hesabın var mı? giriş yap

  • nedense pek merak edilen bir meseledir ve "o öyle bir ruhtu ki" değildir. gerçek her dem çiğdir. ortamlardaki kadın kıtlığı. o dönemi şöyle anlatırsak eğer durumun vahametini daha iyi fark edersiniz. tomris uyar liseden mezun olduğunda liseden mezun olan öğrenci sayısı 20 bin civarı. bunun dörtte biri anca kadın. yani 5 bin civarı liseden mezun kadın var. bunların sanat sepetle ciddi ciddi ilgileneni birkaç yüz ancadır. bu birkaç yüzden sanat sepet ortamlarında takılanı elli altmış ancadır. bir de bunların istanbul'da takılanı da bir yarısı kadardır. bir de bunların ciddi bir beraberliği ya da evliliği olmayıp ortam simalarıyla yakınlaşma ihtimali olanı da elde kalan yarının da yarısı falandır anca. yani ortamlarda bir düzine kadın ya var ya yok. birkaç yaş genç, birkaç yaş büyük kadınları da ekleyelim. tüm istanbul enteliz danteliz, sürüden farklı yaşarız kafasındaki yüzlerce bohem hayat erkeği eldeki elli civarı kadına bakıyor. ha bu elli kadın da aynı zamanda güzel yahut eli yüzü düzgün kadın olmuyor. yanisi aç kitlenin gözünü diktiği kadın sayısı aslında toplamda 10 falandır. manzara bu özetle.

  • baya düşük profilli bir draft sınıfıydı. bence bu seneki.ilk üçte giden zion williamson süperstar olarak geliyor ama şutu sıkıntılı,aşırı kilolu,kısa bacaklı bir oyuncu.tabi pozitif yönleri bu açıklarını kapatıyor.
    ja morant fiziği cılız, şut tehdidi ricky rubio’nun ilk zamanlarından bi tık iyi.oyun görüşü ve pas hassasiyeti artısı onunda ama işte 3 sayı tehdidi olmadan nba’de ne kadar iş yapabilir.
    r j barrettaralarında en umutlu olduğum isimdi senenin başında ama oda inanılmaz at gözlüğüyle oynuyor oyunu.doğal bir skorer kimliği var ama onun 3 sayısı çok iyi değil ve baskı anlarında ncaa’de bile pıstı.
    bunların dışında timberwolves’a draft edilen jarrett culver dikkat çekiyor.güçlü fiziği var ve towns’la beraber ikili oyunlardan ekmek çıkarabilirler.
    ve benim adamım bulls’un draft ettiği coby white.fox ve wall gibi oyun stili.geçiş hücumlarında çok hızlı 3 sayıdanda %35’le attı geçen sene.lavine ayrılmazsa white-lavine-markaanen-otto porter güzel şeyler izletebilir.
    ayrıca tyler herro ve cam reddish için gözünüz üzerlerinde olsun.
    şimdi sırada hava durumu için şükrana bağlanıyoruz.
    edit:isimsel sıkıntılar.

  • aslinda avukat muvekkil diyaloglari na girmistim bu entryyi, istek uzerine buraya da giriyorum.

    (daha muvekkil olmamis bir musteriyle gecen bir diyalogdur aslinda, aradim mamafih daha uygun bir baslik bulamadim.)
    avukat kardesimin basindan geciyor, gecen sene
    yer: rize
    mekan: kardesin ofisi

    m: avukat hanim, ben aileme dava acmak istiyorum
    k: konu nedir?
    m: evlatlik oldugumu ve bunu benden gizlediklerini dusunuyorum.
    k: bunu ailenizle paylastiniz mi?
    m: evet soyledim
    k: ne dediler?
    m: oglum gerizekali misin? 5 cocuktan sonra neden seni evlatlik alalim?

  • mühürlendikten sonra fırınlandığında da harika olabilen ettir. izah edeyim;

    en az baş parmak hatta daha kalın kesilmiş mümkünse "yazılı" bir antrikotunuz varsa. 2-6 saat arası az zeytin yağı, kimyon, kekik, 2 diş sarımsak, karabiber ile marine ettikten sonra (değişik fikirlere açık olanlar bu aşamada 2 portakalın suyunu da marinata ekleyebilir özellikle etin sert olabileceği endişesini taşıyorsanız şiddetle tavsiye ederim, çukur bir kapta etin üstünün örtüldüğü bir seviye idealidir) ortalama 1'er dakika her iki tarafını mühürleyin. mühürleme süresi tavanın cinsine ocağın şiddetine bağlı bir miktar değişir. aynı anda tavaya birden fazla et koymamaya dikkat edin tavanın ısısını fazla düşürürseniz et suyunu bırakabilir. etin sulanmaya başladığını görüyorsanız bir şeyler ters gidiyordur müdahale edin. her eti aldıktan sonra tavadaki yanmış katı kağıt havluyla almanızı tavsiye ederim.

    tüm etleri çift taraflı mühürledikten sonra mümkünse deniz tuzu ile tuzlayın bir miktar haşladığınız pişmesine az kalmış tuzladığınız karabiberlediğiniz patatesleri, irice kesilmiş soğanları bir fırın torbasına ya da kapaklı bir fırın torbasına etlerle birlikte koyun. marine ettiğiniz suyu da ekleyin. bu noktada fırına girecek karışıma bir miktar ince kıyılmış taze soğan ve ince doğranmış acı biber eklenebilir. önceden yaklaşık 180 dereceye getirdiğiniz fırında 15-20 dakika (marine ettiğiniz karışımın oda sıcaklığında olduğunu varsaydım, dolaptan çıkıp ısısı yeterince yükselmediyse bu aşamada fırın süresi 30-35 dk. yı bulabilir.) pişirin, fokurdadığını görün. yanına ne içseniz olur ama ola ki şu ana kadar bu tarifi takip ettiyseniz yine kişisel önerim olarak kalecik karası'ndan bir şarap ile tüketin.

    daha da ne yapabilirim diyenler yazısız az yağlı bir bir antrikotları varsa işi biten altı kapalı ama hala sıcak olan tavaya bir parça tereyağ atıp eriterek sos olarak dökebilir bir adım daha ötesine gitmek isteyen bu yağ ile fıstık/antep fıstığını orta ateşte 1-2 dakika soteleyerek tabağın yanına dökebilir.

    bol yeşillikli salatayı zeytin yağı, limon suyu ve bir miktar hardalı bir kavanozda çalkalayarak soslayıp ortaya kondurmak da hem dengeli beslenme hem lezzet dengesi açısından uygun olacaktır.

    beni bunlar da kesmedi daha da egzantrik bir şeyler yapayım daha özel/uğraşılmış/lezzetli olsun diyene ince kıyılmış maydonoz, limon kabuğu rendesi ve tereyağını karıştırıp rulo yapıp dondurarak saklayın. servis sırasında ince dilimleri tabağa ekleyin derim. hala rahat bırakmadığımız meşhur tavamızda bir yandan tam tahıl ekmeklerini ısıtarak servis etmeyi de söylemiş olayım.

    eti bütün alıp işlediğinizi bile varsaysak salata dahil toplam tezgah-pişirme süresi 1 saati geçmeyen hadi ilk başlarda aynı anda iki-üç işi aynı anda kaçırmayı denk getiremeseniz de 1.5 saate halledebileceğiniz bir çaba silsilesidir. misafire sunmadan önce evde yakın çevrenizle bir deneme yapıp kendi ocağınızın, tavanızın, fırınınızın, elinizin ince ayarını yapmanız sağlamcılıktır, mükemmelliğe giden yoldur, succes is not a destination'dur, journey'dir, motivasyonel posterdir, olur öyle . .