ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
prof. dr. dr. h. c. mult. a. m. celal şengör
-
google'dan üşenmedim baktım;
prof. dr.
bildiğin profesör doktor demek
dr. h. c.
honoris causa olarak geçen ve kişinin yaptığı önemli bilimsel araştırmalar sebebi ile kendisine verilen bir ünvanmış. fahri doktora gibi galiba.
mult.
multiple yada multiplex olarak geçen bir ifade yani birden farklı bilimsel alanda h.c. sahibi olan kişiye verilen ekstra bir ünvanmış bu da.
a. m.
celal şengör'ün ön adlarıymış. ali mehmet.
hepsi bu.
insan ırkı yok olursa dünyayı ele geçirecek canlı
-
insan ırkı yok olduğunda sadece insana has ilkel bir düşünce olan "dünyayı ele geçirmek" fikri de yok olacağından, olmayacak olan canlı. herkes mutlu mesut yaşar işte.
2030'da kenevirden 100 milyar $ kazanacağız
-
adamlar haberi yapmadan tüketmeye başlamışlar.
dadaloğlu
-
roll dergisinin 114. (ocak 2007) sayısında hercai menekşe başlıklı giriş yazısında şu şekilde bahsedilmektedir kendisinden :
yıllar öncesinin beyaz show undan bir sahne: cem karaca: şarkıları prova ediyoruz. alman bir davulcum vardı. "dadaloğlu"nu dinleyince "bu punk" dedi. "dadaloğlu" punk olur mu ya! kafasını kopartacaktım herifin.
beyaz: abi ne biliyorsun ? belki dadaloğlu da kendine punk denilmesinden hoşlanıyordur.
hoşlanıyordur tabii, neden hoşlanmasın? padişahın fermanına meydan okuyan bir adam dadaloğlu. woody guthrie de hoşlanırdı herhalde. o da gitarına "bu makina faşistleri öldürür" diye yazmamış mıydı zaten ? arkasında bıraktığı şiirlerin punk-folkçu billy bragg ve wilco tarafından albumleştirilmesi (mermaid avenue) tesaduf degil. tıpkı dead kennedys in holiday in cambodia sinin karacaoğlan in suya giden allı gelin iyle akrabalığının tesadüf olmadığı gibi.
evet, gulhane parkındayız, ama ne biz bunun farkındayız, ne de cem karaca. jello biafra farkında ama: cem karaca ve apaşlar ın 1967 tarihli karacaoglan uyarlaması suya giden allı gelin in acilis riff leri ile holiday in cambodia nin acilis riff lerinin neredeyse tıpatıp aynı olması tesadüf olabilir mi?
alman davulcunun dadaloglu icin punk demesi hic sasirtici degil. ferman padisahin, daglar bizimdir ile god save the queen in aynı makam oldugu aşikar. şaşırtıcı olan cem karaca nın tepkisi. halbuki, gulhane parkında oldugunun farkında olsaydı, dadaloglu punk tır, joe strummer da aşıktır, diyebilirdi.
(...)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
sevgilimi telefonuma google diye kaydettim,aradigim hersey onda" diyen insan..."sevgilin dünyanin en büyük motoru farkinda misin?..!
gelinin basenlerini görmek isteyen kaynana
-
gelinin adının rukiye kaynananın adının sedef olması da en az olay kadar şaşırtıcıdır
diş fırçaladıktan sonra portakal suyu içmek
-
dişinizi fırçaladıktan hemen sonra portakal suyu içtiğiniz takdirde (mesela uyandınız, dişinizi fırçaladınız, sonra kahvaltıya oturdunuz), portakal suyunun tuhaf, ekşi/acı bir tat verdiğini farketmişsinizdir. peki hiç "niye ki?" diye düşündünüz mü? düşünmediyseniz, araştırıp bulmadıysanız cevabını ben vereyim: diş macunu "sodyum lauril sülfat" (sls) adı verilen bir kimyasal madde ihtiva eder. dişinizi fırçaladıktan sonra ağzınızda arta kalan sls, portakal suyundaki asitle birleştiginde, ortaya bildiğiniz o ekşi/acı tat çıkar. ama dişinizi fırçaladıktan sonra ağzınızı iyice çalkalarsanız, veya kahvaltıya oturmadan önce biraz sabrederseniz, ağzınızdaki sls tükrüğünüz ile çözüleceğinden, portakal suyu da acı gelmeyecektir.
"sls" şampuanların da içerdigi bir kimyasal maddedir, o yüzden yıkanırken şampuanınızı içmek gibi bir huyunuz varsa, öncelikle "çok tuhafsınız" demek istiyorum, sonra da duştan çıktıktan sonra portakal suyu içmek isterseniz biraz beklemenizi tavsiye ediyorum. (portakal aromalı bir şampuan kullanıyorsanız, zaten içmeyin o şampuanı, çok acı bir tadı vardır.)
bu entrymi de izninizle hayatını kimya bilimine adamış - ve bizlere de sevdirmiş - kimyagerlere ve kimya hocalarına adamak istiyorum.
furkan bölükbaşı
engelli rampasına izin vermeyen bina sakinleri
-
oylama yapılmış ve milletin iradesi tecelli etmiştir.
görüyorsunuz milletin iradesini, hiçbir zaman mantıklı karar veremiyorlar.
edit: şuradan da siyaset çıkardım ya, yazıklar olsun bana ve buna sebep olanlara.
brokeback mountain
-
yılın belli zamanlarına çoluğu cocuğu bırakıp brokeback dagının eteklerinde yiyişen iki kovboyun öyküsünden çok,sürekli olarak birlikte olmayı isteyip olamayan insanların bir bahaneyi fırsat bilip engelleyemedikleri duyguları acıga vurmanın imgesel anlatımı olarak dusunulmesi gereken film.
3 gün eşiyle 4 gün benimle olacak
-
yazık lan.. adamın hiç izinli günü yok!