hesabın var mı? giriş yap

  • tanitimlarinda bir suru coluk cocugu gorup izlememeye karar verdigim diziydi bu. cunku bilindigi uzere aile temali amerikan komedi dizilerinin esprileri (married with children gibi bazi istisnalar haric) hep birbirine benzer ve hemen hemen hepsi tahmin edilebilir. ancak neden sonra izlemeye basladim bu diziyi ve butun bolumlerini izlemis birisi olarak gelmis gecmis en basarili komedi dizilerinden oldugunu soyleyebilirim. oyuncularin hepsi muthistir ve zamaninda bu dizi ile onemli oduller alamamalari haksizlik olmustur bence. hadi bryan cranston sonradan odul aldi ama jane kaczmarek'e gercekten yazik oldu.

  • türk halkının anlayacağı dilde yazıyorum;

    yere göğe sığdıramayıp milyon eurolar verdiğiniz, uğruna saçma sapan şarkılar yapıp halkı gaza getirdiğiniz, bir bok alamadan eve dönen primci, gazeteciye saldıran, belinde silahla el alemin eşine salça olan a milli futbol takımının hatta teknik kadronun hatta federasyonun toplamında şu kızdaki kadar taşak yok.

    helal olsun. kazanmak önemli değil şu mücadeleyi görmek bile yeter. olimpiyat oyunları olmasa şu kızlardan haberi dahi olmayacaktı ülkenin.

    edit: 'taşaklı' kelimesini kullanmam cinsiyetçi bir algı yaratmış. bu bir ironiydi. ben bu ülkede eskiden ironimi açıklamak zorunda kalmazdım. ama mecburen şu an üşenmeden 'istemeyerek' açıklamak istiyorum.

    taşaklı dememin sebebi: cinsiyetçi türkiye'de cesaretin, hırsın, mücadelenin erkek bir eylem olduğunu dile getirmek için taşaklı kelimesinin kullanılması. ama bu maçta, entrynin başında belirttiğim 'erkek' futbol takımında görmediğimiz cesaret ve gücün, kadın voleybol takımımızda fazlasıyla gördük. o sebepten, erkekte göremediğimiz gücü kadında gördük manasında 'taşaklı' dedim. o kelimenin cinsiyetçiliğine ithafen.

    daha da açayım mı?

  • reklam gelirlerinin yazarlara dağıtıldığı yeni bir sözlük kurup hep beraber oraya geçelim.

  • elimde camide terleme görüntüleri var. ama sanatına laf yok: çünkü bi boka benzemiyor.