ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ticket book
-
brezilya'da metro bileti yerine kullanılan kitap biletler.
ülkede yıllık kitap okuma oranının yüzde ikiye düşmesiyle alınan bir önlem esasında. adamlar hemen önlem almaya çalışmış ve böyle bir işe girişmiş. ülkenin büyük yayınevlerinden biriyle anlaşıp seçilen kitapların içine bir kart sitemi kurmuşlar.
her kitabın 10 ücretsiz geçiş hakkı var. kitap kapak tasarımları da metro hatlarından esinlenip tasarlanmış. millet yanında kitap gezdirsin okuma alışkanlığı artsın diye bir de cep boyunda yapmışlar. hem yanında taşımak durumunda kaldığın bir bilet hem de kitabın oluyor. sonrasında aynı kitaplara da internetten kredi yükleyebiliyorlarmış.
seçilen kitapların arasında pablo neruda, agatha christie, william shakespeare'in kitapları var.
ilk sao paolo metro istasyonları'nda başlamış şu anda kullanım artmıştır diye tahmin ediyorum. özendik tabi yine. adamlar eksiklerini bulup kapatmak için bir şeyler yaratıyor.
vidyo
neyse ya ben bir şey demiyorum.
kaynak
tesla'nın osilatörü
-
1898'de tesla, küçük bir sallanan cihaz yaptığını ve bu cihazı ofisine yerleştirip çalıştırdığında, binayı ve etrafındaki her şeyi sarstığını iddia etti. yani başka bir deyişle, cihaz depremleri simüle edebiliyordu. tesla böyle bir şeyin meydana getirebileceği korkunç şeylerin farkına vardığı cihazı etkisiz hale getirmek için eline bir çekiç aldığını ve çalışanlarına, sarsıntı ile ilgili soru sorulduğu takdirde haberleri olmadığını söylemeleri yönünde talimat verdiğini söyledi. bazı teorisyenler, abd hükümetinin tesla'nın bu çalışmasını devam ettirdiğini düşünüyor.
osilatör kaynak
bugünler de yapmaya çalıştıkları şeyin yani deprem algısını insanların bilinç altlarına empoze edip normalleştirmeye çalışmaları bu buluşun ortaya çıkmasındaki andan itibaren en başlı sebep olarak sayılır.
ki; bu süreçte bu sistemi kullanıyor olmaları da korkunç bir durum.
(bkz: büyük istanbul depremi)
tesla bunu fark etmiş olmalı ki, insanlar bu buluşu kötü amaçlı kullanabilir.
basur
-
bir fakir hastaligi. zenginlerinde gorulen sekline hemoroid denir.
derin uyku
-
(bkz: yalamalarım)
3 ejderha 8000 lekesizim var
-
bir daenerys targaryen sözü dikkate alınması gerek. tehlikeli olabilir.
1 ay içinde üç kez fiyat yükselten lokanta
-
keşke lokanta işletseniz. ben 8 aylık bir işletmeyim.
-lavaşçı 1 ayda 2 kez zam koydu. dur ne oluyor falan derken haftaya 4 lira daha zamlanacak dedi. una zam geliyormuş mecburmuş.
-10 tl’ye almaya başladığım dürüm kağıdı dün 22,5 tl’yi. adama 10 kilo ver dedim. veremem haftaya 27 tl olacak, en fazla 5 veririm dedi.
-14 tl’den almaya başladığım tavuk şu an 30 tl.
-75 kuruştan almaya başladığım ekmek şu an 1.25 tl.
-kolisini 68 tl’den almaya başladığım kolaya en son 98 tl yazmış (bunu yazan da arkadaşım ha)
-195 tl’ye almaya başladığım yağ şu an 398 tl.
-unuttuğum ve yazdıklarıma nazaran daha az zamlandığı için yazmadığım bir sürü kalem ürün var daha.
ben salaklığımdan, müşteri kaybetmeyeyim diye yapamıyorum nedense zam. ama böyle de kesinlikle batacağım. sonuçta hayır kurumu değilim ben. bağışçılarım yok. sattığımdan daha yükseğe mal edersem nasıl ayakta kalacağım?
kızların düşünmek için süre istemesi
-
"ayşe'yle gülcan'a sormam lazım bi :/" demektir esasen.
yanındakiler onay verirse, doğru bir şey yaptığını söylerlerse o zaman tatmin oluyor milletimiz, bu kaçınılmaz bir gerçek.
düdüt: yaşlanmışız tabi amk, "ayşe'le gülcan mı kaldı, aslı'yla ece onlar" diyorlar, haklılar sanırım :s
türk televizyonlarındaki unutulamayan anlar
-
seda sayan sundugu sabah programinin birinde, yine $arkilar soyleyerek, gobek atarak insanlari eglendirmeye cali$iyordur.
o sirada programa bir telefon baglantisi gercekle$ir.
nadir geli$en osasuna ataklari, pozisyonu dikkatle izliyoruz:
seda sayan: alooooooooooo.
izleyici: merhaba ben mustafa.
seda sayan: naber lan mustafa? nereden ariyorsun bizi?
ileyici: $i$li'den ariyorum.
seda sayan: ne i$ yapiyorsun lan mustafa?
izleyici: belediye ba$kaniyim.
(bkz: mustafa sarigul)
(bkz: oeehh)
2012 editi: bir efsanenin coku$u... diyalogu bir yerde okuyup buraya eklemi$tim, alakasi yokmu$ lan. beyler :(
dogrusu $urada: http://www.youtube.com/watch?v=b7h7kzaxjje
ameliyat olan hastaların amansız soruları
-
ne zaman yürürüm, ne zaman yemek yerim sorularından muzdarip olan beyleri gösteren sorulardır..
peki ben başka bi soru sorayım: ne zaman insan olmayı düşünüyorsun?
lan cerrah da olsan, ne olursan ol, özünde varoş bi ortadoğulusun işte..
egosuna tükürdüğüm.
ad boşluğuna ad soyad yazıp soyad boşluğunu görmek
-
sınavlarda, anketlerde vesairelerde yaptığım tezcanlılık. isim kısmına adımı ve soyadımı allah ne verdiyse yazarım, sonra aslında çok da uzak olmayan hemen bir alt satırda bana "la gerizekalı bi dur hele" diye bakan "soyad" kısmını görürüm. mutlu olurum...
herkesin üniversiteye gitmek istemesi yanlış
-
üstad ilber ortaylı'nın ifadesi. link
türkiye'de herkesin üniversiteye gitmeye merak salması çok yanlış.
işte ilber hoca'nın bu konuda söyledikleri:
* türklerin yanlış bir anlayışı var: herkes üniversiteye gider. hayır. herkes üniversiteye gitmesin. herkese tabii ki kara cehaletten kurtaracak bir eğitim verirsin, herkese iş yapacak bir eğitim verirsin, zanaatçı olur, başka bir şey olur. ama herkesi üniversitede okutamazsın.
* aynı ananın babanın üç çocuğu birbirine benzemiyor. bu bir vergi... siz yetenekli bir çocuğun bulunduğu bir yeri, öbürüyle dolduramazsınız.
* herkesin üniversiteye gitmesinin acısını tadacaklar. müthiş paralarla okuyanlar, iş bulamayacaklar, ancak daha basit, daha pratik dalları öğrenmek için de geç kalmış olacaklar. çok hazin şeyler bekliyor türkiye'yi.
* her çocuk bürokrat olmak istiyor, genel müdür olmak istiyor, savcı olmak istiyor. oysa iyi bir marangoz, iyi bir tesisat tamircisi, iyi bir elektrikçi çok daha önemlidir. herkesin hekim ve göz hekimi olması şart değil. optik alanında çalışan ustalar çok daha önemlidir. herkesin üniversiteye gitmesi demek şu demek: genç yaşta öğrenilecek bir dolu meslek varken oyalanmak demek.
* bu kadar işletmeciyle ne yapacağız, çok merak ediyorum. bu kadar çok sosyologla ne olur çok merak ediyorum. liseden sonra herkesi tarih fakültesine yollamanın manası nedir?
bizdeki üniversite, üniversite değil
her ile üniversite açılması konusunda da ilber ortaylı çok dolu.
bunun yanlış olduğunu söylüyor.
* dünyanın neresinde 70 ilde 70 üniversite diye bir şart var. böyle şart olur mu? ille de taşrada üniversite yapacağım diye bir şey olmaz. taşrada üniversite olabilecekse olur, olmayacaksa olmaz.
* bir üniversitenin üniversite olabilmesi için her şeyden evvel laboratuvar ve kütüphane lazım. var mı bunlar? en merkezdeki üniversitelerde bile yok.
* iyi bir üniversite için iyi öğretim kadroları gerekir... iyi bir üniversite için medeni eğitim ve yaşamı sağlayan kampus gerekir. bunlar olmadan üniversite olmaz.
middle east technical university
-
murat kosova: evet sevgili nba stüdyo izleyicileri. programımızı amerika’dan da izleyenler var. middle east technical university’den gürkan bir mail göndermiş.
kaan kural: abi orası orta doğu teknik üniversitesi.
sözlükçülerin 20 defadan fazla izlediği filmler
-
son samuray. pamukkale turizm sağolsun.