hesabın var mı? giriş yap

  • adam otuzsekiz yıl önceki ilkokul öğretmenini parkta görünce utanarak yanına yaklaşır ve "hocam beni tanıdınız mı?" der. ihtiyar adam, ''hayır tanımadım'' der.

    bunun üzerine adam:
    ''hocam beni nasıl tanımazsınız? ben ilkokul öğrenciniz mustafa. sınıfımızda bir arkadaşın saati kaybolmuştu, ben almıştım. siz de 'herkes kalksın ve ellerini tahtaya dayasın, arama yapacağım' demiştiniz. ben utanmış ve çok korkmuştum. sizin ve arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakacağım diye soğuk terler döküyordum. sizden bir komut daha geldi, 'şimdi herkes gözlerini kapatsın.' ortalarda bir yerdeydim. aranma sırası bana gelmişti. saati cebimden sessizce almış, devamında aynı sessizik içinde son arkadaşa kadar aramayı sürdürmüştünüz. sonra bizi yerimize oturtup bana ve hiç kimseye hiçbir şey söylemeden saati sahibine vermiştiniz. büyüdükçe içimde büyüttüm bu davranışınızı. hocam ben şimdi elli yaşındayım. düşünüyorum da şu hayattaki en büyük dersi o gün sizden almışım. her aklıma gelişinde sarsıldım ve her aklıma gelişinde kendimi sizden kalan erdemin koruyucu gölgesinde hissettim.
    çünkü 'utancı bilerek yaşamak korkunç, daha da korkuncu bilerek yaşatmaktır.'
    der edip cansever. hocam işte siz bana o utancı yaşatmadınız. yaşasaydım unutur muydum doğrusu bilmiyorum ama beni utandırmamanızı hiç unutmadım hocam.
    şimdi hatırladınız mı beni?''

    ihtiyar öğretmen yanyana oturdukları banktaki öğrencisine yaklaşarak:
    ''o olayı ertesi gün ben de unutmuştum. şimdi sen anlatınca hatırladım. sizlere 'gözlerinizi kapatın' dediğimde ben de gözlerimi kapatmıştım. o yaştaki
    her çocuğun düşebileceği yanılgıya düşen öğrencime karşı içimde bir yargı
    oluşsun istememiştim. o sen miydin? bilmiyordum nasılsın?''

  • süper bir an'dır. geçen gün taksiyle bi yere gidiyorum, taksi ışıklarda durdu. selpak satan bi kız yanaştı yanıma:

    -işşallah üniversiteden mezun olursun, dedi. (bilgi üniversitesi'nin önündeyiz.)
    -ee ben zaten mezunum ki, mezun olalı 10 yıl oluyo, dedim. (çocuğa da açıklama yapıyorum, nasıl sevindiysem)

    başka bi gün benim çağırdığım taksiye bir teyze de el etti. "gel teyze, seni de bırakalım yol üstünde bir yere gidiyosan?" dedim. teyze, fiti fiti koştu geldi, bindi. ineceği yere geldik, inerken bana dönüp para uzattı.

    -gerek yok teyze, zaten yol üstündeydi, lütfen, rica ederim, dedim.
    -aaa olur mu, sen talebesin, dedi.

    bana "talebe" didi. canım deyzem <3

    (bkz: bana su verdi)

  • hız önemli hız.

    evrim çare buldukça sen bir adım öne geçiyor ve illa ki kanserojen başka bir yaşam biçimine geçiyorsun.
    evrim senin genini düzeltmeye çalışıyor sen nükleer patlatıyorsun gitti evrimin bi 50.000 yılı.
    adam sana temiz domates üretiyor, veya senin kursağını domatesi yemeye evriltiyor, gidip gdo diye bir şey bulup banane ben kanserojen yaşayacam diyorsun.

    bi adam gibi dursan aq yerinde evrim seni volverin yapacak,
    sakın dokunma bana saçını başını yolverin diyorsun.

  • 10 sene oncesine gidemeyeceksem pek bir manasi olmadigindan
    5 kurus dahi odemeyecegim tekliftir.

  • güney kutup dairesi icerisinde yer alan antarktika'da ramazan 2015 boyunca gunes dogmadigi icin yasanan iptal.

    onceki yillardan farkli olarak bu seferki ramazan'da 21 haziran da var. 21 haziran'da guney kutup dairesi icindeki heryerde 24 saatlik gece yasanacak. yani olay sadece kutup noktasi degil. bu yil koskoca kitanin tamami 24 saatlik geceyi yasayacak.

    diger gunlerde de sadece guney kutup dairesi'ne yakin ufak bir kesimde birkac dakikalik bir aydinlik yasanacak. kutup noktasi ise 23 eylul'e kadar gunes gormeyecek zaten.

    (bkz: kimse de demiyor ki aga bu nedir)
    (bkz: din kurarken dikkat edilmesi gereken hususlar)
    (bkz: 1997 yılında norveç'te yaşanan efsanevi ramazan)
    (bkz: antarktika türkiye istasyonu)

    düzenleme: yok mekke'ye göre oruç tutulur yok en yakın yerleşim birimi baz alınır falan diyenler allah'a şirk koştuklarının farkında değiller sanırım.

    allah'ın kuran'da bakara 187'de emrettiği:

    diyanet meali: şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için.

    geleneksel meal: fecirde beyaz iplik siyah iplikten ayırdedilinceye kadar yiyin, için. sonra orucunuzu geceye kadar sürdürün.

    uluslararası ingilizce meal: and eat and drink until the white thread of dawn becomes distinct to you from the black thread [of night]. then complete the fast until the sunset.

    allah'ın emri açık ve net. sen bu emre uymam kafama göre, 45.enleme göre, en yakın yerleşim birimi olan arjantin'in güneyindeki bir kente göre, mekke'ye göre oruç tutarım diyorsan kuran'ı reddediyorsun ya da kuran'ın hatalı olduğunu kabul ediyorsun demektir. kaldıki en yakın yerleşim birimi bildiğin komik bir çözüm. murmansk gibi 350 bin kişilik bir şehirde 24 saat gündüz yaşanacak. ona yakın bir köyde 23 saat 59 dakika gündüz, 1 dakika gece olacak. o zaman 1 dakikada mı iftar ve sahur yapılıp namaz kılınacak ve ardından 23 saat 59 dakikalık oruç tutulacak? mekke'ye göre yapacaklarsa ingiltere'de, hollanda'da vs. 22-23 saat oruç tutanların suçu ne?

    ayrıca 'bunlar bin kere açıklandı, cahiller sizi' deyip birbiriyle çelişen bin farklı çözüm öne sürüyorsunuz. biraz tutarlı olun.

    not: ateist değilim.

    (bkz: suudi arabistan'da 2020 haccı'nın iptal olması)

  • ttnet'in yeni reklamında kullandığı slogan. sanırım "daha fazlasını vermeyeceğiz, bununla yetinin" gibi bir anlamı var.

  • evinizde feng shui etkisi yaratacak tabloların yaratıldığı, sanatı bir objeye bağlı kalmaktan kurtarmaya çalışan ve geometrik soyutlama temeline dayanan sanat anlayışıdır.

    polonya asıllı rus ressam kazimir maleviç, adını kendi koyduğu suprematizm akımının kurucusudur. adı, maleviç'in suprematist sanatın gelmiş geçmiş tüm sanatlardan daha üstün olacağına ve “resim sanatında saf duygu veya algının üstünlüğüne” yol açacağına olan inancından gelmektedir. yani tüm mesele hissetmek ve önceki sanat akımlarından uzaklaşmaktır.

    maleviç'in, sanatın dünyayı yeniden şekillendirmeye hizmet edebileceği ve dünyaya farklı şekillerde bakmamızı sağlayabileceği gibi çılgın fikirleri vardı. bu yüzden çalışmalarından gerçek dünyanın ikonografisini tamamen kaldırdı ve izleyiciyi eserleriyle baş başa bıraktı. izleyiciyi "neyi-nasıl-ne şekilde" göreceği konusunda özgür kılmak, suprematist düşüncenin de temelini oluşturdu. bu yaklaşım sayesinde bunun gibi başyapıtlar doğdu:
    kazimir malevich, black cross, 1923

    maleviç, suprematizmin ilerleyişini üç evreye ayırmıştır: hareketin başlangıcını, yani resmin 'sıfır derecesini' işaret eden siyah evre; boşlukta hareket hissi yaratmak için renk ve şekil kullanımına odaklanan renkli evre ve tam bir nesnesizlik, yani "hiçlik" felsefesini işaret eden beyaz evre.

    başta kazimir maleviç olmak üzere, hareketin önemli sanatçıları arasında yer alan el lissitzky, lazar khidekel, alexander rodchenko, ilya chashnik ve olga rozanova gibi suprematistler, bir resmin sanat eseri olmasının önüne geçmeden 'sıfır derecesine' ulaşmak istedikleri için eserlerinde kareler, daireler, haçlar ve düz yüzeyler gibi çok basit motifler kullanmışlardır.
    lazar khidekel, suprematist composition with blue square, 1921
    temelinde saflık, sadelik, düzen ve maneviyat bulunan suprematizm temalı resimler için:
    moma
    the stedelijk museum

  • eskişehir akp milletvekili harun karaca'nın müthiş başarılı oğlu alihan karacan'a nasip olandır. sadece 1 ayda thk içinde hızla yükselerek hem de en yüksek gelire sahip eskişehir thk şubesine başkan olmuştur.

    babalar ne evlatlar yetiştiriyor be, 26 yaşında adam başarıdan başarıya koşuyor. siz yeteneği olmayanlar ise işsiz kalırsınız tabi.

    https://www.google.com/…de-baskan-oldu-5929485/amp/