hesabın var mı? giriş yap

  • 16'ncı yüzyılın hemen başında on seneden biraz daha kısa bir süre papalık makamında bulunmuş olan ve "savaşçı papa" lakabıyla anılan cenova kökenli din adamı ve politikacı. gerçek ismi giuliano della rovere'dir ve meşhur borgia sonrası makama yükseldiği için eski rejimin destekçilerine çok sert davranmış olmasıyla hatırlanmaktadır.

    ceneviz kökenlerinden olsa gerek; hem fransa hem de taze birleşmiş ispanya'nın hem dini hem politik olarak ayrışmış italya üzerinde bir dizi emeli hasıl olmuşken kendisi ravenna ve rimini'den venedikliler'i atmaya öncelik vermiştir. roma'da birbiriyle kavgalı zengin aileleri barıştırmak için çabalamış ve kutsal roma cermen imparatorluğu ile fransa'yı ispanya ve venedik'e karşı birleştirebilmek için pek çok stratejik adım atmıştır. bu adımların kimisi başarılı kimisi başarısız olmuşsa da 1506 senesinde bizzat komuta ettiği papalık ordusu ile birlikte bologna'yı venedik doçu destekli güçlerden temizlemeyi de başarmıştır.

    kendisinin ne kadar gözü kara bir karakter olduğunu makama geldikten sonra isim olarak seçtiği julius'u kendisinden seneler evvel aynı makamda bulunmuş olan papa i. julius'u değil, julius caesar'ı onore etmek için seçmiş olduğunu açıklayarak ispatlayabiliriz.

    yüksek rönesans döneminin bir papası olarak, öncüllerinden farklı bir tercih yapmak suretiyle roma'da sanatı himayesi altına aldığını deklare etmiştir. bu açıdan da koşullara münhasıran yaklaşabilme becerisine haiz ve öncü bir lider olduğundan bahsedebiliriz.

    papalığının son yıllarında bu kez de fransa ile ters düşen papa ii. julius, venedikliler ve ispanyollar ile güçlerini birleştirerek bu kez de frenklere karşı kutsal bir ittifak oluşturmuştur. bu ittifaka daha sonra cermenler de katılmışsa da frenkler'e karşı girişilen savaş felaketle sonuçlanmış ve 1512 senesinde floransa son anda ispanyol ve sardinyalı paralı askerlerin desteğiyle fransızlar'ın eline düşmekten kurtarılabilmiştir. bu gelişme, medici ailesi ile papalık'ın arasının düzelmesine ve floransa'nın papalık'ın gözünde adeta ikinci bir roma olarak değerlendirilmesine giden yolu açması bakımından önem arz etmektedir.

    1513 senesinde hayata gözlerini yuman bu enteresan papa, gerek siyasi olarak italya ve batı avrupa'ya olan kalıcı etkisi, gerek ise din ile sanat ve aydınlanma arasındaki buzları kırmaya başlamasıyla belki de rönesans dönemindeki en hayati karakterlerden birisi olagelmiştir.

  • "bir adam tanıdım, kafasız bir kadına yaşamının yirmi yılını verdi. her şeyi feda etti ona; dostlarını, emeğini, dürüstlüğünü bile.. ama bir akşam, kadını hiç sevmemiş olduğunu anladı. canı sıkılıyordu, hepsi bu. insanların çoğu gibi canı sıkılıyordu."

    tokat gibi resmen, oturup üstüne bir süre düşünmüştüm ilk okuduğum vakit.

    (bkz: albert camus)
    (bkz: düşüş)

  • yemek konusunda son derece iştahlı ve kesinlikle gözü doymayan bir insan olmama rağmen bir porsiyon hamburgeri ile fazla fazla doyduğum yer.

    leziz ve menüleri çok güzel ve zengin.

    çift katlı hamburgerini de merak ediyorum ve hatta denemek istiyorum ama gözüm korkuyor.

  • 1. odada bir adet tabanca bulunmuştur.
    2. teröristlerden bahtiyar daha ufak, çevik ve şafak'tan dört yaş büyüktür. silahı kullanan muhtemelen bahtiyar'dır.
    3. diğer terörist şafak uzun boyludur, daracık odada saklanacak pek bir yer olmadığından savcıyı kendine siper etmiştir.
    4. şehit savcının bedeninde 10 kurşun yarası vardır, bunların 3'ü kafaya isabet etmiştir.
    5. hangi kurşunun tabancadan, hangi kurşunun otomatik tüfekten çıktığı önemli değildir. önden ve arkadan açılan yaralar durumu ortaya koymuştur.
    6. özel harekat, savcıyı korumak için hiçbir şey yapmamıştır. başarılı olarak lanse edilen operasyon büyük bir fiyaskodur.

  • televole'nin televole olduğu zamanlar. yani futbolcular ön planda.

    mustafa adlı takımını,soyadını, hiçbir şeyini bilmediğim bi futbolcunun yanına gidiyorlar. amaç bir tane genel kültür sorusu sormak. şu diyalog geçiyor...

    -merhaba mustafa sana bir genel kültür sorusu sormak istiyoruz.
    -sorun abi.
    -bize, senin isminin harflerinden oluşan bir ülke söyleyebilir misin?
    -(biraz düşünür) valla bulamadım...kaç harfli?
    -3 harfli
    -hımmm... (biraz daha düşünür) baş harfi ne?
    -baş harfi "f".
    -hımmm... yok vallahi aklıma gelmiyor...
    -neyse ben sana kıyak yapıp 2. harfi de söyleyim "a"
    -hımm... faa... hımmm... yok vallahi bulamıyorum..
    -neyse mustafa. sorun değil. ülkenin adını söyleyim mi?
    -söyle abi.
    -fas.
    -hadi lan ordan fas diye ülke mi olur?

  • bir fenerli olarak beşiktaş'a sempatim daha önce yazdıklarımla ortada. emre'den de, volkan'dan da nefret ederim. yaşanan mevzu pek ciddiye alınacak bir şey değil ama az önce görüntülere baktım, beşiktaş'a sempatim sırf taraftarından dolayı olmasına rağmen, bu görüntülerde emre'ye hak veriyorum. arkadaş ne olursa olsun, yalnız bir adama o kadar kişi dalınmaz, bu en başta adamlık değil. emre görüntülere bakılırsa karşılık vermiş ve hatta hırpalamış biraz da saldıranları ve sonuna kadar da haklı.

    şunu herkes bilmeli, tek başına bir insana saldırmak kahpeliktir, şerefsizliktir. linç iğrenç bir kültürdür, nereden gelirse gelsin!

  • ilkokul birinci sınıf... aşı yapmışlardı ve dediler ki saat beşe kadar bir şey yemeyin.

    okul çıkışı şeker aldım. biraz takıldım aklıma geldi uyarı. hemen şekeri attım. eve geldim, kimseye bir şey demeden kanepeye yatıp ölmeyi beklemiştim. metanetle.

  • yaramazlık yapan, mızmızlanan çocuğa annesinin çocuğun tam ismiyle(kimlikteki ismi) seslenmesinden sonra çocuğun anında dünyanın en uysal çocuğuna dönüşüvermesi.

    -edie sana otur yerine dedim. yemeğini bitirmeden oradan kalkamazsın !!!

    - hayır anne daha fazla yemek istemiyorum.

    - edward christopher jerkinson lütfen yerine otur ve o yemeğini bitir.

    - peki anne...

    nedendir bilinmez, kimlik isminin amerikalı çocuklarda etkisi çok büyük.

  • konu ile ilgili temel somut bilgilerin anlaşılmadığını gördüğüm başlık;
    bu bilgileri öğrenin de sonra ne savunacaksanız yine onu savunmaya devam edin;

    1) 1959 öncesinde yıl içinde türkiye çapında 2 organizasyon var. milli küme (1937-1950) ve türkiye futbol birinciliği (1924-1951) adlarıyla. yani her yıl 2 şampiyon oluyor.

    yani bugüne uyarlarsak hem türkiye kupası hem türkiye süper ligi gibi.. hangisinde şampiyon olursanız o yılın şampiyonu olarak yıldız hesabına katılmayı talep ettiğinizi düşünün..

    kaynak:

    2) 1905-1959 arasında oynanan istanbul ligi: milli küme ve türkiye futbol birinciliği organizasyonları 1950-1951 de sonlandırıldıktan sonra da devam ettiği görülüyor.

    bu şunun için önemli, daha köklü daha tarihsel olması itibari ile takımlar belli dönemlerde bu turnuvayı en prestijli turnuva gibi algılamışlar. eş zamanlı diğer turnuvalardaki kadro seçimlerinden bu durumu görmek mümkün.

    şampiyonları için

    --- neden 1959 sonrası profesyonel bir lig kurma süreci yaşanıyor?

    çünkü 1955 ile başlayan şampiyonlar ligi (şampiyon külüpler kupası) organizasyonunda uefa türkiye şampiyonu kim diye soruyor ve istanbul ligi şampiyonu galatasaray olduğu için galatasaray ülkeyi temsil ediyor.

    uefa türkiye şampiyonunu doğru kriterlerle seçilmesi gerektiği konusunda bastırınca ve sonraki yıl türkiye temsilcisini kabul etmeyince 2 yıl federasyon kupası şampiyonu olarak beşiktaş türkiye'yi temsil ediyor. 1959 ile birlikte artık lig şampiyonları ülkeyi temsil eder hale geliyor.

    1980'leri hatırlayan biri olarak takımların şampiyonluk sayıları her zaman 1959'da başlayan profesyonel futbol ligindeki şampiyonluk sayıları oldu. medya'da futbol kulübü yöneticilerinin konuşmalarında 1959 öncesinin de 1959 sonrası şampiyonluklarla aynı kategoride sayılması mevzu dahi edilmedi.

    1959 öncesi sadece derbi söz konusu olduğunda, iki takım arasındaki mücadelede şu kadar galibiyet bu kadar beraberlik vs gibi geçti..

  • batman'in kendisi ciddi, düşmanları laubalidir. spiderman'in kendisi laubali, düşmanları ciddidir.