hesabın var mı? giriş yap

  • 10 kasım ramazan ayına denk geldiği zaman ahmet necdet sezer anıtkabir defterini imzalarken su içmişti.bu tayfa o zaman da ağzına sakız etmişti konuyu.sonra bu tayfanin istediği gibi isimler cumhurbaşkanı oldu.namaz kılan oruç tutan muhafazakar olduğunu iddia eden kişiler.ahmet necdet sezer oğlunun düğününün parasını kendi cebinden ödemişti ayrıca kaldığı süre boyunca faturalarını kendi maaşından ödüyordu muhafazakarlar ise itibardan tasarruf olmaz mantığıyla halkın vergileriyle lüks içinde yaşıyor.bu paçavra site tam da günümüzü anlatıyor namaz kıl oruç tut istediğin kadar kul hakkı ye.klasik akp eylemi.her ilde gormussunuzdur.agizlarindan allah düşmez sürekli ibadet showu yaparlar ama her naneyi de yerler

  • vatandaş olsa soğuk su içerdi üstüne. savcının şikayeti üzerine dolandırıcıların anında yakalanıp paranın kurtarılması şaşırtıcı. demek ki polis istediğinde hemen yakalayabiliyormuş bu adamları.

  • onlardan biriyim ve aç kalmamak dışında bir hayrını görmedim. aşk hayatında adama kilo aldırmaktan başka şeye yaramıyor, kimse sana sabahın altısında börekli çörekli sofra hazırladın diye daha çok aşık olmuyor. öyle sananlar varsa diye söyledim.

    bir sponsorum da yok ki şöyle bir kafeydi meyhaneydi açayım, hem yiyip hem kazanayım...

  • şu an canlı bahiste, atletico takım kalecisi ne renk kazak giyiyor? diye bahis açılsa maçı izleyenlerin yarısı bilemez

  • evlenirken, benim birikmiş param vardı, damat bey de onun yarısı kadar kredi çekti öyle hallettik her işimizi. ailesi düğün üstü yok yere küslük çıkardı, gelmediler, tek kuruşluk katkı da sağlamadılar, düğüne tek akrabalarının gelmesine de izin vermediler. canları sağolsun dedik geçtik, mutluyduk.

    düğünün hemen ertesi günü tüm takıları bozup eşimin çektiği banka kredisini kapattım. hani diyorsunuz ya, "kendi" akrabalarımın taktıklarıyla.

    bir zaman sonra eşimin ailesi bizimle barışmaya karar verdi, öyle yaptık. söz merasiminde bana bir kolye ve küpe takmıştı, küsünce de geri almıştı annesi, onu tekrar verdi. kırmadım kalbini aldım.

    boşanma sırasında ilk o kıytırık iki takı geldi aklına. geri istedi.

    yine de hiç aklıma, bütün erkekleri şeytanlaştırmak gelmedi. tek iyi örnek görmedim çevremde bu konuda, tüm arkadaşlarımın boşanma davalarında altın savaşları yaşandı, iki taraflı, ben hep kendime baktım. elbette bunların lafını bile etmeyecek adamların varlığına da inandım.

    diyeceğim, iyiyi de kötüyü de cinsiyette aramayın hiç. kimseyi de boşanma dilekçesini görmeden tanıdım demeyin. iyi insan seçmeye bakın. becerebilirseniz.

  • başlığa büyük bir heyecanla giren siyasal islamcıları ve etnik faşistleri üzecek diyalogtur.

    filenin sultanları ve yönetim arasındaki dönen o prim diyaloğu:

    akif üstündağ; “şampiyonluk için ne versek az. prim olur, başka bir şey olur. tüm özel isteklerinizi yerine getireceğiz. salonda işiniz bitti. şimdi söz sırası sizde”

    daniele santarelli; “bu konuda konuşması gereken oyuncularım..” diyerek sözü kaptan eda erdem'e bıraktı.
    otelin salonu bir anda sessizliğe büründü. kimseden çıt çıkmıyordu.

    eda erdem;
    "atatürk'ün sporcu kızları, ülkesi adına kazandıkları başarıyı pazarlık konusu yapmaz. ne prim ister, ne de başka özel bir şey. 85 milyona yaşattığımız mutluluk bize yeter..”

    ( yeniçağ / şerafettin tilki)

    sporcular bir şey istememiş ama ben halk olarak bir şey istiyorum.

    bu insanları özel uçakla uçurun. vargas tarifeli uçakla uçamaz kardeşim.

    bacakları sığmaz.

    bu insanları ayların yorgunluğu ile kırk beş cm aralıklı tarifeli uçakla ülkeye getirdiniz.

    hiç bir şey yapamıyorsanız,

    tarifeli uçakla uçurmayın ey yetkililer.

    bir de voleybolcularımızı tehdit eden kişileri ilk duruşmada serbest bırakmayın.

    --- spoiler ---

    sözlük'te gündem olması açısından çok önemli arkadaşlar.

    hande baladın'ı yüzüne kezzap atmakla tehdit eden şahıs bugün serbest bırakılmış.

    (bkz: mustafa neşeli'nin serbest kalması)
    --- spoiler ---

  • işte ben buna karşıyım.

    günlerce veya saatlerce konuş.
    birbirinizin hayatını az da olsa öğrenin.sonra bir yanlış anlaşılan cümlede, karşı tarafın her şeyini açığa çıkar. madem evli olduğunu öğrendin,konuşmayı kesseydin.

    tanım: kurallara uygun davranmadığı için uçurulması gereken yazar beyanı.

    edit: beni haklı bulursunuz, bulmazsınız daha önce bana da böyle bir şey oldu.tabi farklı konuda.birinin ifşa edilmesini yanlış olarak görüyorum.

  • en güzelini tutunamayanlarda oğuz atay anlatmıştır.

    yatağımın karşısında bir pencere var. odanın duvarları bomboş. nasıl yaşadım on yıl bu evde? bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? ben ne yaptım? kimse de uyarmadı beni. işte sonunda anlamsız biri oldum. işte sonum geldi. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.

  • bu konuyla ilgili toplumunuzda kafa karışıklığı var. bu da normal. teknik bir konu. ancak iletişim çağında yaşadığımız için bu kayıtların delil olup olamayacağı konusunda ufak bir bilgi vermekte fayda var. kutsal bilgi kaynağımız ekşi sözlükün bu gibi şeylere ihtiayacı var diye düşünüyorum.
    öncelikle kural, telefon kayıtlarının delil olabilmesi 5271 sayılı cmk'nın 135'inci maddesindeki şartlarla mümkündür. burada özetle der ki belirli suçlarda (bunlar katalog suçlar diye adlandırılır) sulh ceza hakiminin kararı ile iletişim kayda alınabilir. ceza soruşturmasında ses kayıtları bu şartlarda delil olur.
    bunun dışında ses kaydı yapmak 5237 sayılı tck'nın 133'üncü maddesinde yer alan kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu oluşturur.
    çoğu olayda şu gibi durumlarla karşılaşılır a şahsı ile b şahsı yapmış olduğu telefon görüşmesini karşısındakine söylemeden kayıt eder ve burada tehdit, hakaret veya özel hukuka ilişkin (mesela alacak verecek) bir meselede delil elde ettiğini sanıp koşarak savcılığa veya mahkemye gelir.
    bu gibi durumlar sıklıkla dosyalara konu olduğu ve bunun suç mu olduğu yoksa bu kaydın delil vasfına haiz olduğu mu husus tartışılmıştır.
    yargıtay ceza genel kurulunun 2012/5-1270 e. 2013/248 k. 21.05.2013 tarihli kararında "...kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme imkanının bulunmamadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulü zorunludur...katılanın sanıklar ile aynı ortamda ve telefonda yaptığı görüşmeleri cep telefonuna kayıt etmek suretiyle elde ettiği kayıtların, 5271 sayılı cyy'nin 135. maddesi kapsamında değerlendirilmesi, bu bağlamda hakim kararı olmadığından bahisle hukuka aykırı kabul edilmesi olanaklı olmayıp, rüşvet istemek suretiyle sanıklar tarafından kendisine karşı işlendiğini iddia ettiği suçla ilgili olarak, bir daha delil elde etme olanağı bulunmayan kanıtların yetkili makamlara sunulmak amacıyla toplandığını, dolayısıyla hukuka uygun olduğunun kabulü gerekmektedir..." şeklindeki tespitler önemlidir.
    şimdi örnek vermek gerekirse mesela "benim telefonumda bir program var tüm konuşmaları kaydediyor, x ile konuşmamı da kaydettim buyrun delil" dediğinizde yargıtay kriterlerine girmiyor bu durum. çünkü yargıtay diyor ki ani gelişen durumlarda, başka türlü delil elde etme olanağı yoksa ve sen bu kayıtları yetkili makamlara sunmak için topluyorsan bu delil olur. ama örnek olaydaki durum ne ? kendisiyle görüşen herkesi ve herşeyi kaydetmek. bu amaçla yapılan kayıt delil olma vasfına haiz olmadığı gibi tcknın 133'üncu maddesindeki suça girer.
    mesela yargıtay kararına ilişkin bir örnek verirsek siz birisiyle telefona konuşurken size hakaret etmeye başladı peş peşe siz bu durumda telefonunuzn kayıt tuşuna bastığınızda bunu yetkili makamlara sunduğunuzda bu delil olur. veya sizi sürekli ölümle tehdit eden biri sizi telefonda aradı ve siz yine aynı şekilde sizi tehdit edeceğini kuvvetle muhtemel görüp konuşmayı kaydedip savcılığa sunmanız durumunda şahsi görüşüm yargıtayın kararı doğrultusunda bu delil olur.
    bu karardaki kriterler yoksa yapılan kaydın suç olduğunu unutmayın.