ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
s500 varken s400 almak
-
s500 henüz satışa çıkmadığı için olabilir. 2 sene daha bekleyip s600 almak da mantıklı olabilir. tabi bunlar mcdonald's menüsü ya 1 lira farkla büyük boy seçim yapabiliyoruz...
babadan soğunulan ilk an
-
çok alkol alan bir babaydı. evde de huzursuzluk, tartışma sık yaşanıyordu. hiç detaylara girmeyeyim, bir çocuk ne hissederse onu hissediyordum.
ama hiç unutmuyorum anne tarafımın bir tanıdığı olan kişinin düğününe gitmiştik. dayımla babam düğün sonunda yerlerde oynuyorlardı. ikisi de küfelik olana kadar içmişlerdi. 8 veya 9 yaşlarındaydım daha.
o kadar utanmıştım ki! onun sarhoşluğundan çocuk halimle ben utanmıştım.
zaten ilerleyen yıllarda ev içindeki sorunlar daha da artmış, annem daha fazla dayanamamış, yurtdışına iş vesilesi ile gitmiş ve bir daha da dönmemişti.
beni aldırtmaya çalışmıştı ama velayetim babaya verilmişti. kendi kurtulmak istediği cehenneme beni bırakmıştı.
yıllar sonra "eğer gitmeseydim, dayanamazdım" demişti ama benden dayanmamı beklemişti! ya ben de dayanamasaydım, ya öyle sorunlu bir insan yüzünden yanlışa sürüklenseydim, kendime bir şey yapsaydım?
ama yapmadım, güçlenmeyi seçtim. ufacık yaşımda söz verdim kendime "pes etmek yok" dedim.
anneannemin yanına kaçtım 17 yaşımda. sonrasında bir şekilde hayatımı toparladım derken eşimle tanıştım, uzun bir birlikteliğin ardından evlendik. hani hep denir ya "kız çocukları babasına benzeyen insanları bulur" diye. eşim babamın tam tersiydi.
hayatımda verdiğim en doğru kararlardandı. güzel bir ailem olmadı ama kendim güzel bir aile kurdum. ileride ne olur bilmiyorum ama 2 yıllık birliktelik ve 20 yıllık evliliğin ardından ben de ondan razıyım ve eminim o da benden razıdır.
beraber elele verdik, çok çalıştık, çabaladık ve şimdi birçok şeye sahibim hayatta, şükrediyorum.
yıllar sonra baba kişisi telefonumu bulmuş, beni aradı görüşmek için. 22 yıl aramadı, ne haldeyim sormadı. evlenmişim, çocuğum olmuş, maddi olarak iyi durumdayım, arıyor!
hayatıma sokmadım çünkü aradığında bile sarhoştu. ama onun tarafından olan akrabalarımdan duydum "hayırsız evladım" ben. ne kolay birini yaftalamak hayırsız diye. bir kendi evladıma bakıyorum, içimdeki sevgiye, gösterdiğim ilgiye, verdiğim çabaya bir de kendi babama.
hayatta herkesin bir sınavı var. kiminin içine doğduğu aileyle, kiminin kurduğu aileyle, kiminin maddiyatla, kiminin çevresiyle, dış görünüşüyle, sağlığıyla vs.. ama herkesin öyle ya da böyle bir sınavı var. kiminin sınavı ağır, kiminin daha kolay. bazı şeyler kader ama bazılarını da biz seçiyoruz. başımıza gelen kader ama seçimlerimiz bize ait.
o yüzden mümkün olduğunca isyankarlığa yönelmeden durumu kabul edip seçimlerimizi sağlıklı yapmalıyız. başka hayatımız yok çünkü.
ayakta dimdik durmaktan başka bir yol bilmiyorum ben.
sonradan gelen düzenleme:
kimileri de içerliyor, mesaj atıyor "ne de olsa babadır" diye. keşke herkes sizin gibi çiçek çocukluk yaşasa keşke. ama maalesef her evin içi kendi eviniz gibi değil. en son görüşmemizde benim yüzüme karşı "seninle görüşsem de olur görüşmesem de. benim için önemli olduğunu mu sanıyorsun?" diyen bir babayla, yirmi iki yıldır arayıp sormayan bir babayla görüşmediğim için kusura bakmayın kendimi suçlu hissetmiyorum.
bana babalık ettiyse rahmetli k.pederim etti. beni öz çocuklarından ayırmadı, bağrına bastı. gönlüm sadece onu baba biliyor. içimden gele gele de hep "babacım" dedim.
herkes aynı değil. her gün haberlerde görüyorsunuz harcanmış çocukları. çocuk dünyaya getirmek ayrı, anne/baba olabilmek ayrı.
kendi ebeveynlerimden nasıl ebeveyn olunmayacağını öğrendim en çok.
çay
-
kireçli musluk suyu ile yapıldığında daha lezzetli olan içecektir.
eth zürih'teki araştırmacılara göre, musluk suyundaki kimyasal kirlilikler, çayın yüzeyinde ince bir film oluşmasına neden olmaktadır. bu film, çayın saf su ile yapılan çaydan daha lezzetli olmasını sağlar. görsel
bir bardak çay hazırlayıp biraz soğuması için bıraktığımızda çayın yüzeyince dokununca dağılan ince bir film tabakası görürüz. araştırmacılar, bu filmin oluşumunu etkileyen birçok faktör olduğunu, ancak birincil etmenin sudaki kalsiyum karbonatolduğunu belirtiyor. musluk suyu kalsiyum karbonat gibi yüksek miktarda mineral içerdiğinden sert su olarak adlandırılır.
makalenin yazarlarından caroline giacomin, birçok bölgede musluk suyunun, suyun tadını daha sert yapan zararsız bir bileşik olan kalsiyum karbonatın bulunduğu kireçtaşı akiferlerinden geldiğini ve abd midwest'teki birçok evde, bunu önleyecek su yumuşatıcı sistemlerin olduğunu belirtmiştir.
bu filmin oluşumunu etkileyen diğer faktörler arasında çaya eklenen süt, şeker veya limon, demleme sıcaklığı ve çayın konsantrasyonu yer alır.
ekip, çayın yüzeyine metal bir cihaz yerleştirip döndürerek oluşan film tabakasının gücünün su sertliği bağlantısını incelemiş ve suda ne kadar fazla kalsiyum karbonat olursa, filmin de o kadar güçlü olduğu sonucuna ulaşmışlardır.
araştırmaya göre saf su ile çay yaparsanız çay üzerinde hiç bir film oluşmaz ancak çayın tadı da oldukça acı olur.
çay demlerken evinizdeki arıtma musluğundan aldığınız su yerine direkt olarak kullanma suyu musluğundan çay yapmak size daha lezzetli bir çay deneyimi sunacaktır.
tabii bulunduğunuz şehirdeki suyun değerlerini, evinizin tesisatının durumunu (eski demir borular zararlı olabilir) göz ardı etmeyin.
kaynak
ronaldo'nun primini kanser hastalarına bağışlaması
-
tam olarak bağışlanan para 275 bin euro'dur. bu prim portekiz milli takımının kupayı kazanması primidir. aynı zamanda ronaldo böyle primleri zaten sürekli kanser vakfına bağışlamaktadır. örnek verirsek;
- 2016 şampiyonlar ligi şampiyonluğu primi olarak kazandığı 600 bin euroyu kanserle savaşanlar vakfına(http://www.independent.co.uk/…charity-a7063036.html)
- nepal depremi sonrası nepal yardım fonuna 5 milyon sterlin
(https://www.theguardian.com/…nepal-aid-fund-reports)
- hasta bir çocuğun ameliyatı için 83 bin dolar;
(http://sports.yahoo.com/…s-operation-155950192.html)
- portekizde kanserle savaş merkezi kurulması için 165 bin dolar bağışlamıştır.
(http://www.dailymail.co.uk/…ver-tom-daley-list.html)
araştırılırsa daha bir çok yardım kuruluşuna yardım ettiği de rahatlıkla bulunabilir.
edit: imla
facebook'ta hamile olduğunu duyuran insan
-
bu işi adabıyla yapanlar da yok değil
http://1.bp.blogspot.com/…tuy4es/s1600/dscn0438.jpg
http://www.myraddad.com/…/2012/05/were-pregnant.jpg
çocuk sahibi olunca hayatın kaydığı gerçeği
-
abartılı bulduğum tespit. ne var yani bir cumartesi sabahı 07.30' da çekiştirile çekiştirile yataktan kaldırılıp lego yapmak çok mu zor ?
ühühühühühü uyumak istiyorum sözlük uyumak.
akıllı telefonların esir aldığı insanlar
-
vayy amnk cidden varmış böylesi dediğim insan kitlesi.
efendim bendenizin, java altyapılı takoz bir samsung telefonu var, pek akıllı sayılmaz bizimkisi, zira internete falan da bağlı değil.
velhasıl gel gelelim, otobüste, metroda,vapurda hep elinde telefonla uğraşan, boynu 5 santim önde insanları görünce de, "lan canları sıkılıyordur" diyerek geçiştiriyordum.
ama bilmiyordum ki, bu insanlar meğer birer teknoloji zombisiymiş anasını satayım.
bilenbilir, 5 aylık taze babayım, evlenip yuva kurmanın tek bir olumsuz özelliği nedir derseniz, kesinlikle ev gezmesi derim. çocukken seviyorduk iyiydi hoştu ama evlenince, yemin ederim eziyet arkadaş.
hayır, biz yine eski arkadaşlarımızla biraraya gelip, 2 kadeh tokuşturup şiirli şarkılı muhabbet yapmak isterken, iş yerinden sağdan soldan, daha önce arkadaşlık etmediğimiz insanlar, akşama size misafirliğe geleceğiz diye haber gönderiyolar. zerre anlamıyom amnk bu durumu.
düne kadar, aykırı lan bunlar, entel amnk, gominis falan dedikleri insanların evine, kucak kucak bebelerini alıp, süslenip püslenip oturmağa geliyolar.
hâl bu olunca kimseye gelme de, diyemiyosun tabii...
ama muhabbet de pek sarmıyo hacı, "yavv orası öyle de ama hökümet de yol yaptı" diyen adamla ne gibi ortak yanım olabilir amk, derken işte konu futboldu, ev işleri, tamirattı, pazardaki salçalık domatıydı, en iyi peynir nerede falan gibi geyik geyik konulara giriyor.
giriyor girmesine de benim gözüm hep geldiğinden beri elinden telefonu düşmeyen denyoya takılıyor.
lan gelmişin bi eve misafirliğe, boynun düşmüş önüne elinde telefon napıyo amnk derken bi bakıyom candy crush oynuyo lan adam.
olm bende bayıldım bombok muhabbetten de, elinde telefonla oyun oynamak nedir amnk diye düşünürken, bir diğeri de çıkarıyor telefonu hiç birşey olmamış gibi başlıyor feysbukda, hanımın yaptığı kekin pastanın fotosunu çekip koymaya, muhabbet kesiliyor.
iki nefes alayım diye çıkıyorum odadan ve on dakika sonra odaya tekrar girdiğimde, ellerinde telefon kafalar önde deli gibi oyun oynarken buluyom hepsini, kimi candy cruh oynarken, kimi okey oynuyor, kimisi trenlerin üzerinde çocuk hoplatıyor, diğeri feysbukda onu bunu likelıyor, zaten boktan olan muhabbet de bitiyor.
o dakikadan sonra kimse kimseyle tek kelime etmiyor.ve bu böle uzuuun bir süre devam ediyor.
gerçi kafam rahatlıyor...
rahatlıyor rahatlamasına da ama aga bu nedir yaa??
hayır bir de adam giderken "yenge ellerine sağlık, kek de güzel olmuş ben ve 25 kişi beğendik, halamgiller tarifini istiyo" falan diyo tipine soktumunun at ağızlısı.
velhasılıkelam dostlar; ios'dan post, android'den ve at ağızlıdan dost olmaz...
alkolün uçağı düşüreceğini sanan yurdum insanı
-
tanrinin hala alkolle, orucla, abdestle vs. mesgul oldugunu dusunenlerin varligini gostererek acima duygusu uyandirmistir.
somali'deki musluman halkin bebekleri acliktan olurken bir mudahalede bulunmayan, her yil binlerce masum bebege tecavuz edilirken bir sey yapmayan tanri, dunyadaki nufusunun cogunlugu musluman olan ulkelerde kan ve gozyasi alip basini gitmisken herhangi bir mudahalede bulunmayan tanri "alkol satisi ha, dur ben su onur air'in ucagini bir dusureyim" mi diyecek?
14 mayıs 2022 nureddin nebati güldür güldür tweeti
-
siyasiler bu tarz durumları olgunlukla karşılamalı kendisi de bunu yapmış.. tebrikler.
atatürk'ün ceddimiz balıktır biz maymunuz demesi
-
atamın, binlerce kitabı boşuna okumadığını, günümüz siyasileri ile bir tartışmaya girse hepsini bilgisi ile döveceğini gösteren sözleridir.
kadıköy
-
nostaljik:
haydarpaşa iskelesi. inşaat halindeyken. http://i.imgur.com/oxmuh7r.jpg
kabotaj bayramı kutlamaları http://i.imgur.com/2tccxan.jpg
yıllarca kalkmayan independent enkazı. 1980'ler. http://i.imgur.com/bwbxa5c.jpg
1983 yılında yıkılan söğütlüçeşme altyolu. http://i.imgur.com/yp3uoen.jpg
kadıköy iskelesi inşa halinde. bir gazete kupürü. http://i.imgur.com/wlvyhve.jpg
bağdat caddesi. 1962. http://i.imgur.com/qe4getj.jpg
erenköy tren istasyonu. buharlı tren. http://i.imgur.com/0oyexij.jpg
fenerbahçe'de bir deniz hamamı. http://i.imgur.com/nowhdod.jpg
1919. http://i.imgur.com/1nkiikz.jpg
1950'ler. moda. http://i.imgur.com/zjlfvk3.jpg
1924. moda. http://i.imgur.com/tjwci0p.jpg
kadıköy sahili. sade bir halde. http://i.imgur.com/t9p0xba.jpg
suadiye. 1936. http://i.imgur.com/rk592bs.jpg
1953 yılı. bugünkü boğa heykeli yakınlarında bir cenaze yürüyüşü. http://i.imgur.com/icvmqhg.jpg
1957. tramvay. http://i.imgur.com/23pbwyu.jpg http://i.imgur.com/l9koo2f.jpg
kurbağalıdere. 1865. http://i.imgur.com/asbwxfq.jpg
kurbağalıdere. 1936. http://i.imgur.com/e4flort.jpg
kurbağalıdere. 1937. http://i.imgur.com/zez9eay.jpg
kurbağalıdere. 1950'ler. http://i.imgur.com/is4sone.jpg
kurbağalıdere. http://i.imgur.com/fiaotoe.jpg
kadıköy çarşı. http://i.imgur.com/ckcpdoh.jpg
kalamış iskelesi. http://i.imgur.com/vi2m7kd.jpg
fenerbahçe sahili. kar altında. http://i.imgur.com/hppycdz.jpg
göztepe. şubat 1929 http://i.imgur.com/q5nqmpk.jpg
göztepe. tütüncü mehmet efendi civarı. http://i.imgur.com/qfgisxd.jpg
1950'ler. moda. http://i.imgur.com/gkxrwch.jpg
1848. fenerbahçe. http://i.imgur.com/srtwpa9.jpg
fenerbahçe. http://i.imgur.com/znrkhmh.jpg
moda. çarşı camii. http://i.imgur.com/u6yfzwe.jpg
moda. http://i.imgur.com/mjjif1r.jpg
moda koyu. http://i.imgur.com/kvze4ws.jpg
mühürdar. http://i.imgur.com/ilkacaz.jpg
1985 http://i.imgur.com/jepcjod.jpg
kurbağalıdere. http://i.imgur.com/x08v3l1.jpg
kadıköy iskelesi. osmanlı kartpostalı. http://i.imgur.com/b5u9iui.jpg
sarayburnu'na bakış. http://i.imgur.com/lglydyl.jpg
caddebostan iskelesi. http://i.imgur.com/wbgpvgx.jpg
suadiye camii. http://i.imgur.com/xdgq9pw.jpg
kadıköy belediye binası. http://i.imgur.com/aclqcqj.jpg
1920'ler. http://imgur.com/diumnrr
1960lar. http://i.imgur.com/gey1wo7.jpg
1975 akbank'ın açılışı. http://i.imgur.com/ptjhqn8.jpg
bazıları whittall ailesi fotoğraflarıdır.
tübitak'ın beğenmediği projenin birinci olması
-
(bkz: yine mi)
tübitak'ın bölge sergisine dahi çağrılmayan projeyi abd'deki genius olimpiyatları'na gönderen gençlerin, 2 bin 450 proje arasından dünya 1'incisi olarak dönmesi.
--- spoiler ---
antalya ted koleji'nden 10. sınıf öğrencisi mehmet can dursun ile 11. sınıf öğrencisi irfan efe boztepe, şeker hastalarının iyileşmeyen yaraları için atık yengeç ve karides kabuklarından yara bandı üretti.
oswego new york eyalet üniversitesi de yıllık 10 bin dolar burs vererek gençleri eğitimlerini burada sürdürmeye davet etti.
--- spoiler ---
tübitak beğenmez ise bilin iyi şeyler çıkabilir.
https://www.youtube.com/watch?v=vnhnhi36j6e
edit;
(bkz: minik eymen celep'e yardım ediyoruz kampanyası)
marketler kırtasiye malzemesi satmasın
-
et de satmasın marketler. kasapta bulunan her şeyi satıyorlar