hesabın var mı? giriş yap

  • görüntüdeki tüp oksijen (o2) tüpü değil, azot(n2) tüpüdür. sanayide gaz altı kaynağında koruyucu gaz olarak kullanılır, ayrıca elektrik-elektronik sistemlerinin bulunduğu su ile söndürme yapılamayacak alanlarda söndürücü(boğucu) gaz olarak da kullanılır.

    tüpü taşıyan kişiler çelikçi/kaynakçı büyük ihtimalle kıyafetlerinden belli. azot gazının yangın söndürmede de kullanıldığını biliyorlar muhtemelen ancak açık havada işe yaramayacağını kestirememişler. eğer o tüp oksijen ile dolu olsaydı manzara çok daha şenlikli olurdu kesinlikle.

    kaldığınız yerden dalga geçmeye devam edebilirsiniz.

  • ihracat yapanlara, üretenlere geçmiş olsun,
    10 yıllık fabrikaları yeniden açıp 300 fabrika açtık diye gezersiniz.

    1 tane dost ülke kalmadı inadınızdan, kibrinizden, hırsınızdan.
    20 yıldır bu ülkede şöyle coşkuyla, adam gibi milli bayram kutlayamadık,
    kulağı rahatsızlanır, ateşi yükselir, sağanak yağmur var derler, pandemi var derler...
    havalimanında daha 2 gün önce suudi arabistan milli gününü kutluyordunuz afişlerle.

  • öncelikle kendisine acil şifalar diliyorum ama insan şunugörünce kendisini tutamayıp ister istemez gülüyor.

    zamanın ötesinden gelen edit: sevgili kardeşim acil şifalar dilemedik mi?

    en beğenilenlerden edit: olayın trajikomik olduğunu fark edip şukulayanlara ayrıca teşekkür.

  • yabanci ulkelerde hep turkce kufur yazdirarak katildigimdir.

    cok afedersiniz got ,zik,cuk falan yazdirip calisani bas bas bagirttiririm ve eglenirim.

    evet got diyince gidip benim kahveyi almam biraz garip kacmiyor degil ama sonucta egleniorum.kimseye de bi zarari yok.

  • aslına bakarsanız çok karışık değil. bisiklete binmek gibi bir kere ne olduğunu araştırıp öğrenirseniz gerisi kolaylıkla geliyor.

    masaüstü için üretilen cpu örneğinden yola çıkalım: i7 7700k
    ana akım masaüstü ve oyun pcleri için en yayın olan core markası kullanılır. core standartlarında ilk ikilik kısmı marka niteleyicisinin belirtildiği kısım. düşükten yükseğe doğru ikinci satır 3, 5, 7, 9 ikişerli şekilde artan bir şekilde ilerliyor.
    i3 - en ekonomik giriş işlemcisidir.
    i5 - orta sınıf niteleyicidir. f/p oyunculara hitap eder.
    i7 - oyunculara ve cpu ağırlıklı yazılımla çalışanlara hitap eden üst sınıf işlemci.
    i9 - teknoloji tutkunu denebilecek kişilere ihtiyaç üstü performans vermek ve iş istasyonu işletenlere yönelik işlemcidir.

    core haricinde intel'in kullandığı farklı markalarda bulunuyor. xeon işlemciler yüksek çekirdek ve iş parçacığı ile iş istasyonu ve sunucular için kullanılır. pentium bütçe dostudur ve gündelik basit işlemlere ihtiyacı bulunan kişilere yöneliktir. celeron giriş seviyesidir ve bütçesi kısıtlı kişilere hitaben en düşük gücü sunan markadır. atom enerji dostu ve genelde mobil cihazlar için kullanılan işlemcidir.

    bir sonraki dörtlük kısmın ilk kısmı küçükten büyüğe doğru, en güncel olanı en büyük sayı olacak şekilde işlemcinin ait olduğu jenerasyonu belirtir. örn: 7700k veya 7600k gördüğümüzde ikisi de 7 ile başlıyor. bu 2017 yılında çıkan kaby lake ailesine ait olduğunu belirtir. 8 ile başlayan işlemcinin 7 ile başlayandan daha sonra çıktığını anlatır.

    geriye kalan üçlük kısım ise aslında en başında birbirinden farklı işlemcilerin stoklarının tutulması amacıyla kullanılmış, sonrasında ise kullanıcıların bu bilgiye ulaşmasıyla beraber genel bir kullanım haline gelmiş. kısaca kullanımına gelirsem eğer ait olduğu jenerasyon hiyerarşisi içindeki pozisyonunu belirlemek için kullanılıyor. örn: i3 - 10100, i5 - 10600, i7 -10700. görüldüğü üzere son üç hanesi düşük işlemci gücünden, yükseğe doğru sıralanmış.

    işlemci alırken işlemci isimlendirme sırasını takip edersek aslında kendi içinde basit bir mantığı olduğu anlaşılıyor.

    peki sonundaki k nedir? aslında öncesinde böyle sınıflandırmalara ihtiyaç duyulmazken, bilgisayarların farklı kullanım alanlarının ortaya çıkmasıyla beraber bu kodlama sistemi geliyor. eğer hiyerarşi üçlüğünden sonra harf ile bitmiyorsa standart bir işlemcidir. masaüstü bilgisayarlar için en çok önünüze gelecek olan k dır. işlemci çarpanının kilidinin olmadığını belirtir, overclock yapılabilir demektir. f görürseniz eğer dahili grafik çipsetinin olmadığını belirtir. kf görürsek ne olur? işlemci çekirdeği hız aşırtma yapılabilir haldedir ve dahili grafik çipseti yoktur. bu kodlandırma laptoplar için kullanılıyor. h nin anlamı üst düzey grafik desteği sunduğunu gösterir. hk olarak birlikte gelir genelde grafik alanında kuvvetli ve hız aşırtma yapılabilir anlamına gelir, çoğunlukla laptoplarda kullanılır. u düşük güç tüketimini(tdp) belirtir. y nin anlamı u dan bile daha fazla düşük güç tüketimine sahip demektir. g1-g7 sıralaması düşükten büyüğe göre grafik performansının hangi seviyede olduğunu belirtir. t genelde kasa içi donanım tümleşik geldiği bir işlemci kullandığını belirtir, all-in-one pc dir. p de aynı h gibi dahili grafik çipsetinin bulunmadığını gösteriyor ancak masaüstü versiyonu olduğunu belli ediyor. x ise üst düzey çarpan kilidi açık işlemciyi belirtiyor. bunu gördüyseniz o jenerasyonun en iyi kartlarından birisi olduğunu anlayabilirsiniz. örn: i9 7980xe

    şimdi harflendirmeleri yazınca biraz karışıkmış gibi oldu ama aslında öyle değil. en çok satılan işlemciler genelde i5 ve i7 olduğu için oradaki 2-3 kartı bilseniz yetiyor. laptop veya all-in-one vs. alırken zaten kullanılabilen kart çok kısıtlı. örn i9 all-in-one yok. laptop için de en güçlü işlemci şu an için mayıs ayında çıkan i9 - 11980hk olarak geçiyor. şu anda tr'de yok bildiğim kadarıyla ama bir nesil önceki versiyonuna sahip laptoplar 27k dan başlıyordu.

    ben bunlarla mı uğraşacağım diyenler için de işlemcilerin listelendiği websiteleri bulunuyor. passmark performans testine göre sonuçları veren bu site fena değil.

  • pazar akşamlarını hala sevemeyen nesildir.

    yarın okula gidecek olmanın huzursuzluğu ve banyo yapma zorunluluğu yetmezmiş gibi bir de şahane pazar izlerdik. seçme şansımız da yoktu. espri anlayışımızın bu kadar gelişebilmesi bile bir mucize.

  • anlamadığım nokta hangi ırktan olduklarını öğrendiklerinde neden duygusallaşıp gözyaşı döktükleri. şimdi ben %60 alman olduğumu falan öğrensem, sadece vay babayn kemiğine der şaşırırım.

  • bir cogumuz icin karanlik caglar denildiginde aklimiza ilk gelen dönem 800 ile 1400 lerin ortasi yani ortacag gelir. veba, fakirlik, hic bitmeyen savaslar...

    ama aslinda oyle degil.
    ınsanlik tarihinin en kotu donemi 536 senesinin ilk aylari ile 537 senesinin son aylari yani yaklasik 20 aylik bir dönem. tam anlamiyla karanlik cag da diyebilecegimiz bir tuhaf zaman dilimi.

    20 ay boyunca gunesin olmadigini dusunun. 20 ay boyunca yari karanlik bir dunya da yasiyorsunuz. gunes olmadigi icin tarim bitiyor, aclik had safhada.
    kuresel isi dusuyor. o zamanlarin istanbuluna yaz ortasinda kar yagiyor. hem de oyle bir iki dakikaligina serpistirmiyor 3 gun boyunca kar firtinasi ile bogusuyor bizans.
    cin ile misir da ayni durumda, avrupa ise daha da bitik.
    bugun ırlanda, almanya, fransa olan bolgeler bu doneme "times of the bad breads" diyor.

    ve tum bunlar krakatoa ve ilopango yanardaglarinin 5 ay arayla patlamasi ile olusuyor.
    tum dunya yaklasik iki sene surecek kalin bir toz tabakasinin altinda yasamak zorunda kaliyor.

    aclik yuzunden kanibalism basliyor. kucuk kasabalar biraz daha buyuk kasabalar tarafindan sadece biraz daha bugday bulabilmek icin yagma ediliyor.
    kuzey de feodal krallar fakir halktan hergun rastgele birini secip karinlarini doyuruyor arta kalan kemikleri ise yine fakirlere atiyorlar. o fakirler arasinda muhtemelen biraz once yenilen kisinin esi ya da cocuklari da var...ama aclik insanlari bu duruma getiriyor.

    dramatize ettigimi dusunuyorsunuz ama sahiden de tum bunlar yasaniyor.
    bizans'li tarihci procopius gunlugune " bugun 18. aya girdik, gunes hala dunya yi ay isigi kadar aydinlatmakta" diye not dusuyor.

    bizans imparatoru 1. justinian bir yasa ile 537 de imparator olur olmaz kanibalizmi yasakliyor.
    ama alinan hicbir onlem aclik ceken insanlari durdurmaya yetmiyor.

    roma imparatorlugunda binek hayvani kalmiyor. 537 senesinin ilk aylarinda imparatorluk ahirlari ac roma halki tarafindan yagma ediliyor. ne imparator ne de askerler hic birsey yapamiyor.

    bu donemde 18 ay boyunca gunes isigindan hic yararlanamayan insanlik "d" vitamini eksikliginden de muzdarip olmaya basliyor. normal bir sekilde attan inen bir erkek bacagini kirabiliyor. sakat kalan insanlarin ise hic sansi olmuyor. sakat kalanlar saglamlar tarafindan gida olarak gorulup ölduruluyorlar.

    yine d vitamini eksikliginden kel insan sayisi artiyor. dogan her 10 bebekten sekizi rasitizm hastaligi ile dogmaya basliyor.

    ekonomik olarak tuhaf gelismeleri de pesinden getiriyor bu donem. ınsanoglu uzun zamandir ilk defa paranin yenemeyecegini anliyor. kimse altin ya da zumrutun yuzune bakmiyor. ucretler bugday, yumurta, kurutulmus et gibi gida urunleriyle odenmeye baslaniyor.

    dunya nufusu 535 senesinde yaklasik 190 milyon. 537 senesine geldigimiz de bu sayi yaklasik 100 milyona dusuyor.

    ve bugun yasanan ya da gecmiste yasadigimiz bir cok felaket 536 ile 537 senelerinin karanligi yaninda gulluk gulistanlik kaliyor.

    ılgilenenlere link

    https://www.researchgate.net/…t_century_perspective

    https://history.fas.harvard.edu/…e_mag_re_ad536.pdf

    https://www.science.org/….1126/science.362.6416.733