hesabın var mı? giriş yap

  • eğer bugün öğrenciye verilen yemek 15-20 lira değilse, zamanında 1.5 lira da para mı lan demeyip tepki gösteren öğrenciler sayesindedir.

    bugün 2.5 lira para mı denir.
    yarın 5 lira olur, o da para değildir.
    öbür sene 7.5 lira olur, olsun gene de dışarıdan ucuzdur.
    diğer sene 10 lira olur, dışarıda da 10 liralık yemek satan yerler vardır ama ne idüğü belli değildir.
    diğer sene 15 lira olur, 15 lirası olmayana adam mı denir denir.
    öteki sene 25 lira olur beğenmeyen yemesin denir.

    ucunu sokturursan kökünü de sokarlar hacu, en baştan hiç sokturmamak lazım.

  • annem babam işsizdi. bir evden başka bir şeyimiz yoktu. aylık gelirimiz 300 lira oluyor belki olmuyordu. cidden yarı aç yaşıyorduk. ve sevgili devlet bana ve kardeşime kredi verirken babası kuyumcu olan arkadaşıma bursu layık görmüştü. neyin ülkesi, neyin adaleti. pırıl pırıl 10000 lira borcum var kendisine.

  • denediğim ve enteresan bir sonuç aldığım eylem.

    akşam trafiğinde şehir içi yolda beni arkadan takip eden bir araç uzunları yaktığı için neredeyse 20 dakika boyunca yansımadan dolayı hiçbir şey göremez hale gelmiştim. sağa çekip geçmesini bekledim. geçtikten hemen sonra arkasına takılıp bu defa da uzunları ben yaktım. 1 dakika bile geçmeden pencereden el kol hareketi çekmeye başlamıştı.

    coğrafyamıza özel olan "ben yaparım ama sen yapamazsın" düşüncesinin en güzel örneklerinden biriydi bu.

  • zamanında kapıda olduğumda beni uçağa almak zorunda mı?
    evet.
    geç binince biri yerimi mi kapıyor?
    hayır.
    ben dışarıdayken içeride çılgın bi parti mi var?
    hayır.
    erken binince uçakta beklemek eğlenceli mi?
    hayır.

    benim gibi bir insan için bildiğin ödül gibi uygulama olmuş.

  • hoşuma giden görüntülerdir. erzurum, 46'dan beri salak saçma partilere oy veriyor. artık şapkayı önüne koyup, düşünmek vakti gelmiştir

  • hakan ve doğukan gönüllüleri öyle bir yerin dibine soktu ki iki kelimeyi bir araya getirmeye zorlanan gönüllü zımbırtıları saçmalıyorlar şu an.

    turabi daha geçenlerde "onlar gülmesin hep biz gülelim" dedi röportajında şimdi diyor ki üzülüyoruz.

    hasan "yiyoruz ama sonra yine acıkıyoruz." ama onlar hiç yemiyor kafan basmıyor sanırım hasan? pama o kadar hamuru yedikten sonra protein eksikliği çok normal...

    hilmicem "önlerinden mi alıyoruz ödülü, kazanıyoruz gidiyoruz." adamlar hak etmediniz demedi ki? kaybettiğimiz için hem karnımız aç hem mutluluğa açız diyorlar. anlamak niye bu kadar güç?

    ulan sen dokunulmazlığı alamayasın diye turabi her türlü psikolojik savaşı yaptı, sen bile dayanamadın o kanka rolünden çıkıp turabi bir sus dedin, begüm seni desteklemedi çünkü sen kazanırsan onu yazacaklardı. karşı tarafa bakacağınıza kendi içinizdeki pisliklere bakın.

    doğukan'a soytarılık yap sana da bu yakışır diyen turabi, o adam hiçbir şey yapmasa sırf babası sayesinde saygıyla anılmayı hak ediyor. ki doğukan'ın da çok sağlam bir karakteri var. sen o adamın boku olamazsın. nasıl yetiştirmişler seni hangi hatalı gecenin ürünüsün anlamadım... beyinsiz maymun.

  • artist's shit ve artist's breath şeklinde kendini ifade etmesinin yanısıra, artist's autograph* ile de canlı insanların vücuduna imza atarak onların bile sanat malzemesi haline getirilebileneceğini savunan şahsiyettir. marcel duchamp'nın üstündeki etkisi barizdir.

  • raf ömürlerinin kısa olması. şöyle ki,

    günlük süt güzel olur, taze olur, lakin çabuk bozulur. içinde lanet olası koruyucu maddeler, ıvır zıvırlar yoktur. kendisi iyi ama çevresi kötüdür. bundan mütevellit çarçabuk bozulur doğaya geri kavuşur. karton sütler ise uzun ömürlü, dayanıklı ama katkı maddeli, maskeli, sahte... filhakika uzun ömürlü, ikna ve piyasa gücü yüksektir.

    aynen böyle iyi insanların da koruma kalkanı yok, içi dışı bir, tehlikeye açık, kadri kıymeti bilinmez. herkes nerede çıkarcı, maskeli, sinsi, sahte gülücüklü insan var onların emrine amade. o iyi insanlar da işte napsın içine atıp atıp ülser olsun garibim...

    kendimden bahsediyorsam disko topu olayım...