hesabın var mı? giriş yap

  • burnun duzenli olarak temizlenmesi.

    tanimlamasi kolay olsa da, cogu kisi tarafindan onemsenmeyen hatta yok sayilan bir kisisel bakim turu. nasil yapilacagina gecmeden once kendi tecrubelerimden bahsetmek istiyorum.

    kendimi bildim bileli solunum yollarimda problem var; burun kemigi egriligi, geniz akintisi, alerji, sinuzit ve kisin gecmek bilmeyen nezle. bu sorunlarla karsilan herkes gibi ben de antibiyotikler, kremler, burun spreyleri ve oksuruk suruplari kullandim. hicbiri gercek anlamda sorunlarimi cozemedi; farial, otrivine ve flixonase gibi ilaclar ise yariyordu ama surekli kullanilamadiklari icin sagladiklari cozum gecici oluyordu. antibiyotikler burundaki enfeksyonu temizliyor fakat sonrasindaki oksuruk krizlerine care olamiyordu. bazi spreyler burun icindeki kilcal damarlari zayiflatiyor ve hic olmadik zamalarda burun kanamalarina neden oluyordu. yani ozetle kis geldiginde yasam cekilmez oluyordu.

    gecen sene, hayatimi iskenceye ceviren sorunu cozmeye karar verdim. internette gecen uzun saatler sonucunda, insanlarin tecrubelerinde ozellikle duzenli burun temizliginden bahsettiklerini farkettim. cozum gercekten bu kadar kolay olabilir miydi?

    denemeye karar verdim ve duzenli burun temizligine basladim. ilk haftalar dogru karisimi elde etme cabalariyla gecti buna ragmen nefes alisim rahatladi. iki-uc haftaya burnum tamamen acildi ve o zamandan beri hic burun tikanikligi yasamadim. kesfettigim seyi cevremdeki diger insanlara anlattigimda, yapilir mi veya ugrasilir mi gibi tepkiler aliyorum. ama inanin yapilir ve bu sorunun tek cozumu bu.

    burada tarif edilen seyleri yapmadan once lutfen doktorunuza danisin, herhangi bir ters etkilesime veya alerjiye neden olmak istemem. tahmin edebileceginiz gibi cozum kolay ve keyifli degil, hatta tam tersi zor ve aci verici. bu nedenden dolayi da yaygin bir sekilde uygulanmiyor. yillardir bilinen bir yontemi kullanacagiz: burna ilik tuzlu su cekmek.

    piyasada satilan sterimar isimli bir sprey var, ayni isi yapiyor gibi gorunse de, kendi tecrubemde bu sprey'in iki dezavantajini gordum. birincisi spreyin soguk olmasi; bu burun icinde garip bir gidiklanmaya neden oluyor ve burnun icinde katilasmis sumugu, sicak su kadar etkili yumusatamiyor. ikincisi, tam bir dezavantaj olmasa da, sprey'in tuz oraninin az olusu, ayrica burna sprey olarak sikildigi icin cok az bir miktarin kullanilmasi. karsilastirma olarak, burna cektiginiz bir avuc tuzlu su, bir kutu spreyden cok daha etkili oluyor. yine de eger kullanmadiysaniz, bahsedecegim cozumden once bu spreyi deneyebilirsiniz.

    ideal tuzlu su tarifi soyle:
    oncelikle deniz veya okyanus suyundan uretilmis, iyotsuz tuz bulmaniz gerekiyor. normal tuzdan biraz daha pahali oluyor, toz gibi degil pul biber gibi parca parca oluyor. iyotlu sofra tuzu kullanmayin, bu tuzun az bir miktari bile burnu cok feci yakar. ayrica gerekli tuz miktarini kullanamadiginiz icin burnunuzu da acamazsiniz.

    ilk defa yapacaginizi varsayarsak, su bardagina bir cay kasigi deniz tuzu koymaniz yeterli olacaktir. ekleyeceginiz suyun sicakligi onemli, elinizin disini rahatsiz etmeyecek kadar sicak/ilik olmali. yani tam olarak ilik/sicak arasi. ilik olursa burna cekince soguk gelecektir, sicak olursa da burnunuzu yakacaktir. ilk gunlerde biraz daha ilik tarafta kalin, cunku tuz burnunuzu yeterince yakacak.

    tuzu koyup, ilik suyu uzerine ekledik. simdi en zor bolum geldi, suyu burna cekmek. bardaktan bir avucu dolduracak kadar su alin ve burnunuza goturun burda ogrenmeniz gereken; suyu burnunuzun derinliklerine cektiginizde cigerlerinize degil, genzinizden gecip agziniza geldigi. tabii cok cok hizli cekerseniz cigerlere gitme ihtimali var, olay suyu spreye donusturmeden cekmek. biliyorum cok zor ama tuzlu suyu genzinize kadar cekmeniz gerekiyor, ilk denemede buyuk ihtimal yapamayacaksiniz ama zamanla uzmanlasacak ve su icmek kadar rahat bir refleksle yapabilir hale geleceksiniz.

    bir de eger ilk defa yapiyorsaniz, burnunuz buyuk ihtimal tikalidir. bu isleri biraz daha karisik hale getiriyor. suyu ilk defa cekip sumkurunce baya bir kati akinti gelmeli. bu noktada cok derine cekmenize de gerek yok, once onleri acacagiz, arkalari acmak biraz daha uzmanlik gerektiriyor.

    comezlik donemlerini atlatip, burnun on kisimlarini temizleyince daha zor olan arka taraflara ve sinuslere gececegiz. bu kanallara cekilen tuzlu su on taraflara gore cok daha fazla aci veriyor ama dayanmaniz lazim. tuzlu suyu burundan sinuslere oradan genize cekip tutmaniz gerekiyor, ben 10-20 saniye tutuyorum. bu arada icinizden butun kufurleri edebilirsiniz, ama suyu birakmamaniz gerekiyor. sonrasindaki rahatlik icin biraz dayanmalisiniz. bunu 3-4 defa yapmaniz yeterli olacaktir. sonrasinda burnunuza temiz su cekmeyin, durulama icin baska bir yontem kullanacagiz.

    tuzlu su cekme fasli bittikten sonra burnunuz kisa bir sure akacak sonrasinda ise akamadigini farkedeceksiniz, bu noktada fazladan suya ihtiyacimiz var. iste durulamayi da boyle yapacagiz, tuzlu su cektikten sonra 3-5 bardak su icmeniz gerekiyor. ilginc bir sekilde su ictikten sonra burnunuzun saril saril aktigini goreceksiniz.

    simdi gelelim isin puf noktalarina:
    - kesinlikle ama kesinlikle yatmadan once yapmayin. tuzlu su tedavisinden sonra burnunuz bir saat akacak, eger bunu yapip yatarsaniz oksurukten bogulursunuz.
    - tuzlu su cektikten sonra su icmek cok onemli, su icmezseniz burnunuz deli gibi kasinacaktir.
    - sudaki tuz orani arttikca, karisimin burnu temizleme gucu de artar. tuz miktarini fazla abartmayin ama unutmayin burnumuzun yanmasi gerekiyor. aci yoksa sonrasinda rahatlama da yok.
    - en onemlisi bunu bir aliskanlik haline getirmeniz gerekiyor. ilk zamanlar gunde iki kere yaparken sonrasinda gunde bir kereye dusurebilirsiniz. burnunuz acikken bile bu temizligi yapacaksiniz, ozellikle de kisin -en az- iki gunde bir bu temizlik yapilmali.

    bonus olarak, tuzlu su sihirli bir sekilde burun kanamasina da iyi geliyor. tedaviye basladigimdan beri hic kanama yasamadim. yine de eger burnunuz beklenmedik bir sekilde kanarsa tuzlu su cekmeyi birakin, bilmediginiz ters bir etkilesim yasiyor olabilirsiniz. mutlaka doktorunuza basvurun.

    sonucta ne oluyor; tuzlu su ile temizlenen burun, rahat bir sekilde akiyor ve icinde enfeksyon uretici maddelerin birikmesi engelleniyor. ayrica burun one dogru akabildigi icin geniz akintisi azaliyor. otomatik olarka oksuruk de kesiliyor. iste nezlesiz, geniz akintisiz ve oksuruksuz huzurlu bir yasam hepsi gunde bes dakika ayiracagimiz kucuk bir burun temizligi sayesinde.

  • mantıksız bir hesaplama.

    300bin tl karşılığında 30 yıl konaklama hizmeti almakla, 300bin tl karşılığında mal sahibi olmak nasıl karşılaştırılıyor anlayamadım. ev senin oluyor, istediğin zaman satarsın birikimin boşa gitmez. hele ki ev sahibine hiç gitmez.

    ev almak ancak şu şekilde mantıksız olabilir. eve vereceğiniz nakit paranız vardır, fakat bu parayı eve yatırmak istemezsiniz. parayı kullanırsınız. paranızla para kazanırsınız. yani ticari zeka işlerine girersiniz. o zaman anlarım.

    lakin; memursan, maaşlı çalışansan ev almak her türlü mantıklıdır efendim. en kötü; al başkan evi kiraya ver, kendi borcunu ödesin.

  • tahta cetvelle parmak uçlarına vurulurdu. ,

    şimdi öyle mi el bebek gül bebek ,ondan mal gibi bir nesil yetişiyor zaten. servise bin okula git ,servise bin eve git. ben karlı okul yollarında ne sokak çocuklarından ne de öğretmen denilen psikopatlardan yediğim dayakları yazsam köprü olur.

    biraz salak olabilirim ama dayanıklıyım.

  • ben geldim!
    var mı içerde biri?
    duyuyorsan beni başını salla sadece...
    acaba var mı biri evde?

    hadi... yapma ama böyle!
    duydum ki keyfin değilmiş yerinde...
    acını hafifletebilirim istersen,
    ayaklarını bastırabilirim tekrar yere...

    sakinleşsene!
    biraz bilgiye ihtiyacım var öncelikle,
    sadece basit gerçeklere:
    acıyan neresi göstersene...

    aslında acımıyor hiçbir yerim...
    ama sen kaçırıyorsun dumanını ufukta kaybolan geminin
    artık sadece dalgalarla boğuşarak kurtulabilirsin!
    dudakların kıpırdasa da duyamıyorum ne dediğini...
    çocukluğumda... bir gece ansızın fırlamıştı ateşim...
    ellerim büyümüş, büyümüş... ve taşlaşmıştı sanki!
    aynı duyguyu yine hissediyorum şimdi...
    açıklayamam, açıklasam da sen anlayamazsın nedenini
    hem zaten ben hep böyle değildim ki...
    son zamanlarda halinden memnun bir uyuşuk oluverdim...

    tamam... peki!
    sadece ufacık bir iğne deliği,
    ve sonra geçecek hepsi!
    ahhhhhh!
    ama kendini biraz kötü hissedebilirsin...

    ayağa kalkabilecek misin?
    sanırım işe yaradı. iyi!!
    bu sağlayacak gösteriyi devam ettirmeni.
    hadi ama... gitme vaktimiz geldi!

    aslında acımıyor hiçbir yerim...
    ama sen kaçırıyorsun dumanını ufukta kaybolan geminin
    artık sadece dalgalarla boğuşarak kurtulabilirsin!
    dudakların kıpırdasa da duyamıyorum ne dediğini...
    çocukluğumda... bir bakış yakalamıştım ani,
    gözümün ucuyla bir an için...
    ama tekrar baktığımda o çoktan gitmişti!
    ne olduğunu bile hatırlamıyorum oysa şimdi...
    o çocuk büyüdü... kurduğu hayallerse yitip gitti...
    halinden memnun bir uyuşuk oluverdi şimdi!

  • findeks notunuz için borç limit dengesi iyi kurulmalı. kredi kartınızı her ay limitine kadar kullanmak findeks notunuzu düşürür. bu nedenle kredi kartlarında her zaman belirli bir kullanılmayan limit bırakılmalıdır. bence bu oran %50-60 olmalıdır, bazıları %80'e kadar çıkartabiliyor ama tavsiye etmiyorum.
    kredi kartı verilmiyorsa en azından 1000 tl nakit blokeli kredi kartı alınmalı, 500-600 lirası kullanılmalıdır. borçları düzenli ödenmelidir. 12 ay sonunda limiti daha yüksek kredi kartı almanız muhtemeldir. aynı zamanda findeks puanına olumlu etki gösterecek ve kredi çekebileceksiniz.
    eğer kredi çekme niyetiniz varsa veya gelecekte oluşabilecekse uzun süredir kullandığınız kredi kartlarını (10-15 yıllık) ciddi bir neden yoksa kapatmayın. bankalar uzun süredir kullanılan kredi kartlarına dikkat ederler.

    limitini arttırmak isteyenler birkaç ay şu taktikleri uygulayabilir.
    1-borcunuzu son ödeme tarihinden 1-2 gün önce ödeyin ve geciktirmeyin. eğer ödeyecek durumunuz yoksa kredi kartıyla hesap kesiminden sonra ödeme tarihinden önce altın alıp bozdurun, o para ile borcunuzun en azından asgarisini ödeyin. gelecek aylarda tasarrufunuzu arttırın.
    2-nakit avans çekmeyin.
    3-kredi kartını aktif olarak kullanın.
    4-faturalarınıza ödeme talimatı verin ve zamanında ödeyin.
    5-hesap ekstresi kesilmeden %80-90'lara gelmiş borcun bir kısmını ödeyin tekrar harcayın ve bunu tekrarlayın. hesap kesiminde %50-60 limitle ekstre oluşsun.

    ilk kredi kartımı 2014 yılında aldım ve o tarihten beri bir yerde sigortalı veya esnaf olarak çalışmadım. freelance çalışıyorum, hesabıma giren para sabit tarihlerde yatmıyor ve bazı aylarda para girişi olmuyor. bddk'nın koymuş olduğu geliri olmayanlar için sanırım 2000 tl olan limit banka inisiyatifi ile 32 bin tl olmuş durumda.

    son olarak, ayağınızı yorganınıza göre uzatmayı unutmayın. adı üstünde kredi kartı, sizin olmayan bir para.

    tanım: genellikle plastikten yapılmış ve üzerinde kişisel bilgilerin olduğu ödeme aracı.

  • “sen hiç monako prensesi fantazisi olan erkek gördün mü? göremezsin. hepsi hizmetçi, sekreter, konsomatris vs. ister.”

    zerrin iffet (yalan dünya)

    jhshsjahaha

    konsedit: akademide olsam makale niteliği taşıyacak onca yazım var fakat içinde kons geçen girimle debedeyim* teşekkürler arkadaşlar, zerrin’in iddiası bir kere daha ispatlandı.

  • işim gereği yılın %70'i seyahat ediyorum. bu uçuşların önemli bir kısmı yurt dışı. uçuşlarım da genelde thy ile. tabi thy nezdinde çok çok çok küçük bir kalem olsa da ben de thy'ye para kazandırıyorum. benim kazandırdığım para ile sponsorluğu destekliyorum. helal olsun benim param müjdat gezen gibi aydın sanatçılara verilen sponsorluklara.

  • bir suru kotu yanina ragmen abd'de yasamaktan tam da bu tip sacmaliklarin olmamasi yuzunden memnunum:

    -federal hukumetin resmi dili yok. her donem bunu teklif eder bazi muhafazakarlar, her sene de yenilirler. yani otobuse atlayip meclis binasina gitsem -ki kafama gore gidebilirim turkiye'dekinin aksine- , ispanyolca sarkilar esliginde tango yaparak kursuye ciksam, oradan da farsca bir metin okusam suc islemis olmam. yaptim oradan biliyorum.

    -50 eyalet icinde 27'sinin resmi dili var. bazisi cok dilli, bazisi salt ingilizce. ama onlarda dahi mahkemeler sizi o dili bilmiyorsunuz diye kapidisari etmezler, gerekirse vizigotca tercuman bulmak zorundadirlar (germen dili oldugundan alman'in tekini bulup getiriyorlar cogu zaman yuttururuz diye ama o kadar kusur kadi kizinda da bulunur, sonucta burasi bir isvec degil)

    -anayasada degistirilmesi teklif dahi edilemez seyler yok. ifade ozgurlugu adi altinda teklifini edersin, sonra ayarini yer oturursun.

    -eger bir kanun anayasaya aykiriysa dahi, askeriye basin bildirisi yapmaz. zira askerin isi ne anayasayi fiilen korumak/yorumlamaktir (bu is icin supreme court var) ne de anayasa hakkinda resmi aciklamalarda bulunmak (bu is icin asker disinda herkes var, baskandan tut sivil toplum orgutlerine, talk show'culardan senatorlere kadar herkes). onun yerine askerin isi ride of the valkyries esliginde baska ulkeleri bombalamaktir (..oylar gelsin artik)

    -kimse genelkurmay baskaninin * ismini cismini bilmez. kendisi bile bilmez. savaslari zaten robotlar yaptiklarindan komuta kademesinin onemi yok. ben de demin wikipedia'dan baktim, meger bir oncekisi benmisim. vatandas bile degilim halbuki. oyle esitlikci bir yer burasi. ama bir isvec degil.

    -bizim genelkurmay diyor ki "dil birliğinin olmaması durumunda bunun sonuçlarının neler olacağı, tarihteki birçok acı örnekleriyle gözler önündedir". dil, din, irk, renk birligi olmayan amerika'nin icler acisi hali ortada: 220 senedir askeri darbe olmuyor, 150 senedir ic savas cikmiyor. adamlar sikintidan gidip baska ulkelerde ic savas ve darbe yapiyorlar (ti pi tissss..anti-amerikan populizminin fazlasindan zarar gelmez)

    -amerika'da kizlar teklif etmiyor, evet diyecegini varsayip direkt saldiriyorlar. asker birsey demiyor.

    simdi biz, sivil konularda, bir amerika olmadigimiz icin mi askeriyeye muhtaciz, askeriyeye muhtac olageldigimiz, muhtac birakildigimiz icin mi bir amerika olamiyoruz? daha muhimi amerikalilar biraz zayiflarlarsa bir isvec olabilirler mi en sonunda?

  • - özür dilerim melis, senle ilişkimiz yürümüyor.
    - işim yüzünden di mi, itiraf et, işim yüzünden!!!
    - çizgifilmlerdeki küçük erkek çocuklarının kızlar tarafından seslendirildiğini gerçekten bilmiyordum melis ben... ben dayanamıyorum...
    - haksızlık ama bu, haksızlık dedim sana!!!
    - *allahım, hala vakabiyaşi'nin sesi*