hesabın var mı? giriş yap

  • hırsızsınız lan hırsızsınız ve bunun ülkenin durumu senin kazandığın parayla ilişiği yok düpedüz emek hırsızısınız. ulaşılabilir makul bir hizmeti sömürüyorsunuz. korsana talep bütçe değil erişim problemidir diyorduk ama siz direkt hırsızsınız.

  • topla yapabildiklerini diğerleri yapamadığı için zaten gelmiş geçmiş en iyi futbolculardan birisidir.

    adam sirkte değil, el clasicoda, şampiyonlar liginde, dünya kupasında yapıyordu o hareketleri. santiago bernabeuda ayakta alkışlanıyordu. hem hızlı hem golcü hem asistçi. komple bir futbolcuydu.

  • bugün açılan ve öğretmenlerimize yönelik kabul edilemez bir ithamda bulunan başlık kapatılmış, söz konusu başlığı açan yazar sözlük'ten uçurulmuştur.

    ekşi sözlük, yürüdükleri zorlu ve onurlu yolda her daim öğretmenlerimizin yanındadır. bu tür ithamlarda bulunan söylemlerin ekşi sözlük'te barındırılmasının hiçbir şekilde mümkün olmayacağını paylaşmak isteriz.

  • ukrayna ile vizesiz seyahatin 30 gün mü 60 gün mü olacağı konusunda yaşanan, erdoğan'ın derin rusça bilgisi ile damgasını vurduğu pazarlıkta ortaya çıkan durumdur. ukraynalı lider yanukoviç "30 gün olacak" demiş, başbakan "hani 60 gündü?" demiş, yanukoviç "haaa tamam o yönde çalışıyorz" deyince bizimki engin rusçasını ortaya dökmüş

    "da"

    işte habercilik, başlık atma sanatı böyle bir şey. adam "da" dedi diye, rusça pazarlık diyebilirsiniz. demek ki bir de davay deseydi ortalık yıkılacaktı kodumun yerinde.

  • sinema tarihinin en bencil karakterlerinden birine ev sahipliği yapar. bahsettiğim kişi elbette ki "cooper" karakteridir. kendisi, sadece yapmak istedikleri için karar alan, bu uğurda her şeyi arka planda bırakabilen, bunları yaparkenki kararlılığı ile de göz dolduran ilginç bir karakterdir. genelde bencillik, yaşamın ve sanatın hemen hemen her alanında tu kaka gösterilen bir özellik iken; bu filmde destansı bir kahramanlıkla anlatılır.

    -spoiler-

    cooper'ın uzay görevini kabul etmesinin insanlığı kurtarmakla yakından uzaktan bir ilgisi yoktur. kendisi yaşadığı hayattan nefret etmektedir. çiftçilik yapmak, ergen erkek çocuğuyla muhatap olmak, geri kafalı okul yönetimine dert anlatmak ve kayın babasıyla toza bulanmış evinin terasında içki içmek; bu dünyada yapmak istediği en son şeylerden biridir. onun, her gün rüyalarına giren tek bir arzusu vardır. gökyüzünde olmak ve hatta mümkünse aldığı eğitimler doğrultusunda bir gün uzaya çıkmaktır. onun hayali ve isteği bu yöndedir. ve bu hayalleri için çok sevdiği kızını bile geride bırakır. misyonu tamamlayıp dönebilirse kızından çok daha genç kalacağını ve belki de kızının öleceğini bildiği halde görevi kabul eder. filmde cooper'ın kızını çok sevdiği defalarca bize gösterilir. bunu hepimiz biliriz. fakat o, hayallerinin peşinden gitmek isteyen bencil bir kahramandır. ne kızı ne de bir başkası onu bunlardan alıkoyamaz.

    uzaya çıkar, solucan deliğinden geçer ve ulaşmak istedikleri galaksiye varırlar. önemli bir kararın eşiğindedirler. brand'in erkek arkadaşının gittiği gezegene mi yoksa dr. mann'nin bulunduğu gezegene mi iniş yapacaklarını tartışmaktadırlar. brand, duygusal bir konuşma yapar. "kalpten kalbe bir yol vardır görülmez" der. "bir şeyler hissediyorum, sevgilimin olduğu gezegene gidelim" der; ama cooper asla onu dinlemez. çünkü o, dr. mann'in bulunduğu gezegene gitmek istemektedir. o ne derse o'dur. hatta ilginç bir şekilde brand'i, kararında bencillikle suçlar:) ve yine cooper'ın istekleri doğrultusunda dr. mann'in yanına giderler. bildiğiniz üzere işler sarpa sarar. yanlarındaki üçüncü arkadaşları da ölür. kendilerini yirmi yıldan fazla bekleyen adamı kaybederler. daha sonra bu bilim insanının bir kez olsun ismi anılmaz. o, bildiğinden bir adım geri atmayan, sevdiği kadını bilimsellik maskesiyle kıskanan bir kahramandır.

    meşhur karadelik sahnesinde de aynısını yapar. bu sefer terk ettiği kişi görev sırasında aşık olduğu brand'in ta kendisidir. "ikimiz kurtulamayız, sen git" deyip kendini karadeliğe bırakması işin tamamıyla şov kısmıdır. burada da yine istediğini yapmıştır. daha önce hiçbir canlıya nasip olmamış bir olayın evresindedir. karadeliğe girecek ve belki de içinde neler döndüğünü öğrenebilecektir. o an bunu yapmak ister ve yapar. o, yok edilmesi imkansız bencilliği ile karadeliğe bile girip çıkabilen bir kahramandır.

    ve sıra o muazzam sahneye gelir. hani kızının yaşlı haliyle karşılaştığı sahne... bu arada, bu sahneden bahsetmeden geçemeyeceğim. bu sahne öyle bir sahnedir ki bundan önce yapılagelmiş hiçbir sanat eserinde böyle bir sahneye rastlayamazsınız. ne bir resimde, ne bir hikayede, ne bir masalda ya da şiirde, ne daha önce çekilmiş herhangi bir filmde... hiçbir yerde biz ölümlüler, bir baba ile ondan çok çok yaşlı evladının yan yana geldiği bir ana daha önce şahitlik etmedik. bu anlamda eşsiz bir sahnedir. eğer yanılıyorsam da düzeltin beni.

    işte bu muhteşem sahnede cooper; kızını görür, yanına gider, samimi bir şekilde ağlar. akan göz yaşları gerçektir; fakat kızı, "onun (brand) yanına git" der ve cooper, ayıp olmasın diye yaptığı itirazın ardından çok sevdiği kızını ikinci kez terk edip brand'a gider. bu arada zaten gidecektir; çünkü brand'i görmek istemektedir ve onu durdurabilecek evrende hiçbir güç yoktur. gerçekten yoktur. karadelikten çıkıp gelen birini bu evrende başka ne durdurabilir ki. kızı da bunu bilmektedir. "gitme baba, beni terk edip gittin zaten. ben ölene kadar kal bari yanımda" dese bile babasının gideceğini bildiğinden "onun yanına git" der haklı olarak. ve cooper, yine istediğinin peşinden gider. o, bu sefer de aşık olduğu kadını seçen uslanmaz bir kahramandır.

    o, istediklerini yapmaya geldiği bu dünyada istediğini almaya ant içmiş, bencil; ama bir o kadar da özgür ruhlu bir kahramandır.