hesabın var mı? giriş yap

  • bundan 4 sene kadar önce -tabi daha, genciz anarşiğiz o zamanlar- bakanlıklar civarında bir arkadaşla yürüyordum. yolun kenarında kırmızı plakalı siyah mercedes vardı. içi dolu mercedes'in önünde ve arkasında da birer tane ford mondeo polis aracı bekliyordu. polislerin dalgınlığından faydalanıp mercedes'e yanaştım ve kapısını açtım. daha fazla ilerleyemeden "hop hişş ne oluyor??" sesleri arasında durduruldum:

    - arkadaşım ne yapıyorsun kör müsün?
    + pardon babamın da aynı böyle süper pahalı bir mercedesi var da karıştırdım.
    - nasıl aynı? bakan mı baban?
    + yok yok, yetim hakkı yiyor babam. ancak öyle alabildik.

    tekrar düşündüm de, iyi kurtulmuşum. bakanın melul bakışları ve "bırakın gitsin" cümleleri arasında, arkadaşımla birlikte günbatımına doğru iyi uzaklaşabilmişim.

  • var böyle bir şey. sanırım ben de yazılımcıyım diye sürekli önüme düşüyor, önüme geleni engelliyorum ama bitmiyor. tiplerin hepsi aynı, ben başarılıyım, ben zenginim diye bağıran sonradan görme çiğ paylaşımlar. gerçekten mesleğim adına ben utanıyorum. yahu bu ne görmemişliktir, satın aldıkları iphone'ların macbook'ların faturasını paylaşan mı ararsın, bilmem kaç bin liraya aldığı kahve makinasını çeken mi, geneli pahalı oyuncak paylaşma derdinde. bir de eli biraz para gördü diye, hasbelkader mesleğe ilgi var diye kendisinin nirvanaya ulaştığını zanneden millete hayat hakkında saçma sapan tavsiyeler vermeye çalışan ama iki cümleyi bir araya getiremeyen tipler var. arkadaşlar yazılımcı olmanız sizi otomatik olarak entelektüel yapmıyor. hatta tam tersi, zamanının büyük bölümünü yazılım ekranları karşısında harcamak zorunda olan birisinin tarihten, sanattan, felsefeden üst perdeden konuşabilecek kadar birikiminin olması zaten akla mantığa uymuyor. kendinize gelin.

    debe editi: arkadaşlar elbirliğiyle girdiyi debeye sokmuşsunuz, teşekkür ediyorum. ekşiye girince mesajlardan bir cumartesi sürprizi yaşadım. belli ki birçok kişi aynı dertten muzdarip. yazıyı tekrar okuyunca eğer yazılımcıysanız sizler için değilseniz yazılımcı çevreniz için şu mesajı ekleme ihtiyacı hissettim: hepimiz üç aşağı beş yukarı eğer türkiyedeysek birkaç bin, avrupadaysak 3-5 bin euro bandında çalışan beyaz yakalı işçileriz. bu para bizi zengin yapmaz, sadece gelişmiş bir ülkedeki sıradan bir insan gibi insanca yaşamamızı sağlar. yani 'o para o para değil'. fakir bir ülkede yaşamanız ve fakir arkadaşlara/akrabalara sahip olmanız bu gerçeği değiştirmiyor. meslek hakkındaki daha önceki yorumum için de şu girdiye göz atabilirsiniz #140622037.

  • beklendiği gibi biraz sönük geçen bir etkinliktir. ancak bu sene apple satış ve karlılık olarak daha da büyür bana sorarsanız.

    öncelikle airpods'ların yenilenmesi iyi olmuş bence. eğer noise cancelling olayını iyice abartabildilerse gösterdikleri gibi bu kulaklık çok tutar. bose, sennheiser, sony gibi markaların kulaklıkları fazlasıyla iyi ses kalitesi sunuyor ancak bunun noise cancelling özelliği tanıtıldığı gibiyse bu markaları tokatlar. ses kalitesi tahminen yine daha altlarında kalacaktır ancak modeline göre yukarıda belirttiğim markaların flagship kulaklıklarından 50 ila 100dolar daha ucuz olduğu için kabul edilebilir kesinlikle.

    apple watch tarafında ise çok mantıklı bir ürünle geldiler. sporla uğraşanlar için vazgeçilmez olma yolunda hızla ilerliyor apple watch. bu da tabii deli satışa sebep oluyor. şimdi çok daha ekstrem koşullarda kullanılabilecek bir modelle bu piyasayı tamamen kapattılar bence. istersen 20bin dolarlık bir diver watch al, su sıcaklığına kadar ölçen apple watch ultra ile yarışman mümkün değil. bu nedenle hobinin üzerinde spor ile uğraşan hemen herkes bu saate geçer. isviçreli saatler ise artık sadece lüks birer aksesuar oldular. ileride bu bağlamda tekrar dresswatch akımı başlar diye düşünüyorum üst segment isviçrelilerde.

    iphone'a gelince ise bu sene pro ile normal modelin arası iyice açılmış. pro kesinlikle alınır bu bağlamda. çentik yerine konan dynamic island bence kullanırken güzelken, film ve oyun'da çok kötü. ortada bir boşluktansa çentik daha güzel bana kalırsa. bu olayı bir türlü kotaramadı firmalar. abi orayı simsiyah bant gibi yap geç işte. sağında solunda bazı bilgilerin yer alıp altında normal ekran olma konsepti çok daha güzel. en azından bölük pörçük bir şey izlemiyorsun. aynını kamera çıkıntısında da yapıyorlar. ne var yani bir tık daha kalın olsun telefon gerekirse ama arkası dümdüz olsun. zaten kılıf takıp o boşluğu kapatıyoruz. onun yerine yap biraz daha kalın, koy bataryayı 5-10 saat daha gitsin. neyse konuya dönecek olursak kamera çok daha iyileşmiş ki 13pro'da da zaten harikaydı. şimdi %65 büyüyen sensörle iş çok daha güzel boyutlara geldi. sosyal medya için hala en iyi seçenek olmaya devam. film çekimi derken de bence sosyal medyadan (youtube, instagram vs.) bahsetmiş oldular. yoksa eşek kadar kameralar varken çük kadar sensörle sinema filmi çekilmeyecek elbette. bu da satışları çokça artıracak bir etken. pro ailesi şimdiye kadar en çok satan pro ailesi olur bence.

    bu seneki 14 ile normal iphone ailesi üvey evlat olmuş. gerçi apple 3-4 senede bir telefon değişikliği olduğunu biliyor ve buna göre ürün çıkartıyor. 3-4 sene önceye göre her türlü mantıklı bir telefon olduğu için çok da kasmamışlar. ancak fiyattan ötürü pro almayan biri gider 13 alır geçer. bu kadar küçük bir upgrade'e 200 dolar ekstradan vermez. geliştirme o kadar az ki ne yazacağımı bilemedim yenilik olarak zira neredeyse yok. verecek olan adam da gider pro'ya geçer.

    genel olarak fiyatların artmamış olması ise çok iyi. bu seneki onca krize ve enflasyona rağmen usd olarak fiyat artışına gidilmemiş olması çok olumlu. araba kazası algılama çok güzel, sos call ise apple'ın sinekten yağ çıkartmaya çalıştığı bir alan olacak belli ki. tutmaz diye düşünüyorum. ilk birkaç sene ücretsiz dendi satır arasında. sonrasında buna da bir üyelik çıkacak belli ki. çünkü bir call center da kurmuşlar bu iş için. sos call için ücretli üyelik almak ise rezillik. sorsan insan hayatı için iş yapıyorlar ama parasını verirsen. tam bir abd şirketi işte!

    bu sene yeni kılıf vs. gibi hiçbir şeyden bahsetmediler. genel olarak ne bekleniyorsa o oldu, bitti. bu şekilde devam ederlerse zaten artmış olan sıkıcılık devam edecek ve ilgi iyice azalacak. oysa apple'ın bu tanıtımları şirket geleneği olarak çok önemliydi 80lerden beri. tim efendi kendi sıkıcılığını buraya da getirmeyi başardı nihayet. ayrıca o her vurgu yaptığında yaylanan bacağını senin... umarım şu adam emekliye ayrılır da biraz daha güzel şeyler izleriz. jonny ive gitti, craig federighi'yi görmedik, bir süredir eddie cue abimiz yok yavşak gülüşüyle, phil abimizi ve göbeğini yine göremedik, oyun ekipleri gelip şov yapmadı. sönük oğlu sönük oldu yani. tim bir sal artık şu firmayı allasen, yeter.

    bu arada son bir söz de katlanır ekran isteyenlere edeyim. samsung'un en son katlanır ekranlı telefonunu berlin'de inceledim, bence tek kelimeyle rezalet. bir kere o kat yeri asla dümdüz olmuyor, elin bile takılıyor. ütü izli telefon ekranı mı olur? neresinden baksan saçma. o yüzden böyle bir ürün gelmemesine sevindim. apple çünkü çıkarırsa mecbur bırakır bizi ona geçmeye, o da kötü olurdu.

  • normaldir.

    insanlar o kadar nefret etti ki kızılaydan, kan vermeyi bile güvenli bulmuyorlar.

    ben düzenli kan bağışçısıyım, hala gidip kan veriyorum. vermek istemeyen arkadaşları ikna etmeye çalıştığımda bana "ben kan versem o kadar ihtiyaç sahibinden önce akp'li bir kalantorun akrabasına gider, daha kötüsü, katar'a satmayacaklarını nereden bileceğim" cevabı aldım.
    hak veriyor muyum? evet... kan ihtiyacının öneminin de farkındayım. ama kurumu rezil rüsva etmeseydiniz, kurumu birilerinin para kaçakçılığına alet etmeseydiniz bunlar olmazdı.

    beter olun diyeceğim de, size bir şey olmuyor. olan ihtiyaç sahibine oluyor. kızılay'ı bari temiz bıraksaydınız. orayı da kirletip lekelediniz. elinizin değdiği ve pislenmeyen tek bir şey yok.

    edit: bir yazar şunu attı.
    (bkz: kızılay'ın topladığı kanların yurtdışına satılması)
    kaynak

    yazıklar olsun.

  • evet, temel hak dediğin şey cumhurbaşkanının kendine üç saray yaptırıp on üç uçak alması falandır. devletin ne alakası var eğitimle öğrenciyle falan, manyak mısınız nesiniz?

  • iota diğer kripto paralardan farklı olarak blockchain teknolojisi yerine tangle’ı kullanır. tangle, blokchainden farklı olarak birbirine zincirlerle bağlı olan bloklar yerine dag(yönlendirilmiş döngüsüz çizge) teknolojisini kullanır. tangle tıpkı blockchain gibi eşler arası dağıtılmış defter işlevi görürken, işlemlerin gerçekleşmesi için madencilere ihtiyaç duymaz. bir işlem yapmak isteyen ağdaki her katılımcının, geçmişteki iki işlemi onaylaması istenir. bu nedenle, ıota herhangi bir blockchain‘den daha merkezsizdir. bu da aslında bitcoin‘in herhangi bir merkeze sahip olmama felsefesine rağmen işlemleri madencilerin inisiyatifine bırakma sorununa bir çözüm olarak ortaya çıkmıştır. bu sayede her kullanıcı ıota platformunda söz sahibi olur ve merkezsiz platform hayaline bir adım daha yaklaşılır.
    (bkz: internet of things)

    iota’yı farklı kılan özellikler
    - madencisi yoktur.
    - işlem ücreti yoktur
    - işlem sayısı arttıkça daha da güvenli hale geliyor ve işlemler hızlanıyor
    - internete bağlı olmadan da işlemler gerçekleşebiliyor
    - alabileceğiniz borsa için tıklayın *

  • tek başına yabancı kontenjanını doldurmuştur.

    cristian-----mark----------junio

    ---------nascimento---------

    oliveira---------------baroni

  • istediği hakkı istediği yerde arar. fakat bulamaz. bahsi geçen ülkede önce insan güvenliği geldiğinden, havuza beden ağırlığını arttıracak kıyafetlerle girilmesi boğulma riski taşıdığından yasaktır.