hesabın var mı? giriş yap

  • yakın zamanda başıma gelendir. evlilik fobisi olan bana bile 'lan acaba bir şeylere geç mi kalıyorum?' sorusunu sordurmuştur. galiba arkadaşlarımın hayatlarında değişiklik olurken ben yerimde sayıyorum gibi hissediyorum. yoksa evliliğe bayıldığımdan değil. çünkü bazısı bak bazısı, diyorum. harbi mutlu lan. gerçekten ve sadece istedikleri için evleniyorlar. yinede daha iki gün önce ders muhabbeti yaptığım insanın şimdi banyo fayansından bahsetmesi tuhaf gelmiyor değil.

  • kendisinin 8 kasım 2022 tarihinde candaş tolga ışık’a konuk olduğu programı youtube’da önüme düşmesi üzerine bir kısmını izledim. kaçak yayınlarla ilgili onu yayınlanların da izleyenlerin de(bu kişilere bilmeden de olsa diye ekliyor, hakkını yemeyelim) hırsızlık yaptığını, bunun ahlaki bir şey olmadığı şeklinde eleştiriyor. haklı diyebiliriz, tartışacağım şey burası değil.

    yıllar önce kendisinin hayatını anlattığı bir videoya denk gelmiştim. eve yazıcı alıp ders kitapları-soru bankalarını korsan basıp bunu sattığı anılarını güle oynaya anlatıyordu. yaptığımız da ahlaksız bir şeydi, gençtik o zaman vs tarzında bir özeleştiri de yapmamıştı.

    veya spor muhabiri olduğu dönem meşhur olayı, brezilya maçına gitmeyip arkadaşlarına brezilya taraftarı taklidi yaptırma hikayesini de anlatırken de bu yaptığı hakkında bir özeleştirisini duymadım.

    ki bunlar topluma açık yayınlarda anlattığı, mizahi tarafı olduğu için “komikli anı” diye anlattığı anılar.

    geçen de bizim ev sahibiydi blutv kullanıcı sözleşmesini kopyala yapıştır önümüze koyan zaten.

    kendisi şimdi ahlak dağıtıyor. yürü be. milyon doları olmasına rağmen kültürel sanatsal faaliyetlere katılmak, bir kitap okumak, bir film izleyebilmek için hobi olarak korsan yayınları kullanan ahlaksız ve hırsız gençler utansın.

    peşinen not: yayınların kaçak izlenmesini savunmuyorum burada. fikri mülkiyete verilen değer bu ülke sosyolojisinin bir açmazıdır.

    ilk taşı hiç hdfilmcehenneminde film izlememiş olanınız atsın.

  • istikrarlı topçu. trabzonspor'da da kadro dışı bırakılarak formundan hiç bir şey kaybetmediğini bir kez daha gösterdi.

  • fahrettin koca beyanıdır. link

    lokantada bulaşan virüs, camide bulaşmayacak demek ki.

    neyse, namaza gidiyorum diye dışarı çıkıp sahili turlayıp eve dönme fikri, çık aklımdan.

  • yıl 1976...
    traş bıçağı firmasının (gilette) tüm dünyada yayınlanacak reklam teklifini reddeden tarık akan'ın kapısı bu kez otomobil reklamında oynaması için çalındı.
    yanıtı yine "hayır" oldu.
    daha sonra şampuan, diş macunu, banka ve bir çok önemli firmanın reklam tekliflerine de yanıtı her zamanki gibi "hayır" oldu.
    bu astronomik reklam tekliflerini hiç düşünmeden reddeden tarık akan, bunun sebebini o dönem şöyle açıklamıştı.
    "bu teklifler tarık akan olduğum için yapılıyor. bu adı ben kimden aldım? sinema seyircisinden aldım. onlar beni tarık akan yaptılar. şimdi bu tekliflere "evet" dersem onlardan aldığım bu adı onlara tekrar satmış olurum. dünyada her şey para değildir."
    tarık akan, zirvede olduğu 45 yıl boyunca, kendisine gelen reklam filmi tekliflerini geri çevirdi. hiçbir reklam filminde oynamadı. duruşundan ve çizgisinden asla taviz vermedi.
    senin gibi onurlu birisi bir daha gelmedi........

  • böyle düşünen kaç insan vardır bilmiyorum ama mesajlaşma olayı bana oldukça zahmetli ve bunaltıcı geliyor. sürekli cevap yazmak zorunda olmak, pıt pıt telefon ekranında tuş aramak insanları nasıl darlamıyor anlamak mümkün değil.

  • elementler, özellikleri birbirine benzeyenler alt alta gelecek şekilde, artan atom numaralarına göre sıralandığında bir cetvel oluşturur. oluşan bu cetvele periyodik cetvel denir.

    1869 yılında rus kimyacısı dimitri mendeleev tarafında yapılmıştır. 1877 yılında alman bilgini lothar meyer de mendeleev’ den habersiz olarak bir periyodik cetvel yapmıştır. bu iki cetvel hemen hemen birbirinin aynıdır. meyer; elementleri, cetvelinde fiziksel özelliklerine göre sıralamış, mendeleev ise elementlerin atom kütlelerini dikkate alarak artan atom kütlelerine göre cetvelinde sıralamıştır. bu sıralamada birbirini izleyen elementlerin değerliklerinin ve öteki özelliklerinin, belirli sayıda elementten sonra tekrarladığını, yani bu özelliklerin periyodik olduğunu görmüştür.

    mendeleev; hidrojen elementini, özellikleri o zaman bilinen elementlerin özelliklerine benzediği için ayrı bırakarak ondan sonra gelen elementleri (li, be, b, c, n, o, ve fu) bir satır üzerinde (periyotta) atom kütlelerine göre sıraladı. böylece, bu elementlerin özelliklerinin ve değerliklerinin adım adım değiştiğini gördü. o gün için bilinen ve atom kütlesine göre flüordan sonra gelen element sodyum idi. sodyumun özellikleri, ondan öncekilere değil, lityumun özelliklerine benzediğinden, sodyumu ikinci satırın(periyodun) başına, lityumun altına getirmesi gerekmiş ve bu suretle de yeni bir periyot başlamıştır. bu periyotta sodyumdan sonra, birinci periyottaki elementlere adım adım benzeyen mg, al, si, p, s ve cl gelir. bunlardan sonra atom kütlesine göre sırası gelen element potasyumdur. bunun özellikleri sodyumunkine benzediği için sodyumun altında potasyum yer alacak şekilde, potasyum ile yeni bir periyot başlar. potasyum ile başlayan bu yeni periyotta atom kütlesine göre sırası gelen element kalsiyumdur. kalsiyumun özellikleri magnezyumunkine benzediği için onun altına yeni ikinci sütuna yerleştirilir. kalsiyumdan sonra o zaman bilinen element titandı. ancak titanı, özellikleri bakımından alüminyumun altında göstermeye imkan olmadığını gören mendeleev, üstün bir önseziyle, kalsiyum ile titan arasında bir elementin bulunması gerektiğini söylemiştir. bu nedenledir ki mendeleev, atom kütleleri sırasına göre kurduğu gruplarda, özellik bakımından benzeyen element yoksa, yerini boş bırakmıştır. bunun sonucu olarak mendeleev’ in periyodik cetvelinde bazı boşluklar meydana gelmiştir. mendeleev, bu boşlukları açıklamasını bilmiş, o gün için bilinmeyen ve periyodik cetvelde 32 numaralı yeri alması gereken elementin özelliklerinin ne olacağını tahmin etmiştir. ayrıca, mendeleev’ in sisteminde boş kalan yarlarda bilinmeyen elementlerin bulunması gerektiği fikri yeni elementlerin keşfine yol açmıştır.

    bugün periyodik cetvelde elementler, atom kütlelerine göre değil, atom numaralarına göre dizilir. böylece mendeleev’ in sisteminin aksaklığı ortadan kalkar. çünkü kimyasal özellikler, atom kütlelerinin periyodik bir fonksiyonu değil, artan atom numaralarının periyodik bir fonksiyonudur. elementler artan atom numaralarına göre periyodik cetvelde dizildiğinde, elementlerin bazı özellikleri periyodik olarak tekrarlanır. bunun nedeni, elementlerin elektron dizilişleriyle ilgilidir.

    elementlerin özellikleriyle atomların elektron dizilişi arasındaki ilişkinin açıklanmasında çoğu kez değerlik orbitalleri ve değerlik elektronları terimleri kullanılır. bir atomun temel halindeki elektron dizilişinde yer alan orbitallerden en yüksek enerji düzeyindeki arbitallere değerlik orbitalleri denir. değerlik orbitallerinde bulunan elektronlara da değerlik elektronları denir. örneğin; elektron dizilişi 1s1 şeklinde olan 1h atomunun değerlik orbitali 1s, değerlik elektron sayısı 1’dir. 1s2 2s2 2p1 elektron dizilişi 5b atomunun değerlik orbitalleri 2s ve 2p, değerlik elektron sayısı 3’tür. benzer elektron dizilişine sahip olan elementler benzer özellikler gösterir. örneğin; soy gazlar olarak bilinen helyum, neon, argon, kripton, ksenon ve radon elementlerinin elektron dizilişleri arasında bir benzerlik vardır. elementlerin elektron dizilişleri yazılırken kısaltma yapılabilir. bu kısaltma her element için sadece değerlik orbitallerinde bulunan elektronlar açıkça gösterilir. diğer elektronlar, söz konusu elementten atom numarası daha küçük olan soy gazın köşeli parantez içine alınan sembolü ile ifade edilmiş olur

  • tatli, biskuvi, cikolata gibi seyler nispeten ucuz fiyatli kalori bombalaridir. evsiz ve en alt tabakadaki vatandaslarimiz icin bulunmaz nimetlerdir. kendini kontrolden aciz obezleri uzak tutmak icin yapilacak boyle bir ayar, sagduyu eksikligidir.

    edith: aha bildigim yerden soru gelmis. simdi neuroscience diplomali ve yuksek lisansiyla mesgul biri olarak vikipedi alimlerine anlatalim:

    dopaminin sagladigi seye tokluk hissi denmez. dopamin mezolimbik sistemin sagladigi odullenme ve pozitif reinforcement fenomeninden sorumludur. cikolatanin kalori kaynagi olarak kullanilmasinin dopaminle alakasi yoktur.

    sosyoekonomik siniflarin varligini reddederek herkesin alim gucunu esit saymak sagduyu degil, tam aksine gerceklikten uzak, tamamen kurama dayali bir iluzyondur.