hesabın var mı? giriş yap

  • “haksızlığa uğrayan adalet ister. adaletin olmadığı yerde orman kanunları geçer. ve insan, ormanın en vahşi yaratığıdır.”
    adaletin sağlamadığı düzeni babası sağlamıştır. helal olsun ne de yürekli bir babaymış. ailesi bile çocuğuyla başa çıkamadığını söylemiş. bakamıyorsanız düzgün yetiştiremeyecekseniz doğurmayın lan çocuk falan.
    bu toplum nasıl bu hale geldi bilmiyorum. akıl hastanesindeki insanların daha zararsız olduğuna yemin edebilirim.

  • kendisini, 250 gramın peşinde olduğu için mezhep değiştiren ve kendi kilisesini kurarak (bkz: anglikan) katolikten çıkan sapkın, cani ve zikine düşkün kişi olarak nitelemek magazincilik yapmaktır. bu adamın ziki sayesinde ingiltere'de modernleşmenin en önemli adımı atılabilmiştir. yine bu zik sayesinde dinin devlet üzerindeki tahakkümüne son vermiş ve doğu roma imparatorlarına benzer bir şekilde devletin-kralın din üzerindeki hakimiyeti sağlanmıştır. katolik kilisesinin ekonomik, syasi ve hatta sosyal etkisi kırılmaya başlanmıştır. bunun uzun vadeli etkileri rönesans, reform, endüstri devrimi, aydınlanma çağı, laisizm, halk-millet egemenliği vs her yerde görülecektir. kısacası modern avrupa medeniyetinin temelleri kısmen de olsa henry 8'in ziki sayesinde atılmıştır.

  • amatör tiyatro çalışmaları yaptığımız sıralarda, hele de dramaturji toplantılarında kıran kırana tartışırdık; bardaklar havada uçuşurdu. buna sert ve nezaketsiz diyenler kolektif bir sanatsal çalışmada yer almamıştır, eminim.

    nbc ayarındaki bir yönetmenin mevcut kaliteyi yakalayabilmesi için o kadar detaylara takılması, o kadar kez aynı sahneyi tekrar tekrar çekmesi gerekir ki film bittiğinde tüm ekip yönetmenden tiksinir. ancak üzerinden belirli bir vakit geçtikten sonra geriye bakılır ve denir ki "ulan iyi ki öyle yapmış; başka türlü çıkmazdı bu iş!"

  • ülkenin niye tayyip erdoğan tarafından yönetildiğini izah eden bir çıkarım.

  • 2.5 yılda açık cezaevine alınmış. nasıl bir adalet mekanizmamız var, nasıl bir infaz yapımız var anlamakta zorlanıyorum. adam katil arkadaşlar. alkollü araç kullanıyor, önüne 3 kişi atlıyor da frene asılamıyor değil.

    konuyu unutmuş olabilirsiniz; hatırlamak istiyorum. 1. alkollü araç kullanma var. 2. aşırı hız var. 3. olay yerinden kaçma var. 4. suçu başkasının üzerine atmak ve yalan beyanda bulunmak var.

    lan bu adamı nasıl savunabiliyorsunuz siz? değil edebiyatını sevmek, anası babası olsan savunamazsınız, katil amk adam katil.

  • emin olduğum bişi var ki; çok yorucu.

    "aman gözlerim aşağı kaymasın da yanlış anlamasın" diye diye sabit olarak gözlere bakmak zorunda kalıyor insan. valla çok yorucu.

  • harcanmış bilim adamlarından ludwig boltzmann tarafından tanımlanmıştır.
    termodinamiğin ikinci kanunuyla açıklanır.
    evrenin temel kurallarındandır.
    -düzensizlik ya değişmez ya artar-
    örnek olarak difüzyon verilebilir. ayrı duran maddeler birarada olandan daha düzenlidir ve kendiliğinden karışmış sıcak ve soğuk sudan olmuşmuş ılık suyun bir daha sıcak ve soğuk diye ayrılması neredeyse imkansızdır.(en azından ömrünüz üssü 1000 kadar sene bekleyebilirsiniz)
    eskime , püsküme , yaşlanma , yıllanma gibi eylemlerin nedenidir. (ah şu sürtünme yok muu...)
    en düzensiz enerji ısıdır ve bi gün bütün enerji ısı olacak (entropi artıyo ya) bu da evrenin sonu olacak. (ısıl ölüm)
    entropinin formülü : s = k * log(olasılık sayısı) [ne olduğunu anlamak için ünide fizik okiicam , sonra daha iyi anlatırım]
    eğer bulduğunuz teori görelilik veya kuantum teorileriyle çelişiyosa belki affedilebilir ama termodinamiğin ikinci yasasıyla çelişiyosa asla. bu yüzden ayrıca dikkat edilmesi gerekir.

    ve en önemlisi aşk mektuplarinda asla anlatilmamasi gereken bir konudur :(((

  • "bu şirketimiz için harika bir oporçiiuuunitiiy" der ağzına kürekle vurulasıca. bazen de "sence de bu bir win-win durumu değil mi?" diye sorar. halbuki ikimizin de kelime haznesinde, bir yerlerde "maşrapa" sözcüğü mevcuttur. ikimiz de "kirve" nedir biliriz.

  • hayata çoook önde başlayandır. sen otuz üçünde karakter oturtmaya, kendinde bir şeyleri düzelltmeye, içinde 1001 türlü savaş verirken o on sekizinde ayakları yere basan, sosyal, dinamik, özgüvenli, ne istediğini bilendir.