ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kitapçılarla girilen diyaloglar
-
en çok güldüğüm ben kitapçılık yaparken başıma gelmişti. sokakta, tezgahta ikinci el kitap satıyoruz. yavaş yavaş gelen bi zabıta arabası önümüzde durdu. sağda oturan zabıta camdan kafasını çıkarıp
-merhaba, acaba sizde ilyas efendi var mı? diye sordu.
-yok. zıkkımın kökü var.
dememle direksiyondaki zabıtanın dellenip arabadan çıkması bir oldu. "ne diyonuz lan siz" diye diye geliyor zebellah. baya gidecekti bizim tezgah ha. şükür ki diğeri muzaffer izgü okumuş. kitabı da biliyor. gülmekten zor durdurdu diğer zabıtayı. kitabın adı için sağolasın muzaffer izgü.
anneden intikam alma yöntemleri
-
toz bezini alıp t-shirt yapmak.
türkiye'nin hiçbir konuda başarılı olamaması
-
gerçekten anlamıyorum. coğrafi olarak mükemmel seviyede turistik ve bereketli toprakları olmasına rağmen ;
- ekonomide başarısızız.
- turizmde başarısızız.
- futbolda başarısızız.
- eğitimde başarısızız.
- sanatta başarısızız.
söyleyeceklerim bu kadar.
şeyma subaşı'nın sevgilisinin milyarder olmaması
-
yüzyılın skandalı. ama şeyma'nın sevgilisi değil, ülkedeki işsizliğin boyutu.
kardeş hiç mi, ama hiç mi işin yok?
shinji kagawa
-
boynumuza dola diyemiyorum ama boynumuza sürt kagawa reis *
en iyi distopya kurgusu
-
(bkz: yeni türkiye)*
dunning-kruger etkisi
-
"dünyanın en büyük problemi, akılsız ve fanatik kişilerin kendilerinden son derece emin olması, buna karşılık zeki insanların sürekli şüpheler içinde olmasıdır."
(bkz: bertrand russell)
500t'deki t
-
türkiye'nin t'sidir. tüm türkiye sığdırılıyor o otobüse zira.
beyaz show
-
elbette sadece beyaz show için geçerli değildir ama sık sık yabancı konuk aldığı için bu bağlamda söylenmesinde mahzur görülmemiştir.
bugükü şovunda lost dizisinin bilmem neyini konuk edecekmiş. son bir can havliyle bir kez daha hatırlatalım dedik.
beyaz show yapımcıları, ey beyazıt öztürk, türkiye'de yabancı konuk alan bilumum şovmenler, movmenler.. program yapımcıları, yönetmenleri..
yeryüzünde "simultane çeviri" diye birşey var..
bu konuda hizmet veren onlarca şirket var.
bu şirketlerde çalışan iyi yetişmiş, canavar gibi, diplomatik-bilimsel düzeyde çeviri yapan insanlar var.
lan niye hala konuk aldığınız yabancının yanına hiçbir çeviri yeteneği olmayan bir kızcağız-oğlancağız-adamcağız-kadıncağız dikiyorsunuz, programın ahengini bozuyorsunuz?
simultane çeviri yaptırırsanız, aldığınız konuk, siz diğerleriyle türkçe konuşurken mal mal etrafına bakıp sohbetten kopmaz bari lan. neler konuşulduğunu duyar, belki söyleyecek birşeyi vardır.
adı üstünde talk show
van'da 250 yıllık peynir bulunması
-
250 yıllık ekmek ve domates bulunmadığı sürece önemsizdir.