ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
jandarmayı çileden çıkartan linççi karadenizli
-
+65 yasağını dinlemeyenlere çatır çatır ceza kesen jandarma ekiplerini kameraya çekip sosyal lince yönelen bir adet lazolinin mutlu sonla buluşmasını içeren videodur
hiç kimse kusura bakmasın devlet yasağı koymuş, uyarısını günlerdir yapıyor, sen elinde kamerayla sözde "hak" aramaya çalışırsan o karşındaki sessiz gözüken jandarma gerektiğinde genital bölgenden namlu ucuyla kan alır.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: beyler en çok giydiğiniz markayı yazın.
2. seher yıldızı
ikea'nın isveç kültürünü dayatması
-
içecekler sınırsız diye makinelere dadanan, tek yemekle 3-5 bardak içen, ketçap-mayonez sınırsız diye (ki artık değil, ikea bile pes etti) yese de yemese de her aldığı yemeğin üstüne paket paket sıkan, üzerinde "mağazadan çıkarken iade ediniz" yazdığı halde katalogları çantasına, montuna sıkıştırmaya çalışan, belirli köşelere, alışveriş esnasında not alabilinsin diye konulmuş kurşun kalem ve mezuralı kağıtları avuç avuç cebine tıkan biz türk milletine vız gelip tırıs gidecek dayatma.
zamanında stockholm'e kadar gider orayı da alırmışız bakma sen, üşenmişiz.
150 kwh bareminin 210 kwh'a çıkartılması
isviçre'de çocuklara yaya geçidini öğretmek
-
insanı "lan medeniyet böyle bir şeymiş mk" diye duygulandıran tema ve videosu.
https://www.facebook.com/…/videos/1038259332859531/
allah'ını seven üzerime biraz medeniyet atsın.
edit: gerçek viral video budur arkadaş. adam kendi profilinden paylaşmış kimse siklememiş. sadece 7 kişi beğenmiş videoyu. oysa 24000 kişi videoyu paylaşmış. çoğu da türk...
edit 2: bir de bu debe'ye giren entry'lerin edit'lenerek yardım kampanyasına destek verme durumları var. ben bunu doğru bulmuyorum. bu sözlük yönetiminin sorumluluğunda olması gereken bir husus. buradan sözlük yönetimine çağrıda bulunuyorum:
yardım kampanyaları için ayrı bir buton, bölüm, vb. bir şey eklemelisiniz. bu durum debe'ye giren entry'lere ve oy verenlerine haksızlık oluyor.
sevgiler...
nazlı çelik'in fotoğrafına yapılan yorumlar
-
yorumlardan biri şöyle... "şortsuz bir nazlı çelik dileğiyle"
tişört de olmasın anasını satayım :)
tanım: hiç şaşırmadığım yorumlardır. ülkede daha şorta tahammül edemiyen milyonlar var.
ikinci ya da üçüncü entry'nin hep debe'ye girmesi
-
facebooktaki ergen sayfalarinda olan durumun aynisinin sozlukte de olmasidir. bir cumle yaziya bir bakiyorsun 200 fav gelmis, ucuncu sayfada yazsa tek oy alamayacak entryler bastaci oluyor, biz de girip eli yuzu duzgun entry okuyacagimiza debe listesinde recep ivedik ayarinda entryler okuyoruz.
24 haziran 1989 bob dylan istanbul konseri
-
eğer hafızam beni yanıltmıyorsa gerçek anlamda istanbul'da izlediğim ilk konserdi. bundan tam tamına 7521 gün önceydi nerden baksan 21 yıl olmuş . daha gencecik bir yaşam ünitesiyken konsere özel bir sebepten dolayı gidemeyen yengemin ( ah şimdilerde ne kadar üzüldüm ah ne kadar anlatamam ) ben gitmiyorum sen dayına eşlik et gerçek müzik dinlersin demesiyle kendimi daha önce orhan gencebay'ın bir filminde hınca hınç dolu bir halk konserinde isyan edercesine elleri kanarken batsın bu dünya adlı şarkısını seslendirirken gördüğüm harbiye açıkhava tiyatrosunun taş koltuklarında bulduğum konserdi.
o sıralar nasıl bir tarihi ana tanıklık ettiğimi fark edemesem de bunu anlamam için üzerinden çok zaman geçmedi.
konser yanılmıyorsam 17. uluslararası istanbul müzik festivali kapsamında gerçekleşmişti , yine daha sonra müziklerini dinlediğim joan baez'de aynı etkinlik içerisinde sahne almıştı tabi onu izleyememiştim zira istanbul'da yaşamıyordum ve istanbula bir kaç günlüğüne gelmiştim hoş joan baez'i de tanımıyordum açıkçası. ne ayıp!
bugün yıllar sonra aklıma geldi , sanırım haberlerde istanbul müzik festivalinin kurucusu şakir eczacıbaşı'nın ( rahmetle anıyorum) cenaze görüntülerinden etkilenmem büyük rol oynadı. benden hem yaşça büyük olduğu için hafızasına ve müzik bilgisine güvenerek camurlusular'ı aradım ki tarihi teyid ettireyim. 1989 dedi hiç düşünmeden! telefonu kapattıktan sonra eve gittim ve başladığım arşiv sandığını karıştırmaya ve sonunda solmuş bir yaprak kağıt üzerine jun 24, 1989 istanbul, turkey yazılmış playlist'ine ulaştım. konser biletimin diğer yarısı nerede onu bulamadım.
şarkılar tam sırasıyla şu şekildeydi ;
1- (bkz: most likely you go your way and i'll go mine)
2 - (bkz: all along the watchtower)
3- (bkz: ballad of hollis brown)
4- (bkz: just like a woman)
5- (bkz: the water is wide)
6- (bkz: ballad of a thin man)
7- (bkz: highway 61 revisited)
8- (bkz: mama, you been on my mind)
9- (bkz: mr. tambourine man)
10 - (bkz: don't think twice, it's all right)
11- (bkz: knockin' on heaven's door)
12- (bkz: i shall be released)
13 - (bkz: you're a big girl now)
14 - (bkz: leopard-skin pill-box hat)
15- (bkz: like a rolling stone)
16 - (bkz: blowin' in the wind)
17 - (bkz: one too many mornings)
18- (bkz: it ain't me, babe)
19 - (bkz: maggie's farm)
tarihin tozlu sayfalarından, ekşi'de nesli tükenmek üzere olan 5. nesil yazarınız beşinci göz , yine tarihin bir sürü byte'larından oluşan server'larında yerini almasını için bildirdi.
5 şubat 2020 pegasus uçağının pistten çıkması
-
kemer ikaz ışıkları sönmeden, uçak tamamen durmadan kemerleri açıp “ya nolacahh yeaaa” modunda valizleri almaya çalışan uyanıkları merak ettiğim kaza.
herkese geçmiş olsun.