ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
inşallah babam imanlı bir şekilde ölmüştür
-
insanlığın başına ne geldiyse zaten bu kader, kısmet, şükür inançları yüzünden gelmiştir. binlerce yıldır toplumu yönetenlerin istediği de bu; nolursa olsun sesini çıkarma, kısmet de, buna şükür de ve sus. bunlardan kurtulup sesini çıkartan bir toplum olduğu gün her şey daha güzel olacak.
magnum'un pahalı olduğu yıllar
-
mc donalds'a bayramlıklarla gidilen yıllara denk gelir.
illegal yayın izleyen de izleten de ceza alacak
-
şunu anlamıyorlar "internet kontrol edilemez."
anneden dayak yerken aniden gelen gülme hissi
-
-bak bak bir de gülüyo ya.
-gülmüyorum gözüme terlik kaçtı.
odtü'de tuvaletlerin cinsiyetsiz olması
-
ülkede bazen güzel şeylerin olabildiğini gösteren gelişme.
mete gazoz
3 kasım 2011 beşiktaş d. kiev maçındaki karambol
the queen's gambit
-
diziyle ilgili eklemek istediğim bir bilgi:
dizinin sonlarında harmon'ın, kiliseden gelen parayı reddettiği bir bölüm var. izlerken, 'niye böyle bir şey oldu ki?' diye kendime sordum, 'jolene'yi yüceltmek için' desek, değil. 'böyle bir açıklamanın altına imza atmıyor' desek, harmon'ın dizinin geri kalanında bununla ilgili bir derdini izlemedik ama peki karakterinden kaynaklı diyelim. yine de tam olarak oturmuyor. bunun nedenini diziyi bitirdikten birkaç gün sonra öğrendim.
harmon'ın gerçek hayattaki karşılığı bobby fischer, rusyadaki turnuvaya giderken kilise desteğini alıyor ve turnuvaya yanında bir papazla gidiyor. fischer, harmon'a sunulan 'komunizm ve ateizmle savaşıyoruz' bildirisine inanıyor, rusları canavar ve düşman olarak görüyor. turnuva başlıyor, finalde fischer ve spassky karşılaşıyor, fischer, spassky'i yeniyor, hem de baya bi geriden gelerek yeniyor. spassky bunun üzerine, ayağa kalkıp fischer'ı alkışlamaya başlıyor, seyirci de spassky ile beraber alkışa katılıyor. fischer, bu durumdan o kadar etkileniyor ki, sahnede kalamıyor ve dışarı kaçıyor. daha sonra kendisine bu an sorulduğunda 'düşmanım olarak gördüğüm birinin bu davranışı bana çok fazla geldi' diyor. satrançta daha önce yaşanmamış bir an bu 'alkışlama anı'. fischer, bu andan sonra kendisinin de aslında amerikan hükümeti tarafından kullanılan bir piyon olduğunu anlıyor. hayatı boyunca satranç oynayan, master olan bir adam, piyon olduğunu fark ediyor. bu aydınlanma ona ağır geliyor ve şampiyonluğunu reddediyor, göz önünde olmaktan kaçıyor, en sonunda da yurt dışına çıkıyor, 64 yaşında izlanda'da vefaat ediyor. queens gambit'te, harmon'a kilise teklif yaptığında, harmon'ın reddetme nedeni bu. harmon, fischer'ın pişmanlıklarını yaşamayacak. yazar, fischer'ı, harmon üzerinden kefaretle buluşturuyor.
araba üretemiyoruz kılıçdaroğlu utanmıyor musun
-
akp milletvekili yeliz şey pardon ahmet hamdi çamlı'nın referandumda evet dememiz için öne sürdüğü müthiş bir argüman. ben ikna oldum.
https://twitter.com/…dudu/status/844641764950585345
marvel bu topraklardan çıksaydı; senede 10 fantastik kahraman izlerdik.
türk sinema tarihindeki en efsanevi replik
-
(bkz: beni alacak örgüte zaten ben girmem) (bkz: pardon)
not: o örgüt ibrahim'e kaldıysa örgüt bile sayılmaz.
kimden ötürü haa kimden ötürüüü
-
az önce izledim bu videoyu.
bilmiyorum belki izlerken kahkahalarla gülenler vardır. eleştirmeyeceğim onları ama benim içim cız etti bu videoyu izlerken.
doğru ''macır'' kızın aksanı komik. kızın burnunun kanayıp kanamadığına bakarken ''yusuf yusuf'' olması, yüzün sil öyle içeri gel derken de tırsması komik ama;
kıza, kaydettiği videoda şov yapabilmek adına ardı ardına tokat atması, yaşça küçücük denebilecek kızın sesini çıkaramaması ve arsız, ahlaksız olanların başkalarını ezerken bu kadar rahat olabilmesi.
beni güldürmedi, hüzünlendirdi bu video.
lost
-
--- spoiler ---
5x13 te kate bir ara ben'in babasını teselli etmek için parkta gitti yanına oturdu. başladılar bira içmeye. normalde şehirde çocuk parkında gündüz vakti bira içmeye kalksan vay efendim sapıklar diye linç edilebilirsin ayrı konu tabi ama bir şey dikkatimi çekti. kate kendine sunulan birayı açarken bugünkü kapaklarımız gibi açtı. halbusem 1970'li yıllarda kutu içeceklerin kapaklarını çekip koparıyordun. ben dizide böyle birşeyi buldum ya şimdi. öyle zeki ve öylesine bilge hissediyorum ki kendimi sormayın gitsin. şimdi yavaşça sandalyeden kalkıp aynanın karşısında kendimi okşamaya gideceğim.
ulan dawnspiper zaman yolculuğundan, yer değiştiren adaya, dharma gibi bir girişimden 4 8 15 16 23 42 ye kadar herşeye inanmış birinin gelip bira kutusunun kapağına takılması hakikaten denyoluktur.
--- spoiler ---
vakti zamanında (yüzüklerin efendisi yeni vizyona girmişti) kampüste yürüyorum, önümden de 8-9 kişilik bir kalabalık yürüyor. hafta sonu filme gitmişler belli. çocuğun biri "abi herşey tamam da kafama takılan bir şey var; o yüzük nasıl oluyor da herkesin parmağına oluyor?" demişti.
bir turistin türkiye'ye gelmesindeki sebep
-
valla türkiye'ye gelmeyen avrupalı turiste hayret ediyorum. herhalde daha önce sık geldiği için bıkıp da gelmiyor demektir .
1. ucuz
2. çok ucuz
3. hizmet sektörü gelişmiş ve turistik bölgelerde ingilizce bilen çalışan yaygın
4. vize derdi falan yok. kapıda kimliği göster gir.
5. tur operatörü sistemi oturmuş. otel uçak her şeyi düşünmeden hallet geç
6. güzel yemekler
7. şahane doğa. dağcılık için ortam müsait, kapadokya'sı pamukkalesi atraksiyonu bol. paran fransız rivierasına yetmiyor mu gel buyur göcek datça hattına. cangıl mı göreceksin buyur geç karadeniz sınırına.
8. göbeklitepe, hititler, iyonlar, antik yunan, roma, bizans, selçuklu ve osmanlı'yı içeren etkileyici bir tarih. ya antik şehirde 3000 yıllık mermere oturup denizi izleme lüksü nerede var?
9. dini seyahat için de biçilmiş kaftan. ayasofya'dan, meryem ana'ya oradan kapadokya'daki ilk kiliselere. la ilk tapınak urfa'da zaten
10.ya adamların keyfini kaçırmasınlar diye yerli halkı eve kapatıyorlar. böyle bir lüks var mı?