hesabın var mı? giriş yap

  • şu an gitsem sik gibi ortada kalırım. dil bariyerini bir şekilde aşsak bile:

    -yüce sezar'ım bana beş tane savaş gemisi, altı ay yetecek erzak verin size yeni bir kıta keşfedeyim.
    + nerede bu kıta?
    -valla tam enlem boylam falan bilmiyorum ama batıya doğru gidersek ıskalamayız diye düşünüyorum, koca kıta sonuçta.
    +e olm bu kıtada yaşayan yok mu? ya yamyamın, serserinin bol olduğu bir yerde karaya çıkarsanız?
    -valla bahtımıza ne çıkarsa ne sezarım.
    +başka nasıl projelerin var?
    -petrol diye bir şey var bir de, sizin doğu memleketlerde çok olur, bi bulduk mu hepimiz zenginiz.
    + ne işe yarayacak bu petrol?
    - şimdi şöyle ki normalde bu şey arabalarda falan kullanılıyor ama araba motoru nasıl yapılır bilmiyorum ben, petrol nasıl işlenir onu da bilmiyorum ya. ama ham haliyle soba falan tutuşturulur herhalde.
    +ya alsanıza şu deliyi başımdan.
    -durun yüce sezar'ım, daha elektrik diye nasıl üretilir tam olarak bilmediğim bir şey var... neyse alın siz beni ya.

  • anilari okunursa akdenizde gemi birakmadigi anlasilacak turk denizci.
    anilarindan bir alinti yapmak gerekirse;
    "kisi tunusta gecirdik, baharda 10 parca tekneyle acildik, sicilya yonune gidip barut, kursun, zeytinyagi, bugday,s eker dolu 20 kafir teknesi ele gecirdik, sonra sardunya aciklarina 10 ispanyol kafiri teknesi gorduk, 5'i batti, kalan 5'ini ele gecirdik, mora aciklarinda bizi arayan ispanyol donanmasiyla karsilastik, 28 parca gemiden olusan donanma bize saldiri hazirligindayken biz saldirdik, kafirler sasirdi, o sirada cok sevdigim bir reisim yanimda yaralaninca cok sinirlendim, 15-20 kafirin ortasina girdim. cenk cok cetin gecti, 120 kafiri esir ettik, 538 kafiri kilictan gecirdik. bizim 130 levendden 30 sehit verdik. 28 parca gemiyi yanimiza alip midilliye gittik. elde ettigimiz ganimetle sılamıza kavuşunca taze can bulduk. bütün akraba ve dostlarımız geldiler. hal, hatır sordular. yedi gün, yedi gece kazanlar kaynatıp, adanın bütün fakirlerini doyurduk. sünnetsiz çocukları sünnet ettirdik. ersiz kızları evlendirdik. gönüllerini şad etmek için, büyük düğünler yaptık."
    10 tekneyle acilip 60 tekneyle donuyorlar. ayrica nasil savastiklarini hayal bile edemiyorum, nasil bir deliliktik nasil bir gozukaraliktir ki 130 kisiyle 700 kisilik orduya daliyorsun.
    kendi tabirleriyle; "biz korsan değil, elhamdülillah mücahit gazileriz. din yolunda cenk ederiz."
    saygı duyuyorum.

  • ''kız gecelikle fotoğraf çekilmiş yüzüne 1 kilo makyaj yapmış fotoğrafın altınada 'ev halim' yazmış. hangi evdeyse artık.''

  • evde zor tutulan yüzde 50'ye dahil olduğumuz gündür.
    tanım: bomba korkusundan dışarı burnumuzu çıkaramamaktır.

  • izleyecek dizi arayıp birkaç bölüm izleyip şans vermek istediğim ama ilk başladığım gün 19 bölüm seyrettiren mükemmel ve ötesinin ötesinde bir dizidir. dizinin 5. sezonunu az önce bitirdim. netflix'te sadece ilk 4 sezonu var ve prennsiplerimden taviz vererek internetten kaçak izledim. netflix türkiye'nin salak diziler yayınlamaktan bu güzelim diziye yeteri kadar değer vermediğini düşünüyorum. zaten izleyen herkesin bilebileceği üzere çok "underrated" bir dizi. dünyanın en güzel dizisi değil ama dünyanın en komik dizilerinden bir tanesi olabilir.

    yazın tatil yapamamış, hayatının en zor derslerini bir arada alan, güneş görmediği zaman depresyon belirtileri gösteren beni, güneşin bulut arkasına saklandığı zamanlarda depresyon belirtileri göstermekten alıkoymuş mumtazam bir dizi.

    her karakterle aramda çok sıcak bir bağ oluştu. birkaç saat önce yemek yaparken yolda yürürken andy samberg'i nam-ı diğer jack peralta - best detective/genius- görsem ne tepki veririm, fotoğraf çekildikten sonra sarılmama izin verir mi diye düşündüm. hayır her zaman bu kadar sorunlu değilim..

    her karakterle o kadar bağ kurdum ki, o karakolda sonsuza kadar çalışabilirmiş gibi hissediyorum.hayata atıldıktan sonra iş yerim böyle olmazsa büyük hayal kırıklığı yaşayacağım.ve amy santiago'ya aşığım, aşkımın çocugu olmasa instagramdan bile yürürdüm cevap vermeyeceğini bile bile..

    hala izlemediyseniz ve izleyecek 20şer dakikalık süper komik bir dizi arıyorsanız bu dizi tam size göre...lütfen bu altın küre ödüllü, fox'un 6. sezonunu iptal ettiği, nbc'nin son anda siz nabıyonuz amk salagı fox diyerek kurtardığı diziyi izleyin.

    son olarak nbc ve fox arasında geçen konuşmayla entry mi bitiriyorum.

    fox- brooklyn nine-nine siz çok güzel bir dizisiniz ama biz çok salak olduğumuz için dizinizin yeni sezonunu iptal ediyoruz.
    b99 ekibi- mal mısınız amk
    fox- evet
    nbc- amk salak foxu . artık benim kanalımdasınız brooklyn nine-nine
    b99 ekibi- yayyy
    heheevetevet- hülöğğğğğ

  • 2012 de büyükşehir yasası değişti. 100 km ötede koyde yaşayan vatandas buyuksehir belediyesi icin oy veriyor. simdi bu yetmedi, o vatandasin verdigi oyla tum şehir belirlenecek. tire'deki vatandaş, karsiyakayi kimin yonetecegine karar verecek. tam akp usulü bir geri zekalilik.

  • atalarımız bunu seneler önce düşünerek söz, nişan, nikah gibi checkpointli basit bir sistem koymuşlardır.

  • çocuk ya da ergenlerden oluşan bir sınıfta hiyerarşinin nasıl kurulduğu yere düşen paltolardan da belli olur. şimdiki durumu bilmem ama eskiden sınıfın arkasında upuzun bir kanca sırası olurdu, yaklaşık 40 kişilik filan. işte sabah giren çocuk buraya paltosunu asar. fakat bu paltolar bazen orada cereyan eden itişmeler şakalaşmalar nedeniyle asıldıkları kancadan kurtulur ve yere düşer. bu aşamadan sonrası dikkatle izlenmelidir. eğer düşen palto sınıfın popüler ve güçlü kuvvetli çocuğunun paltosu ise oradaki çocuklardan biri hemen paltoyu kaldırır ve yerine asar. ama sınıfın önemsenmeyen ya da taşak oğlanı olan veyahut silik birisine aitse bu palto? o çocuk görene kadar bir gelişme olmaz. hırgür bittikten sonra çocuk gider kendi paltosunu kendi asar. böylece sınıf içindeki pozisyonunu da bir kez daha öğrenmiş olur. insan davranışının en saf hallerini görebildiğimiz çocuk davranışlarından sıradan bir ayrıntıdır aslında bu.