hesabın var mı? giriş yap

  • japon bir arkadasim doktora tezinin bir parcasi olarak turkiye'de yasayan japonlarla gorusme yapti ve turk kulturune iliskin deneyimlerini ve gozlemlerini derledi. calismasinin ayrintilarini daha yeni ogrenme firsatim oldu ve paylasmaya deger oldugunu dusunuyorum. calismanin genellenebilirligi sorgulanabilir. ayrica, bu deneyim ve gozlemlerin tum japonlara degil, turkiye'de yasayan bazi japonlara iliskin oldugu da unutulmamalidir. yine de uzerine dusunmemiz gereken cok fazla sey ciktigina inaniyorum.

    once arastirmaya yonelik biraz ayrinti vereyim. gorusmeler batida bir sehir ile orta anadolu'daki bir sehirde yasayan 18 japon ile (3 erkek, 15 kadin) yapilmis. turkiye'de kalis sureleri 1 ay ile 11 yil arasinda degisiyor. yas ortalamasi ise 34.

    yapilan gorusmeler sonunda ifadeler ilgili tema basliklari altinda siniflandirilmis. ben tum ayrintilara girmeyecegim tezin makalesi henuz yayimlanma asamasinda oldugu icin; ama kisaca ozetlemem gerekirse turk kulturune iliskin gozlemler "kendini ifade etme", "gorgu kurallarindaki ve toplumsal sagduyudaki farkliliklar", "iliski kurmadaki farkliliklar" ve "dini farkliliklar" olarak siniflandirilmis. bu siniflandirmalar da kendi iclerinde ayriliyor; ama ben ayirmadan, birlestirerek aktaracagim.

    1) kendini ifade etme:

    japonlar turklerin cok cabuk kaynastiklarini, ilk tanismada bile samimi olduklarini, cokca fiziksel temasta bulunduklarini ve birbirlerini baska arkadaslariyla kolay ve hizli bicimde tanistirabildiklerini gozlemlemisler. turkiye'de tek basina kalmanin cok zor oldugunu, cevrelerinden surekli birinin oldugunu belirtmisler. turklerin goruslerini acikca, dolandirmadan dile getirdiklerini soyleyen japonlar, turklerin her sey icin gerekce sundugunu da soylemisler. soz gelimi, gec kaldiklarinda ozur dileyip bir dahaki sefere daha dikkatli olacagini soylemek yerine "trafik tikaliydi, ondan gec kaldim." gibi gerekceler urettikleri dikkatlerini cekmis japonlarin. ayrica birbirlerinin kusurlarini ve hatalarini da hemen yuzlerine vuruyorlarmis. turklerin duygularini da cok ifade ettigini, soz gelimi cabuk ofkelenip hemen yansittiklarini soylemisler. ayrica erkeklerde kiskanclik da yayginmis. bunun yani sira, turkler cok yuksek sesle guluyor ve konusuyorlarmis. evlilik, cocuk, sevgili, aile gibi ozel konulara iliskin hic cekinmeden soru sorabilen turklerin karsidaki kisinin duygularini ve dusuncelerini anlamadiklarini da belirtmisler. turklerin onlara dik dik bakmasi/onlari izlemesi da dikkatlerini cekmis.

    2) gorgu kurallarindaki ve toplumsal sagduyudaki farkliliklar

    japonlarin dikkatini ceken toplumsal ozellikler ise turklerin plan yapmamalari, plan yapsalar da bunu kolayca degistirmeleri, sozlerinde durmamalari, dakik olmamalari, surekli iyimser olmalari imis. arkadaslarin surekli bir arada olmalari, bulusmalarin ne zaman baslayip ne zaman bittiginin belirsiz olmasi, herkese sarilip opmek durumunda birakilmalari ve surekli olarak "ac misin?" diye sorulmasi da japonlarin uzerine dusundukleri konular arasinda. ogrenci-hoca iliskisinin cok yakin oldugunu belirten japonlar, hocalarin ogrencilerle disari ciktiklarini gorunce cok sasirmislar. ayrica ast-ust iliskisi japonya'da olmasina karsin turklerin ustlerindeki birinin emirlerine/isteklerine hicbir gorus belirtemeden uymak durumunda kalmalari da japonlarin dikkatini cekmis.

    3) iliski kurmadaki farkliliklar

    japonlar turklerin aile baglarinin cok saglam oldugunu, aile uyelerinin birbirlerini cokca, neredeyse her gun aradiklarini gorunce sasirmislar. turkler icin oncelik sirasiyla aile, arkadaslar ve isken japonlar icin oncelik sirasiyla is, aile/arkadaslar imis. kadinlarla erkeklerin arkadaslik yurutmesinin zor oldugunu belirten japonlar, karsi cinsle aradaki mesafeyi korumakta sorun yasadiklarini belirtmisler. turk erkeklerinin yakinligi yanlis anlamaya meyilli olduklarini da soylemisler.

    4) dini farkliliklar

    japonlar inanclariyla ilgili sorularin cok soruldugunu, turklere kendi inanclarini aciklamakta gucluk cektiklerini, inanmadiklarini soylediklerinde bazi turkler tarafindan islam'a gecmeye davet edildiklerini belirtmisler. japonlar inancsiz olduklarini soylediklerinde turklerin yuzlerinin tuhaf bir hal aldigini da eklemisler. ibadetler sirasinda rahatsizlik duyabildiklerini belirten japonlar en cok ramazan'da oruclularin onunde yemek yerken zorlaniyorlarmis; ama islami anlayisin turk'ten turk'e degistigini, herkesin inanc ve ibadet miktarinin farkli oldugunu belirtmisler. surekli olarak "insallah" diyen turklerin her seyi belirsiz biraktiklarini da eklemisler. bunun yani sira, japonlar sorunlarini paylasmak ve cozum aramak icin cevrelerindeki bir turk'e danistiklarinda cozum uretmek yerine "allah yardim eder, dua et. bu allah'tan gelen bir sinav." gibi cumleler kurduklarini, onlari anlamadiklarini ve cozum uretmediklerini dile getirmisler.

    yorum yapmayacagim. yorum yapmayi gerektirmeyecek kadar acik toplumca ne durumda oldugumuz.

    duzeltme: yazim.

  • xerez-cadiz - üst
    espanyol-eibar - 1
    napoli- verona- 3.5 üstü
    atalanta- palermo - iy0

    edit :benzeri daha once yazilmis. geyik yapalim diye arama akimiza gelmedi.

  • suyu başından aşağı döken, ekmeği kıçına sokmaya çalışan, ağzını burnunu tutturamayan hitit halkı yüzünden kral 3. bigudi'nin her köşe başına astırdığı uyarı panosu.

  • bakan: açık havada ve kapalı ortamda yeterli havalandırma varsa maske kalktı,
    türkler: maske kalktı
    kimse bundan sonra maske filan takmaz arkadaş

  • alet edavat kullanmadan koparmak için kesmek istediğiniz yerde 1 cm kadar bandı banda yapıştırın ve sertçe çekin. şöyle:

    ___________ (1) bandın düz hali.

    _____/\_____ (2) bandın birbirine yapıştırılmak üzere aldığı hal.

    ______|_____ (3) bandın yapıştırılmış hali.

    <- ___..___ -> (4) bandın iki yandan hızla çekilerek kopartılması.

  • su sekil oluyor: kakaniz gelmis. hatta gelmemis, hucum etmis. ama ayni anda cok cisiniz de var. biliyorsunuz ki ikisi de ayni anda yogun bir sekilde gelebiliyor. iste trajik durum: cisinizi yapacak alana sahipsiniz, ama kakanizi yapacak ortam yok.

    iste bu anda gelen kaka cis tutma kakasidir. cunku bilirsiniz ki cisinizi yaparsaniz kakayi tutmak mumkun olmayacak. yani bir mincik da olsa kacacak. o yuzden kakanin hatrina cisinizi tutuyorsunuz. oncelikler, hiyerarsiler ve yuzyilimiz 150 bin yildir dunya uzerinde yasayan, evrimi milyarlarca yil surmus bir canli turunu, insani bu duruma soktu. bu cis kaka tutma mecburiyeti cok ciddi sorun diyorum, kimse dinlemiyor. ''bu ne boktan konu allansen?' diye herkes bu meseleleri savsaklarsa ohoo.

  • dünyada 15 deyince tabii etkili oluyor. hakkari üniversitesi almanca öğretmenliği tüm dünyada sadece 20 kişiyi alıyor.

  • 15 yıl önce soruları çalanlar şu an hakim, savcı, adli tıp uzmanı, emniyet amiri, kaymakam ve devletin kilit noktalarında bürokrat. bunların verdikleri raporlara ve kararlara şaşırmamak lazım. tek bir talimatla istenen karar çıkıyor, istenen kişi ceza alıyor ya da beraat ediyor, istenen festival iptal ediliyor, istenen kişi gözaltına alınıyor.

  • bu da böyle bir nesil işte. çok abartmamak lazım.

    gerekli doneler:

    -bayatlamaya yüz tutmuş, istiflenmekten ezilmiş bir somun ekmeğin yarısı
    -dün akşamdan kesilmiş domatis
    -az yağlı bol sulu peynir
    -kağıt inceliğinde üç dilim salam
    -arzuya göre zeytin ezmesi, salça
    -yanına fruko ya da kahverengi cam şişede tamek
    -sandviçi oturup yemek için kapı önünde konuşlanmış meyve kasası (yandan çivi fırlayanından)