hesabın var mı? giriş yap

  • "progressive rock" müziğinin iki ana damarı olan yes ile genesis'ten ikincisine daha yakın duran; flütün varlığıyla kaçınılmaz olarak jethro tull etkileri taşıyan; kanımca, ilginç bir biçimde, yer yer al di meola'nın ilk dönem albümlerini de çağrıştıran; anadolu'nun tınıları ile tartımlarını müziklerine son derece iyi bir biçimde yedirmiş (sözcüğe yükleyebileceğiniz en iyi anlamıyla) seçmeci* ama aynı zamanda seçkin bir topluluk...

    *

    ekleme : önceki yazılardan birinde asia minor'ün son albümü olduğu belirtilen "landscape pictures in rock" yeni bir albüm değil, topluluğun ilk çalışması "crossing the line"ın 1988 yılında ikinci kez basılırken batı alman plak şirketinin kullanmayı yeğlediği yeni adıdır.

  • çekimlerinin çoğu basmane'de gerçekleştiren sağlam bir zeki demirkubuz filmi. bir sahnesi çok komiktir. derya alabora haluk bilginere der ki:
    "-işim var şu çocuğa bak biraz..."
    haluk bilginer der ki:"tamaammm.."
    derya alabora haluk bilginer'i uyarır:"sakın kaybetme ha. dalgınsındır sen."
    bunun üzerine haluk bilginer der ki:"çakmak mı lan bu?"
    işte bu ufak diyalog yönetmenin ne kadar iyi bi gözlemci olduğunun minik ve mizahi bir kanıtıdır.
    (bkz: en sık kaybedilen şeyler)

    bunun yanı sıra fimde bir kır sahnesi vardır ki, haluk bilginer'in 7 dakikayı aşan tiradıyla unutulmazlar arasındaki yerini almıştır. bekir* bir yandan cigaralağını çeker, bir yandan hastalıklı bir aşkın ve hayatın geride bıraktığı 20 seneyi anlatır yusuf'a *. olağanüstüdür... tek kelimeyle olağanüstü...

  • öğrenci- hocam bu dersi 5. kez alıyorum lütfen yardımcı olun.saygılar

    iade cevabı

    hoca- 6. kez almanızda bir sakınca yoktur.sevgiler

  • işim gereği yılın %70'i seyahat ediyorum. bu uçuşların önemli bir kısmı yurt dışı. uçuşlarım da genelde thy ile. tabi thy nezdinde çok çok çok küçük bir kalem olsa da ben de thy'ye para kazandırıyorum. benim kazandırdığım para ile sponsorluğu destekliyorum. helal olsun benim param müjdat gezen gibi aydın sanatçılara verilen sponsorluklara.

  • bir resim, sadece nesnelerin/figürlerin yan yana getirilmesi midir?

    hiç şüphesiz ki, nesnesiz bir dünya arzusuyla eserlerinde figürasyonu reddeden kazimir maleviç'in suprematist dehâsının doruk noktası olarak kabul edilen 1918 tarihli beyaz üzerine beyaz isimli tablo bu sorunun cevabıdır.

    nesneden, figürden ve hatta renkten arınmış; saf ruhun temsili olan tablo, sanat tarihindeki ilk monokrom olarak kabul edilir ve sanatçı, fiziksel dünyaya herhangi bir göndermeden yoksun olmasını amaçladığı bu sıra dışı kompozisyonla varlığı maddeden ayırarak özgür kıldığı eseri sonsuzluğa ulaştırır.

    iki beyaz kareyi üst üste bindiren sanatçı, 1915 tarihli siyah kare isimli tablosuyla zaten ulaştığı aşırılığın ötesine geçmeyi başarır. beyazın iki tonunu daha iyi ayırt etmemizi sağlayan ton farklılıkları dışında, siyah kareden farklı olarak, beyaz bir tuval üzerine yerleştirilen beyaz kare, üst kısımdan hafifçe sağa doğru eğilir ve bu asimetrik etkiyle saflığın bile kusurlu olduğunu kanıtlamaya çalışan sanatçı, metafizik resmin sınırlarını zorlar.

    üretken ve devrimci bir sanatçı olan maleviç, 1918'den itibaren giderek daha da radikalleşir, ancak figüratif olmayan sanatı, burjuva sanatı olarak kabul eden ve ülkenin toplumsal gerçeklerini yansıtan bir sanat anlayışını tercih eden stalinist hükümet, maleviç ve suprematizm'i kınar. sanatçı, baskı ve yasaklamalarla figüratif sanata geri çekilmeye zorlansa da sanatıyla ulaştığı boyut sayesinde, soyut sanatın en sembolik sanatçılarından biri olması önlenememiştir.

  • yaptığı en mantıklı şey kızının velayetini babasına vermektir.
    çocuk kurtuldu valiz gibi oraya buraya taşınmaktan. en azından okula gider, dudak büzerek poz vermek dışında şeyler öğrenebilir.

  • ulan laflara, tavırlara grup ismine filan bakınca sanırsın brooklyn'de kiralar artınca artık memlekete dönme vakti geldi demişler. içeriğe bakıyorsun angutluk. "canını yakıcam" ne lan?

    ya indie özentisi adamlar arkalarında iki bodyguard görünce çocuğun tekine "orspu çocuu canını yakıcam!" diye gider yaparsa futbolcusu da milli takımda arkadaşına silah çeker, siyasetçisi bin korumayla üç beş slogan atanın canına kast eder vs. vs.

    kodumun ülkesi lan resmen çomaristan. "naif, ince ruhlu" diye satılan tiplere bak çay demle.

    edit:

    neptun savascisi'nin uyarısıyla tehdit edilen arkadaş çocuk mocuk değil 32 yaşında adammış sesi genç gösteriyorsa demek.

    enkaz devraldik ise harun tekin'in de bu kadar ağır olmasa da böyle bir halt yediğinden bahsetti. sevdiğim bir grubun sevdiğim bir üyesidir kendisi ama yazıklar olsun diyorum.

    nasıl albümünü alıyoruz konserine gidiyoruz diye sanatçının sahibi değilsek ve sanatçıların seçimlerine karışamazsak (sakin, onurr örneği) sanatçı olduğu iddiasındaki insanlar da seyircilerin sahibi değil, bir grubun seyirci geneli 13 yaşında ergen de olsa size tapmaya gelmiyor bu çocuklar müziğinizi dinlemeye geliyor.

    işini adam gibi yap hizmetini ver sonra özel hayatında ne halt yiyorsan ye kime saydırıyorsan saydır.

    ayrıca her şeyi geçtim 32 yaşında adam gelmiş konserine yaş ortalamasına doğrudan etki ediyor da 15 bandına çekiyor onu da kaçırıyorsunuz lan daha neler.

  • olm ne illuminatisi lan, adam zaten öyle bir dans ediyor ki, dikkatli incelenirse 3 siyasi parti, 4 gizli örgüt, 7 sivil toplum kuruluşu ve 9 müzik akımına selam çaktığı görülebilir.