ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
fazla düşünme sorunu olan insanların ortak yanları
-
dram içerir.
gönül isterdi '' sadece fazla düşünme sorunu yaşayan insanların anlayabileceği şeyler'' diye bola döke başlık açabileyim. hepinizin malumu yine karakter sınırına takıldım.
ben de fazla düşünme sorunundan muzdarip olduğumdan acımı paylaşmak, benim gibileri görüp daha normal hissetmek için gündemde bu konuya da yer vereyim dedim.
1) her zaman, her yerde kafasının içinde konu ve konumla alakasız bir sürü şey vardır;
en yakın arkadaşın nasıl aldatıldığını göz yaşları içinde anlatırken, sen bir yandan onu dinliyor gibi yapıp bir yandan arkadaki masanın ceviz ağacından mı olduğunu, kahve içmeyi, saatin kaç olduğunu ve aynı anda bir sürü şeyi daha aklından geçirirsin.
2)pratiktirler;
hemen her konuda baştan savma bir çözümleri vardır. bira kapağını kilit karşılığı ile açmak gibi harika yöntemlerle hızlı ve bir o kadar da kirli sonuçlar elde ederler.
3)çok yönlüdürler;
fotoğrafçı olmaya karar verip bunun için yanıp tutuşurken, bir anda aslında kısa film çekmenin de ne harika bir fikir olduğunu düşünüp bununla alakalı derin araştırmalara girebilirler. odaklanma sorunları hayatları boyunca yakalarını bırakmaz. çevrelerindeki herkes potansiyellerinin farkındadır fakat maymun iştahları yüzünden hemen her şey proje evresinde kalır.
4)bir dönem gece kuşu, bi dönemse yalnız kurt pozlarına girerler;
çevrelerindeki kimse buna bir anlam veremez. gecelerin aranan isminden kıvrak bir hamleyle ev kuşuna evriliverirler.
5)geçmişlerindeki herhangi saçma ve küçük bir hata ansızın akıllarına gelebilir;
obsesiftirler, gece uyumakta güçlük çekerler ve yaratıcı olmalarına rağmen odaklanma problemi yaşadıklarından bunu üretime dökemezler.
edit: ''dün gece çok uzun zamandan sonra ilk kez yalnız hissetmedim. teşekkürler herkese...''
şöyle bir yazarların bulunduğu destek grubumuz var
yerli otomobil üç lirayla 100 km gidecek
-
bilim, sanayi ve teknoloji bakanı fikri ışık, "yerli otomobil konusunda menzili artırılmış seri hibrit araca odaklandık. şehir içinde ortalama 100 kilometreyi sadece 3 liralık maliyetle katedilebilecek" demiş. bu da link
bıraksanız benim benzinli aracım da 100 kilometreyi yaklaşık 3 liralık maliyetle katedilebilecek. ama siz o hibrite de öyle bir vergi bağlarsınız ki (sürücüler yedi ceddinizin kulağını çınlatır)... bırak 3 lirayı, keban'ın sahibi olsak fayda etmez.
seçim yaklaşıyor. bu türden haberler artık mantar gibi türer. yok 3 liraya 100 km, yok 3 kuruşa 5 köfte vs.
debedit: gezi'yi hatırla.
the united states of leland
-
son derece yavaş ilerlemesine, hatta bazen sanki takılıp kalmasına rağmen, ryan gosling in herzamanki üstün performansıyla aydınlanmış, haklıyı haksız, iyiyi kötü yapmış içli ,bağımsız, sakin ama da pek güzel matthew ryan hoge filmi.
gözünde ur çıkan çocuk
-
http://www.aktifmedya.com/…ini-istiyor-h625568.html
https://twitter.com/…r_ki/status/629407716440715264
keyfinizi biraz kaçıracağım ama üzgünüm. beni gerçekten derinden sarstı haber. belki içimizde doktor olan, yardımcı olabilecek tanıdıkları olanlar vardır. veya gündemde ses getirmesini sağlarsak birileri yardımcı olabilir bilmiyorum.
çocuk gerçekten çok acı çekiyor anladığım kadarıyla. annesi artık görmesini falan geçmiş çocuğum rahat bir nefes aldım yeter diyor.
umarım en kısa zamanda sağlığına kavuşur yavrucak.
edit: şu ana kadar bazı doktor isimleri paylaşıldı başlık altında. bu isimlerle veya farklı isimlerle iletişime geçebilecek arkadaşlar mutlaka vardır diye düşünüyorum. o zamana kadar başlığı gözönünde tutmaya çalışmakta fayda var.
ilk buluşmada bütün hayatını anlatan kız
-
eşimdi.
o anlatırken sessiz sessiz gözlerinin içine bakıp işte bu dedim. evleneceğim kız bu.
5 * yıllık ilişkimiz boyunca bir kez olsun pişmanlık duymadım.
zarar gelmez olum bu tiplerden, aslında en korktuğun tip böyle ağzımdan laf kaçırır mıyım diye sinsi sinsi takılıp foyası sekizinci dokuzuncu görüşmede belli olandır sen onla dalganı geç.
p.s : itiraf edeyim bizimkisi avukat olduğundan bayağı konuştu ama :)
ivy league
-
hepsi new york ve yakınlarındaki eyaletlerde konuşlanmış üniversitelerdir.
yale university - connecticut
harvard university - massachusetts
dartmouth college - new hampshire
princeton university - new jersey
brown university - rhode island
cornell university - new york
university of pennsylvania - pennsylvania
columbia university - new york
*çoğu abd yapım filmde liseyi bitiren karakterler bu inversitelere girmeye çalıştığı için bu üniversite isimlerine aşinayız aslında.
mehmetçiğin gültan kışanak'a verdiği ayar
-
bir takım vatan hainlerinin barış barış diye ötmelerine rağmen "senin devletin" sözüyle aslında ne kafada olduklarını bir kere daha görmemize vesile olmuştur.
(bkz: helal olsun)
üst soy bilgisinde rastlanan tuhaf isimler
iş yaşamının yazılı olmayan kuralları
-
bilmediğini asla çaktırma ama biliyormuş gibi de yapma. öyle bir çizgi ki kıldan ince kılıçtan keskin.
amazon.com
-
buradan süpürge aldım ben. ilk gün güzel güzel çalıştı. ikinci gün gitti. belki de ben bozdum.
chat'e bağlandım, dedim adres verin garanti için yollayacağım. çok tutar sen yollama, al sana yenisini yolluyoruz üzme tatlı canını dediler.
kargo margo vs. her şeyi iade ettiler. yeni makine yolda. eskisini de tamir ettirebilirsen ettir kullan dediler.
ben de adınıza bağış yapacağım dedim tamir olursa. hakikaten de yapacağım.
müslüman geçinen şark kurnazları, keşke az biraz gavur olabilseydiniz.
edit ve detayları merak edenler için:
orijinal süpürge fiyatı: 80 dolar, en dandik kargo ile gönderim 40 dolardı.
sonra süpürge fiyatı 10 dolar düşmüştü bana ulaştığında, bu bana iade edildi.
daha sonra süpürge bozuldu, kargo dahil tüm ödemem iade edildi.
yeni süpürgeyi 70 dolara aldım, şimdi baktım dhl ile kargo 220 dolar tutuyormuş. bu parayı da almadılar.
açıkçası isteseler 220 dolar verecek gücüm de yoktu, ama verebileceğim maksimum miktarda tutarı çocuk esirgeme kurumu veya tema'ya bağışlayacağım. amazon'a yazdım sertifikayı size yollayacağım adres verin diye, çok sevindik ama veremiyoruz, çok teşekkür ederiz dediler.
anneme hediye olarak aldığımı söylemiştim, annenizden de özür dileriz, saygılar sunarız diye defalarca tekrarladılar. ben anneme bu kadar saygı sunmadım ya ömrüm boyunca.
sonra ülkeden neden para çıkışı oluyor, bizim firmalardan niye alışveriş yapılmıyor, yerli esnaf ne yapsın soruları...
yerli esnaf biraz ders alsın.
edit 2: önemli bir şey farkettim, süpürge almayın, voltaj çeviriciler yetmiyor. çok güçlü motorlar oldukları için yeteri kadar elektrik çekemiyorlar. çaresiz avrupa'ya uygun bir modeli aradaki farkı vererek almaya karar verdim. motorun trafosu mu ne değişiyormuş uyumlu hale getirmek için. uğraşılır ama kim uğraşacak.
faks isteyen zavallı digiturk
-
“zavallı” diyorum çünkü müşteriden paket iptali için fax istemek için baya düşmüş olmak lazım.
bir paketi iptal edeceğim. telefon ettim digiturk’e. kimliğimin fotokopisiyle dilekçeyi faxlamam gerektiğini söylediler. email olmuyormuş. hayır, memlekette fax diye bir şey kalmadı. işi yokuşa sürüp zaman kazanacaklar akılları sıra. 3 saattir fax makinesi arıyorum.
her zaman yavşak bir işletmeydiniz. hiç de bir şey değişmedi.
edit: hellofax.com digiturk’un numarasını kara listeye almış. gönderemiyorsunuz. digiturk hellofax’ı satın almışsa şaşırmam.
koçbank
-
bünyesinde çalışanlarına ad.soyad@kocbank.com.tr biçiminde e-mail adresi vermek yerine (adının ilk üç harfi)(soyadının ilk iki harfi)@kocbank.com.tr biçiminde e-mail adresi dağıtan kuruluş.. çalışanların mail adreslerini oldukça merak etmekteyim, zira şu tip mail adresleri görmek oldukça mümkün görünüyor:
tahir tantan --> tahta@kocbank.com.tr
deniz yöntem --> denyo@kocbank.com.tr
salih akgündüz --> salak@kocbank.com.tr
hande zorlu --> hanzo@kocbank.com.tr
ahmet akça --> ahmak@kocbank.com.tr