hesabın var mı? giriş yap

  • adini seviyorum ben. ankara guzel geliyor lan kulaga, ayaklari yere basiyor soylerken bile. bi de istanbul'a bak bildigin yavsagin gevsegin teki. ankara'yi en cokta agbi ankara gri yea, cok sikici yea diyen gotverenlere inat seviyorum. sen gokkusaginda yasiyosun sanki amina kodumunun.

  • serbest bırakılırken yurt dışı yasağı da konmuş sapık. başka ülkere gidip de çocukları taciz etmesin, sadece bizimkilere musallat olsun diye muhtemelen. bir nevi kafes dövüşü.

    suça teşvik eden hukuk sistemimize selam olsun. inşallah içerde vicdan(!) sahibi insanlara denk gelir, layığını bulur.

  • bazen gerçekten taşı gediğine koyar.
    olay tekirdağ'da geçmektedir.
    3 aylık ilayda gecenin bir yarısı etinden et koparılmış gibi bağırmaya başlayınca acile gidilir. nöbetçi doktor muayene eder ve farklı bir şey yedirip yedirmediğimizi sorar. azıcık -ama gerçekten azıcık- kavun emdirildiği söylenir. doktorun cevabı:
    - yanında beyaz peynir ve rakı vermezseniz bağırır tabi.
    mekan tekirdağ olunca bir şey diyemedik. adam haklı.

  • ilk görüşte dahi insanı çarpan müthiş tablo. odama çerçeveletip asmak istediğim çok sayıda ayrıntı barındıran bir yapıt.

    https://pbs.twimg.com/…ia/diaky6wuwaqxatj.jpg:large

    son akşam yemeği tablosundaki o herkesin ayrı bir karede bir nevi kendi halindeliğine rağmen bütünlüğü oluşturması gibi... italya'da bir şapelin tavanına bakmak gibi bu övgüyü hak eden tarihe geçmiş an. rönesans döneminden günümüze bir esinti.

    suda yüzen vileda post modern bir ayrıntı olarak kareye girmişse de, insanlığın özüne dair çok şey barındırıyor bu kare. köpeklerin uyumu ise ayrı bir güzellik olmuş.

    insanı içine çeken bu fotoğrafı yakalayan kişi bir ödülü hak ediyor. daha fazla konuşmadan bu fotoğrafa dalıp gitmek istiyorum.

  • a : şey bizim sipariş yola çıktı mı ?

    e:çıktı abi

    a: bir şey daha ekleyecektik ama ?

    e: ekleriz abi

    a: hani yola çıkmıştı ?

    e: yine ekleriz abi

  • öncelikle (#66216124) ve (#68057455)

    bu entryleri yazdığımdan beri birçok mesaj aldım ve kitap tavsiyesi için bir entry daha yazmaya karar verdim.

    şunu da açın arka planda çalsın

    öncelikle öğrenirken nasıl bir yol tavsiye ettiğimi yukarıda referans verdiğim ilk entryde açıklamıştım. bu konuda fazla yazmaya gerek yok.

    arada bir not da geçeyim; ne kadar kitap okursanız okuyun, ne kadar kelime ezberlerseniz ezberleyin eğer konuşma pratiği yapmazsanız ispanyolca öğrenemezsiniz. istanbul'da yaşayanlar çok şanslı, git sultanahmet'e, ispanyolca bilen birisi illa ki çıkıyor. diğer arkadaşlar için de arkadaşlık sitesi tavsiye etmiştim zaten.

    neyse, kaynak olarak tavsiye edebileceklerim;

    - colloquial spanish of latin america

    favori kaynağım. bu kitap ile ispanyolcanın neredeyse tüm gramerini hızlı ve eğlenceli bir şekilde öğrenebilirsiniz. tabi bu gramer bilgisini öğrenmek yetmez, akılda oturtmak, sindirmek, konuşurken karıştırmamayı öğrenmek epey zaman alır. neyse, basitçe, gramerin çok büyük bir kısmını bu kitaptan öğrenebilirsiniz.

    - fono kendi kendine hızlı ispanyolca

    bunu yıllar önce bir kez kullanmıştım, sonra bir daha yüzüne bakmadım. şimdi bunun olumlu olumsuz yanları nelerdir onları yazalım.

    olumlu yanı, türkçe olması. hani daha ingilizceyi doğru düzgün konuşamayıp ispanyolcaya saranlarınız var ya, onların epey işine yarar.

    olumsuz yanı, içerisinde bazı hatalar olması ve çok yavaş bir hızla ilerlemesi. öyle ki, ilk seti bitirdiğinizde kat ettiğiniz mesafe çok çok az.

    - inci kut'un ispanyol dili ve grameri kitabı

    adından nasıl bir kitap olduğu anlaşılmakta. tavsiyem bunu kullanacaksanız öncesinde en az bir set fono'nun yukarıda tavsiye ettiğim serisinden çalışmanız.

    - fono'nun ispanyolca grameri kitabı

    bu kitaptan alın, elinizin altında mutlaka bulunsun bir tane. gramer hakkında hemen hemen her şeyi barındırıyor. aklınıza takılan hemen hemen her şeyin cevabını bulabilirsiniz kolayca. fakat elbette ki bazı hatalar barındırıyor içinde.

    gerçi ben bunları eski basımları için söylüyorum, belki yeni basımlar çıktıkça bu hatalar gideriliyordur, bilemiyorum.

    - pimsleur spanish seti

    bu kitap değil, dinleme seti. eğer ingilizceniz çok iyiyse bundan edinebilirsiniz. fakat size ancak turist ispanyolcası öğretir, fazlasını beklemeyin.

    - rosetta stone ispanyolca seti

    bu da kitap değil, bilgisayar programı. bundan epey ilerletebilirsiniz, fakat çok vakit alıyor haberiniz olsun. dolayısıyla ilerleme yavaş.

    şimdilik kaynaklardan aklıma tek seferde gelenler bunlar, daha da gelirse ekleyeceğim.

    romanlara geçelim;

    ispanyolcada belli bir düzeye geldik, okuduklarımızın yarısına yakınını anlıyoruz diyelim. kelime hazinemizi geliştirmek için roman okumaya karar verdik.

    öncelikle bir tavsiyem; kesinlikle ince kitaplar seçin. kalınları muhtemelen yarısına gelmeden bırakacaksınız. ince kitapları sonuna kadar okuduğunuzu gördükçe hedefi yükseltip kalınlara geçebilirsiniz.

    dili öğrenme aşamasında basit kelimeleri öğrenmek için fono'nun hikaye kitaplarını kullanabilirsiniz, kullanılan dil de basittir genelde (dereceleri var gerçi).

    ithal kitapları bulmak için ben arkadaş kitabevini kullanıyorum, orada ithal kitaplar bolca var, tavsiye ederim.

    - el principito (küçük prens)

    bu kitabı isterseniz yüz kez okumuş olun, yine de ilk alacağınız kitap bu olsun. kısa olması şevkinizi kırmaz, kısa zamanda bitirirsiniz.

    bir not; bunun arkadaş kitabevinde satılan versiyonu arjantin/uruguay ispanyolcasıyla çevrilmiş. haberiniz ola.

    - el alquimista (simyacı)

    çok kalın bir kitap olmamakla birlikte, kullanılan dil çok basittir. anlaması çok kolaydır. arkadaş'ta satılan versiyonu ispanya ispanyolcasıyla yazılmış.

    - crónica de una muerte anunciada (kırmızı pazartesi)

    kitap inanılmaz sıkıcı, fakat okumak isteyenlere dili temiz bir latin ispanyolcası. zaten yazarı kolombiyalı gabriel garcía marquez

    ayrıca buraya tek tek yazmayayım daha ama, g.g. marquez'in kitaplarını tavsiye ederim. anlaşılması biraz zor, hatta bazı kitapları çok zor. bilinmedik çok kelime çıkabiliyor. fakat geneli ince, kolay bitirirsiniz o yüzden. ayrıca ana dili ispanyolca bir yazar, yani çeviri değil, dolayısıyla dili çevirilere oranla bir tık daha doğal haliyle.

    elbette nobel ödüllü kitabı cien años de soledad (yüzyıllık yalnızlık) okumanızı da tavsiye edeceğim, eğer uzun kitap sizi sıkmayacaksa. malum, türkçe değil sonuçta, habire sözlüğe bakarak kitap okumak bir yerden sonra sıkabiliyor ama sabredince ve kelime hazineniz gelişince bir süre sonra sözlüğe hiç bakmadan okuyorsunuz.

    daha da kitap gelirse aklıma ekleyeceğim.