hesabın var mı? giriş yap

  • protestosu falan ayrı. ama türkiye'nin süt mamülleri devi yıllık 7-8 milyon dolar kar ediyorsa ülke için yazıktır. osuruktan futbolcu yahut avrupalı bir kobi kadar kazanamamış koca şirket.

    kendi içimizdeki durum farklı görünebilir ama dışarıdan bakınca türk halkı ve şirketleri birbirinden fakir. :(

    neyse, 2023'e az kaldı. seneye her şeyi düzeltecek büyük patron.

  • yumurta dolaptan yeni çıkmış olmak koşuluyla -kaynamaya başlayana kadar ortanın biraz üstünde ancak kaynama başladıktan sonra hafif orta ateşe getirmek şartıyla ve diğer değişkenler sabitken- su kaynamaya başladıktan sonra, elde edilmek istenen kıvam için haşlama süreleri aşağıdaki gibidir:

    rafadan: 2 dakika (120 saniye)
    kayısı: 3,8 dakika (228 saniye)
    katı: en az 5 dakika

    dipnot: süreler suyun kaynamaya başlamasından itibarendir.
    dipnot 2: yumurta kaynayan sudan çıkarıldıktan sonra, birkaç saniye musluktan akan soğuk suya tutulmalıdır. aksi takdirde, yumurta oda sıcaklığında kendi ısısından dolayı katılaşmaya devam edebilmektedir.

  • düpedüz bir dayatma ve faşizmdir bu. tüm insanları aynı kalıba sokma çabasıdır. illumumatinin filan parmağı var mı bilmiyorum ama harbiden gına geldi bu saçmalıktan.

    hangi giyim mağazasına gitsen hepsinde aynı tarz. ne denesen şıp diye yabışıyor üzerine. ulan ibneler, herkes fimfit olmak zorunda mı? o giydiğin t shirt veya gömlek illa kabak gibi dötünü ortaya mı çıkartmalı? allahım nasıl bir zevksizlik bu. bu modayı kim çıkardıysa hepsinin allah belasını versin.

    hayır, ben de şişman biri değilim ama fena gıcık oluyorum buna. bi pantolon deniyorsun hepsi yapışıyor bileğine. ulan ben ayakkabının üzerine salınsın isiyorum. zaten 46 numara ayakkabı giyiyorum, çok tuhaf duruyor. zevkime göre bir pantolon bulamayacak mıyım. modelini, rengini beğendiğim tüm pantolonlar böyle. nerdeyse tüm kıyafetlerde de aynı durum. yetti artık be. tekrardan, estetik anlayışınıza sıçayım!

  • 13 ekim 1972'de arjantin'deki and dağları'na düşen ve enkazı iki aydan fazla bir süre bulunamayan uruguaylı amatör bir rugby takımı tarafından uçurulan bir uçağın yolcularının yaşadığı olay...
    1972 yılında old christians club takımı montevideo,uruguay'dan santiago, şili'ye taşımak için uruguay hava kuvvetlerine ait bir uçak kiraladı. 12 ekim'de çift motorlu fairchild turboprop, 5 mürettebat ve 40 yolcu taşıyarak carrasco uluslararası havaalanı'ndan ayrıldı. kulüp üyelerinin yanı sıra, uçak masraflarının karşılanmasına yardımcı olmak üzere işe alınan arkadaşlar, aileler ve diğer kişiler de uçaktaydı. dağlardaki kötü hava koşulları nedeniyle, ertesi gün saat 14:18'de yola çıkmadan önce arjantin'in mendoza kentinde bir gece kalmak zorunda kaldılar. santiago mendoza'nın batısında yer alsa da, fairchild yaklaşık 22.500 feet'ten (6.900 metre) daha yükseğe uçmak üzere inşa edilmemişti, bu nedenle pilotlar uçağın and dağları'nı güvenli bir şekilde aşabileceği planchón geçidi'ne doğru güneye bir rota çizdiler. kalkıştan yaklaşık bir saat sonra pilot hava kontrolörlerine geçidin üzerinden uçtuğunu bildirmiş ve kısa bir süre sonra da santiago'nun yaklaşık 110 mil (178 km) güneyindeki curicó, şili'ye ulaştığını ve kuzeye döndüğünü telsizle bildirmiştir. ancak pilot, hâlâ and dağları'nda olan uçağın konumunu yanlış değerlendirmişti. hatanın farkında olmayan kontrolörler, iniş hazırlığı için alçalmaya başlamasına izin verdiler. kısa bir süre sonra şili kontrol kulesi uçakla irtibat kuramadı.

    uçak 13 ekim günü saat 15:30 sularında bir dağa çarparak önce sağ kanadını, ardından da sol kanadını kaybederek arjantin'in şili sınırı yakınlarındaki ücra bir vadisine düşmüştür. kayıp uçak için arama çalışmaları başlatıldı, ancak kısa süre sonra son bildirilen yerin yanlış olduğu anlaşıldı. kurtarma çalışmaları and dağları'na kaydırıldı ve hayatta kalanlar daha sonra birkaç uçak gördüklerini bildirdiler. ancak karla kaplı dağlar beyaz uçağın tespit edilmesini zorlaştırdı. dahası, zorlu ortam birçok kişinin hayatta kalan olmadığına inanmasına yol açtı. sekiz gün sonra arama çalışmaları sonlandırıldı, ancak daha sonra kurtarma çalışmaları aile üyeleri tarafından üstlenildi.

    kazada ilk etapta 12 kişi ölmüş, 33 kişi de yaralı olarak kurtulmuştur. grup yaklaşık 11.500 feet (3.500 metre) yükseklikte kar ve dondurucu soğuklarla karşılaştı. uçağın gövdesi büyük ölçüde sağlam olsa da, sert unsurlara karşı sınırlı koruma sağladı. buna ek olarak, başta şeker ve şarap olmak üzere yetersiz gıda malzemeleri de yaklaşık bir hafta içinde tükendi. uzun bir tartışmadan sonra, açlıktan ölmek üzere olan kazazedeler ceset yemeye karar verdiler. sonraki birkaç hafta içinde altı kişi daha öldü ve 29 ekim'de bir çığın gövdeyi gömüp bir kısmını karla doldurması sekiz kişinin daha ölümüne neden oldu.

    bu süre zarfında, hayatta kalan birkaç kişi, "keşifçiler", bir kaçış rotası için bölgeyi araştırıyorlardı. 12 aralık'ta, sadece 16 kişi hayattayken, üç keşif görevlisi yardım için yola çıktı, ancak biri daha sonra enkaza geri döndü. zorlu bir yürüyüşün ardından, diğer iki adam nihayet 20 aralık'ta şili'nin los maitenes köyünde üç çobana rastladı. ancak şilililer bir nehrin karşı tarafındaydı ve nehrin gürültüsü duymalarını zorlaştırıyordu. çobanlar ertesi gün geri döneceklerini belirttiler. ertesi sabah erkenden şilililer yeniden ortaya çıktı ve iki grup, bir kayanın etrafına sarıp suyun karşısına attıkları kâğıtlara notlar yazarak iletişim kurdu. hayatta kalanların ilk notu "dağlara düşen bir uçaktan geliyorum" diye başlıyordu. yetkililere haber verildi ve 22 aralık'ta enkaza iki helikopter gönderildi. hayatta kalan altı kişi güvenli bir yere uçuruldu, ancak kötü hava koşulları diğer sekiz kişinin kurtarılmasını ertesi güne kadar geciktirdi.

    ortaya çıkan medya çılgınlığında, hayatta kalanlar yamyamlık yapmaya zorlandıklarını açıkladılar. bu itiraf, kurtulanlardan biri isa'nın havarilerine kendi bedeni ve kanı olduğunu söylediği ekmek ve şarabı verdiği son akşam yemeği'nden esinlendiklerini iddia edene kadar tepkilere neden oldu. bu açıklama kamuoyunu etkilemeye yardımcı oldu ve kilise daha sonra adamları akladı.

    çile, 1993 yılında beyaz perdeye uyarlanan piers paul read'in çok satan alive (1974) kitabı ve 2023 yılında gösterime giren ve pablo vierci'nin 2008 tarihli kitabına dayanan la sociedad de la nieve (kar kardeşliği) filmi de dahil olmak üzere bir dizi kitap ve filmin temelini oluşturdu. buna ek olarak, hayatta kalan birkaç kişi yaşanan zorluklar hakkında kitaplar yazdı.

  • "zor zamanlar yaşıyorum, ağır sınavlardan geçiyorum. bu günler bittiğinde, sularım durulduğunda, dengemi bulduğumda, huzuruma kavuştuğumda geleceksen eğer, gelme. ben o gün, daha güçlü, daha katı, bir dağ gibi kıpırtısız ve heybetli olacağım. oysa şefkate bugün ihtiyacım var."

    edit: söz şahsıma aittir.

  • ayşen gruda kendisine bir röportajda yöneltilen "artık kadın komedi oyuncusu çıkmamasını neye bağlıyorsunuz?" * sorusuna beren saatin çok iyi bir komedi oyuncusu olduğu cevabını vermiş. hatırladıkça gülüyorum, hakikaten büyük komedyen ayşen gruda. (bkz: swh)

  • an itibariyle başlattığım kampanya.

    bu nedir hocam?

    debe editi:
    sayın kıymetli, devletli, haşmetli kanzuk ve sözlük yönetimi, bu kadar suser durumdan rahatsız olduğunu söylemiş. eski temaya dönüş için bir seçenek sunsanız insanlara fena olmaz sanki.

    ankete de bir oy verelim (bkz: #58819875)

    sözlüğün eski muhteşem günlerinden bir kare
    foto için @allah standarttan ayirmasin' a teşekkürler.

    konuyla ilgili güzel bir entry

    bir yazarın çözüm önerileri

    anket devam ediyor

    --- spoiler ---

    1. eski tema daha güzeldi
    4591 votes (85%)
    2. yeni tema daha güzel
    812 votes (15%)
    5403 total votes

    --- spoiler ---

    bir çözüm yolu daha (bkz: ekşi normalleştirici/@sahtepetrucci)

  • kendi ellerinle çektiğin bir kağnının yol tutuşunu ve hakimiyetini veremiyor kesinlikle. fabrikanın sana biçtiği vites oranlarıyla ömür mü geçer? şöyle ayağını çamura saplayıp araya şanzımandı motordu sokmadan tekerin devrini kendi kas gücünle ayarlamak varken. terlemeden araba kullanmak da neyin nesi? kollarında damar çıkana kadar asılmak, kendini gerçek erkek gibi hissetmek varken parmak uçlarıyla vites başını avuçlamak da ne? o arabayla 10km gittikten sonra aldığın hazzı, içine çektiğin temiz havayı hangi düz vites verebilir?