ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook yorumları
-
durum güncellemesi: ''kasım'da nasıl bir aşk yaşandıysa artık, 1 aralık "dünya aids günü" ilan edilmiş. :)''
yorum: gelirken kola al
burger king müdürünün çocuk dövdüğü yalanı
-
görüntüleri izledim dayak mayak yok beyler. bu olayla beraber sosyal medya'nın güvenilmezliği de kendini göstermiştir. duyarlı gençlerimiz otu boku linç etmeye bayılıyorlar.
üniversitede fark edilen gerçekler
-
her şeyin çıkarlarımızla ilgili olması. birine aşık olduğumuzda bile asıl hoşlandığımız şeyin, aşık olduğumuz kişinin bizde yarattığı his olması. en basitinden bir iyilik yaptığımızda duyduğumuz tatmin, 'ne kadar da iyi insanım ben' hissi. her şeyin aslında tamamen kendimizle alakalı olduğu. ne kadar bencil olduğumuz.
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
delik çorapla misafirliğe gitmek ve bunu kapının önünde ayakkabıyı çıkarmak üzereyken hatırlamak.
24 nisan 2022 uğur dündar'ın imamoğlu tweet'i
-
ne bos insanlar var. insan gercekten hayret ediyor. 80 yasina gelmis adamin ugrastigi seye bak.
liseli muhabbeti
özgüveni olmayan gelinin sunduğu sevr antlaşması
-
gizli maddeleri de sormak lazım
whiplash (film)
-
bu hafta sonu 13 bin kişi tarafından sinemada izlenmiştir. aşk sana benzer ise hafta sonu 330 bin gişe yapmıştır. sadece bu bile avrupa birliği'ne alınmamamız için yeterlidir; referanstır.
(bkz: yorumsuz)
the mist
-
stephen king, hikayenin frank darabont tarafından sinemaya uyarlanan versiyonunu izlerken gerçekten korktuğunu söylemiştir. bence bu, uyarlamanın başarılı olduğunu göstermek için yeterli. dahası var:
kitabın ve filmin sonunun birbirinden farklı olduğunu biliyoruz. stephen king, filmin sonunu muhteşem bulduğunu ve kitabı yazarken aklına bu son gelmiş olsaydı kitabı kesinlikle bu sonla bitireceğini de eklemiştir.
marmara denizindeki renk değişimi
-
nasa tarafından bilimsel açıklaması yapılan, newsweek tarafından haber yapılan konudur.
karadeniz'in fitoplankton akınına uğramasının sonucuymuş.
ülkemiz medyası ise bu arada "tutuklanmak yada mabad yalamak, işte tüm mesele bu" etkinliğindeymiş.
not editi: anladığım kadarıyla konuyla ilgili türkçe haber yapılması yasak, turkuaz resimleri için tıklayınız
düttürü: olayı ajite etmişim, konu türk basınında son bir kaç günde yer almış, ben görmemişim; bu durumda newsweek tarafından önemsenmiş olmanın dayanılmaz 3. dünyalılığı der entry'mi muhalif bir şekilde sonlandırırım.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
1997 yılıydı. o dönemde liseyi kazanmıştım. liseye girişte sağlık raporu istenmişti. velhasıl o raporu almak için bakırköy devlet hastanesine gitmem gerekiyordu. fakirlik işte, annem öyle bir para verdi ki muayenelere yola yemeğe yetecek mi bilmiyorum.
yolda sürekli inşallah çok fazla masraf tutmaz diye içimden geçirdim. hastanede biraz masraf çıktı haliyle. ben paralarımı hesap ederken karnım o kadar açıkmış ki anlatamam. hastanenin önündeki büfeye geldim:
ben: abi simit kaç para?
büfeci: ... lira
ben: peki meyvesuyu kaç para?
büfeci: ... lira
ben: o zaman bi simit alayım abi
büfeci: meyvesuyu vermeyim mi?
hayatımın o anı sanıyorum kendimi en gariban en yalnız hissettiğim andı. büfeden simit alırken beni gören orta yaşlı bi bayan daha sonra yanıma gelip "ben sana meyvesuyu alayım mı oğlum" demişti en anaç haliyle. beni bi ağlama aldı ama anlatamam sözlük. (bkz: bu da böyle bir anımdır)
futbolcuların paralel evrendeki meslekleri
amerikan film klişeleri
-
- direksiyona geç !
+ne ?
- direksiyona geç dedim !
+çıldırmışsın sen !