ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
öğretmenlerin sıra dayağı attığı karanlık dönem
-
94 yılında başladığım ilkokulda, öğretmenimiz olacak kadın her sabah tırnak kontrolü yapar, elinin altında da ütülenmiş mendil görmek isterdi. mendili unuttuysan ya da tırnağı kesmediyse cezası kulak çekme. bir kere unuttum mendili ama kendi tırnaklarının kulağımda bıraktığı acıyı 30 yıldır hatırlıyorum. kısa zaman sonra orta kulak iltihabı hastası oldu ve okulu terk etmek zorunda kaldı. belki okuyorsundur burayı nurgül cadısı. şimdi kendi kızımı aynı okulda ilkokula başlatmak zorunda kaldım. aklıma sürekli senin leş yüzün geliyor, çocuğumdan gizli ağlıyorum.
dünyayı yok et butonuna basarken söylenenler
kolları damarlı 45 cm olan sözlük yazarı
-
(bkz: bundan bize ne olmasi)
düğünlerdeki müzikli slayt saçmalığı
-
kızının fotoğraflarını görünce kızarıp bozaran amcaya gülmemi sağlayan saçmalık. adam "bunlar buralara ne zaman gitti gezdi" diye beyninden vuruldu yalanlar ortaya çıktı kızı aslında hiç bir zaman mervelerde ders çalışmamış... kalp krizi sebebi olabilir yapmayın etmeyin.
leman sam'ın en büyük sanatsal başarısı
-
(bkz: şevval sam)
en mutsuz olunan yer
-
sifonu çalışmayan tuvalet.
kalamış parkı
-
geceleri kayalıklarında oturmaya bayıldığım yer. hafif esinti ve belki bi miktar dalga sesi, iyot kokusu, mehtap, melankoli...
bir de seneler evvel askere gitmeden önceki gece saatlerce aval aval denize baktığım yer, ne günah işledim de doğubayazıt çıktı bahtıma diye beynimi kemirerek...
babanın söylediği unutulmayan sözler
-
sen doğduğundan beri ben hiç parasız kalmadım. sen bana hep uğurlu geldin.
şimdi ben bunu bir anlatayım, ilerde açar açaar okurum.
seneyi tam hatırlamıyorum ama 2001 falan, babamın işsiz olduğu zamanlar, iş aramak için dışarıya çıkmış cebinde 10 lira parası var, ankarada bütün gün dolaşıp iş aramış. dönerken de işportada satılan kitaplar var, harry potter’in ilk kitabını görüyor, çocuğa ne zamandır kitap alamadım diye düşünüp ne olduğunu falan bilmeden 10 lirasının 7’sini işportacıya veriyor. çok mutlu oluyorum. 10 yaşındayım. durumumuzun da farkındayım ama, yine de çok mutlu oluyorum, çok da mahçup.
ertesi gün beni gazete almaya gönderiyor, milliyet almam gerekiyor ama kalmamış, eve gazete almadan gidersem üzülür, belki de kızar, o bana okuyacak bir şey almış, ben de ona alayım diyip star gazetesi alıyorum. eve geliyorum. babam gazetede bir iş ilanı görüyor. evimize çok yakın, yürüme mesafesinde. bir gideyim, görüşeyim diye çıkıp gidiyor. yarım saat sonra eve geliyor, beni çağırıyor yanına, işe aldılar beni, yarın başlıyorum, sen doğduğundan beri işsiz kalmama rağmen hiç parasız kalmadım. sen bana hep uğurlu geldin diyip sarılıyor. 10 yaşındayım, çok mutluyum, babam da çok mutlu. 29 yaşındayım, çok mutluyum, babam da hala öyle.
edit : debeye giren ilk entry’m babamla ilgili oldu. çok mutlu oldum, hepinize teşekkürler (bkz: gülücük).
robin van persie
-
o
ı\\
ı ı
şirket batarsa batsın maaşımı verin diyen tip
-
halbuki taş yemesi gerekirken hiç haddi olmadan ekmeğinin peşinde olan tiptir.
bolu belediyesi'nin yabancılara vergi zammı
-
bolu belediye başkanının mültecilere karşı hayata geçirmeye çalıştığı hoş girişim.
--- spoiler ---
bolu belediye başkanı tanju özcan, kentte yaşayan yabancı uyruklu kişilerin su faturası ve katı atık vergisi ücretlerine 10 kat zam yapılacağını açıkladı. özcan, "arkadaş, yardımı kesiyorsun gitmiyorlar. 'iş yeri ruhsatı vermiyorum' diyorsun gitmiyorlar. biz yeni önlemler almaya karar verdik" dedi.
--- spoiler ---
artık yerel yönetimler kendi çapında çözüm getirmeye çalışıyor.
umut veren haber
konuşma videosu
(bkz: suriyeliyi de afgani da istemiyorum)