ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
beni de yanlış yönlendirdiler
-
rte'nin ergenekon ve balyoz operasyonuyla ilgili konuşurken uydurduğu yalanlardan biri.
"tereddütlerimi, itirazlarımı o dönemde bu işin sorumlularına ifade ettim, hatta kamuoyu önünde de dile getirdim."
yalan söylüyor çünkü bizzat kendisi ben bu davanın savcısıyım diye bağırmıştı !
bir ülkenin cumhurbaşkanının yalan söylemesi utanç verici olurdu vatandaşlar için normalde ama ülke öyle hale gelmiş ki bu adamın yapacağı hiç bir şeyden utanç duymaz bir noktaya geldik.
umut sarıkaya
-
hayatım çok iyi durumda değil, çoğu günüm "eh işte" olarak ifade edilebilir. sabah akşam hüzünlü ama motive edici parçalar dinleyip herşeyin daha iyi olacağına dair umudumu korumaya çalışıyorum ve bu şekilde bütün bir haftayı geçiriyorum. evet belki daha iyi olması için çalışabilirim, bazen çalışıyorum da ama yine de tadım yok...
çarşamba günleri 1.5 lira vererek uykusuz dergisi alıyorum. genellikle tüm yazar çizer kadrosunu beğenerek okuyorum ama tüm dergi bittiğinde üçüncü sayfaya dönüp hala okumadığım işimdeyim gücümdeyim köşesini açıyorum. burada çok yardırıyor, koparıyor olarak ifade edilen türden bir etkisi olmuyor üzerimde.
dergiyi katlayıp derin bir "offf" çekiyorum çünkü:
-üniversite yıllarında kareli gömlek içine t-shirt giymiş mühendis benim.
-odtü de okumuş top sakallı ve çerçevesiz gözlük takan bir yığın arkadaşım vardı.
-otobüste en arkaya oturup sonra binen güzel kızları beyhude yere kesmeye çalıştım.
-maaşa mayış denilen yerlerde çalıştım.
-bulgar ya da arnavut göçmeni değil eğirdir li olduğum için asla ilgi görmedim.
-kitapçılarda saatlerce "belki" diyerek hakkında bir şeyler bildiğim kitaplar okuyan kızları kolladım(bir kaç kere de hamle yaptım ama bugün üstünden 10 yıl geçmiş olsa bile utanarak hatırladığım sonuçları oldu)
bunlar harici bir çok şeyi yaptım çünkü umut sarıkaya ile yaşıt bir adamım. aynı yıllarda büyüdük, benzer okullarda okuduk, ortamlarımız benzerdi dolayısı ile de benzer şeyler yaşadık. ben bunlardan kurtulmak için zihnimin en derinliklerinde bir çelik kasa oluşturdum ve sanki 1987 yılında doğmuş gibi, hiç oduncu gömleği giymemişcesine bir hayat kurdum kendime. o ise sürekli bu kasanın bulunduğu yere dadanıyor her hafta.
hayatım çok da iyi değil demiştim hatırlarsanız. haftada bir gün, toplamda akşamları bir saatliğine beş altı adet karikatüre bakarak "aslında herşeye rağmen çok güzel şey yaşamak" diyorum. ki kıymetini bilen için fazla bile.
cahil insanların ortak özellikleri
-
herkesle "sen" diye konuşmaları. istisnasız herkesle.
behzat ç.
-
iş için gittiğim ankara'da beni ergene bağlatan dizi.
"behzat ç.'nin evi buraya çok yakın. gidelim mi?" diyen arkadaşa "hayır" demek mümkün olmadı.
https://www.hizliresim.com/j0b0oeq
amirimin evinin son hali budur.. o koltuğu camdan görmek bile başkaydı.
kızım öğretmen oldu bir yılda bmw x6 aldı
1.60 boyunda 60 kilo kadın
-
bi de 60 yaşında ise eşkenar kadındır. idealdir.
huzur sokağı
-
3 kızın birden kutsi'ye aşık olması yüzünden benim gözümde fantastik bilim-kurgu kategorisinde olan dizi.
ailenin komik kısa mesajları
-
eve geç kalınmasına üzerine babadan, "hangi meridyendesiniz?".
yaran okul müdürü sözleri
-
"sakız çiğneyen arkadaşlarınızı görüyorum teneffüslerde... erkek dediğin sakız çiğnemez, ata biner ok atar!!!!"
atatürk'ün sokakta pelerinle gezmesi
-
sana ne yarram isterse mayoyla gezer diye cevaplanabilecek trol tespiti. bakın yüz yıl etkili koymuş atam üretim hala devam ediyor