hesabın var mı? giriş yap

  • yol yordam bilmeyen adam
    lan olm yüzyılın en büyük liderlerinden birinin yanındasın.
    ama sen hala çakallık peşindesin...
    anladık canın çekmiş... ama böyle olmaz ki...
    çaktırmadan arkasına geçip "höpürt" diye yenir mi...
    git kaptan köşküne bi yere arazi ol... istediğin kadar ye...
    kamera diye ayda yılda bir görünen bir alet var ortamda...
    sen atatürk'ün arkasında şeftali yiyen adam olarak geçiyorsun tarihe...
    hayır duyan da arkasından bir iş çeviriyorsun sanacak...
    şeftali lan...

    vidyoda bir diğer detay...
    ulan adam hesapta kimilerine göre "diktatör"...
    biri de çıkıp bir kültablası uzatmıyor adama...
    kahve fincanının yanına silkiyor külü...
    öğrenci evi tandansı...

  • bizim rahmetli bir aile dostumuzu aklıma getiren hede.

    kendisi milyonluk firmayı borcuna karşılık çok iyi paraya alacaklısına devretmişti. ama devirden hemen önce yeni bir şirket kurup tüm müşterileri ona bağlamıştı. firmayı devrettiği adam aldığının ertesi günü müşterilere bir gidiyor. kimse mal almıyor.

    şirketi alan adam da haksız rekabettir, ttkdır, ticaret mahkemesidir uğraşmak yerine bizim tanıdığı vurdu. allah rahmet eylesin.

    ulan şu iş bana gelse ne tazminat çıkartılırdı burdan be*

  • --- spoiler ---

    marvel studios ve sony ortaklığının üçüncü solo spider-man filmi no way home bütün görkemiyle en sonunda vizyona girdi. 2019 yılında vizyona giren avengers: endgame filminden sonra beklentilerin en fazla olduğu blockbuster sinema filminin spider-man: no way home olduğunu söylemek mümkün. özellikle son 1 aydır herkes bu filmi konuşuyor. haftalar öncesinden biletler alındı. teoriler havalarda uçuştu. herkes dedektif gibi filmde kimlerin var olup, olamayacağını araştırdı. 18 yıl sonra geri dönen matrix resurrections bile konuşulmaz oldu.

    özellikle bu tip gişe filmlerinde bazen beklentiler, filmin kalitesinin ötesinde kişinin filmi beğenip beğenmemesini etkileyebiliyor. spider-man: no way home duyurulduğu günden itibariyle beklentilerin çok üst düzeyde olduğu bir film. zira genel anlamda insanları çok sevdiği ve çok güzel kapanışlar yapmış diğer spider-man filmlerinden elementler kullanıyor. sam raimi dönemi spider-man karakterleri seyircinin büyük bölümünün sevgisini kazanmış karakterler. her ne kadar raimi dönemi kadar güçlü olmasa da marc webb dönemi spider-man serisini de seven insan sayısı azımsanamayacak kadar çok. bu dönemlerden karakterler getirmek, hem karakterlerin hakkını vermek hem de o dönemlerin hatırasını bozmamak adına yapım ekibine sorumluluk, seyirciye de çok büyük bir beklenti getiriyor.

    no way home bir önceki film spider-man: far from home'un hemen arkasından başlıyor. hatırlanacağı üzere filmin sonunda spider-man'in kimliği ifşa olmuştu. bu kısımlar ilk iki filmin tonuna daha yakın olan kısımlar. homecoming ve far from home filmlerini seven bir insan olarak keyifle takip ettiğim kısımlar oldu. ki bu sırada matt murdock'ı charlie cox suretinde görüyoruz. böylece daredevil için de yepyeni bir dönem başlıyor. peter'ın kimliğinin ifşa olması onu sosyal hayatta kendisi ve çevresi adına çok büyük bir baskının altına itiyor. yardım istemek için doctor strange'e gidiyor. filmin tonunun ilk kez değiştiği kısım böylece başlamış oluyor.

    büyünün kötüye gitmesi sonucu mcu peter'ın spider-man olduğunu unutacağına peter'ın spider-man olduğunu bilen paralel evrendeki karakterler mcu'ya gelmeye başlıyor. gelen villainlar şu şekilde raimi dönemi green goblin (willem dafoe) doctor octopus (alfred molina) sandman (thomas haden church). webb dönemi lizard (rhys ıfans) electro (jamie foxx). sony'nin kendi evreninden venom (tom hardy) geliyor. ama onun sadece after credits sahnesinde görüyoruz. iyi karakter olarak ise elbette tobey maguire ve andrew garfield spider-man'leri geliyor.

    spider-man filmlerinde şu ana kadar bir villaindan fazla ne zaman görsek o film genelde tek villain'ın olduğu filmlere göre daha zayıf olmuştur. bu film 5 tane villain'a sahip olmasına rağmen villainları şaşırtıcı derecede başarılı işliyor. bunun en büyük sebebi bu karakterleri daha önceden tanıyor olmamız. karakterlerin köken hikayesinin anlatılmasının gerekli olmaması filme kendi temposunu çizmesi açısından çok şey katmış. villainlar içerisinde en farklı olan ve iyileştirilen karakter kesinlikle electro. hem karakterizasyon olarak hem de fiziksek olarak bir önceki halinin çok çok üzerinde. sandman ile lizard diğerlerine göre daha az çıkıyor. ama hikayede yerleri var. doctor octopus öne çıkan karakterlerden biri. tam sevdiğimiz hali devam etmiş. green goblin ise hikayenin ana villain'ı. willem dafoe harika bir oyunculuk sergilemiş. spider-man (2002) filmindeki halinin bile ötesine çıkmış diyebiliriz.

    spider-man: homecoming ve spider-man: far from home'a getirilen eleştirilerin bir kısmı peter parker'ın diğer mcu karakterlerinin gölgesinden çıkamaması ve spider-man olarak kendi ayakları üzerinde duramamasıydı. bu filmde şunu gördük ki aslında ilk üçlemenin ana konusu peter'ın tamamen spider-man'e dönüşmesiymiş. spider-man: no way home'da karakter hem peter parker olarak hem de spider-man olarak tam istenen noktaya geliyor. hikaye bu açından çok güzel bir matematik izliyor. aunt may'in ölümü ile birlikte film bir kez daha ton değiştiriyor. şu ana kadar ki en sert ve ciddi mcu spider-man'i ile karşılaşıyoruz, büyük güç büyük sorumluluk getirir lafını duyuyor, aldığı kararların yıkıcı etkilerini görüyor. hırsı, nefreti, sorumluluğu iliklerine kadar hissediyor.

    no way home bu noktada belki de imkansızı başaran bir şey yapıyor. tobey ve andrew'ı aunt may ölür ölmez filme sokuyor. mcu peter en karanlık noktadayken tobey ve andrew onu iyileştiren, onu karanlıktan alan ve ona tekrar umut veren karakterler oluyor. tobey ve andrew'un gelişi böylece fan service'in çok ötesine geçip, mcu peter'ının karakterini muazzam derecede geliştiriyor. onlar varken bile film odağını tom holland'dan almıyor. holland'ın spider-man'i diğer spider-man'lerle birlikte daha da büyüyor. yalnız may'in ölümü gerçekten çok kritik bir noktada duruyor. hikaye anlamında tobey ve andrew varken bile mcu peter'ının yükselmesine yardımcı oluyor.

    burada tom holland'ın oyunculuğundan da bahsetmek lazım. şu ana kadar ki en iyi performansını gösterdiğini düşünüyorum. içerisinde bu kadar iyi oyuncunun ve evrensel anlamda çok sevilen diğer spider-man'lerin olduğu bir filmde performansı ile çok öne çıkmış ve bütün filmi sırtlamış vaziyette. no way home'dan sonra holland'ın ne kadar başarılı bir spider-man olduğu çok net anlaşılıyor.

    üç spider-man'in göründüğü her sahne seyirciye ödül gibi. oyuncuların kimyaları inanılmaz derecede tutmuş. onların olduğu hem mizahi hem de duygusal sahneler çok çok iyi yazılmış. tobey ve andrew'un aralarında geçen sahnelerde çok başarılı ve doğru olmuş. üç spider-man ile ilgili söyleyeceğim tek şey kusursuz olmaları. beni asıl şaşırtan 5 villain'ın da kimyalarının müthiş tutması oldu. geniş perspektiften bakıldığı zaman sanki oyuncular 20 yıldır bugünü düşünülerek cast edilmiş diyebileceğimiz kadar başarılı. tabii ki burada bu isimlerin çok iyi oyuncular olmasının etkisi de büyük.

    filmin finalinin mcu'ya büyük etkileri var. herkesin spider-man'in peter olduğunu unutmasının ötesinde peter parker genel olarak unutuldu. marvel studios ve sony yeniden anlaşır ve spider-man, mcu'da kalırsa bu filmden sonra bambaşka bir spider-man izleyeceğiz. spider-man artık daha olgun, büyük gücün büyük sorumluluk getirdiğini biliyor. artık kimsenin gölgesinde değil, kimliği yeniden gizli ve tam manasıyla çizgi romanlardaki spider-man. finalde gördüğümüz el yapımı kostümünün de muazzam olduğunu söylemek istiyorum.

    spider-man dördüncü filmde çok fazla değişiklikle karşılaşacak. muhtemelen daha farklı tonda filmler izleyeceğiz. daha farklı yan karakterler olacak. belki de harry osborn, gwen stacy ve felicia hardy gibi karakterleri görmeye başlayacağız. eğer seri mcu'da devam ederse elbette yine crossoverlar göreceğiz. unutmamak lazım ki sony'nin isteği üzerine mcu karakterleri bu filmlerde gözüküyor. yani devam ederse seri dördüncü veya beşinci filmde de mcu karakterleri göreceğiz. elbette ki spider-man'i de diğer mcu filmlerinde göreceğiz. şu anda spider-man'in görüneceği bir mcu filmi daha var mesela.

    bu seri için en az övülen kişi yönetmen jon watts. üç filmdir kendini hep geliştirdi. her filmde daha da iyisini yaptı. spider-man: no way home en iyi filmi. bu filmden sonra mcu'da fantastic four filmi çekecek. fantastic four için en başından beri doğru bir tercih olduğunu düşündüm. no way home'da bu fikrimi perçinledi.

    filmin after credits sahnesinde simbiyotun bir parçasının mcu'da kaldığını görüyoruz. dördüncü filmde siyah kostüm hikayesinin işleneceğini düşünebiliriz. tabi burada nasıl bir hikaye işleyecekleri çok önemli. eddie brock olacak mı ? olacaksa sony'nin evrenindeki eddie brock mu gelecek ? yoksa yine tom hardy'nin oynadığı mcu variant'ı ile mi karşılaşacağız ? tabi bunlar bugünün soruları değil. daha sonra düşüneceğimiz şeyler.

    spider-man: no way home vadettiği her şeyi fazlasıyla yerine getiriyor. kağıt üzerinde çok zor duran ama uygulamada inanılmaz derecede iyi iş çıkarılmış, seyirciyi duygulandıran, heyecanlandıran ve spider-man izlemenin coşkusunun sonuna kadar yaşatan bir film. üç dönemin de hayranlarını çok memnun edeceğine eminim.

    --- spoiler ---

  • muzun kilosu 1 euro
    portakal 2 euro
    çilek bahçesinden gidip toplayabilirsin kilosu 3 yada 4 euro ( bahçede yemek serbest )
    kiraz bahçesinden gidip toplayabilirsin 4 euro kilosu ( bahçede yemek serbest )
    şeftali kilosu 2 euro
    armut 2-3 euro arası.
    kavun 2.5 euro tane
    karpuz 2-4 euro arasi tane
    üzüm kilo 3 euro
    egzotik meyve olan avakado tane 1 euro

    avrupa halkı parası yetmediği için değil, kendisine yetecek olan neyse onu alıyor. isteyen kasayla alıyor, kimseye engel olmuyorlar. adam tek başına yaşıyor, 2 portakal bir muz alıyor. bizim türkler gibi, 7 nüfus bir evde yaşamıyorlar. avrupa'da yaşayan türklerin dolapları doludur. derin dondurucuları et, tavuk vs doludur. kilerleri var burdaki evlerin genelde ve kilerlerde bakliyat, atistirmalik vs doludur.

    avrupa halkında böyle eve gıda stoklama olayı yok biz türkler gibi. adamlar hem israf etmiyor, hem ihtiyacı kadar alıp taze tüketiyor. markette 10 tane ekmek alınca sizin yabancı olduğunuzu anlıyorlar avrupa ülkelerinde. adamlar markette yarım ve çeyrek kavun, karpuz satıyorlar ve tek yaşayan insanlar bunu alıyor ve koca karpuzu alıp, çürütüp çöpe atmıyor.

    maalesef bizim çomarlar, ömür boyu çomar kalmaya devam edecekler. bu çomar tayfasını en iyi anlatan söz budur;

    insanoğlu nâziktir, ağır sözü kaldırmaz, eşek dersin kızar da, bin sırtına aldırmaz!

    edit: malın biri "türkiyeden daha pahalı. kuru çevirince pahalıya geliyor" yazdı. yukarıda bu çomarlar, ömür boyu çomar kalacak demiştim dimi.

  • adam 3 tabak makarna yediğini, buna rağmen 4.yü de yiyeceğini yazmış. midesine ne derece güvenebiliriz?

  • lise yılları, bir gün otobüse bindim bakırköy'den avcılar' a gidicem. bir baktım şoför bizim komşulardan biri. selam verdim, cüzdanı çıkarıp pasoyu gösterecektim.

    (yüzünde kıyak yapıyor ifadesiyle, bir de göz kırpıyor)

    - sok onu cebine sok sok.

  • almaya karar verdiğiniz şey her ne ise ondan soğumanıza neden olacağı için yapılmaması gerekendir.

    bu kış kombiyi yenileyeceğim, bütün markaların başlıklarını gezdim, bir tane doğru dürüst marka yokmuş meğer türkiye'de, vaillant'ından baymak'ına kadar hepsi dandikmiş. soba kurmayı düşünüyorum şimdi.

    sadece bu değil, misal bilgisayar almaya karar verirsiniz, model beğenirsiniz, girer ekşi sözlük'e bakarsınız ne demişler diye,

    "uzak durun"lar, "yanından bile geçmeyin"ler, "o markayı evime bile sokmam"lar havada uçuşur.

    her marka berbattır, her markanın servisi soyguncudur, her marka aslında "çok bozmuştur."

    siz siz olun, birşey alacağınız zaman girmeyin ekşi sözlük'e, içinize sinen neyse gidin alın, kötü çıkarsa da kader diyip geçin.

    yoksa burada yazanların hepsini dikkate alırsanız bir şey alamazsınız.