ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hastası olunan sözler
-
"bacağına sıcak ağda döküp, kıllarını alan kadının bir örümcek görünce çığlık atabiliyor olması dünyadaki en büyük gizemlerden biridir" *
yaran kişisel iletiler
-
galatasarayın deplasmanda panathinaikos u 3-1 yendiği ve fenerbahçenin evinde twente ye 2-1 yenildiği akşam. bir galatasaraylı tarafından yazılan kişisel ileti:
-"iki gün yurtdışına çıkalım dedik, evdeki kuşu sikmişler."
ufacık ülkesin sen daha ordun bile yok
-
başbakan yardımcısı tuğrul türkeş'in lüksemburg'a verdiği ayar cümlesi.
devleti yönetenlerin dünyaya bakışını anlamak için güzel bir örnek. bu tip insanlar 14 yıldır ülkeyi yönetmektedir.
[http://t24.com.tr/…lkesin-sen-ordun-bile-yok,329550 http://t24.com.tr/…facik-ulkesin-sen-ordun-bile-yok]
amerika'daki black friday kataloğu
-
amerikalı joe; 40 yaşında, evli ve bir çocuk babası. eşi ise ev hanımı. joe bir markette kasiyer olarak asgari ücret ile çalışıyor ve 1300 dolar kazanıyor. joe'nun dünyalar tatlısı oğlu jack, babasından bir dizüstü bilgisayar istiyor. joe ise oğluna dönüp oğlum bu ay maaşımı alınca 500 dolar köşeye atarız ve sana dizüstü alabiliriz diyor. sonrasında ise eşine, bir ay zorlanırız ama jack'in yüzü güler, mutlu olur oğlumuz diyor.
türk mehmet; 40 yaşında, evli ve bir çocuk babası. eşi ise ev hanımı. mehmet bir markette kasiyer olarak asgari ücret ile çalışıyor ve 2400 lira kazanıyor. mehmet'in dünyalar tatlısı oğlu murat, babasından bir dizüstü bilgisayar istiyor. mehmet ise oğluna dönüp oğlum bu ay maaşımı alınca 750 lira köşeye atarız ve sonra bir dahaki ay da aynısı yaparız, sonra yine, sonra yine ve sonra yine derken 10 ayın sonunda sana dizüstü alabiliriz diyor. sonrasında ise eşine, bir yıl zorlanırız ama murat'ın yüzü güler, mutlu olur oğlumuz diyor.
bu hayatı bir koşu yarışı varsayarsak, amerikalı bizden 10 kat hızlı koşuyor ve üstelik biz daha çabuk yoruluyoruz.
türkiye atlantik'te bir ada olsaydı olabilecekler
-
ankara'da yine deniz olmazdı.
hastası olunan sözler
-
"insan artık yeni insanlar tanımaktan ve kendini onlara tanıtmaktan yorulduğunu hissettiği zaman yalnızlığı sevmeye başlıyor"
dali atomicus
-
amerikalı fotoğrafçı philippe halsman'ın henüz fotoğraf düzenleme metotlarının olmadığı 1948 yılında salvador dali'nin, kedilerin ve birtakım nesnelerin bulunduğu anı canlı çekerek günümüze ulaştırdığı eseri.
fotoğrafın aktörleri; tabii ki dali, dali'nin henüz tamamlanmamış leda atomica isimli eseri (fotoğrafın adı tabloya bir gönderme aslında), ressam sehpası, sandalye, bir kova su ve üç minnoş kedidir.
1940'larda yakın arkadaş olan dali ve halsman, halsman'ın jumpology dediği stilde bir fotoğraf çekmeye karar verirler. jumpology; bir insanın zıplarken, o an sadece zıplamaya odaklandığı için maskesini düşürerek gerçek yüzünü gösterdiğini düşünen halfman'a özel bir terim ve halsman dali'den sonra audrey hepburn, grace kelly, richard nixon gibi isimlerle de bu stili kullanarak çalışmış.
fotoğrafı çekebilmek için asistanlardan biri, çerçevenin sol tarafındaki sandalyeyi kaldırmış, ressam sehpası ve tablo teller ile asılmış ve tabure yerden desteklenmiş. halsman'ın yardımcıları (karısı yvonne ve kızı irene), her çekimde kedileri ve dolu bir kovanın içindekileri çerçeveye fırlatmış. her denemeden sonra, kızı irene kedileri kurutmuş ve yeni denemeye hazırlamış. işte bu ilginç fotoğraf bu şekilde ortaya çıkmış;
görsel
dali'nin leda atomica eseri;
görsel
14 yaşındaki akranlarını ispiyonlayan bakan kızı
eti negro'nun isminin eti nero olarak değişmesi
-
(bkz: tarihe geçen efsane duyarlar)
edit ek: ispanyolcadan da çıkartılsın "negro" sözcüğü. montenegro'nun adı da montenero olsun. illa bir şey yapacaksan "esmer" falan yap ayrıca, "nero" ne?