hesabın var mı? giriş yap

  • proxima centauri yıldızında 24 mart 2017'de oluşan parlama sebebiyle proxima b'nin çok yüksek ısı ve radyasyona maruz kaldığı tahmin ediliyor. son bir kaç milyar yıldır da bu tip parlamaların proxima centauri yıldızında tekrarlandığı göz önünde bulundulurunca, proxima b gezegeninin yaşanabilir, yaşam destekleyici özelliklere sahip olma ihtimalinin düştüğü söylenmiş. yıldızdaki bu tip parlamalar gezegenin atmosferine zarar verir ve gezegendeki sıvı suyun buharlaşmasına yol açabilir.

    kaynak

  • sol frame'de göreceğimiz durum.

    özellikle biontech aşısı için başlık üzerine başlık açıyorlar. bu arkadaşlar kendilerini çok zeki bir azınlık olarak görüp geri kalan herkesi kandırılmış, hiçbir şeyi araştırmadan kabul eden insanlar olarak görüyorlar. sen ne araştırdın diye sorunca; bazı twitler, ya da uzmalığı bu konular olmayan otçu, modern tıbba karşı, durumdan çıkar elde etmeye çalışan, fav manyağı doktorları kanıt olarak gösteriyorlar. var mı kabul olmuş uluslararası bir makale diye sorunca, bilimsel makalelerinde büyük oyunun bir parçası olduğunu söylüyorlar.

    biraz önce de bunlardan birine maruz kaldım. (bkz: mehmet okan özdemir) diye bir doktorun 1,5 saatlik videosunu izletti bana. kendisini kırmamak için izledim. lanet olsun dedim, izleyelim. herif baştan sona manipülasyon yaptı. araştırdım elemanı. cerrahmış! ulan valla siz iflah olmaz enteresan insanlarsınız.

    edit: "aşı karşıtı değiliz. covid-19 aşısına güvenmiyoruz" diye eleştiride bulunan arkadaşlar var. bence haklı bir eleştiri olabilir. bu sebeple moderatörlerden ricam başlığı "15 haziran 2021 covid-19 aşı karşıtlarının çıldırması" şeklinde değiştirmeleri. kırmayalım bu minnoş arkadaşlarımızı. zaten yeterince endişeli ve ürkekler.

    edit2: ulan ne adamsınız ya. covid-19'un uzun vadede vücuda olumsuz bir etkisinin olmadığından emin ama aşının uzun vadedeki etkisinden endişeli.

    neymiş efendim. aşı çok hızlı üretilmiş. yeterince test edilmemiş. uzun vadede yan etkisi bilinmiyormuş. oldu paşam! 5 yıl pandemi devam etsin. peki bu 5 yıl içinde insanların bozulan psikolojisinin başka hastalıkları tetiklemesi ile ilgili bir endişen var mı?

    normalden hızlı üretilmesinin sebebi bütün dünyanın gözünün bu aşıda olmasından kaynaklı bürokrasinin daha hızlı çalışması ve daha fazla finansman sağlanmasından olabilir mi?

    soruyorum sadece. siz de sorun ama uzmanına sorun. cerraha, otçuya, büyük resimcilere değil. kolun kırıldığında tedavi için jinekoloğa gitmediğin gibi bu konuyu da uzmanlarına sorun. risk hesaplaması yapın. yapamıyorsanız yapan uzmanlara güvenin. alkol kullanıp, sigara içip, fast food’u gömüp içinde ne olduğunu bilmediğim sıvıyı vücuduma almam demeyin. komik oluyorsunuz. ha yine olma aşını. senin bileceğin iş ama gelip burada bir günde 750.000 aşı yapıldıktan sonra bilimsellikten uzak manipülatif başlık açmayın.

  • dayının gözlerinde karşısındaki spikere acır bir bakış ifadesi var yalnız: "sizi kandırıyor yavrum bu muhalefet. halbusam türkiye çok güzel şiş kebap çok güzel." bakışı..

  • 97 bölüm için geçerli olan cevap yoktur olacaktır. sonrasını zaten bilmiyorum.

    ömer baba yazan insanların inatla kaçırdığı konu türkiye cumhuriyeti'nde ve önceki türk devletlerinde devlet yönetiminin, geleneklerinin, kurumlarının, vs. dini normlar ile nasıl iç içe geçtiğini bir türlü idrak edememeleridir. yani 20 yıldır akp iktidarında ve son 60 yılın en etkili partilerinden birinin mhp olduğu bir coğrafyada bunu anlamamak çok garip. ömer baba bir grubun ve ahlaklarının temsilcisidir ve bu ahlakın devletteki etkinliğidir. sadece hem daha az radikal hem de daha pasif bir insan. polat'ın yetiştirildiği ortamı, ahlak anlayışını, neden istihbarat işlerine giriştiğini, mafya içinde nasıl var olduğunu anlamak için bakacağınız kişi önce ömer baba sonra aslan amca'dır. tabii ömer baba "gerçek islam bu değil" diyen daha pollyanna müslümanlardan. ama en nihayetinde olay türk devletlerinde devlet - din ilişkisine geliyor. bunu zaten polat'ta tamamen görürüz. daha net ise aslan bey'in ömer baba'nın fikirlerine değer vermesi ve yer yer ona başvurmasında görürüz. adam koca ortadoğu raporunda şiileri ömer baba'ya danışarak yazdı.

    eren eylül'ü yazmaya gerek yok zaten. her ne kadar bomboş bir karakter olsa da - hikayeye de katkısı çok azdır - temsil ettiği güruh okullarda, mahallelerde yer tutmuş ipsiz sapsız mafya özentileridir. mafyanın eğitimsiz, gelirsiz, işsiz, karakteri oturmamış gençlerin mıknatısı olmasıdır olay.

    hikmet de sevimsiz bir karakter olsa da entrylerde çok yazılmış. sanırım ekşi sözlük ahalisi kendilerinden bir habersiz hikmet yazarken. zira hikmet bizzat ekşi sözlük yazarlarıdır. eğitimsiz, geleneksel, muhafazakar, yer yer doğru konuşup haklı çıksa da hududu belli olan bir adam. kahve muhabbetlerinin bir numaralısı.

    ben bir oy kullanmak zorundasın deseler oyumu erhan'a veririm. atmosfere uygunluğu sıfır. yılışık, cıvık bir eleman. dayının sürekli laf ettiği kadar var.

  • selam,

    türkiye'nin dört bir yanında yaşanan orman yangınlarında yanan ağaçların ve canlıların acısını derinden hissediyoruz.

    daha önce ekşi sözlük ve ekşi şeyler hatıra ormanı projelerinde birlikte çalıştığımız tema vakfı'nın, yangınlarda zarar gören bölgelerin tekrar ağaçlandırılması için başlattığı kampanyaya biz de ekşi sözlük olarak 6000 fidan ile destek veriyoruz.
    "yaşamı ve umudu yeniden yeşertmek" için hep birlikte bu kampanyaya destek olalım!

    siz de bu link üzerinden tema’ya destek olabilirsiniz.

  • rte'nin kızı esra ile ilgili anlattığı olayın yalan olduğunu kemal kılıçdaroğlu'nun ortaya çıkardığı olay.

    olay nedir diyenler için rte 'nin anlatımıyla : ... gece 1-2 öyle geliyoruz eve .. o zamanlar mücadeleler şimdiki kadar rahat değil , daha zor sıkıntılı dönemler 80 öncesinden bahsediyorum .. -buraya dikkat 80 öncesinden bahsediyormuş- .. ve bir gece yatak odamızın kapısına bir pusula büyük kızım esra asmış 'babacığım bir geceni de bize ayır'.

    80 öncesinden bahsediyor ama kızı 83 doğumlu adam boşuna demiyor yalan makinesi diye..

  • karadeniz'e röportaja gelen gazeteci çiftçi temel'e sorar:

    g: bu inekler ortalama kaç litre süt veriyor?
    t: hangisi? beyazı mı, siyahı mı?
    g: beyazı...
    t: 10 litre...
    g: peki siyahı?..
    t: 10 litre...
    g: peki neyle besliyorsun bunları?
    t: hangisini? beyazı mı, siyahı mı?
    g: beyazı...
    t: otla besliyorum...
    g: peki siyahı?
    t: onu da otla besliyorum...
    gazeteci iyice dellenir. neden peki sürekli hangisi, hangisi diye soruyorsun? zaten cevaplar aynı...
    t: çünkü siyah olan benim de ondan...
    g: haaa... peki beyaz olan kimin?
    t: o da benim...

    debe editi: ünlü şovmen cem yılmaz'ın bir gösterisinde dediği gibi: nereden bileyim, o fıkralardaki adamların gerçek olduğunu...

    edit: bu fıkra mükerrerdir...