hesabın var mı? giriş yap

  • 65 yaş üzeri kullanıcılar için getirmesi bedava ve “getirevlat” kodlu %10 indirim

    sağlık personeli için de aynı şekilde getirmesi bedava ve “minnettar” kodlu %10 indirim

    yapan uygulama. böyle ufak jestlerle mutlu oluyor insan.

  • olsun lan. bir an önce olsun..

    " akp öncesi tüp kuyruğu, süt kuyruğu falan olurdu. ekmeği bile karne ile alırdık" diyen çomar amcamı; ekmek kuyruğunda görmek için can atıyorum..

    ssk da batsın amk. su veren itfaiyenin hortumunu s*keyim.

  • sayıları hayli fazla olan hayvanlardır. kendimizi doğanın efendisi olarak görme yanılgısındayız malum. bunu da çoğunlukla "alet kullanımında başarılıyız" argümanıyla destekliyoruz. ancak durum pek de öyle değil. alet kullanabilen ve bunu farklı yaşam alanlarına sahip olmalarına rağmen çeşitlilikle yapabilen hayvanların sayısı hiç de az değil.

    şempanzeler, orangutanlar, yeni dünya maymunları (22):
    1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
    2. fırlatmak.
    3. tuzak kurmak, kandırmak.
    4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
    5. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.
    6. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
    7. engellemek.
    8. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
    9. kazmak.
    10. çizmek, ovmak.
    11. vurmak, çakmak.
    12. asmak.
    13. silmek.
    14. içine sokmak, yoklamak.
    15. düşürmek.
    16. ulaşmak.
    17. emdirerek sıvı taşımak.
    18. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
    19. vurmak, dövmek.
    20. batırmak, saplamak, delmek.
    21. simgeleştirmek.
    22. kesmek.

    bonobo (21):
    1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
    2. fırlatmak.
    3. tuzak kurmak, kandırmak.
    4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
    5. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.
    6. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
    7. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
    8. kazmak.
    9. çizmek, ovmak.
    10. vurmak, çakmak.
    11. asmak.
    12. silmek.
    13. içine sokmak, yoklamak.
    14. düşürmek.
    15. ulaşmak.
    16. emdirerek sıvı taşımak.
    17. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
    18. vurmak, dövmek.
    19. batırmak, saplamak, delmek.
    20. simgeleştirmek.
    21. kesmek.

    goriller (20):
    1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
    2. fırlatmak.
    3. tuzak kurmak, kandırmak.
    4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
    5. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.
    6. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
    7. engellemek.
    8. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
    9. kazmak.
    10. çizmek, ovmak.
    11. vurmak, çakmak.
    12. silmek.
    13. içine sokmak, yoklamak.
    14. düşürmek.
    15. ulaşmak.
    16. emdirerek sıvı taşımak.
    17. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
    18. vurmak, dövmek.
    19. batırmak, saplamak, delmek.
    20. simgeleştirmek.

    eski dünya maymunları (19):
    1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
    2. fırlatmak.
    3. tuzak kurmak, kandırmak.
    4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
    5. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.
    6. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
    7. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
    8. kazmak.
    9. çizmek, ovmak.
    10. vurmak, çakmak.
    11. asmak.
    12. silmek.
    13. içine sokmak, yoklamak.
    14. düşürmek.
    15. ulaşmak.
    16. emdirerek sıvı taşımak.
    17. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
    18. vurmak, dövmek.
    19. batırmak, saplamak, delmek.

    kuşlar (18):
    1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
    2. fırlatmak.
    3. tuzak kurmak, kandırmak.
    4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
    5. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.
    6. engellemek.
    7. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
    8. kazmak.
    9. çizmek, ovmak.
    10. vurmak, çakmak.
    11. silmek.
    12. içine sokmak, yoklamak.
    13. düşürmek.
    14. ulaşmak.
    15. emdirerek sıvı taşımak.
    16. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
    17. vurmak, dövmek.
    18. batırmak, saplamak, delmek.

    filler (12):
    1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
    2. fırlatmak.
    3. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
    4. engellemek.
    5. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
    6. çizmek, ovmak.
    7. silmek.
    8. içine sokmak, yoklamak.
    9. düşürmek.
    10. ulaşmak.
    11. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
    12. vurmak, dövmek.

    etoburlar (10):
    1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
    2. fırlatmak.
    3. tuzak kurmak, kandırmak.
    4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
    5. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.
    6. engellemek.
    7. çizmek, ovmak.
    8. vurmak, çakmak.
    9. ulaşmak.
    10. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.

    kemirgenler (8):
    1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
    2. fırlatmak.
    3. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
    4. engellemek.
    5. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
    6. kazmak.
    7. ulaşmak.
    8. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.

    gibonlar (8):
    1. fırlatmak.
    2. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
    3. çizmek, ovmak.
    4. asmak.
    5. içine sokmak, yoklamak.
    6. düşürmek.
    7. ulaşmak.
    8. emdirerek sıvı taşımak.

    böcekler (7):
    1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
    2. fırlatmak.
    3. tuzak kurmak, kandırmak.
    4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
    5. vurmak, çakmak.
    6. içine sokmak, yoklamak.
    7. düşürmek.

    balina ve yunuslar (6):
    1. fırlatmak.
    2. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
    3. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
    4. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
    5. kazmak.
    6. silmek.

    toynaklılar (4):
    1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
    2. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
    3. kazmak.
    4. çizmek, ovmak.

    kafadanbacaklılar (4):
    1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
    2. fırlatmak.
    3. engellemek.
    4. kazmak.

    kabuklular (3):
    1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
    2. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
    3. engellemek.

    prosimiyenler (3):
    1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
    2. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
    3. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.

    örümceğimsiler (3):
    1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
    2. fırlatmak.
    3. tuzak kurmak, kandırmak.

    karındanbacaklılar (2):
    1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
    2. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.

    balıklar (2):
    1. fırlatmak.
    2. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.

    timsahlar (1):
    1. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.

    çiftyaşamlılar (1):
    1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.

    denizkestaneleri (1):
    1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.

  • bu konuda araştırmaları bulunan elaine aron'un hazırlamış olduğu ölçeğe göre tahmin yürütebileceğiniz bir kişilik türü. efendim, şimdi bunlardan en az 14 tanesine "aaa bana oluyor bu" diyebiliyorsanız, tebrik ederim yüksek hassasiyetli bir insan olduğunuzun farkına vardınız.

    - güçlü dış uyarılara maruz kaldığımda kolayca kafam yorulur.

    - çevremde olup biten en ufak olayın farkındayımdır.

    - başkalarının ruh halleri beni etkiler.

    - ağrı eşiğim düşüktür. canım kolay yanar.

    - yoğun günlerde dinlenme ihtiyacı hissederim. uyaranlardan uzak kalabileceğim bir yerde yalnız kalmak, loş bir odada ya da yatağımda zaman geçirmek isterim.

    - kafein beni etkiler.

    - parlak ışıklar, güçlü kokular, sert kumaşlar, siren sesleri beni rahatsız eder.

    - zengin ve karmaşık bir iç dünyam vardır.

    - yüksek sesler beni rahatsız eder.

    - sanatsal üretim ve müzik beni duygulandırır.

    - bazen sinir sistemim o kadar bitkin düşer ki, alıp başımı gidesim gelir.

    - titizimdir.

    - kolayca irkilirim.

    - kısa zamanda çok iş yapmam gerektiğinde gerilirim.

    - fiziksel şartlar insanları rahatsız ediyorsa onların konforunu arttırmaya ve rahat etmelerinde çalışırım (ışığı ayarlama ya da oturma şeklini değiştirmek).

    - insanlar bir seferde bana birden fazla iş yüklemeye çalıştığında canım sıkılır.

    - hata yapmamak ve bir şeyleri unutmamak için çok çaba sarfederim.

    - şiddet içeren film ve televizyon programlarından sakınırım.

    - çevremde çok fazla sayıda olay gerçekleştiğinde nahoş bir şekilde sıkılırım.

    - çok fazla acıkmak bende konsantrasyonumu ve ruh halimi bozacak bir tepki yaratır.

    - yaşamımdaki değişiklikler beni sarsar.

    - hoş koku, tat, sesleri ve sanat eserlerini farkeder, zevk alırım.

    - aynı anda çok sayıda olayın birlikte gerçekleşmesinden hoşlanmam.

    - üzücü ve yorucu durumların ortaya çıkmaması için özel çaba gösteririm.

    - yüksek sesler ve kaos durumları gibi yoğun uyarılar canımı sıkar.

    - rekabet içinde olmam ya da bir iş yaparken gözlemlendiğimde asabileşirim ve beceriksizleşirim. yapabileceklerimi yapamam, performansım bozulur.

    - çocukken öğretmenlerim ve ebeveynlerim benim hassas ya da utangaç olduğumu söylerlerdi.

    bu hassasiyetle ilgili olarak eyyorlamak istediğim bazı şeyler var. şimdi efendim, günümüz toplumunun bizlere "ideal bir insanda bulunması gerekenler" olarak dayattığı bir takım kişilik özellikleri var. örneğin dışa dönük olmak, iletişim becerisinin yüksek olması, olumsuzlukları kolayca savuşturmak ve bunlardan etkilenmemek, özellikle bizim toplumumuzda yer yer çirkef olmak gibi çoğaltabileceğimiz özelliklerdir bunlar. şimdi sorun burada başlıyor. çünkü, mevcut sistem içerisinde bu özelliklere sahip olan insanlar yaşamını daha rahat devam ettirebilirken, bu kişilik özelliklerine sahip olmayan insanlar zorlanıyorlar. zorlandıkları için ve olması gereken karaktere sahip olamadıkları için de kendilerini suçluyorlar.

    olumsuzluklardan çok çabuk etkilenenler örneğin, "amma da hassassın, çok büyütüyorsun" gibi tepkilere maruz kalıyorlar. çok duygusalsın, çok hassassın, böyle olmamayı öğrenmen lazım gibi tepkiler, sanki böyle olmak bir suçmuş ya da zayıflıkmış gibi hissettirebiliyor. ancak bu durum, bu duyarlılık kesinlikle utanılması gereken yahut düzeltilmesi gereken bir şey değil. kişinin kendi kimliği ve bunu ifade etmesi de bir zayıflık değil.

    toplumun %15 - %20'lik bir kısmını bu insanlar oluşturuyor. bu özellikleri taşıdıkları için de sürekli kendilerinde yanlış giden bir şeyler olduklarını düşünüp kendilerini suçluyorlar ve kötü hissediyorlar. burada artık yapılması gereken insanın kendini tanıyıp, kendini kabullenip, aynı duygulara sahip olan insanlarla iletişim içinde olarak "bu topluma ait olmama hissini" bir kenara bırakmak gerekiyor. çünkü aslında her şey çok normal ve olması gerektiği gibi.

    not: aynı duyguların insanıysak neden yeşilleşmiyoruz fdsafdsa

  • bir gün boğaz kıyısından arabayla geçerken gözün bir yalı dairesine ilişmesinin ardından "kimbilir ne biçim insanlar oturuyor burda milletin dedesinden neler kalmış keşke ben de böyle bir evde yaşasam" diye iç geçirdikten bir ay sonra alakasız bir semtte emlakçıya gidilir, kiralık ev sorulur. emlakçı "ya bir yer var bu gün geldi ben de daha görmedim, ama hem yalı diyorlar hem üç kuruş para söylüyorlar hiç gidip bakmayalım kesin yıkılmak üzeredir böyle yerler" der. gwtw "yok yok bakalım " diye ısrar eder. arabaya binerler, boğaz kıyısında bir ay kadar önce iç geçirilen yalının önünde dururlar. emlakçı evi görünce dumur olur, gwtw de dumur olur, evin içine atlar, ev sahipleri çok yaşlı ama varlıklı ve para pulda gözü olmayan, sadece üst katlarında oturacak güvenebilecekleri sevecekleri birini arayan tonton insanlardır. gwtw evi tutmuş vaziyette kapıdan çıkar. sonra bir miras davasına dek yuvarlak camlarından huzurla boğazı seyrettiği evinde oturur, camın önünden eve bakıp geçen insanlara el sallar. bence doğaüstüydü, hem ev, hem olay. milli piyango, size de çıkabilir.

  • tüm tarihi bir düşünün. medeniyetler kurulup yıkılıyor, şehirler kurulup yıkılıyor, insanlar ölüyor. büyük savaşlar, soykırımlar, antlaşmalar yapılıyor. devrimler, revizyonlar, politik atışmalar oluyor. ateş, yazı, barut, biyolojik savaş bulunuyor. birileri sinemayı, müziği keşfediyor, at yerine tren ve daha sonra araba ve uçak kullanılmaya başlanıyor. inşa edilen saraylarda soylular yaşıyor, askerler yaşıyor ve ölüyor.

    sonra sen doğuyorsun...

    ve çirkinsin....

    sırf bu yüzden istenmiyorsun, reddediliyor ve bir de üzerine dalga geçiliyorsun. zaten toplasan bu koca devran üzerine yaşayacağın yıl sayısı olsa olsa 85 ve mutlu olamıyorsun. çünkü çirkinsin. istediğin kişiyi sevemiyorsun, istediğine açılamıyorsun, hadi bir şansını denedin, hep karşı tarafın eski sevgilisini dinliyorsun, çünkü çirkinsin....

    sonra ölüyorsun. medeniyetler kurulup yıkılıyor, şehirler kurulup yıkılıyor, insanlar ölüyor. büyük savaşlar, soykırımlar, antlaşmalar yapılıyor. devrimler, revizyonlar, politik atışmalar oluyor. bilinmedik mikroplar, adı sanı duyulmadık silahlar peydah oluyor. birileri yeniden sinemayı ve müziği keşfediyor, uçak yerine yer altı trenler, ve uzay turizmi ortaya çıkıyor. inşa edilen gökdelenlerde zenginler yaşıyor.

    senin mezar taşın toprağın altında kalıp artık arkeolojik bir değer kazanıyor.

    oysa ki sen çirkindin. istediğin gibi yaşayamadın, istediğini sevemedin. bu koca devranda ne para ne de pul, sadece birini sevmek istedin, onu da yapamadın. toz zerresi bile değilsin.

    zaten 80 sene yaşayacaksın, onda da çirkinsin.