hesabın var mı? giriş yap

  • -kaç yıllık evlisin?
    -2*
    -çocuğun var mı?
    -hayır.
    -olmuyor mu?

    hee olmuyor amk, herkes de sizin gibi evlendiğinin 2. ayında hamile kalacak değil mi?
    hayattaki tek başarınız bu zaten.

  • güzel bir muhitte güzel bir plazada çalışıyoruz. günlük yemek ücretimiz 45 tl. etrafta yemek yiyebileceğin en uygun fiyat 75 tl. bütün şirket çalışanı hep bir ağızdan üst yönetime mail attık "biz bu lüks muhitte plazada çalışmak istemiyoruz verdiğiniz paranın yetebileceği bir muhite geçiş yapalım ya da yemek ücretini ortam koşullarına göre düzeltin lütfen" diye.

    yönetim dudullu'ya taşınmaya karar verdi.

    muhit: batı ataşehir

    10.06.2022 editi: 65 tl oldu.
    11.04.2023 editi: 130 tl oldu.
    03.10.2023 editi: 167 tl oldu.
    21.01.2024 editi: 240 tl oldu.

  • gercekci anlatimin ilk film life lessons'da en gercekci halini görürken, life without zoe'de abartinin da gerceklik olabilecegini gösterip, oedipus wrecks'de ise absürd bir gerceklik ötesi yaratilmis üc orta metraja yakın film.

    life lessons'da anlatılan hikaye o kadar gercege yakın bir dille aktarılmıs ki, hayatınızda bir sanatcıya asık olmussanız o filmin ne anlattıgını cok iyi anlarsınız. bu nedenle bana göre scorsese'ninki özel bir yere sahip.

    life without zoe'da zoe'nun annesinin "ben senin kızınım, sen de benim annemsin." sürcmesinin haricinde yakalanacak bir güzelligi yoktu ki bu bile zoraki geldi. copolla'nin kızına ufak bir armagani olsa gerek.

    oedipus wrecks'da ise, sihirbaz kutusunda kaybolan anne modeli ile, kaybolsun derken yerde gökte karsımıza cıkan sorunsallıkları öyle güzel özetlemis ki. tabi oedipus kompleksinin ters tepmesi halinde hayatı boyunca anne unsurundan kurtulamayan erkeklere de önemli bir gönderme.

  • fuarlarda ingilizce, fransızca vb dillerde tercüman arayan bir firmaya başvurulmuştur. iş görüşmesine gittiğinizde sizinle birlikte mülakata girecek başka biri daha olduğunu görürsünüz. o da sizin gibi üniversite öğrencisi 22 yaşlarında bir erkektir. ikinize de bir form verirler, hangi dili hangi seviyede konuştuğunuz, aldığınız sertifikalar, çalıştığınız şirketler tarzı. ikinizi de mülakata aynı anda alırlar. mülakatı yapan ik biraz gıcıktır. önce sizle yaparlar ardından diğer çocuğa geçerler.

    ik: fransızcayı çok iyi seviyede bildiğinizi yazmışsınız?
    -evet
    ik: fransız lisesinde mi okudunuz?
    - hayır
    ik: fransızca bir üniversitede mi okudunuz?
    - hayır ama
    ik: fransız kültür'de ders mi aldınız
    - hayır ama şey
    ik: sertifikanız var mı fransızcayla ilgili
    - hayır
    ik: tamamen meraktan soruyorum, fransızcayı nerden öğrendiniz?
    - babam öğretti
    ik: babanız? fransızca öğretmeni miydi?
    - hayır ama
    ik: buyrun söyleyin nasıl öğrendiniz, sabahtan beri ama diyorsunuz
    - babam fransız, eğer adıma ya da soyadıma bakmış olsaydınız benim de fransız olduğumu anlardınız.
    ik: adınız?
    - marcel. adı marcel olan pek türk yoktur sanırım.
    .

  • diyelim iliski bu yil bitti. iliskinin baslama yili 2004. yugoslavya vardi lan o zaman. yeni yikilmisti. putin, bush, tayyip gibi dunya liderleri yeni yeni isimlerini duyurmustu. saddam, arafat, kaddafi, bin ladin dunya gundeminin en populer isimleriydi. lebron liseyi yeni bitirmisti. messi'yi kimse bilmezdi. xavi genc yetenekti. robben chelsea'de yine 53 yasinda idi. jose mourinho'nun saclari siyah idi. twitteri gectim youtube, facebook falan yoktu. ayrilmadan once bi daha dusunun. beraber bi tarih yasamissiniz amk. david seaman hala kaleciydi. freddie mercury'den sonra 2.biyikli ingiliz.

  • hani diyor ya sabahattin ali,

    "gözlerimden öptü,
    ellerimden öptü, ellerimden.
    avuç içlerimden öptü.
    unutabilir misin şimdi?
    ben, ölsem unutamam."

    anlarsınız. ölseniz de unutamayacağınızı anladığınız zaman, anlarsınız.