hesabın var mı? giriş yap

  • istisnasız her defasında geri itileyerek tepki koydugum durum.. özellikle taksim metrosunda girenleri geri iten 1.85 boylarında biri görürseniz muhtemelen benimdir.

  • tamam bu silah bu savaşta kullanılan belki de en etkili silah olabilir, fakat anlamsızca çok ön plana çıkarılıyor, hakkında marşlar yazılıp söyleniyor. umarım bunun altından başka bir şey çıkmaz .

  • kendi hayat felsefesini walter white'la dertleşirken şöyle anlatmıştır.

    polis memuru olarak çalıştığı yıllarda, devriye gezdiği arkadaşıyla birlikte, 2 metre 20 santim boyunda karısını döven bir hayvandan ve dayaktan ipince kalmış, bilekleri bile ipince olan kadından bahseder. adam karısını her dövdüğünde kadın şikayetçi olmadığı için elinden bir şey gelmez.

    bir akşam, polis arkadaşının olmadığı bir gece yine aynı hayvan karısını döver. mike ehrmantraut da adamı kelepçeler ve arabaya bindirir, ıssız bir yerde ağzına silahı dayar. adamın korkudan altına yaptığını, bir daha karısını dövmeyeceğine dair söz verdiğini söyler ve dersini aldığını düşünüp adamı serbest bırakır.

    1 hafta sonra adam karısını öldürür. hem de evdeki blenderla.

    ve mike ehrmantraut, bu olaydan sonra hayat felsefesi olarak benimsediği şu cümleyi kurar:

    "sonuna kadar gitmem gerekirken yetersiz tedbir almayı seçmiştim."

    izlenmiş en iyi gerilim filmleri: (bkz: #101314076)
    izlenmiş en iyi romantik filmler: (bkz: #122389518)

    debe için teşekkürler...

    düzeltme: ekleme

  • kadınların en vasatının dahi erkeklerce "tercih" edilecek olmasıyla ilgili bence. yani kadınlar hiçbir biçimde kesif bir yalnızlık atmosferiyle karşılaşmıyorlar. o yüzden, "deniz kenarında kahve keyfi", "az insan, çok huzur" ve teşhircilik tarzı mutluluklara sahipler. sürekli olarak "birileri" var çünkü, onlara "alaka" göstermek için pusuda bekleyen bir sürü adam var. bu yüzden diledikleri gibi şımarma hürriyetine sahipler. bir de erkeğe bak; paçalarından aşağıya sürekli reddedilmişlik ve tenhalık duygusu akıyor.

  • "sen git roma'yı imparatorluğa dönüştür sonra da ismini salataya versinler. dağdaki çobandan ne farkın kaldı hey gidi koca sezar."