hesabın var mı? giriş yap

  • bihter: behlül
    behlül: bither
    adnan: bither
    bihter: adnan !?
    behlül: amca
    nihal: behlül <3
    beşir: nihal :,)
    cemile: beşir :'(
    firdevs: sen bihter ziyagil'sin 0/
    bihter: ölüyooooğm anlasana :'''''(
    beşir: nihal'i harcayacaklar matmazel !!¡
    matmazel: :•(
    bihter: beni beni bihterini :, )
    adnan: sen benim oğlumdun
    silah: djdjfidosjdifotkdjs!!!!!
    nihal: aahhaaaaaaaa :,,,,,(
    beşir: ben öldüm :(
    behlül ve sakalları: behlül kaçar.

    ------------------s-o-n-----------------

  • oruçlunun açlıktan akli melekeleri kaybetmesi sonucunda iskender satılan bir mekana gitmesi sonrası karşısındaki müşterilerin yaptığı eylem.
    oruçluyken ne işin var kardeşim iskender satılan,yenen yerde.

  • sigara kullanan biri olarak "benim" dediğim tiptir. araba dediğin zaten küçücük alan, nereye üflersen üfle içeri doluyor duman. ayrıca sağa sola dökülen külü de cabası. benim arabama kızım da biniyor, o el kadar çocuğu leş gibi kokan aracın içine oturtamam kimse kusura bakmasın. benim aracıma binen kişi, yarım saat bir saat artık ne kadar süreyse sigara içmeden durmalı. durmazsa da binmesin çok da umurumdaydı.

  • berkeley'in düşünce sistemi, kendisinin şu sözleriyle özetlenebilir: "kendilerini gördüğümüz ve dokunduğumuz, bize algılarımızı verdikleri için nesnelerin varlığına inanırız. oysa algılarımız sadece zihnimizde var olan fikirlerdir. şu halde algılar aracılığıyla ulaştığımız nesneler fikirlerden başka bir şey değildirler ve bu fikirler, zihnimizden başka yerde bulunmazlar zorunlu olarak… bütün bunlar madem ki sadece zihinde var olan şeylerdir, öyleyse evreni ve şeyleri zihnin dışında varlıklar olarak hayal ettiğimizde, yanılmaların içine düşmüş oluyoruz demektir… öyleyse bizi çevreleyen şeylerin hiçbirinin bizim zihnimizin dışında bir varlığı yoktur."

    çeşitli örnekler vererek daha da detaylandırılabilecek bu görüş, materyalistler tarafindan, kendi içinde tutarlı olarak çürütülememiştir. kısaca anlatmaya çalışmak gerekirse bunun nedeni şudur: materyalistler, görüşleri gereği, tek mutlak gerçeğin "madde" olarak isimlendirilen ve beş duyu ile algıladığımız evren olduğunu kabul ederler. bu kabullerin somut dayanağı olarak da, yine algılanan evrenin kendisini gösterirler. ve kısaca derler ki; bu evreni bilim yolu ile incelersek, maddeyi madde algılamaktadır.

    halbuki burada materyalistlerin atladıkları çok önemli bir nokta vardır ki, kendilerinin dahil, tüm insanların yaptıkları, yapıyor oldukları, veya yapacakları gözlemler yine kişilerin algı dünyaları içerisinde olacaktır. "algı"ya bakarak da, algının dışında olduğu varsayılan "maddesel" bir dünyaya kanıt getirilemez.(bu aynı insanın rüya görürken birisinin ona aslında gördüklerinin birer hayal, algı olduğu anlatılırken, "hayır, algısal dünyamın dışında bir de bunun aynısı maddesel dünya var" demesinden farksızdır.)

    ayrica, hiçbir kimse kendi algı dünyasının dışına çıkıp, dışarıda gerçekten madde var mı, yoksa yok mu kontrol edemeyeceği için, bu konuda kesin bir kanıt öne süremez.

    bu yüzden, örnek olarak bertrand russell -ki kendisi yakin tarihin en baba materyalistlerindendir- berkeley'in anlattığı bu gerçeği çürütememiş, felsefenin problemleri adlı eserinde durumu şöyle değerlendirmiştir:
    "berkeley, herhangi bir mantıksızlığa düşmeden, maddenin varlığını reddetmenin mümkün olduğunu ve eğer bizden bağımsız olarak birşey mevcut olsa bile duyularımız tarafından algılanamayacağını, ispatlama onuruna sahiptir."

    yani bazılarının* "şairâne" yaptıkları gibi, hakaretler eşliğinde dizeler dizmekle bu görüş çürümemiştir; internette veya herhangi bir yerde, konu hakkında sağlam bilgisi olan ve görüşlerine romantik bağlılıkları olmayan materyalistlere konuyu açıp, görüşlerini sorduğunuzda, eger size objektif bir cevap vereceklerse, buna benzer açıklamalardan farklı şeyler duymanız olası değildir.

    (bkz: #8331974)

  • fenerbahçe ile oynanacak süper kupa maçının centilmence geçmesi temennisini "şunun bilinmesini isterim ki, yıllar sonra birer delikanlı, birer genç kız olacak miniklerin 'soma için oynanan finali hatırlıyor musun ne kadar güzel bir gece olmuştu' demesi beni tüm zaferlerden daha çok mutlu edecektir." diyerek dile getirmiş güzel insan.

    şu kirlenmiş türk spor camiasına ne kadar örnek olur bilinmez ama umuyorum ki güzel bir iz bırakacaktır bu topraklarda.

    edit: bırakamadı.

  • sanki doğar doğmaz "siz hepiniz ben tek" demişim gibi, bi kere ağzımdan çıkmış da geri alamıyormuşum gibi. birinin hayatına da dahil olmak, biri için de pek değerli olmak ne güzel duygudur kim bilir, ben bilmem! bir türlü sığamadım kimsenin hayatına gibi, o kadar da büyük değilim aslında yer bile kaplamam sanki. yalnızlığını seveni çok kıskanıyorum, ben sevmiyorum, sanki bütün insanlar birlikte ve çok mutlu beni aralarına almıyorlarmış gibi!

  • board marker* taktiği.

    türü: kitlesel
    zorluk derecesi: kolay
    risk faktörü: düşük
    kullanım alanı: formül ya da kısa tanım, ezber gerektiren tüm dersler.

    en güvenli kitlesel kopya çekme yöntemidir. kopyayı sınıfın duvarını süsleyen türk bayrağı, atatürk'ün gençliğe hitabesi, istiklal marşı, atatürk resmi gibi tabelaların cam yüzeylerine oturduğunuz yerden rahatça okuyabileceğiniz büyüklükte yazın. bu tip ispirtolu kalemlerin ışığı yansıtmama gibi hoş bir özelliği vardır. uygun açıdan bakıldığında sınıfın en arkasından bile rahatça okunabilir. kürsüden kalkmayan öğretmen tipine karşı idealdir.

  • kuaför çıkışı arabaya gidene kadar abartılı makyaj, saç stili ve kıyafetleri ile, şehre inmiş uzaylılar gibi dikkat çekerler.
    eteklerini çekiştire çekiştire, topuklu ayakkabılarının izin verdiği oranda, hızlı hızlı arabaya doluşurlar.
    hayat tekrar normale döner.

  • - sneijder gelecekmiş
    + la olm mal mısınız ne işi var onun türkiyede

    ....

    - gelmesi an meselesi
    + a aha ahahhaa mal la bunlar hala gelecek sanıyolar

    ....

    - anlaşmışlar
    + bisktrin la hayal kurmayın amk

    ....

    - geldi ya la
    + olm sneijder da futbolcu mu amk