hesabın var mı? giriş yap

  • azlik icinde coklugu anlatan sanatci. hic bilmedigim japon kulturunun bile nasil aslinda bana yakin oldugunu hatirlatmis usta ve zaman tanimaz sanat adami!

  • cilalayıp parlatıp avm'nin orta yerine janjanlı jantlarıyla park ederler bu arabaları. bilmemkaç liralık alışveriş yapana da kazanma şansı sunarlar. kupon verirler. yılbaşılarında falan olur. tabiki bana hiç çıkmadı. çıkan tanıdıgım da olmadı. sanki bana bu arabaları kazananlar marsta yaşıyormuş gibi falan geliyor. o kadar uzak yani. bunu kazanan adam var ya. beleş araba. dünyaya bak. zaten bunu kazanan adam 1-2 yıl önce sayısalı falan da tutturmuştur kesin. öyle adamlar var bu dünyada. her isi rast giden adamlar. onların agzına sıçiyim ben.

  • hayır, yazılacak her şey tam olarak yazılmamış dostum, bir eksik var; teknik bilgi.

    ortalama insan kulağı, 20 hz - 20.000 hz frekans aralığındaki sesleri duyar. kimisi 24.000 hz bile duyar, kimisi 16 binin üstünü duymaz, kediler 65.000 hz duyabilir falan. fakat genel olarak insanda bu aralık kabul edilir: 20-20.000 hertz.

    tiz sesler yüksek frekanslıdır, bas sesler düşük frekanslı ve genellikle 20-400 hz aralığındaki seslerdir. insana hitap eden bas sesler yaklaşık bu aralıktadır. 50hz altını çoğunlukla titreşim olarak hissetmeye başlarız. 300-400'den yukarısı ise artık o boğucu bas ses olmaktan çıkar, alt-orta (low-mid) seslere döner. daha yükseldikçe de tizleşir. basgitar, adından da anlaşılacağı üzere düşük frekanslı bas sesler üreten bir kardeşimizdir.

    şimdi fasulyenin faydası şurada: müzik dinlediğiniz ekipman, bu frekans aralığını vermeyi size vadediyor mu? (ayrıca evet vadetmek böyle yazılır) kulağınızda bir sorun yoksa önce bunu kontrol etmelisiniz. ses sinyalinin size ulaşma sürecindeki tüm ekipmanların (teyp, pikap, cd-çalar, amfi, hoparlör vs.) özelliklerinde, hangi frekans aralıklarını verebileceği "frequency response" sekmesinde yazar. 20-20000 hz arasındaki sesleri size verebilmesi gerekir. fazlasını verirse ne âlâ, titreşim olarak hissederisiniz.

    amfiniz bu sesleri veriyor, hoparlörünüz veremiyorsa gene duyamazsınız. bu yüzden müzik dinlemek için ne alıyorsanız, özelliklerine bakarak almalısınız. sadece frekans aralığıyla da bitmiyor tabii, bu yüzden bilene danışmalısınız. konudan uzaklaşmak istemediğim için derine inmeyeceğim.

    yani siz şarkı dinlediğinizi sanarken "o hoparlöre 30 bin lira verilir mi yav ben kamasonik marka aldım 200 liraya aynısı" dediğiniz insanlar o parayı boşuna vermiyorlar. ortalama üstü bir sistemle müzik dinlemeyen herkes maalesef kayda alınmış şarkının yarısını dinlemiyor. yarısını demeyelim de, eksik dinliyor. bu yüzden 20 yıl boyunca ortalama cihazlarla dinlediğiniz bir şarkıyı iyi sayılacak bir ses sitemi veya kulaklıkla dinlediğinizde ağzınız açık kalabilir, çünkü bakarsınız o şarkıda basgitar vardır ve şimdiye kadar dinlediğiniz cihazlar o sesleri verecek kabiliyette olmadığı için siz bu gitarı ilk kez duyuyorsunuzdur.

    bir örnekle gösterelim: bu şarkının 9. saniyesinde öyle bir bassline başlar ki o ne kutlu, o ne bebeksi bir bassline'dır. bu bas sesini, ortalama bir cep telefonuyla falan çalarsanız duyamazsınız. kulaklıkla denerseniz bir miktar duyabilirsiniz. ama iyi bir kulaklıkla veya iyi bir hoparlörle iliklerinizde hissedersiniz.

    son olarak; ses sistemlerinde markaların verdiği spesifikasyonlar her zaman doğru da değildir. bu yüzden kalitesini ispatlamış, güvenilir markaları tercih etmeli, kısa da olsa araştırma yaparak ses sistemleri almalısınız.

  • birileri tarafından özel olarak sınıra yığılmışlardır, amaç evropaya "bakım biz iktidardan gidersek bunlar size gelecek" mesajı vermektir. yedik mi, yemedik.

  • şanslı nesildir, o put gibi adamı sınav kağıdına çizdiği tank, uçak, helikopter gibi resimlerle gülümsetebilmiş ve sınıfın en yüksek notunu almış bireyleri vardır bu neslin.

  • rüyamda 1-1 biten maç. beşiktaşım 2. dakika da demba ba ile öne geçiyordu. maçın son dakikalarında galatasaray sow ile beraberligi yakalıyordu. evet bildigin sow. düşün adam ne kadar meraklı derbilerde beşiktaşa gol atmaya.