukca yagli bir doku da buna dahil. hindi ureticileri bu kismi cope atmak yerine samoa'ya ihrac ediyor. o zamanlar proteinden yoksun olan samoa halkinin hindi kuyrugu tuketimi 2007'de yilda ortalama 20 kg'i geciyor (bu rakam amerika'nin 3 kati. ulkemizde ise yilda yaklasik 23 kg et tuketiliyor). bu artis samoa icin oldukca iyi bir firsat gibi gozukse de dortte ucu yag olan bir besinin bu kadar yaygin olarak tuketilmesi beraberinde %56'ya varan obezite oranlarini getiriyor. dahasi, samoa 2007 yilinda hindi kuyrugunu yasakladiginda dunya ticaret orgutu*'ne alinmamakla tehdit ediliyor ve bu yasagi kaldirmak zorunda kaliyor [4].

    amerika ile ticaret anlasmasi olan 20 ulkenin (turkiye bunlardan biri degil) obezite ortalamasi %23, dunya ortalamasi %14, turkiye ortalamasi ise %32 [5].

    edit: burada bahsedilen etki bir entry'de mantik yuruterek kanitlanamayacak bir durum. bu etkiyi arastirmak icin bilim insanlari senelerce calisma yapmis. bu entry'de de o arastirmalarin ozetleri ve referanslari verildi ki causality var mi yok mu (var [3]) merak eden yazarlar daha detayli okuyabilsin. tabi ki butun faktorleri gozardi edip sadece ve sadece amerika ile anlasma yapmak obeziteye sebep oluyor demek mumkun degil. haliyle bunun tersi (amerika ile anlasma yapmamak obeziteyi engelliyor) de dogru degil. bu nedenle turkiye'de anlasma olmamasina ragmen obezitenin bu kadar yuksek olmasi herhangi bir celiski teskil etmiyor. turkiye'de obezite oraninin bu kadar yuksek olmasinin sebepleri hakkinda da eminim bircok akademik calisma yapilmistir. bir ozet yazan olursa merakla okunur :)