ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kızına küfreden erkek öğrenciye yumruk atan baba
-
dayak güzel şeydir, insana değer kazandırır
bakanların da özel uçağı olacak olmak zorunda
-
(bkz: zaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa)
yemin ediyorum adamlar bizimle alenen taşak geçiyor. bunun başka bir açıklaması olamaz.
avrupa'da 2000 euro vs abd'de 2000 dolar
-
amerika'ya iki kere gittim, birer ay kaldım. avrupa'da 10 değişik ülke gördüm. sadece ingiltere'ye 6 kere gittim, aylarca burada yaşadım.
birbirlerine hemen hemen hiç benzemeyen iki ayrı dünya. abd'deki hayat tarzı kesinlikle benzersiz, beğenilir ya da beğenilmez. bana kalırsa uyum sağlaması güç olmayan bir hayat bu. ama eğer bunu hemen yapamasanız da çok problem yaşamazsınız, yasalarla başınızı derde sokmadıkça araya karışıp gidersiniz. avrupa'nın hemen her yerinde ise, ''avrupalılık'' diye genellenebilecek bir kültür, toplumsal normlar, gelenekler ve alışkanlıklar var. bunlar o kadar güçlü ki, avrupa'ya giden bir yabancı hemencecik ''avrupalılık'' denen o ''pakete'' uyum sağlamak zorunda hissediyor. bu yönde özel bir çaba göstermeseniz bile, o kadar oturmuş bir hayat var ki, onun akışına şıpın işi ayak uydurursunuz. çabayla bile uyduramayan için ise avrupa bir cendere olabilir.
rahat tabiatımla abd'de yaşayabilecek bir insanım. bir balık burcu olarak uyum sağlama konusunda da sorunsuz olduğumdan avrupa'da da çok rahat ediyorum. hangisinde yaşama fırsatım olursa olsun, bunu değerlendirmek isterim.
para karşılaştırması için ise: avrupa'da 2.000 euro biraz daha avantajlı olur.
portekiz milli futbol takımının berberi
-
sanırım takım içerisinde bir cristiano ronaldo'ya bir de kendisine sınırsız özgürlük verilmiş.
son derece idealist olduğu bir gerçek.
antónio alberto bastos pimparel (beto)
fabio coentrao
miguel lopes
joão pereira
miguel veloso
raul meireles
nélson oliveira
hélder postiga
cristiano ronaldo
arkadaşlar uyardı, bunlar babadan oğula nesil herhalde ..
luis figo
edit: "o luis figo değil halil sezai" diyenlere saygım sonsuz..
esenler otogarı tuvaletinde yere düşmek
-
artık bir esprisi kalmamış mevzudur. 5 yaşımdan beri yılda en az 2-3 kez esenler otogarına uğrarım. günün her saatinde orada bulunmuşluğum vardır. bir kere bile ne işedim ne sıçtım. ''tuvalet ne tarafta dayı?'' diye esnafa sorduğunuzda takındıkları yüz ifadeleri ve ''hayır yapma'' tadındaki ''şu tarafta yeyenim'' diyerek gönülsüzce göstermeleri bile yeterdi. hiç gitmedim. yaklaşık bir ay öncesine kadar. otogara indim, çişim vardı, ''ekrem imamson tuvaletlerin reklamını yapıyordu internette bakak hele'' dedim ve saat sabah 6 gibi esenler otogarı tuvaletine girdim. mis gibi tuvalet. istanbul kart destekleyen turnikeler, full aydınlatma, geniş iç mekan, tertemiz pisuvarlar, helalar, lavabolar. peçetesi, suyu sabunu her yeri tertemiz. ne koku var ne bir pislik ne bir şey. aha şu vaziyette tuvaletler.
bu mevzu da bazılarının hiç anlayamayacağı bir mizah unsuru olarak tarihteki yerini aldı artık. yeni tuvaletleri yapanların, düşünenlerin ve bu halde tutanların eline sağlık.
konu kilit.
öyle işte.
17 haziran 2021 avrasya araştırma anketi
-
bu sözlükte bir sığır var, her başlığa "chp gençlik kolları başlığı" falan yazıyor. o gelmeden şu linki şuraya bırakayım da, aldığı maaşla daha iyi argümanlar bulmaya çalışsın:
https://tr.euronews.com/…ara-ve-antalya-da-chp-onde
not: saliselerle geç kalmışım*
filli boya 8 mart 2017 dünya kadınlar günü reklamı
-
atatürk ve kahkaha vurgusuyla mutlaka birilerini rahatsız edecek reklamdır.emeği geçen herkesin eline sağlık.
gibi replikleri
-
sağlıklı insanın biraz da sevilmemesi gerekiyor, çünkü sevilmediği zamanlar insanın adeta antrenman zamanlarıdır.
meriem sahra userli
-
senerlerdir tükenmişlik sendromunun dibinde yaşıyorum. çoğu zaman işe sürüne sürüne gidiyorum. ama gidiyor muyum? gidiyorum. neden? çünkü mecburum. çünkü bugüne kadar kazandıklarım bırakın yatırım yapmayı, harcamalarıma anca yetti. çünkü ben meryem değilim, benim böyle bir lüksüm yok. çatlayana kadar koşturulan at misali çatlayana kadar çalışmak zorundayım. çünkü ben sistemin milyarlarca ucuz kölesinden biriyim.
bunları meryem uzerli'yi tenkit etmek için yazmadım. aksine sonuna kadar destekliyorum, paranın kölesi olmadığı için saygı duyuyorum. daha çok para daha çok para demeyip kendi sağlığını düşündüğü için.. dünyanın adaletsizliğine, sistemin bozukluğuna bir vurgu sadece benimki.
tükenmişlik sendromu, veya diğer başka rahatsızlıklar lüks oldu artık. insan sağlığı lüks oldu. çünkü insanın değeri parayla ölçülür oldu. böyle sürdüğü sürece tükenmeye mahkumuz.
kız tavlayamama teknikleri
-
1.efendi olun
2.özgüveni az olun
tek başına sinemaya gitmek
-
bayılırım.
öncelikle bir konuda anlaşalım. sinema neden birileriyle gitmek zorunda olduğunuz bir aktivite olsun ki? kim demiş bunu? sinema, ne birileriyle gitmek ne de tek başına gitmek zorunda olunan bir aktivitedir. kimi o şekil sever, kimi bu şekil sever. ben tek başına gitmeyi daha çok severim, etrafımda bıdır bıdır konuşan, hışır hışır paket karıştıran, cart curt fermuar çeken tiplerden de pek hazzetmem. bu konularda tam bir emekli öğretmen huysuzluğundayımdır. dolayısıyla ilk kez seyredeceğim bir filmi, özellikle de sevdiğim bir yönetmenin merakla beklediğim bir filmiyse, tek başına izlemeyi başkalarıyla izlemeye daima tercih ederim.
yanımda bir şeyler konuşan, anlamadığı yeri soran, dikkatimi dağıtan birini istemem. daha önce izleyip beğendiğim bir filmi yeniden izlemek istersem, o vakit biriyle gitmeyi -özellikle de filmi görmesini istediğim birini- tercih edebilirim.
hiç tanımadığım şehirlerde tek başıma sinemaya gitmeyi de severim, tanıdığım şehirlerde sinemaya gitmeyi de severim.
sinemaya gitmeyi severim bir kere. biriyle ya da yalnız, hiç fark etmez.
sadece şikayet için değil teşekkür için de gelin
-
-geçen biber gazı sıkmıştınız ya.
+evet?
-enfes olmuş. böylesini yememiştim hiç.
soma
-
birçok korku ve bilim kurgu başyapıtından izler bulabileceğiniz oyun. bu oyunda alien ve the thing gibi filmlerden, system shock ve amnesia gibi oyunlardan birçok izler bulabiliyorsunuz. konu olarak da insan ve birey olmanın ve yaşadığımız hayatın gerçekte ne anlama geldiği konusunda kafalarda birçok sorular yaratarak varoluşçuluğun kendisini sorgular. ancak bu soruların cevaplarını kendisi vermek yerine oyuncuya bırakır. böylece her kişinin cevabı kendi subjektif ve ahlaki düşüncelerini yansıtır ve oyun bu sorulara tek bir doğru cevap aramaz. oyunun hikayesindeki düğüm noktalarında yaptığımız seçimler bu bahsettiğim sorulara cevap niteliği taşırlar. böylece gelişmiş bir bilince ve belli bir ahlaki yapıya sahip varlıklar olarak aslında özümüzde bencil yaratıklar olup olmadığımız da açığa çıkmış olur.