ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
burak yılmaz
-
gol sonrasi sevinci cok itici. evet. deplasmanda rakibi susturuyor ve ronaldo'nun hareketini aynen kopyaliyor.
gozlerimiz 4-5 gol gerideyken deplasmanda gol atip rakibe sus isareti yapan pembe yanakli kezban tuncay sanli'yi ariyor.
cep telefonunun olmadığı zamanlardaki buluşmalar
-
sene 1997
istanbul'a yeni gitmişim.
çocukluk arkadaşım, can dostumla kadıköy postanesinin önünde saat 1'de buluşacağız.
ben avrupa yakasından iett ile geliyorum. fırtına, kar, buz. rüzgar, insanın bir kulaklarından girip diğerinden iki misli çıkıyordu. deve katarı ağır aksak ilerliyordu. hava kül ve katran kokuyordu. manzara tam benlikti. neyse dağıtmayalım konuyu.
kar, buz, trafik derken benim saat 1'de kadıköy'de olamayacağım belli oldu. başladım stresten kaşınmaya, "ya arkadaşım bekleyemez çekip giderse" diye. muhtemelen benim kar, fırtına, trafiği görüp geri döneceğimi de düşünmüş olabilirdi. ama ne olursa olsun gidecektim, geri dönmedim. saat oldu 2, daha yeni boğaz köprüsündeyiz, gıdım gıdım ilerliyor otobüs. saat oldu 2,5, sonra 3. hala varamadık amısına koduğum kadıköyü'ne. "arkadaşım şimdi çoktan gitmiştir, nasıl döneceğim bir daha aynı yolu" endişesi sardı, bitirdi beni. saat 3,5'a doğru kadıköy'de oldum, düşe kalka koşarak postaneyi buldum. "yok yok kesin gitmiştir, beklemez bu kadar saat" diyorum bir yandan. postanenin ön tarafından göremedim onu. dizlerimin bağı çözüldü. hafif diğer tarafa doğru baktığımda, karın, soğuğun ortasında tir tir beni bekleyen arkadaşımı gördüm. vazgeçip gitmemiş, it gibi titrese de beni beklemişti. koşarak sarıldım ona. garibim, 2,5-3 saate yakın beni beklemiş o soğukta.
-işte böyle buluşuluyordu.
şimdiki gibi kimse dakka başı osuruk gibi "qanka 10 dakikaya ordayım" diye birbirine mesaj atamıyordu ama insanlar bıçak gibi sertti, mertti.
6 mayıs 2021 beyoğlu'nda esnafa saldıran terörist
-
sırma saçlı süleyman 18 yaşındaki suçsuz üniversitelileri şafak baskını ile evinden aldırırken bu yamyamlar sokaklarda mafyacılık oynuyor.
memleketin geldiği nokta bu işte..
uğur ışılak'ın cennete gideceğini müjdelemesi
-
-ya rabbi bu kul sırattan geçmeyecekse ben de geçmeyeceğim
+tamam sen de geçme
edit: imla
one more cup of coffee
-
bizim için alpay'ın fabrika kızı neyse gavur ellerinde one more cup of coffee odur. içerik de hemen hemen aynıdır.
halil söyletmez'in ekşi sözlük'e sallaması
-
alnına 50cm kaş boyayınca kendini komik sanan bir iqsuzun ekşisözlük yorumu
ben mi galatasaray mı
-
galatasaray'ın maçlarını kaçırmaksızın izliyorum, bununla birlikte maç özetleri ve yorumların olduğu programlar ile yazılı ve görsel medyada galatasaray'ı sürekli takip etmemle kız arkadaşımın kendisinden daha çok takımıma vakit ayırdığımı iddia ederek bana yönelttiği soru.
durdu ve ciddi ciddi 'ben mi galatasaray mı?' dedi.
-ilk yarı sen ikinci yarı galatasaray
dedim. güzelim ilişki yarıda kaldı. daha sonra da kendi evine giderek aşkımızı tatil etti, alt bitti.
ahmet hakan'a hakaret etmenin 3000 tl olması
-
"yavsak ahmet hakan" mi demis
merkür retrosu
-
mercury retrograde, merkür'ün dünya'dan bakan bir gözlemci tarafından geri hareket ediyormuş gibi gözlemlenmesi anlamına gelir. aslında olay, merkür'ün geri gitmesi değildir, yılda 3 defa dünya'nın hızından daha yavaş hareket etmesidir. dolayısı ile merkür geri gidiyormuş gibi gelir size, aslında ikisi de normal yönde gitmektedir. bu olayın insan hayatına etkisi olduğunu düşünenler, einstein'in kütle çekim yasası ile merkür'ün kütlesi ve dünyaya uzaklığını hesaplarsalar, yolda çarpışan iki arabanın kütle çekim etkisinin insan hayatına daha fazla etkisi olduğunu görürler.
böyle hurafelere inanmayın. bilime inanın.
20 aralık 2021 dolarda terste kalanlar
-
terste kalmamışlardır. terste bırakılmışlardır zira türkiye kötü değil düşmanca yönetilmektedir.
zarar edenlere "mal" diyen şakşakçıları çekinmeden engelleyin ve geçin. onlar halkı bile isteye zarara sokmaya çalışan recep ve yandaşlarını görmezden gelecek kadar esnek omurgalılardır...
not: terste falan kalmadım.
misvak dergisi referandum karikatürü
-
misvak dergisinin referandumda hayır oyu verenleri şeytanla özdeşleştirdiği, efes şişesiyle de ayrıca mesaj vermeye çalıştığı karikatürdür.
bu, açık açık hedef gösterme değil de nedir?
komiklik yaptığını zannetmek bir yana bu kafa, bu anlayış nasıl bir kin, nasıl bir merhametsizlik örneğidir?
eğer bu ülkede bir gram adalet varsa, yeminine sadık tek bir savcı varsa bu karikatürün hesabı sorulmalıdır.