hesabın var mı? giriş yap

  • akıl almaz hızda gelişen robotlar ve/veya yapay zeka sayesinde bundan 50 sene sonra, günümüzde yer bulan mesleklerin %80'inin ortadan kaybolacağı, kalan %20'nin de günümüzdeki manasıyla sürdürülmeyeceği belirtilmektedir. elbette yeni meslekler de türeyecek ancak harari'nin dediği gibi, meydana gelecek olan yeni bir tip olan "gereksizler" dünyanın çoğunluğu olacak gibi görünüyor. buna ilişkin olarak henüz sosyal bilimcilerin bir çözüm/çare aradığını görmemekle birlikte; özellikle yapay zeka hususunda öncü olup ilerleme kaydeden mühendislerden (örneğin ülkemizde en başta takip ettiğim prof. dr. levent akın ve prof. dr. cem say) okuduğum ve dinlediğim kadarıyla ortaya atılan tek çare "vatandaşlık maaşı" hususudur. elbette bunların hepsi tartışılacak, geliştirilecek ve neticeye zorla yahut ihtiyari olarak bağlanacaktır. fakat 50 yıl sonra yok olacak, yapay zekaya yahut robotlara devrolacak meslekleri ve derecelerini bir irdelemek gerekecektir. özetle yaratıcılık gerektiren mesleklerin bir çoğunun 50 sene sonra sağ kalacağını söylemek mümkün olabilecektir.

    kesinlikle yok olacak meslekler:
    taksicilik, çiftçilik, hayvancılık, inşaat işçiliği/ustalığı, garsonluk, balıkçılık, seyahat acentalığı, mavi yaka işçilik, postacılık, hosteslik, optisyenlik v.s.

    çok kısıtlı bir çerçevede insanlar tarafından ifa edilebilecek meslekler:
    öğretmenlik, aşçılık, vergi müfettişliği, editörlük, radyo-tv sektöründeki meslekler, pilotluk, insan kaynakları uzmanlığı, barmenlik

    görev tanımında daralmaya gidilecek meslekler:
    doktorluk ve avukatlık (özellikle ibm'in ürettiği robotlarda ve programladığı yapay zekalarda, her iki mesleğin de belli bir kısmının yapay zeka tarafından ifa edileceği anlaşılabilemektedir. dava başlangıcı için hazırlıklar ve basit davaların tamamını robot avukatların yapabileceği görülmekte olup, aynı zamanda özellikle tanı ve teşhis koyma hususunda yapay zekanın doktorlardan %25-%30 daha isabetli yorum yaptığı anlaşılmaktadır), birçok mühendislik dalı, yargıçlık, diş hekimliği, kimyagerlik,

    (şahsi kanaatimce) yapay zekadan etkilenmeyecek meslekler:
    mimarlık, yazılım mühendisliği, bilgisayar mühendisliği, makina mühendisliği, ressamlık, müzisyenlik, yönetmenlik, aktörlük, futbolculuk,

    ekleme1: kime ait olduğunu hatırlayamadığım bir söz vardı: "bir gün çoğunluk, ingilizcenin yanında ikinci yabancı dil olarak almanca-fransızca-çince değil kodlama dili öğrenecek"

    ekleme2: mühendislik ilmine sonsuz saygı ve hayranlığın yanında, mühendis değilim.

    edit: başlık altında özellikle tartışılan doktorluk ve avukatlık mesleklerine ilişkin olarak birkaç linki şuraya bırakmak istiyorum, kimse kendini tam olarak güvende hissetmesin :)
    http://www.mirror.co.uk/…gence-can-diagnose-9975987
    http://spectrum.ieee.org/…gnosis-and-drug-discovery
    http://www.dailymail.co.uk/…telligent-attorney.html
    https://www.ibm.com/…oss-and-watson-tackle-the-law/

  • bir keresinde fabrika ziyaretinde, müşteri aniden, "sen bir makinenin üzerine çıkıp tamir edebilir misin ha? edebilir misin? bıktık kadın mühendislerden!!!" diye haykırdı. müdahale etmeseler masanın üzerine çıkıp slogan atacaktı, adam çok ani bir şekilde tek başına örgütlendi. neyinden bıktın adamım, zaten üç beş kişiyiz, nerede gördün de bıktın acaba? ben de sakince, "doğrudur" deyince iyice sinirler gerildi. sadece kadın olduğum için adamı delirttim beyler, bende bu kudret olduktan sonra neler yapmam ki?

    yalnız makinenin üzerine niye çıkıyoruz, onu hala anlamadım. makinenin altından fışt diye çıkıp, yağlı elimi alnıma sürüp, üzerimdeki mavi tulumla "buyur abim" diye karşılamayı düşünüyorum o adamı bir sonrakine.

  • bu konuda namık kemal'in anlamlı bir sözü var:
    https://i.hizliresim.com/172n71.jpg

    24 saatte kaç şehit verdiğimizi açıklayamayan adamlar sınırlardan çıkan binlerce kaçak göçmenlerin sayısı tam olarak küsüratıyla söylüyorlar. adı üstünde bunlar düzensiz göçmen. sayısını nasıl tuttun. sanki sınır kapısından çıkıyor adamlar. tam bir distopya'da yaşıyoruz.

  • kilolu biriyle sırf kilosundan ötürü dalga geçme aşağılık bir davranıştır lakiiin;

    bu kişi insanları tiplerinden ötürü itin gtüne sokuyorsa müstehaktır.

  • başlık: koptum piçler okuyun

    1. ikinci dünya savaşı sırasında ingiltere başbakanı churchill radyoda konuşma yapmaya gidiyormuş. radyo evinin kapısına gelince, bindiği taksinin şoförüne sormuş: “beni yarım saat bekleyebilir misin?” karanlıkta müşterisinin yüzünü seçemeyen şoför: “özür dilerim sör, ama başbakanın konuşmasını dinleyeceğim.” churchill yurttaşının bu ilgisinden pek hoşnut kalarak iki sterlin uzatmış. şoför parayı aldıktan sonra yerlere eğilerek selam vermiş: “skerim churchill’i, sizi bekliyorum efendim.

  • bizim kültürümüz o şeyi kaldıramaz zira ceryan diye bişey var yaşlıların ağzından düşmüyor.balkon kapısının altını bile tıkayan insanlar koskoca havalandırmayla akıl sağlığını bile yitirebilir.

  • edit: söylenenlere göre iş başkaymış. ilke'nin sevgilisi san francisco'daki hult business school'da olduğu için san francisco'ya gitmeye çalışıyormuş ilke. fonlanan ilke'nin eğitimi değil de başka bir şey sanırım:) bu bilgi şimdilik teyide muhtaç tabii.

    başlık sahibi kaçmış. ama herkes bilir ki bir kere internete konan şey asla yok olmaz. özetle arkadaşının sivas üniversitesi'nin amerika şubesine gidebilmesi için para toplamaya çalışıyordu. ekran görüntüsü görsel.

    dilencilik sayfası da şöyle bir şey görsel

    ne qs top universities ne de times higher education world university rankings'e girmeyi başarabilmiş, amerika'daki üniversiteler arasında da ilk 500'e ancak girebilmiş san francisco state university de yapılacak bir yüksek lisans için yapılan online dilencilik.

    bakın tekrar söylüyorum dünya çapında yapılmış sıralamalarda adı bile geçmiyor, listeye bile girememiş. amerika içinde yapılmış sıralamada da 401-500'üncü dilimine girebilmiş bir okul. aşağıdaki linkten bakabilirsiniz. derecenin us college rankings yani sadece abd üniversiteleri sıralaması olduğuna dikkat. türkiye'de bundan daha iyi en az on üniversite vardır.

    https://www.timeshighereducation.com/…te-university

    bu üniversiteler şu şekilde çalışır: başvuran ve aptal olmayan herkesin parasını verip yüksek linsans yapmasına izin verirler ki finansman sağlansın ve çark dönsün. amerikanın en iyi 500 üniversitesinden birine finansman sağlamak isteyenler burs verebilir.

    bu yöntem gerçekten güzel çalışıyor. abd'nin aksaray üniversitesi seviyesindeki yerlerden kabul alıp sonra insanların eğitim konusundaki hassasiyetlerini suistimal ederek para topluyorlar. alırsın kabulünü harvard'dan, stanford'dan sonra göğsünü gere gere bağış istersin ama sen gidip nişantaşı üniversitesi'nin abd şubesinden kabul alıp para topluyorsan bu dilenciliktir. hatta taahhüt ediyorum bu kız times higher education world university rankings'te ilk 50'ye girmiş bir üniversite'den kabul alsın ben de 500tl bağışta bulunacağım, hak etmiştir çünkü. ama bu haliyle olmaz.

    aşağıya ayrıca bursiyerimizin kalbi kadar temiz araştırma geçmişi sayfasını da bırakayım:)

    https://www.researchgate.net/…file/ilke-bayazitli-2

    gerçekten bıktım bu dilencilerden. bunlar yüzünden gerçekten başarılı ve hak eden arkadaşlarım çalışmaları için burs bulmakta zorlanıyor. bundan sonra gördüğümü böyle yerin dibine sokacağım. duyun sesimi ey vakıflar, dernekler! bu istismarcılara para kaptırmayın. hitay vakfı diye bir vakıf 3000tl bağışlamış görünüyor mesela. gerçekten faydalı yerlerde kullanılabilecek 3000tl potansiyel boşa gitti resmen. yazık.