hesabın var mı? giriş yap

  • beceriksiz siyasilerin, ekonomiden anlamadan ülke yönetmeleri sonucu "sıcak para nerden buluruz amk" sorusuna buldukları yanıt...

    kıdem tazminatının tüm kontrolü devlete geçecek ve dolayısı ile çalışanlar kıdem tazminatlarını taaa emekli olduklarında anca alabilecekler. yani işveren işçiyi çıkarsa dahi kıdem tazminatını ödemeyecek işçiye, o hakkın bizde saklı merak etme diyecek devlet ve o parayı işverende değil kendinde biriktirecek.
    yasanın çıkmasıyla beraber tüm kıdem tazminatlarının tamamı ya da kısım kısım bir şekilde kendine ödenmesini sağlayacak.
    böylece sıcak para gelecek ki krizi öteleyebilsinler.

    kriz kapıda değil artık, kriz başladı ve krizin deliği büyümesin diye önlem almaya çalışıyorlar.
    iç güvenlik paketi olsun kıdem tazminatı kaldırılması olsun.
    hep bunlar kritik planlar.
    hele olur da kriz çıkarsa diye suçlanacak adam da hazır. faizi düşürmeyen erdem başçı.

    ülkeyi belediye başkanı yönetirse daha çok şeyler göreceğiz.
    dini inanışlarının kurbanı olan türk halkı bazı şeylerin farkına varır mı merak ediyorum ama gün geçtikçe şemsiye daha derinlere doğru ileriyor ve korkuyorum ki mutlaka açılacak...

  • "gözlerimiz farklı bir karışım olan gözyaşıyla, göz kapaklarıyla, korunmasındaki estetiğiyle, görme esnasında gerçekleşen olaylarla eşsiz, mükemmel bir tasarıma sahiptir. tüm bu olayların kusursuz bir şekilde işlemesi elbette ki doğanın marifeti değildir. gözdeki tasarım herşeyin rabbi olan allah'a aittir...şükürler olsun rabbim, şükürler olsun"

    rabbim, gozyasi bezlerimdeki bir sorun nedeniyle gozum fazlasiyla kuru, tabakalardan birinin fazla ince olmasi yuzunden isiga karsi asiri hassas, kapaginin ici iltihaplaninca korunmasinda estetik mestetik kalmiyor. genetik olarak goz tansiyonuna yatkinim, mercegimi basbayagi kotu yapmandan dolayi 3.5 derece miyop, gozumun yumurta gibi olmasindan dolayi 1 derece astigmatim, ilerde nasip eylersen katarakt da eklenecek.

    koca elektromanyetik spektrumun got kadar bir kismini bile dogru duzgun goremeyen bu aletin optik zoom'u yok, gece gorusu rezalet (kim bilir kac tane atam bu yuzden luzumsuz yere acilar icinde oldu, ama tabi sen onlari da cok seversin), gorus alani dar ve frames per second'i dusuk.

    bunlari gectim, uc boyutlu dunyadan gelen fotonlari, malzemeden calmak icin olsa gerek, iki boyutlu bir retinaya dusurup, sonra beyinde signal processing yaparak uc boyutlu goruntuyu tekrar olusturmaya calisan, yani dunya kadar bilgi kaybina ugratan oldukca verimsiz bir sistemi dizayn ettigin, bize bagisladigin icin sukurler olsun. hakkaten de hersey pek mukemmel, pek kusursuz.

    edit: soyle bir yorum geldi: "gördüğün için şükretmeyi denedin mi hiç?"

    yani "o kadar mukemmel ki" den, "sen gorebildigine sukret"e mi donduk? kor olmadigima cok memnunum ama konu gozumuzu sevip saymak, onu sadece dunya optometristler gununde (ramazan 14) hatirlamanin ne kadar buyuk bir vefasizlik oldugunu anlamak degil, "o kadar kusursuz ki ancak evreni yaratan sonsuz gucteki bir tanri'nin eseri olabilir" gorusunu elestirmek. sadece gozun degil butun organlarimizin, hatta tum ekolojik sistemlerin ve hatta galaksilerin bu kadar kusurunu her gun tecrube ediyorken ve tum bu yapilarin evrim cizelgelerini az cok anlamisken, bu argumanin komik oldugunu anlatmak.

    bu ates dedigin kati degil, sivi degil, gaz degil. oyle mucizevi birsey ki olsa olsa olimpostaki tanrilarin isidir, prometheus da onlarin kulu ve elcisidir. efendim, sacma mi? ates bir madde hali degil basit bir exotermik kimyasal reaksiyon mu? canim, sen kisin usumedigine, pismis yemek yiyebildigine sukretmeyi denedin mi hic?

  • tanıyorum ben bunu. adı erdal. kireçburnunda bakkal işletiyor. paraya karşı inanılmaz bir sempatisi var.

  • instagram hikayesinde şu şekilde görülmektedir:

    “türkiye apaçık bir parti devletine dönüşmüştür, şu an nazi almanyası’ndan farkı yoktur. bu hükümet meşruiyetini tamamen yitirmiştir. satılan geleceğimizin, toprağımızın, emeklerimizin, mutluluğumuzun hesabını hakkını sormayan, şu saatten sonra ses çıkarmayan herkese yazıklar olsun! biliyorum keyfiniz bozulmasın istiyorsunuz ama artık çüş.”

    t: bir rapçiye ait açıklamalar

  • olmuş muhteşem bir filmdir. tarantino’nun bu sefer bol aksiyonlu bir film çekeceğini korkuyla ve üzüntüyle bekliyordum. ama iyi ki öyle olmadı. o yine gerçek sinemayı yaptı. bol yıldızlı durağan bir film çıktı yine. durağan olması marvel sinemasına göre tabii. *

    şu an çoğu kişi izlemediği için spoiler vermeyeceğim. kimse de vermesin. izlemeyenlerin hevesine sıçmayalım.

    edit: film vizyona girdiğine göre birkaç şey söyleyelim;

    insanların bu filme karşı tepkileri oldukça üzücü;
    “ee noldu şimdi?”
    “ben hiçbir şey anlamadım.”
    “film güzel değil ya ne anlatıyo ki?”
    ve benzer tepkileri hayretle dinledik. inanılmazdı. onların beklediği asıl şey şu: “kaslı bir süper kahraman olacak. bazı istenmeyen olaylar olduktan sonra insanları kurtarmaktan vazgeçecek. arkadaşları süper kahramanı ikna etmeye çalışacak. süper kahraman arkadaşlarının kurduğu süper kahraman grubuyla tekrar geri dönecek. süper kahraman grubu sanki kaybedecek gibi olacak ama asıl süper kahraman günü kurtaracak. günün sonunda süper kahraman taş gibi sevgilisiyle öpüşecek.”
    üzgünüz moronsu’lar ama quentin tarantino o tür filmler çekmez.

    --- ‘spoiler’ ---

    araba sahnelerinde brad pitt hiçbir şey yapmadan araba sürüyordu. onun yerine başka sahnelerle oyunculuğunu konuştursaydı çok daha iyi olacaktı. tek beğenmediğim nokta bu. ancak yine de filmin tamamı çok güzeldi.

    tarantino amca’nın tüm filmlerini izlemiş bireylerin yüzünde sebepsiz bir tebessüm göreceksiniz (işte bu yüzden bize ters ters bakmayın).

    sharon tate’nin kendini izlerken gösterdiği tepki eminim ki herkese tanıdık geliyordur. kendi başarını, kendi ürününü izlemek... tarantino bu noktayı çok iyi yansıtmış.

    olay örgüsüne hiçbir katkısı olmayan film seti sahneleri tam bir ustalık eseriydi. tarantino’nun ustalığı ve di caprio’nun 4-5 tane karakteri başarıyla aktarması hiç de kolay bir iş değil. zevkten başınız dönecek, filmi izlemeye gitmeden önce yanınızda peçete getirin.

    savaş karşıtı, sevgi dolu, nefret karşıtı insanları bu filmin sonundaki kanlı sahneyi izletirsek şüphesiz kahkaha atarlar. tıpkı reservoir dogs, death proof, inglourious basterds’teki gibi. bu duyguyu özlemişiz.

    ek: filmin sonu inglourious basterds’ta olduğu gibi değiştirilmiş.

    --- ‘spoiler’ ---

    ve yarısı terkedilmiş sinema salonu şu etkileyici sözlerle yankılandı: “e şimdi ne oldu? ben bir şey anlamadım.