hesabın var mı? giriş yap

  • amatör ruhlu bi' uzaylı. yok efendim şurayı işgal edeyim vay efendim dünyayı ele geçireyim demiyor. geliyor efendi gibi tarlaya inip üçgenini dairesini, efendime söyleyeyim beşgenini çizip gidiyor. gerçek bir uzaylı. evet.

  • sanki aileden biri gitmiş gibi. çok üzgünüm. öyle alışıp, sevmiştik. alışamıyor insan böyle şeylere. saçma sapan bir kavgada arabadan inen bir kişiye çarpıp vefat etmiş. bu kadar ucuz olmamalı hayat. gençlere öğrettikleri ve emekleri unutulamaz. ışıklar içinde uyusun :(

  • efsane vidyoda gecen laf. eleman bitmis. ruhu cekilmis, adeta zirveye oturunca dibi görmüs.
    acilen disari cikip biraz gunes almasini tavsiye ediyoruz.
    cagrisim yaptigi ıcin ıstanbul hukuk fakultesinin duvarinda 99 yilinda gordugum yaziyi paylasir kacarim:

    -hayat boyu esek olacagima 4 sene inek olurum daha iyi.
    altina okla yazilan cevap:
    - sen hayvan olmayi kafaya koymussun dostum, hadi hayirli isler.

  • kurulması için çalışmalar 1892 yılında başladı ve bitirilmesinin ardından açılışı düzenlenen bir balo eşliğinde 1895 yılında yapıldı. mimarı ise istanbul'a öncesinde de birçok eser kazandıran alexander vallaury idi. zamanının en ihtişamlı yapısı olarak tepebaşı'ndaki yerini aldı. yapıldığı dönemde osmanlı sarayları dışında elektrik verilen, dolayısıyla istanbul gecelerini aydınlatan nadir yapılardandı. ilk elektriikli asansör yine pera palas otel'deydi. o dönemde musluktan sürekli sıcak su akan tek bina özelliğine de sahipti. bu muhteşem yapı, 2. meşrutiyetin ilanı, 1. dünya savaşı, istanbul'un işgali, kurtuluş savaşı, türkiye cumhutiyeti'nin kuruluşu ve 2. dünya savaşı gibi dünyanın tarihini değiştiren birçok önemli olaya sessiz tanıklık etmiştir. mustafa kemal atatürk 1917'de, daha sonraları da sık sık ziyaret edeceği otelde ilk kez konakladı. 1926 yılında otelde istanbul'daki ilk moda defilesi düzenlendi. 1934 yılında agatha christie'nin ''doğu ekspresi'nde cinayet'' isimli romanı yayınlandı. pera palas otel romanın başlıca esin kaynakları arasındaydı. 2006 yılında beşiktaş deniz ve turizm yatırımları sanayi anonim şirketi tarafından üst kullanım hakkı alındı ve otel geniş kapsamlı bir restorasyona girdi ve 1 eylül 2010 tarihinde hizmete kaldığı yerden devam etti. tarihe tanıklık etmiş pera palas, müze-otel olarak tanımlanmaktadır. metex design group tarafından yapılan restore çalışmaları, 23 milyon euro'luk yatırımla başarıyla tamamlanmıştır.

  • huzur vermez.
    hayır saat olmuş gecenin onu, ofisteyim, hala çalışıyorum, durup durup sinyal istiyor piç. vermiyorum ya sinyal falan. gider misin buradan?!!!
    teşekkürler.

  • fiyatları arasinda ortalama 1 lira olan yerli uretim ile ithal ürün kiyaslamasi. ben nedense yerli ureticilerin amaclarinin, kalkinmayi tetikleyici ya da dunya pazarina giriş atilimindan ziyade var olan piyasadan kaniksanmis ithal fiyatlarla en yuksek kari kazanmak oldugunu dusunuyorum. yanlis dusunuyor da olabilirim tabii. simdi bu mevzu bahis findik kremasinin demirbasi findigi yeterince uretiyor muyuz? evet. hani su ureticinin kilosunu 10 liradan satip marketten 70 liraya aldigin findik. heyecan ariyoruz galiba ki ihrac ettigimizi geri ithal ediyoruz islenmis olarak. neyse, seker pancarı da ic anadolu'da yeterince var mi? var. geriye kaliyor kakao, ki bu da dunya geneline guney amerika'dan ya da afrika'dan ihrac ediliyor. simdi kardesim, bu urunun 3 ana bileseninden 2'sini yeterince uretiyorken neden markette nihai urunun fiyati ithal urunle ayni? bunda da mi otv var, nedir? yap bakalim arada dramatik bir fark sonra nutellanin talebi nasil dusuyor gör.

    edit: ozelden aksi yonde fikirlerini paylasan arkadaslara tesekkurler.

    edit: arkadaslar tamam sagolun ogrendim manisada nutella fabrikasi varmis, en buyuk findik tedarikcisiymis vs vs.

  • kendimizden biliyorum, çocuk ve torun sevgisi ihtiyacını gidermek amacıyladır. bizimki torun gibi.

    gençler kötü ekonomik koşullar, eğitimin yerle bir olması, adaletin, liyakatın olmaması dolayısıyla geleceklerini karanlık görmeleri vs nedenlerle ile aile kurup çocuk sahibi olamadıklarından, bu çocukların anası babası olan belli bir yaşın üstü de torun, yeğen çocuğu vs olmadığı için sevgi ihtiyaçlarını petlerle gideriyorlar.

    kayınvalidemin 5 torunu var, 4’ü yurt dışına yerleşti. son giden 40’ından sonra çoluk çocuğu ile gitti. kızlarını bu ülkede büyütmeyi riskli buldu. burada kalan en büyük torun da yaşı büyük olmasaydı muhtemelen giderdi.

    neden köpek değil de kedi derseniz. bir kere bedava edinileniliyor, birine emanet etmek daha kolay. özellikle arabası olmayanlar, kiracılar, öğrenciler, düşük gelirliler ve benim gibi tembeller için bakımı çok daha kolay. bir de seviyoruz tabi minnoşları.

  • bu gözü dönmüş caniye verilen müebbetin haksız tahrik uygulanması ile yirmi üç yıla indirilmesi yargı katliamıdır; hukuk sisteminin çürümüşlüğünün ete kemiğe bürünmüş hâlidir.

  • "yaptığı kazayı, alkol ya da uyuşturucu etkisi altında olduğu için ilk anda üstlenmeyip sonradan çakallık yapmıyorsa ahlaki olarak erdemli bir davranışa imza atmış yazar."

    hangi ahlak?
    hangi erdem?

    arkadaş iyi misiniz? tamam adamı seviyorsunuz filan anladık onu ama 2 insanın ölümüne sebep olmuş ve olay yerinden kaçmış. nasıl erdemden, nasıl ahlaktan bahsedersiniz.

    ayrıca itirafının neresi takdirlik?

    lan adam teslim olmasını bile sosyal medyadan şov haline getirerek yapıyor.

    emrah serbes sosyal medyadan kendini takip edenlere şov yapacağına ölümlerine sebep olduğu insanların sevenlerine hesap versin.

    tekrar ediyorum; ölümlerine sebep olduğu insanları kaza yerinde bırakıp kaçmıştır, bu da yetmemiş bu suçu arkadaşı üstlenmiş ve adaleti yanıltmıştır.

    bir insanı seviyor olabilirsiniz ama savunmak adına gerizekalılık yapmanıza gerek yok, o ölen 2 insan sizin aileniz canınız olabilirdi, biraz empati lütfen.