hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: leblebi tozu) tartışmasız.
    bir zeytin deposu vardı bizim sokakta. çoğu zaman kapalıydı ve önündeki merdivenler biz mahalleli çocukların karargahıydı. sokağın başındaki bakkaldan - bak şimdi hatırladım. bakkal hacı amcanındı ama çoğunlukla oğlu erdal abi dururdu. (bkz: erdal bakkal)- küçük şeffaf poşetlere sarılmış leblebi tozlarını alır bu merdivenlerde toplanırdık. pipetlerle leblebi tozunu yerdik. hızlı çekip öksürürdük, ağzımızı doldurup "yusufçuk" derdik falan. çocukluk güzel şeydi be kardeşim.

  • (bkz: sakinlik)

    sadece sevgili değil yakın olduğum normal erkek arkadaşlarımın bile bu yapıda olan kişilerden oluştuğunu farkettim. bir ortamda küs/kavgalı olduğunuzu belli eden, laf sokan, durduk yere internette ona buna çatan, tabir-i caizse b.kuyla kavga eden, sinirlerine hakim olamayan, ortamda dikkat çekmek için abartılı hareketler yapan erkeklerden ömrümün sonuna kadar hoşlanmayacağımın farkındayım.

  • üniversiteye geldim kayıt için, arkadaşımla babam dışarda oyalanıyorlar. bir iş için lazım oluyorum arkadaşım o uzun kuyrukta bana bakınıyor, babam hemen yardımcı oluyor arkadaşıma.

    -arkalara bak, kesin en arkadadır bizim salak.

  • kremlin sarayı'nda öğrenilen ingilizce ile girilmesi sanırım pek akıllıca olmayacak sınavdır.
    buckingham sarayı olsa neyse..

  • efe 2 yaşında konuşmayı yeni yeni öğreniyor. balkona çıkartılıp hilal şeklindeki ay gösterilir.

    +efe bak ay.
    - (ağlamaklı bir şekilde) kırılmış :(