hesabın var mı? giriş yap

  • "van gölüne gitmişem, canavarı görmüşem, canavarı görünce lo, korkudan altıma etmişem"... işte kültür bu. saf, temiz, halkın içinden açan bir çiçek gibi... yıllar önce trabzonspor kafilesinin van deplasmanında karşılaştığı vanlı küçük bir evladımızın trabzonsporlu futbolculara söylediği, van gölü canavarıyla ilgili bir türküydü bu. televole'de izlemiştim. tüm trabzonsporlu oyuncular pek gülmüştü bu türküye. en çok gülen de ünal karaman'dı. kara boğa ünal, çocuğu "hay yaşa aslan parçası" diyerek öpüp tebrik etmişti. bu sevgi dalgası, tezahürat kültürümüzde pek görünmese de yine de bu açıdan yaratıcı insanlarız. peki ya abd'li yiğidolar? onlar da yaratıcı mı? açıkçası genelleme yapamam ama ponpon kızlar özelinde böyle bir yaratıcılığın olmadığını söyleyebilirim.

    yıllar yılı nice abd muvisinde, dizisinde gördüğüm bir takıntı türüdür ponpon kızların harfli tezahürat takıntısı. anladığım kadarıyla abd kolejlerinde okul takımlarını destekleyen amigo kızlar için harf istemenin yeri büyük. bunlar hem harf istiyor hem paso harf heceleyip milletten destek bekliyor. kendimizden örnek verelim:

    "şimdi bana bir e ver. şimdi de bir k ve bir ş. bir de i... ekşi-ekşi-ekşi huuuuuu"

    neyi huuuuu lan neyi huuuuuu? on bin yıl oldu hala tek tek harfleri hecelemekten başka tezahüratınız yok. yok "bana bir d ver, bir de yanına e koy, şimdi bir de t" bilmem ne derken insan kafayı yiyecek gibi oluyor. abd'li yiğidolar nasıl dayanıyor bu zulme anlamıyorum. hadi biz "şimdi bana bir o ver, yanına da bir r koy" falan derken "acaba ne çıkacak lan?" diye bekliyoruz. peki abd kolejlerinde okuyan canolar zaten bilmiyor mu o tek tek sayılan harflerin ne çıkacağını? kendi takımlarının ya da vilayetlerinin, memleketlerinin adı çıkacak işte... belli bir şey. "bana bir t vermeni isttiyorum. harika... ve şimdi sanırım bir de i vermelisin" falan derken seyircilerin "anladık lan anladık... ohio tigers işte" diyerek tepki vermelerini bekliyorum, ama vermiyorlar. vermiyorlar arkadaş inanılır gibi değil, vermiyorlar. abd kolejlerindeki bu tezahürat sorunu çözülmeden, orada okumam kardeşim. ha zaten liseyi falan bitireli beş bin yıl oldu, gitsem de almazlar muhtemelen ama olsun tepkimizi koyalım.

  • türkiye cumhuriyeti müslüman bir ülke değildir, inanmayan anayasayı açıp bakabilir.

    şu ülkenin gelişimine, geleceğine, eğlencesine, kısacası mutluluğuna taş koymayın artık rica ediyorum.

    kafamızı şişirdiniz zırvalarınızla.

  • şu şekildedir:

    ayağı yerden kesik sol avanakla, köle tüccarı sağ avanak el ele göçmen politikasızlığını savunup duruyorlar.

    suçladıkları ise her zamanki gibi makuliyet ve öngörü.

    yani biz.

    kendini sola yerleştirmiş hıyarın biri diyor ki, “sizler göçmenlere karşı çıktığınız için altındağ’da böyle oldu”

    tek kelime var bu durumu çok da terbiye dışında çıkmadan tanımlayan.

    “dangalaklık”

    herif apartmanın 20'nci katında balkon demirine çıkmış aşağı atlamaya hazırlanıyor. birisi diyor ki, bak atlama, atlarsan ölürsün” adam atlayıp ölüyor.

    bu solcu hıyara göre sorumlu “atlarsan ölürsün” diyen.

    sonra bu gibiler türkiye'nin düşün hayatına yön verdiklerini düşünüyorlar.

    haliyle bunların yön verdiği düşün hayatı da böyle oluyor işte.

    aynı dangalak devam ediyor.

    “iklim krizi nedeniyle bu göçler olacak.”

    suriye’den gelenler ve afganistan’dan ipini koparanlar iklim krizi nedeniyle mi geliyor peki.

    buna sorarsan evet.

    kendi gibi salaklar inanabilir.

    ama ben inanmam.

    bu gibilerin ilk kez duyduğu ve millete sattığı bilimsel kavramları yıllardır türk halkına anlatmaya kendini adamış biri olarak söyleyebilirim ki, iklim krizi ve 6. büyük yokoluş sürecinde olacak olan göç başkadır, dış politika hataları ve abd politikalarına aptalca biat nedeniyle ortaya çıkan bu göç başka.

    bu ikisini aynı yerde değerlendirmek katıksız bir cehalet değilse, okuyanı kendi kadar dangalak zannetmektir.

    sağcısı ile solcusu ile sözde fikir adamı bu kadar cahil, ya da saf, aptal ya da belki kötü niyetli ve satılmış olan bir ülkenin burnunun boktan çıkmaması ise normaldir.

    çünkü bu aptallıklar yanlış politikaların mimarlarına “bak doğru yoldayız” dedirten aptallıklardır.

    https://m.haberturk.com/…avanak-solumda-salak-amp?_

  • bir bira sevdalısı olarak arkadaşı çok iyi anlıyorum. bana da mesela viski acayip tatsız, acı, ağır geliyor. bir ara "olm bunu bence laf olsun diye içiyorlar kimse de birbirine itiraf edemiyor" diyordum ve buna inanıyordum hatta.

    sana biranın olayını anlatayım. bir kere birayı hemen sarhoş olmak için içmezsin. elini, ağzını oyalasın diye önünde durur. çay gibi, kahve gibi. yanına bir sürü kızartma, atıştırmalık yakışır. ağzın ekşimez, acımaz. yavaş, yavaş içersin. şanslılardansan 4, benim gibi her gün içenlerdensen 6.da sarhoş olursun. bazı geceler sarhoş olmak istersin 2.birada baileys mi seviyorsun kardeşim baileys içerek devam edersin. ben tekila söylüyorum genelde öyle gecelerde.

    maya kokusu, ağızda dağılan arpa, mısır, nişasta, patlamış mısır notalarına girmeyeceğim. belli ki tadı sana hitap etmiyor ama tadı da biradan biraya acayip tatmin edici oluyor bazen.

  • müziğini beğenmediği adamın hasta olmasına sevinecek ruh hastalarını ortaya çıkarmıştır.

    bir insanın içi ne kadar kötü olabilir?

  • 14 ekim 2012 felix baumgartner'in uzaydan atlayışını verirken adamın ışık hızını geçmeye çalışacağı altyazısını verdikleri yetmezmiş gibi, atlayış tamamlandıktan sonra felix'in ışık hızını geçtiğini iddia etmişler. felix için dört dakika geçmesine rağmen bizim için dört yüz yıl geçtiği için bu bilgiyi internet denen tarih öncesi veri deposundan almış bulundum.

  • köleliğin birden kaldırılmama nedeniyle benzer durum. parayla satın almış kişiler köleliğin kaldırılmasına karşı çıkıyordu.

    fayda etmedi tabi. insanı köleleştirmek de bir mala %200 vergi koymak da zulümdür ve her zulüm eninde sonunda biter.

  • kuresel isinma, dunyanin ve insanligin yok olma tehdidi, milyonlarin olmesi vs.

    kendi adima gerekli onlemleri aliyorum zaten mesele bu degil, bunu zaten aman kuresel isinma olmasin bilmemne diye yapmiyorum.. karakter olarak birseyi bosa harcamayan, tuketimine dikkat eden bi herifim, kuresel isinmayla ilgili diil yani...

    ancak ben sizler kadar pozitif bakamiyorum konuya.. birak turkiyeyi, butun dunya bu konuda temkinli olsa kac yazar?

    malesef kuresel isinma artik engellenebilir durumda degildir. sadece ertelenebilir. o yuzden sunu anlamiyorum.. bunu cocuklarimiz ve sonraki nesiller icin isteyenlere soruyorum mesela, hadi cocuklarini kurtardin, hadi diyelim torunlarin da yirtti, cok ugrastik insanlik olarak vs..

    torunlarinin cocuklari onemli diil mi? onlar ne olucak?

    ozetle sahsi fikrim, onlem, duyarlilik, dikkat bilmemne asamalarini coktan gectik..
    gecmis olsun..

  • yanlış bir inanış; zira almanlar geğirene "sehr gut", osurana ise "du bist mein lokomotiv andreas" derler.