hesabın var mı? giriş yap

  • unit 731 gibi bir manyaklıkla tarihe geçen bir milletle şaka olmaz. maalesef türk merhametli olduğundan rahat rahat burada bölücülük yapabiliyorsunuz, elin samurayı acımaz.

  • anneanne kişisine iş yerinde yaşanan bir takım sorunlardan bahsetmektir. siz ne anlatırsanız anlatın, cevap kızım sıkı giyin olarak geri döner.

    -geçen hafta beyanneme süresini atlamışız...
    -aman kızım sıkı giyin.
    -patron maaşları geç öder muhtemelen...
    -o da sıkı giyinsin.

  • her yönüyle şüphe uyandıran kazıdır.

    göbeklitepe dahil türkiye'de yapılan hiçbir tarihi kazıda bu kadar büyük güvenlik önlemleri alınmamıştı.

    tarihi bir kazıda müze yetkilileri bulunduğu söyleniyor ama arkeoloji dünyasından hiç kimsenin konu hakkında fikri yok.

    ülkenin zenginliğini kendi malı gibi gören bir hükümet var ve milletvekili dahil kimse alana giremiyor.

    kazı bittikten üç ay sonra recep tayyip erdoğan vatikan'a davet ediliyor, daha önce 1959 yılında celal bayar gitmiş, başka davet alan yok.

    hangi tarihi kazıda mit ve özel harekat görev aldı bugüne kadar, ülkede eline harita alan define kazısı yapıyor.

    öldürülen polis memuru eşine, kral mezarı ve çıkarılan altınlardan bahsediyor.

    gün gelecek orada görev yapanların korkuları son bulacak ve gerçek ortaya çıkacak.

  • felixis'in biraz daha kurcalamasi halinde bir kac saate kalmaz ilkokul diplomasini yirtar kendisi. güleyim mi aglayayim mi sasirdim valla.

  • ilginctir ki, the godfather uclemesinde, portakal cok onemli bir yer tutar. tahminimce sicilyanin portakali meshur oldugu icin olsa gerek, bu film serisi bir portakalin bakis acisiyla da izlenebilir. bakiniz the godfather serisindeki portakal olgusu:
    -ilerde michael corleone'e ihanet edecek olan sal karakterini ilk defa gordugumuzde bir portakal soymaktadir, sal ilerde olecektir.
    -woltz karakteri bir sahnede bir sepet portakalla birlikte gorulur, daha sonra adamin atinin kafasi kesilir.
    -don corleone* vurulmadan hemen once manavdan iki tane portakal alir.
    -bes ailenin katildigi toplantida tattaglia ve barzininin onune birer kase portakal konur, bu kisiler olur.
    -ve en onemlisi, vito corleone olmeden once bahcede torunuyla oynamaktadir, soyle ki, portakal kabugundan takma dis yapmistir kendine, sonra o da olur.

    bu olay serinin diger iki filminde de var ve de tesaduf olamayacak kadar fazlalar, hatta ikinci filmden simdi hatirladigim bir sahne, vitoyu isinden eden mahallenin kabadayisi fanucci olmeden once portakal kasasindan bir portakal aliyordu. bu konu kesinlikle arastirilmalidir.

  • haftada bir arızalanıyor, gün aşırı sefer sırasında yavaşlıyor, bazen iki durak atasında dur kalk gidiyor. arada elektrik kesildiği için denizin altında yolcularını indiriyor, denizin altındaki tüneli size yürüyerek geçirtiyor. zaten normalde bile 10 dk'da bir çalışıyor. bütün bunlar olurken, kalabalıkta, omuz omuza trenleri beklerken mesela biraz şikayet edin, hemen bir tane gürbüz sesli savunucu peydah oluyor:

    - beğenmeyen binmesin kardeşim.

    lan geri zekalı iyi de mümkün mü bu ?

    marmaray seferleri başladığında ido sabah 8'deki bostancı-yenikapı deniz otobüsü seferini kaldırdı. istanbul'un iki yakasının en önemli ulaşım merkezlerinden ikisi arasında sabah trafiğinin en yoğun olduğu saatler olan 7.30-9.30 arası çalışan bir tane bile gemi yok.

    ben bostancı iskelesine kadar sakin sakin 10 dakika yürüyüp gemiye biniyordum, yolculuk sırasında (uyuyup / kahvemi içip / kitap okuyup) 30 dakika sonra yenikapı'da inip yine sadece yürüyerek işime gidiyordum. şimdi önce 20 dakika yürüyüp (ya da yağmurda çamurda arabayla) e-5 üzerindeki metroya gidiyorum, oradan ayrılıkçeşmesi'nde aktarma yapıp marmaray ile yenikapı'ya geçiyorum. deniz otobüsü ile oturarak yaptığım ve yürüme dahil 45 dakika süren yol, hem koşturmaca, hem aktarma hem de ayakta sıkış tıkış metro-marmaray ile 1 saatten fazla alıyor.

    benim alternatifim yok ki. anadolu yakasında minibüs yolu ve civarındaki birçok kişinin karşıya geçmek için metro-marmaray'dan başka alternatifi mi var? bostancı-yenikapı deniz otobüsüm vardı sabah 8'de, artık yok. yine deniz otobüsü ile bostancı-kabataş yapıyordum arada, oradan tramvay ile geçiyordum, hatta hava güzelse yürüyordum, martı projesi sebebiyle o ihtimal de uzun bir süre yok. yahu hatta eskiden trenle haydarpaşa'ya gider, vapurla sirkeci'ye geçerdim arada, mis gibi deniz havası için. ama artık tren de yok, ne zaman açılacağı da belli değil. ondan sonra;

    - "biyinmiyin binmisin"

    deniz otobüsü çalışsa yanına yanaşmayacağım bunun da işte. neyse.

  • son aylarda tatil ve otel rezervasyon sitelerinde yaşanan, özellikle rezervasyon (aka. booking) süreçleri hakkında sözlükte olsun, reel hayatta olsun bir çok sorunla uğraşan kişilerle karşılaştım. forumumuzda bu konu hakkında bir başlık aradım, mamaffih bulamadım. sonra insanlık vazifemi yerine getirmek için bu işin amatörlerine yol göstermek amacı ile bilgi vermeye karar verdim. ripleri unutmayalım;

    (not: başlığa booking.com yazdım ama siz ilgili tüm site veya kurumlar için kullanabilirsiniz. )

    booking.com, tatilsepeti.com, hotels.com v.b. siteler en temel anlamı ile tatilci ile otelleri buluşturan, tatilciye otelleri değerlendirme ve tatilcinin belirlediği şartlarda ona uygun otel seçenekleri sunan faydalı sitelerdir. anlatacağım yöntemler hem yurtiçi, hem yurtdışı oteller için geçerli olabilecek türde tavsiyeler olacaktır ama yazının ruhu yurtdışı tatil planlayanlar baz alınarak yapılacaktır.

    1) otelin ücreti:

    -yurtdışındaki oteller genelde gecelik oda ücreti bazlı çalışırlar. bununla birlikte müsait otel araması yaparken arama butonundaki kalacak kişi, tarih aralığı ve oda sayılarının doğru girilmesi çok önemlidir. 3 kişi gideceğiniz tatile 1kişi/1 oda için arama yaparsanız çok sağlıklı sonuçlar gelmeyebilir. kaç kişi gidip, kaç oda tutup, kaç gece kalacaksanız mutlaka o sayıları girin. son ekranda karşınıza gelecek tutar tamamen sizin ihtiyacınız olan fiyat olacaktır.

    -otel ararken mutlaka farklı sitelerden karşılaştırmalı arayın. örneğin x otelinin fiyatına bakarken aynı otelin tripadvisor.com, hotels.com gibi sitelerdeki fiyatlarını mutlaka kontrol edin. bazen siteler özelinde sizin gideceğiniz tarihlerde beğendiğiniz otelin kampanyası denk geliyor ve çılgın fiyatlara konaklanabiliyor.

    -yurtdışı tatillerinde, özellikle usd, eur ve gbp'nin çılgın attığı bu günlerde fiyat tabii ki önemli ama ucuz diye her otele atlamayın. turizm merkezlerindeki otellerin en kötüsü bile belli standartları tuttururken, merkezlerin biraz dışında ve merkez olmayan lokasyonlardaki oteller fecaat olabiliyor. bu nedenle otel hakkında yazılan yorumlara mutlaka bakın. özellikle tripadvisor.com'daki yorumlar hayat kurtarabiliyor. haaa "2 gün kaldım, 1 temiz havlu verdiler :(", "otele vardım kimse yüzüme gülmedi :,,(" gibi noktalara takılıyorsanız siz bastırın parayı güzel bir otelde kalın. çünkü türkler hiç birşeyden memnun olmaz otelde.

    - çok ucuz değilse otele site üzerinden ödeme yapmayın, ön ödeme almayan otelleri tercih edin. bazısı kk numarası ister garanti olsun diye, sanal kartı verip sonra limiti sıfırlayın. ödemeyi elden yapın, belli olmaz gidemezsiniz veya oteli değiştirmek isterseniz, iade süreçleri sıkıntılı olabiliyor.

    2) otelin lokasyonu:

    - gideceğiniz otelin lokasyonu çok önemlidir. örneğin barselona veya londra diye arattınız diyelim, site size barcelona ve londra bölgesinde bulunan tüm otelleri süzüp getirir. zone 1'de londra/barselona'da, zone 4'te :) bir anda kendinizi havalimanına 150 km, şehre (eğlenceye, müzelere, hayata) son otobüsü saat 10:00'da olan 50 km uzakta bir yerde bulabilirsiniz. o nedenle iyi araştırma yapılmalı ve otelin lokasyonu mutlaka google haritalardan falan kontrol edilmelidir.

    - otel mümkün olduğunda merkeze, olamıyorsa merkeze/gezeceğiniz yerlere 1 otobüs veya metro ile ulaşabilecek bir yerde olmalıdır. bu ulaşım masraflarınızı düşüreceği gibi şehir hayatını kaçırmanızı da engelleyecektir. bunun için otelin lokasyonu hakkında yorumları okumanızı, hatta bunun için otele mail atmanızı öneririm.

    -eğer yaşlı başlı, aman ağzımın tadı kaçmasın gibi bir tip iseniz çok da merkezde kalmayın. örneğin barselona'da merkez diye la rambla üzerindeki bir otelde kalabilir ama zabbaha kadar sesten gözünüzü kırpmayabilirsiniz. bu nedenle yine misafir yorumları kısmına dikkatlice bakın. eğer otel sesli falan yazıyorsa size uygun değil demektir.

    3) oda özellikleri:

    kendi bütçemize uygun, merkezi sayılabilecek bir yerde otelimizi bulduk. sıra geldi oda özelliklerine;

    - odalarda tv, klima, özel duş, ısıtma sistemi gibi temel özelliklerin durumuna mutlaka dikkat edin. yoksa yazın 40 derece sıcakta, kışın 5 derece soğukta uyuyamayabilir, tuvalet konusunda hassasiyetiniz varsa büyük hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. bütçeniz özelinde mümkün olduğunca özel odalarda konaklamaya çalışın.

    - eğer hostel'de kalınacak ise yine duş ve tuvalet durumuna dikkat edin, yorumlarda mutlaka okuyun. çünkü bazı hostellerde temizlik rezil ötesi olabiliyor. yabancılarda hiç yok ama bizim türklerde büyük abdst yaparken çıkan ses konusunda büyük bir hassasiyet vardır. buna alışın

    - otelin temizliği hakkında dengeli olun. ucuz otelde kalıyorsanız temizlik hakkındaki yorumları mutlaka okuyun. yabancılar temzilik konusunda bizim kadar hassas değil, temizlik hakkında yorumlar içinize sinmiyorsa rezervasyon yaptırmayın.

    - oda hakkındaki beklentileri düşük tutun. mesela benim 2 kriterim vardır; sırtım yatak görsün, duşu/lavabosu temiz olsun bana yeter. bu nedenle rzv yaptırdığım otellerde asla hayal kırıklığına uğramadım. unutmayın, ne kadar ekmek, o kadar köfte.

    - sitede yer alan otelin kullanıcı bazlı değerlendirme puanlarına mutlaka dikkat edin. booking.com özelinde 7/7,5 puan üzeri oteller genelde iyidir.

    - kullanıcı puanları yetmez, sıralamaya da dikkat edin. kalmak istediğiniz oteller sıralamada ortalama puan sıralamasında ilk %25 içinde olursa iyidir, sorun çıkarmaz. ucuz fiyatlı arıyorsanız ilk %50 içinde olursa da işinizi görür. diyelim çok uygun fiyatlı, konumu süper ama sıralamada son %25 içinde bir otel buldunuz. fotolarına bakın, yorumları okuyun, içinize siniyorsa rzv yaptırın. ben bir iki defa kaldım bu tip otellerde çılgın fiyatlara. artık şansıma mı diyeyim yoksa beklentilerimin düşük olmasına mı? en ufak bir problem yaşamadım.

    şimdilik bu kadar, aklıma gelen başka bir şey olursa ekleme yaparım. eksik veya yanlış bir bilgi varsa ilgili arkadaşların düzeltmesini beklerim.

    hayırlı forumlar...

  • oğlum beni iyi dinleyin lan . şeker çuvalından annemin bana şort yapıp giydirdiği zamanlar ( çok sağlam oluyordu ve tekstil bu kadar gelişmemişti ) . her yaramazlık yaptığım zaman annem bana baban eve gelsin sana gösterteceğim derdi . bir çocuk için babası eve geldiği zaman yüzünde tebessüm belirmesi gerekirken ben nasıl bir dayak yiyeceğimin hesabını yapardım ve babamın eve gelme saati biraz daha yaklaştıkça korkularım daha çok artardı . her nekadar babamın beni dövdüğünü hatırlamasam da çok zor gelirdi lan o süreç .

    geçenlerde annemle konuşuyorum dedim ki neden anne sen beni dövmedinde babamın mesai bitimine kadar beni korkuyla yaşattın . hiç olmazsa döverdin dayağımı yer otururdum .

    çok yaramazdın oğlum napayım dedi .

    babam bir kere anneme demedi ki ben kapıda beni özleyen çocuğumla karşılaşmak istiyorum korku dolu gözlerle bekleyen değil diye .

    bunu bir yere not edin ve çocuğunuza karşı böyle bir söylem kullanmayın rica ediyorum .

  • yine gelmiş "masadayız" ekibi! isvicre'yi 3-5 farkla yeneriz hesabı yapan adamın nöronlarını parmakla sayarsın! defalarca söyledik, yine söylüyoruz "milli" diye bir şey yok bitti o devirler. para kazanmanın, cukkalamanın diğer adı oldu "milli, yerli" vb... kelimeler. parayı alana kadar her şey! 10 milyon euro verdin mi? verdin... o sırada futbolcular milliyetçiyiz pozları kesti mi? kesti... orada kapandı defter, şimdi tatil zamanı; enayi fransa, belçika, italya topçulari kıçını yırtıyor! onlar 35 derece sıcakta nefes alamazken bizimkiler karayiplerde partileyecek. yeni türkiye dedikleri buydu işte; hala anlamamanız sizin andavallığınızdan...