hesabın var mı? giriş yap

  • sanat yapiti uretebilmek icin gerekli yasam bicimi.

    şöyle: sabah sekiz bucuktan aksam dokuza kadar pc basinda hesap kitap yapip, eve dondugunde de sadece tv izleyecek enerjin kaliyorsa suc ve ceza'yi yazamazsin

  • adam gibi cümle kuracak vaktim olmadığından rezaletli başlık açamadım. bana göre rezaletlerin en büyüğü. sabah facebookta gördüğüm komikli paylaşımı da yazayım burda dursun. ' öğretmen arkadaşım 4 aydır tatilde, öğretmen olduğunu unuttu şimdi iş arıyor'. ben de özel sektörde arefe günü işe gidiyorum füze fırlatmaya. hoş, telekom sektöründe insanların yıllık izninden düşüp gelmeyin deniyor. en azından bunu zorunlu yapsınlar. pendikten 1.5 saatte bağcılara gelip 3 saat mesai yapıp 1.5 saatte geri dönen adamları gördü bu gözler. kreşi, okulu tatil olduğu için 3 yaşındaki bebesini sırtına sarıp kod yazan kadın gördüm.

    dün servisçiye yarın sabah geliyoruz dedik, adam ama ben gelmiyorum dedi. ahahahha. o bile ben gelmiyorum diye atar yapabiliyor. şu dünyada memur olmak varmış yemin ediyorum ya.

    edit: sen de öğretmen olsaydın, sen de memur olsaydın diye mesajlar alıyorum. size dokunmayan yılan bin yaşasın arkadaşlar. sen de öğretmen olsaydın demek yerine burda ağlayacağına örgütlenin adam gibi hakkınızı arayın yazanları daha samimi buluyorum.

  • öğrenciliği özletendir. ne güzel günlerdi o günler. uyanırdım hava biraz griye çalıyorsa gidesim gelmezdi gömülür uyurdum öğlene kadar. sonra uzunca bir kahvaltı. derken finaller gelir 3 hafta uyumaz geçerdik dersleri.
    ya şimdi? her gün final sabahı mübarek. deadline diye diye ömrümüzü tüketiyorlar.
    çok özlüyorum çok... her sabah uyanınca aklıma geliyor. mazide kaldı her şey...
    öğrenciliğim benim!

  • burak yılmaz'ı izlemek; sevmediğin bir partiye oy kullanmak gibi, miden bulanmasına rağmen içkinden son yudumu içmek gibi, düğünde oynamak için aile büyüklerinin ısrarı gibi, otobüste güneş vuran yerde oturmak gibi... örnekler çoğaltılabilir.

  • #19904035'dan hareketle;

    bir lokma alır ve çiğnerken;

    - hmm 10 kilo mu bu kuzu?
    - evet 10-11 filan
    - 10 mu 11 mi?
    - tamam tamam 10
    - hmm üç kardeş bu kuzu
    - bravo valla.
    - çoban hep iyi davranmış bu kuzuya, bi de güneşli yerde otlamış belli.
    - ha evet numan iyi çocuktur. arazi de açık her taraf güneş doğru.
    - ama bazen de kötü davranmış. yazık:(
    - bak numan'ın yaptığına!
    - hmmm numan bilecikli galiba?
    - hagaden şaştım. bilecikli babası filan evet.
    - biraz da dalgın numan sanırım?
    - valla bilemiyorum ki, olabilir.
    - dalgın olmasa yaklaşan kurdu görürdü dimi ama.
    - ne kurdu?
    - bildiğin kurt işte koyun kuzu düşmanı.
    - e ne yapsın ki?
    - tüfekle havaya ateş etsin kaçar o kurt.
    - etsin tabi.
    - hmmm ama fişekler nemli.
    - ben ama vedat şaştım bey ya valla.

    tedbiren ek: yav böyle adamı sevmiyormuşuz gibi oldu sanki. iyi vedat milor iyi.

  • bildiğim kadarıyla benzin 5,13 tl'lerden döndü. su anda 4,1 tl civarlarında.
    yuvarlak bir hesapla dünyada petrol yüzde 56 değer kaybetmişken türkiye'de yüzde 20 düşmüş. yani benzin dünyada bedava deseler biz 3,4 tl civarına alacağız.

    bir de bu vergiye yıldan yıla zam geliyor ya o kısmı daha da ilginç. ürün vergi oranı benzin fiyatı düştükçe, başka örneği olmayan seviyelere ulaşıyor. şu anda 70 kuruşluk benzine neredeyse 5 katı vergi veriyoruz. haziran'da bu değer 2 katıydı.

    varsayalım petrol 20 dolara düştü, o zaman vergi kazığını daha çok hissedeceğiz. 10 katından fazla vergi olacak.
    bir başka deyişle 1 depo benzin diye 15 tl ürün alırken vergi diye 150-200 tl vereceğiz.

    birisi böyle birşey satmaya kalksa ya gülerler ya döverler.

    devlet yapınca oy veriliyor.

  • olayı sadece rock’a indirgemek sığ bir yaklaşım olur. klasik müzik, enstrümantal müzik, jazz müzik de gelişmiyor ona bakarsanız hatta yeni nesil türk sanat müziği, türk halk müziği de dinlemiyor artık. sebebi ise eğitim.

    hasan ali yücel klasikler dizisi kitaplarının başına iliştirdiği önsözde şöyle der; “hümanizma ruhunun ilk anlayış ve duyuş merhalesi, insan varlığının en müşahhas şekilde ifadesi olan sanat eserlerinin benimsenmesiyle başlar.” biz hangi okulda müziğe, resme, heykelciliğe ya da bir başka çağdaş sanata gerekli vakti verip bu bilinci öğrencilere aşılıyoruz ki? ne verdik de ne bekliyoruz.

    ne diyor aga “sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” üstüne var mı?

    edit: imla.

  • yöneticinin adaletsiz davranması, cahil, ikiyüzlü ve yalancı olması
    insan yerine koyduğun kişilerin hayvan çıkması
    bi boka yaramayan insanlarla mecburen muhatap olmak

  • karşıyaka belediyesi doğal afet kitapçığını okumuş ve okuduğu kitaplar listesine yazmış. başka sözüm yok.

  • zapping yaparken tekrar bölümlerine denk geldiğim, kısa süre izledikten sonra şu soruyu sormama vesile olan dizidir. "arkadaş, neden herkes sürekli ramazan bayramının birinci günü gibi giyiniyor?"